Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/91 E. 2020/674 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/91 Esas
KARAR NO : 2020/674

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …….
VEKİLİ : Av. …….
DAVALI : … – …..
VEKİLLERİ : Av. …….

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 29/03/2017
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
Öncesinde Bursa 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/36 Esas 2020/32 Karar 29/01/2020 tarihli yetkisizlik kararı verilerek gönderilen dosyanın mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ: Davacı asil dava dilekçesinde özetle; Bursa 9.İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyası ile tarafına gönderilen 89/1-2-3 haciz ihbarnameleri ile gönderilen ödeme emrinin Trabzon’da hasta babasına bakarken Ankara’daki adresine tebliğ edildiğini, bu nedenle ihbarname ve ödeme emrinden bilgisinin olmadığını ve itirazda da bulunamadığını, söz konusu borç ile ilgisinin bulunmadığını, borcun üvey kardeşi … … ile ilgili olduğunu, … …’ın evine beyaz eşya aldığını, ancak borcunu ödemediğini, alacaklı avukatının da haksız olarak kendisine yönelerek ihbarname gönderdiğini, alacaklıyı tanımadığını, Ankara’da ikamet ettiğini belirterek söz konusu icra takibinin iptaline ve haksız takip tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVALININ CEVABI : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’ın Bursa 9.İcra Müdürlüğü’nün 2016/… esas sayılı icra dosyasının borçlusu olan … …’a borcu olmadığı, açılan menfi tespit davası sonrasında alacaklı asille görüşülmesi ve icra dosyasının yeniden incelenmesi neticesinde anlaşıldığını, bu nedenle açılan menfi tespit davasını davacının borçlu olmadığı hususunda kabul ettiklerini, ancak davacının kötü niyet tazminatı talebinin yerinde olmadığını, kendisine gönderilen ihbarnamelere süresinde itiraz etmeyerek icra takip dosyasının borçlusu haline geldiğini, bu nedenle kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Bursa 9.İcra Müdürlüğünün 2016/… sayılı icra dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; alacaklı … vekili tarafından borçlu … … aleyhine 03/08/2011 vadeli 698,00 TL bedelli ve 19/08/2011 vadeli 1.449,00 TL bedelli iki adet bonodan dolayı 2.147,00 TL asıl alacak, 156,61 TL işlemiş avans faizi toplamı 2.303,61 TL.nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu … …’a 27/04/2012 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresinde borca ve takibe itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği, bilahare davacı … aleyhine 03/08/2016 tarihli birinci haciz ihbarnamesi düzenlendiği ve 18/08/2016 tarihinde davacının adresine tebliğ edildiği, 02/11/2016 tarihli ikinci haciz ihbarnamesinin düzenlendiği ve davacının adresine 17/11/2016 tarihinde tebliğ olunduğu, yine 27/12/2016 tarihli üçüncü haciz ihbarnamesinin düzenlendiği ve davacının adresine 11/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından süresinde itiraz edilmediği ve 13/02/2017 tarihinde adına kayıtlı 60TY520 plaka sayılı aracı üzerine haciz şerhi işlendiği, bunun üzerine davacının 15/02/2017 tarihli dilekçesi ile haczin kaldırılmasını talep ettiği, ancak davacının dosyaya borçlu olarak eklendiği, bu nedenle borçlunun itiraz hakkı bulunmadığından talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı ve davalı vekilinden HMK 140. Maddesi gereğince uzlaşıp uzlamaşamadıkları konular ve sulh olmalarının mümkün olup olmadığı sorulmuş. Taraflar; aralarında uzlaşma ve sulh olma durumunun bulunmadığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; yargılama giderleri, vekalet ücreti ve kötü niyet tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı konularındna kaynaklandığını beyan ve imza etmişlerdir.
İcra İflas Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca 3. haciz ihbarnamesine karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde menfi tespit davası açılması gerekir. Somut olayda; Bursa 9.İcra Müdürlüğü’nün 2016/… sayılı takip dosyasından 3.haciz ihbarnamesinin davacı asilin adresinde muhtara 11/01/2017 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, usulüne uygun tebliğ edilmediğinin kabulü halinde dahi, davacının icra müdürlüğüne verdiği 15/02/2017 tarihli dilekçesi ile de 3.haciz ihbarnamesinden haberi olduğunun anlaşıldığı, engeç bu tarihte öğrenmiş sayılması halinde de davanın 15 günlük süre geçirildikten sonra 29/03/2017 tarihinde açıldığı, bu sürenin hak düşürücü süre mahiyetinde olduğu anlaşılmakla, açılan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine dair karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Açılan davanın hak düşürücü süre yönünden REDDİNE,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 54,40-TL harcın peşin alınan 72,58 TL.den mahsubu ile bakiye 18,18-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ödeyenine iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 28,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı vekiline yararına A.A.Ü.T uyarınca takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde ödeyenine iadesine,
Dair tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2020

İş bu kararın gerekçesi 05/11/2020 tarihinde yazılmıştır.

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır