Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/839 E. 2021/618 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
**GÖREVSİZLİK**
ESAS NO : 2020/839 Esas
KARAR NO : 2021/618

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI :..
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av….
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacı şirket tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigorta edilen ….plaka sayılı aracın 29/12/2018 tarihinde davalı tarafın sebebiyet verdiği yangın neticesi ağır şekilde hasarlandığını, mezkur olay akabinde yapılan ekspertiz incelemesi ve Bursa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2019/… D.İş sayılı dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile davalı tarafından gerçekleştirilen motor ve iç tesisatın sökülüp yeniden yerine takılması işlemi ile kablolardan bir veya birkaçının gevşek bırakılması, sürtme, sıkışma gibi nedenlerden dolayı kablo izolasyonlarının yırtılması ve ve metal noktalara temas etmesi ile oluşan ark ve ısınmanın başlaması ile yangının meydana geldiğinin tespit edildiğini, olayın meydana gelmesinde davalı tarafın tamamen kusurlu olduğunun sabit olduğunu, kaza nedeniyle sigortalı araç üzerinde yapılan ekspertiz ile belirlenen 22.800,00-TL hasar bedelinin 12/06/2019 tarihinde davacı tarafından ödendiğini, davalı tarafın takip ve dava konusu borcu ödememesi nedeniyle davalı aleyhine Bursa 5. İcra Dairesinin 2019/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu beyan etmekle davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, davalıların %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri, icra giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın davaya cevap vermediği anlaşıldı.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03/07/1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olaya bakıldığında; davacı Sigorta şirketinin sigortalısı gerçek kişi olup, kazaya karışan araç da hususi bir araç niteliğinde bulunmakta olup, hukuki ilişki de haksız fiilden doğmuştur. Davacı sigortacı ile sigortalısı arasında ki poliçenin kasko poliçesi olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla tüketici ile kasko sigortacısı arasındaki sigorta ilişkisi bir tüketici sözleşmesi niteliğindedir. Yapılan sigorta türü zorunlu mali masuliyete ilişkin olmayıp ihtiyari sigorta kapsamındadır. TTK’nun 4-5.maddesi gereğince ihtiyari sigortalar Türk Ticaret Kanununda düzenlenmeyip davamız niteliği gereği mutlak ticari davalardan da değildir. Davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakıldığında ise; araçta davalı tarafından gerçekleştirilen bakım ve onarım sırasında motor ve iç tesisatın sökülüp yeniden yerine takılması işleminin hatalı ve ayıplı olması nedeniyle yangının meydana geldiğinin iddia edildiği anlaşılmaktadır. Aradaki ilişki hizmet ilişkisidir.
Davada, mahkemenin görevli olup olmadığının incelenmesi HMK.nun 114/c bendi gereğince dava şartlarından olup; mahkemece re’sen incelenmesi gerekir.
Ticaret Mahkemelerinin görevi TTK.nun 4. ve 5.maddelerinde gösterilmiş olup, bu maddelerde belirtilen dava ve işlere bakmaya görevlidir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde; Mal, alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, Satıcı; kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.Bu kapsamda sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerektiği, somut olayda davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkinin hizmet ilişkisinden kaynaklandığı, davacının sigortalısının 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici konumunda olduğu anlaşıldığından yargılamada tüketici mahkemeleri görevlidir. Mahkememiz görevsiz olduğundan bu nedenle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK’nun 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2. Maddesi gereğince davanın usulden (görev yönünden) REDDİNE, görevli Mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
3-Karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20. Maddesinde öngörülen iki (2) haftalık kesin süre içerisinde müracaat edilmesi halinde dosyanın görevli Bursa Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeye mütakip süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmadığında dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin hatırlatılmasına,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç,yargılama giderleri ve vekalet ücretleri hakkında HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2021

Katip …
✍ e-imzalıdır.

Hakim …
✍ e-imzalıdır.