Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1007 E. 2022/837 K. 09.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

……
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/1007 Esas
KARAR NO : 2022/837
HAKİM : …….
KATİP : ……

DAVACILAR : 1-……
2-……
VEKİLİ : Av……
DAVALI :……
VEKİLLERİ : Av…….
Av…….
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2021
KARAR TARİHİ : 09/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;Davalı tarafça müvekkili aleyhine İnegöl İcra Dairesinin 2021 / … E. sayılı icra takibi başlatılmış olduğunu, bu kapsamda 24.09.2021 tarihinde müvekkiline ödeme emrinin tebliğ edildiğini, yapılan takibe karşı İnegöl 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/260 E. Sayılı dosyası ile icra emrine itiraz edildiğini, itiraz konusunda halen bir karar verilmediğini, takibin geçici olarak durdurulması taleplerinin kabulüne dönük bir karar verilmediği için dosya borcuna karşılık olarak 08.10.2021 tarihinde 195.652,34 TL İcra Müdürlüğü dosyasına yatırılmış olduğunu, taraflarınca Bursa Arabuluculuk Bürosuna başvurulduğunu, 2020/71077 arabuluculuk numarası ile yürütülen görüşmeler neticesinde 22.10.2021 tarihli anlaşamama tutanağı düzenlendiğini belirterek icra takibi sonucunda davalıya ödenen 195.652,34 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;Davacılar tarafından her ne kadar İnegöl İcra Dairesinin 2021/… E. Sayılı takibe konu bonoların taraflar arasında imzalanan 15.10.2019 başlangıç tarihli Kira Sözleşmesine istinaden verildiği iddia edilmiş ise de bu iddiayı müvekkilinin kabul etmediğini, dava dilekçesinin ekinde sunulan banka dekontları incelendiğinde açıklamaların tamamında “10 ay kira ödemesi,” “23.sokak fabrika kira ödemesi” ve “senet karşılığı kira ödemesi” gibi ibarelerin bulunduğunu, takip konusu bonolara hiç bir atıf yapılmadığının (bonoların düzenleme tarihlerine, vade tarihlerine, miktarına) anlaşıldığını, dava konusu bonoların, kambiyo vasfına haiz olup taraflar arasındaki temel ilişkiden bağımsız olduğunu, müvekkilinin, kambiyo vasfına haiz bonolardan dolayı alacaklı olduğunu kanıtlamak zorunda olmadığını, dolayısı ile kambiyo senedinden alacaklı olduğu sabit olan müvekkiline ayrıca ispat sorumluluğunun yüklenemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, İnegöl İcra Müdürlüğü 2021/… (İcra Dosyası) sayılı sayılı dosyasında ödediği bedelin iadesine ilişkin istirdat davasıdır.
Davada, mahkemenin görevli olup olmadığının incelenmesi HMK.nun 114/c bendi gereğince dava şartlarından olup; mahkemece re’sen incelenmesi gerekir.
Ticaret Mahkemelerinin görevi TTK.nun 4. ve 5.maddelerinde gösterilmiş olup, bu maddelerde belirtilen dava ve işlere bakmaya görevlidir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Somut olayda; taraflar arasındaki temel hukuki , işyeri kirası nedeniyle davacı tarafından davalıya verilen senet bedeline yönelik davacının,icra takibi nedeniyle ödediği bedelin istirdadına ilişkindir. Taraflar arasında işyeri kiralama sözleşmesi mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları…. görürler” hükmüne yer verilmiştir (1086 sayılı HUMK’nun 8/II-1 maddesinde de dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği şeklinde benzer düzenlemeye yer verilmişti). Somut olayda; taraflar arasındaki temel hukuki ilişkinin işyeri kiralama sözleşmesi nedeniyle düzenlenen senetten kaynaklanan borca ilişkin olduğu, davaya konu alacağın kiralama ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği, davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek; HMK’nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Dosya incelendi.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın HMK’nun 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2. Maddesi gereğince davanın usulden (görev yönünden) REDDİNE, görevli Mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20. Maddesinde öngörülen iki (2) haftalık kesin süre içerisinde müracaat edilmesi halinde dosyanın görevli Bursa Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeye mütakip süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmadığında dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin hatırlatılmasına,
Yargılama giderlerinin esas hakkında karar verecek mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/09/2022

Katip ……
☪e-imzalı

Hakim ……
☪e-imzalı