Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/847 E. 2021/1234 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/847 Esas
KARAR NO : 2021/1234
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …-…-
VEKİLİ : Av. …..
DAVALI : …-…- …
VEKİLİ : Av. …..
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 24/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;Davacı müvekkili ile davalı arasında 27.12.2010 tarihinde davacı müvekkilinin sahipliğinde faaliyet gösteren Bursa Alman Hastanesi inşaatının mermer işlerinin yapımı konulu sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında 2011 ve 2012 yıllarında gerçekleştirilen ödemeler doğrultusunda davalı şirketin alacağının eksiksiz bir biçimde ödenerek alacak borç ilişkisinin sona erdirildiğini, davalı tarafa sözleşme ilişkisi kapsamında toplam 551.857,57 TL tutarında ödeme yapıldığı ve davalı tarafından 11.06.2012 tarihli 6229 sayılı 545.064,42 TL tutarlı tek bir faturanın düzenlendiği ve bu fatura bedelinin de eksiksiz olarak ödendiği açık ve tartışmasız ise de davalı şirket tarafından kötüniyetli olarak ödenen faturanın 257.064,42 TL tutarlı kısmının mükerrer olarak Bodrum 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/…. E. Sayılı takibe konu edildiğini ve takibin Vatan Hastaneler Grubu’nun içerisinde bulunduğu mali müzayaka ve hastane içerisinde mevcut bulunan yoğun karmaşa sebebiyle müvekkili aleyhine kesinleştiğini, çalışan ve faaliyetteki bir hastanenin cihazlarının sökülerek haczedileceği baskısı altında toplam 276.972,50-TL olarak tahsil edildiğini; mükerrer ve dayanaksız olarak tahsil edilen işbu tutarın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Sebepsiz zenginleşme” başlıklı 77.maddesi kapsamında ve denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncellenmiş ve TBK’nın 122.maddesi uyarınca hesaplanacak değerinin müvekkiline iadesi yönünde karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;Davacının itiraz hakkı olmasına rağmen itiraz etmemesi veya icra takibi yapıldıktan sonra ve icra dosyasına ödeme yapmadan önce dava açma hakkı saklı olmasına rağmen bu işlemleri yapmaması işbu dava bakımından hukuki yarar yokluğuna neden olduğunu, davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, davanın zamanaşımı yönünden usulden reddinin gerektiğini, esasa girilmesi halinde aldırılacak bilirkişi raporları doğrultusunda da zaten herhangi bir şekilde fazla ödemede bulunulmadığının bir kez daha anlaşılacağını, davacı tarafça bir takım ödemelerde bulunulduğu iddia edilerek başka kurumlara yapılan ödemelerinde dava konusu edildiğini, davanın bu yönden de yerinde olmadığını, müvekkili bakımından veya yapılan icra takibi bakımından herhangi bir kötü niyetin söz konusu olmadığını, davacı yan borçlu olması sebebiyle müvekkilini çok ciddi zarara uğratmış olduğunu, birçok kez kendisi ile görüşülmüşse de herhangi bir ödeme yapılmadığından davacı hakkında icra takibi yapılmış olduğunu ve müvekkilin alacaklarının tahsil edildiğini dile getirerek, ayrıca yıllar sonra hukuki dayanaktan yoksun şekilde dava açılmasının davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, bu sebeple davanın reddine karar verilerek davacı tarafın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava; mükerrer ödenen fatura bedelinin istirdatı talebine ilişkindir.
Davacı taraf, taraflar arasındaki sözleşme sebebiyle tüm edimlerini yerine getirmesine ve bu ilişki kapsamında davalı tarafça kesilen fatura bedelinin eksiksiz ödenmesine rağmen, ödenen faturanın kısmi ve mükerrer olarak Bodrum 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/…. E. Sayılı takibe konu edilerek tahsil edilmesi nedeniyle haksız olarak ödemiş olduğu bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsilini talep etmiş ise de; dava özü itibariyle istirdat davasıdır. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72/7 maddesi uyarınca takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Bu süre istirdat davaları için hak düşürücü süre olarak öngörülmüştür.
Somut olayda, davanın mükerrer ödendiği iddia edilen fatura nedeniyle ödenen bedelin istirdatı davası niteliğinde bulunduğu, anılan kanun maddesi uyarınca davanın ödeme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmasının gerektiği, davacının ödemeyi yaptığı tarih ile dava tarihi arasında bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu bu nedenle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddedilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın hak düşürücü süre yönünden REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL harcın 4.730,00-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla alınan 4.670,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT md.7/2 uyarınca takdir edilen 5.100,00-TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan muhkeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/12/2021

Katip …
☪e-imzalı

Hakim …
☪e-imzalı