Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/897 E. 2021/977 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/897 Esas
KARAR NO : 2021/977
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … –
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. …..
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 22/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirket tarafından projeleri davalı firmaya ait mutfaklarda soğuk hava odalarının malzeme satım ve montaj teslim işi yapıldığını, aralarındaki bu ticari satım ve iş bedeli karşılığının davalı tarafından ödenmediğini, bu cari hesap alacağının tahsil edilememesi üzerine davalı tarafla ilgili olarak Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasıyla takip başlattıklarını davalının başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini, bu sebeple itirazın iptalini ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir. Ancak bilirkişi raporuna verdiği itiraz dilekçesinde; cari hesaptan kaynaklanan alacak talebinin kötüniyetli olduğunu, cari hesaba dayalı bir alacak muacceliyet ihtarı olmaksızın icra takibine konu yapılamayacağını, temerrüde düşürülmediği hususunun da bilirkişi tarafından sübut bulduğundan muaccel olmayan alacak için icra takibi başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu beyan etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, ilamsız takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir. Mahkememizce de davalıya çıkarılan tebligata rağmen defter ve belgelerin davalı tarafça sunulmamasının sonuçları bu kapsamda değerlendirilmiştir.
Davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davalı ile ticari ilişkisinin 2017 yılından başladığı, davacı tarafın incelemeye sunmuş olduğu Ticari Defterlerinin açılış tasdiklerinin T.T.K. ile V.U.K.’nun ilgili maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak yaptırılmış olduğu, kapanış tasdiki zorunluluğu bulunan yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, Yevmiye defterinin ve Kebir defterinin kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulduğu ve ticari defterlerin davacı taraf lehine delil olma niteliği taşıdıkları, davacı tarafın ticari defter kayıtlarına göre icra takip tarihinde davalı taraftan 9.994,35 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça usulüne uygun tebliğ edilen ihtara rağmen defter sunmadığı, defter ibrazından kaçındığı gibi işin teslim edilmediği ya da eksik/ayıplı teslim edildiği ya da borcun ödendiği de iddia edilmemiştir.
Davacının takip öncesi davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair dosya içeriğinde bilgi ve belge bulunmamakla birlikte davacı taraf da takipteki takip öncesi işlemiş faiz talebinin bulunmadığını ifade etmiştir.
Alacak likit olduğundan ayrıca icra inkar tazminatına da hükmedilmiştir.
Tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile, Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı dosyasında davalı borçlunun ödeme emrine itirazlarının KISMEN İPTALİNE,
Takibin 9.994,19-TL Asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlarla birlikte DEVAMINA,
9.994,19-TL’nin %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 682,70-TL harçtan başlangıçta alınan 118,89-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 563,81‬-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 118,89-TL peşin harç, 54,40-TL başvurma harcı ve 696,50-TL yargılama gideri toplam 869,79-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin (daha azına hükmedilemeyeceğinden) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Dava şartı arabuluculuk kapsamında Hazine tarafından ödenen 1.320.TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
7-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2021

Katip …
☪e-imzalı

Hakim …
☪e-imzalı