Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/82 E. 2022/690 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…..
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/82 Esas
KARAR NO : 2022/690

HAKİM : … …
KATİP : …..

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … …..
Av. ……
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
3- … – …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen keşidecisinin davalılardan … Yatırım Üret. Müh. A.Ş olduğu Türkiye İş Bankası Suşehri- Sivas şubesinden alınma … seri nolu 31/03/2019 tarih ve 20.000,00 TL bedelli çek özelinde borçlu olmadığının tespitine, Takibi konu çek bedeli ödenerek keşidecisine aide edilirken cirantaların imzasının sehven unutularak iptal edimemiş olmasından istifade etmek isteyen davalılardan kasten ve bilerek alacaklı olmadıkları çekin tarihini değiştirip birlikte hareket ederek icra yoluyla tahsiline tevessül ettiği ileride doğacak telafisi zor zararların önlenmesi adına dava neticelenip kesinleşinceye kadar HMK’nın 209/1. Maddesi uyarınca teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına, Davalıların bedelsiz ve tahrif edilmiş çek’i haksız ve art niyetli bir şekilde takibe konu edip müvekkillerini aşırı derecede mağdur etmesi nedeniyle alacağın %20 sinden az olmamak üzere İİK’nun 72. Maddesi uyarınca tazminata yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, HMK.329/1 uyarınca art niyetli davalıların müvekkilinin avukatına ödemek zorunda kaldığı/kalacağı sözleşmesel vekalet ücretine-dava bedelinin %20 si mahkum edilmesine karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmişlerdir.
Davalılara usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği gibi delilde bildirmemiştir.
Davalı asil … Beyanında : Ben dava dışı …İskelede çalışırdım. Kendisi … İskele inşaat ile çalışmaktadır. Benim o zamanki patronum … … iş tecrübesizliğimden ve deneyimsizliğimden yararlanarak avukata vekalet vermemi istedi. Kendilerinin davaya konu çeki tahsil etmek zorunda olduklarını, bununla maaşları ve ödemeleri yapacağını söyledi. Ben de vekalet verdim. Benim haberim olmadan takip başlatılmış. Ben sadece bankadan 1500,00 TL gibi çekin karşılıksız olduğu meblağ için imza attım. Parayı da … aldı. Ben herhangi bir para almadım. Beni de deneyimsiz olduğum için ve o dönem orda çalıştığım için mecbur bıraktılar. Bana kumpas kurdular, zaten 2 …sonra beni işten çıkardılar. Ben şirkette çalıştığıma dair evrakları ve Watsaap konuşma dökümlerimizi sunuyorum. Ben davacı tarafı tanımam. Herhangi bir kötü kastım yoktur. Beni de kandırdılar. Bende mağdur oldum, hakkımda dava açıldığını öğrenince avukatları azlettim ve açılan dosyalardan feragat ettim. Parayı …İskelenin sahibi … bey almıştır. Ben herhangi bir para almadım” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
İncelenen Dosya Kapsamına Göre :
Dava Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı icra dosyasında takibe konu edilen Türkiye İş Bankası Suşehri- Sivas şubesinden alınma … seri nolu 31/03/2019 tarih ve 20.000,00 TL bedelli çek özelinde borçlu olmadığının tespitine, dair menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf takibe konu senedin davalıya takibi konu çek bedeli ödenerek keşidecisine aide edilirken cirantaların imzasının sehven unutularak iptal edilmemiş olmasından istifade etmek isteyen davalılardan kasten ve bilerek alacaklı olmadıkları çekin tarihini değiştirip birlikte hareket ederek icra yoluyla tahsiline tevessül ettiğitakibe konu ettiğini ileri sürmüştür.
Davacı tarafın iddiası davalının cirosunun iptal edilmediği çekin vade tarihinin hukuka aykırı bir şekilde doldurulup icra takibine konu edildiği iddiasına dayalıdır.
Taraflar arasında dava konusu edilen senedin davacının iddia ettiği şekilde cirosunun silinmeden gerçekte borç içermediği halde vade tarihi düzenlenip imzalanarak davalıya verildiğine ilişkin yazılı bir protokol yapılmamış bu kapsamda yazılı bir delil dosyaya da sunulmamıştır.
Davalı asil … isedava dışı …İskelede çalışırdım. Kendisi … İskele inşaat ile çalışmaktadır. Benim o zamanki patronum … … iş tecrübesizliğimden ve deneyimsizliğimden yararlanarak avukata vekalet vermemi istedi. Kendilerinin davaya konu çeki tahsil etmek zorunda olduklarını, bununla maaşları ve ödemeleri yapacağını söyledi. Ben de vekalet verdim. Benim haberim olmadan takip başlatılmış olduğunu belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan dekont örneklerinden keşideci davalı … .yat. Ürt…. A.Ş tarafından Ali Bendaş Rulman Gıda hesabına … Yat ürt …. A.Ş … seri nolu 31/03/2019 tarih ve 20.000,00 TL bedelli çek ödemesi açıklamasıyla 20.000TL tutarında havalelerin yapıldığı, bu havalelerin tarihinin 2019 yılı Nisan ayı olduğu, takibe konu senedin keşide tarihinin de 31/03/2019 olduğu görülmektedir.
Davacı taraf Ceza dosyasından alınan grafoloji raporu incelendiğinde; çek üzerindeki diğer yazıların davalılara ait olmadığı tespit edilmiştir.
15/06/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında dava konusu çek üzerinde grafolog bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılmasına, ” bilirkişiden senedin üzerinde tahrifat yapılıp yapılmadığı hususunun belirlenmesi suretiyle rapor tanzim edilmesinin istenilmesine, karar verilmiş 20 Ocak 2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; İnceleme konusu çek üzerinde keşide tarihi bölümünde, rakamlar üzerinde çekilen çizgide, rakamla miktar hanesi bölümünde, keşideci adına atfen atılı bulunan imza ve keşide tarihi bölümünde atılı bulunan imza üzerinde iki farklı cin mavi renkli mürekkepli kalem kullandığının tespit edilmesi ve inceleme konusu çek ön yüzü üzerinde keşideci “…” adına atfen atılı bulunan imza ile, keşide tarihi bölümü üzerinde atılı bulunan imzanın aynı şahıs eli ürünü olmadığı kanaatine varılmış olması sebebi ile keşide tarihi bölümü üzerinde yapılan düzeltmelerin ve rakamla miktar hanesinde yazılı bulunan “20.000” ibaresinin iki farklı cins mürekkepli kalem ile düzenlenmiş olmasının, tahrifat amacıyla yapılmış olabileceği kanaatine varıldığı yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Takibe ve davaya konu çek bono niteliğindeki kambiyo senedidir. Bilindiği üzere kambiyo senetleri (ticari senetler) ihdasi (kurucu) nitelikteki senetlerdendir. Gerçekten, bir borç için kambiyo yükleniminde bulunulması borcun yenilenmesi (tecdidi) sonucunu doğurmaz(BK., m. 133). Bu durumdaki bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri asıl borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Aynı durum, kambiyo senedinin tedavülü halinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Dava dosyamıza ait yargılama konusu çekler bakımından da durum kambiyo senedinin tedavülünden kaynaklanmaktadır.
Kambiyo taahhüdünde bulunulmasına neden olan ve temel ilişkideki asli para edimini teskil eden “temel alacak”, o kambiyo taahhüdünün hukuki sebebini olusturur. Ancak, kambiyo taahhüdünün geçerliliği sebebe bağlı olmayıp, bu senetler maddi anlamda soyut (mücerret) senetlerdir. Kambiyo senetlerinin maddi anlamda soyutluğu ilkesi gereğince temel alacağın mevcut olmaması, geçersiz olması kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta, fakat sebepteki /temel iliskideki) sakatlık kambiyo borçlusuna“nedensiz zenginlesme defi” öne sürme hakkını vermektedir. Bu davayı açan davacı, kambiyo senedinin hükümsüzlüğünü öne sürmemekte, tersine kambiyo taahhüdünün varlığını kabul etmektedir. Ancak, borçlu, temel ilişkiden bir alacak hakkı doğmadığı halde, kambiyo senedi alacağının istenmesi nedensiz zenginlesme olusturduğundan kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını öne sürmektedir. Bu noktada menfi tespit isteminde bulunan; temel ilişkinin varlığını, temel ilişkide ki sözleşmenin türünü, kambiyo senedinin hangi nedenle ve sözleşmesel ilişki nedeniyle verildiğini ispatladıktan sonra bu temel ilişkideki hangi nedenlerden dolayı kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını ispatlamakla yükümlüdür. Burada iki aşamalı bir ispat yükü söz konusudur ve ispat yükü de menfi tespit isteminde bulunan kişi üzerindedir. Buna ilişkin ispat yükümlülüğü yerine getirilmediği takdirde kambiyo senetlerinin maddi anlamda soyutluğu ilkesi ve mücerretlik ilkesi gereğince temel ilişkiden bağımsız borç ilişkisi yaratacağından kambiyo senetleri nedeniyle sorumlu olunacaktır.
Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12.10.2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04.12.2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14.05.2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660 sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Takibe ve davaya konu bono bir yazılı delil olduğundan davacının bu yazılı delile karşı ispat yükü yukarıda belirtildiği üzere davacı taraf üzerindedir. Bilindiği üzere HMK Madde 201’e göre; senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz. Yazılı delille ispatı gerekir. Davacı tarafça dosyaya buna ilişkin bildirilmiş ve sunulmuş yazılı delil de bulunmaktadır. Bu sebeple davanın reddine karar verilmiştir.
Keşideci tarafından borcun ödenip, vade tarihi düzenlenerek tanzim edilen çekin keşideci tarafından çek bedeli ödenip vade tarihinin anlaşmaya aykırı doldurulduğu yahut gerçekte borç içermediği iddialarının yazılı delille ispat edilmesi yönündedir. ve kambiyo senedinin borç içermediği iddiası da aynı şekilde yazılı delille ispatlanmalıdır.

Hukuk yargılaması bakımından da Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 08/07/2020 tarih 2019/341 esas – 2020/1368 karar sayılı ilamında TTK’nun 778/1-f maddesinin yollamasıyla 680/1 maddesi uyarınca tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bono düzenlenmesinin mümkün olduğu, senedin tedavüle çıkarılırken anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden davacının iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiği kabul edilmiştir. (Aynı görüş için bknz. 19. Hukuk Dairesinin 2019/1061 esas – 2020/1355 karar, 19. H.D. 2012/14125 esas – 2013/1744 karar, Yargıtay 13. H.D. 16/09/2019 tarih 2016/28448 esas – 2019/8367 karar sayılı ilamı)
Uygulama birliği haline gelen içtihatlarda dikkate alındığında davacının senede karşı ileri sürmüş olduğu bu iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerekmektedir.
Kaldı ki davacı taraf borçlu bulunduğu dönemde sehven cirosunun silinmediğini iddia etmektedir. davacı tacirdir. Basiretli bir tacirin en azından şirketi ile ilgili imzaladığı belgeler ve çekin işleyişi konusunda yeterli bilgi sahibi olması gerekir. Basiretli bir tacir böyle bir durumda sehven cirounun silinmesinin unutulduğu iddiasına dayanamaz.
Ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını gerektirecek bir durum da yoktur. Zaten davacı taraf ceza dosyasına ilişkin bir belge de sunmamıştır.
Bu sebeple yazılı delille ispatlanması gereken iddialar ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Bu sebeple aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİ ile,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 80,70-TL harcın başlangıçta alınan 341,55 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 260,85 ‬-TL bakiye harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına
4-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

5-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2022

Katip …..
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır