Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/761 E. 2021/593 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2020/761 Esas
KARAR NO: 2021/593

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … ..
DAVALI : … – ..
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 01/06/2021
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2008 yılında kurmuş olduğu … İklimlendirme Serinletme ve Nemlendirme Sistemleri işletmesi ile temel olarak iklimlendirme cihazları imalatı, satış ve montajı alanlarında faaliyet gösterdiğini, 2018 yılında üretimini sağladığı iklim kontrol sistemi ve havalandırma cihazının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde Faydalı Model koruması alabilmesi adına tescil başvurusunda bulunulduğunu, söz konusu buluşunu etkileri Mart ayından bu yana ülkemizde de hissedilen Covid 19 pandemisi çerçevesinde artan dezenfektasyon ihtiyacına göre uyarlanmış ve çeşitli boyutlarda ve varyasyonlarda “Metal Nozullu Kimyasal Kapı Girişi Püskürtme Tüneli” ürününü oluşturup başta Bursa olmak üzere tüm Türkiye’den gelen yoğun talepleri karşılamaya başladığını, bu süreçteki Davalı şirkete 5 Metal Nozullu ürünleri 16.04.2020 tarih … numaralı fatura karşılığında satıldığını, Davalı Şirketin kopyalayarak meydana getirdiği ürünü satışa sunduğunu, müvekkil tarafından Davalı Şirket’e ihtarname gönderildiğini, ihtarname davalı Şirketin eline ulaştıktan sonra ürün isminde değişiklikler yaparak, ihtarnameye verdikleri cevapta sanki ürünü evvelden beri bu ismi kullanarak sattıklarını iddia ettiklerini, hâlbuki ihtarname düzenlenirken internet sitelerinde yer alan isimleri, Müvekkilin internet sitesindeki isimle aynı olduğunu, o tarihten önce alınan ekran görüntülerinde de bu isimler açıkça görüldüğünü, ihtarname gönderildikten sonra bu tarz işim değişikliğine gitmeleri de kendilerinin yapmış olduğu eylemin haksız rekabet teşkil ettiğini de destekler nitelike ve ayrıca yapılmış olan bu davranış da Davalı Şirketin dürüstlüğü hakkında fikir verebilecek nitelikte olduğunu, davalı Şirketin yapmış olduğu hukuka aykırı davranışlar neticesinde Müvekkil’in katlanmak durumunda kaldığı AR-GE yatırımlarını ve benzeri giderleri aradan çıkararak Müvekkilinin satış bedelinin çok altında bir bedel ile kopya ürünlerini satışa sunduklarını, müvekkilinin ürünlerinin kopyalanarak haksız çıkar sağlamak amacıyla satışa sunulması haksız rekabet teşkil etmekte olduğunu belirterek, davanın kabulü ile haksız rekabetin tespiti ve men’ine, fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutarak şimdilik 5.000 TL Maddi ve 50.000 TL tutarındaki Manevi tazminatın davalıdan alınıp kendilerine ödenmesine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, aleyhlerine açılan davayı kabul etmediklerini, davanın tamamen soyut iddialardan oluşmuş hukuki dayanağı olmayan bir dava olduğunu, müvekkili şirketin 30.06.2006 tarihinde kurularak endüstriyel domestik akışkan pompalar, pompa teknojileri havalandırma teknolojileri üretimi, kurulumu ve bakımı ile iştigal ettiğini, davacı tarafın davaya konu kimyasal dezenfektan tünelinin AR-GE araştırması yaptığı ve faydalı model alımı için Türk Patent Enstitüsüne başvurduğu iddialarının tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, zira dava konusu ürünün tamamen anonim bir ürün olmakla beraber uzun yıllardan beri aynı amaçla kullanılmakta olup çeşitli firmalar tarafından üretildiğini, davacı tarafın bu ürünü tamamen sıfırdan üretmesi veya geliştirmesi söz konusu olmadığını, müvekkilinin şirketinin web sitesini 10 yıldan beri kullandığını, satmış olduğu ürünün adının ”dezenfektan makinesi kimyasal dezenfakte tüneli/5 metal nozullu” olduğunu, davacı tarafın ise ”kapı girişi kimyasal, dezenfaktan püskürtme no:K5” ismini kullandığını, görüldüğü üzere her iki ürün içinde kullanılan ibareler birbirinden farklı olduğunu, davacı tarafın yaklaşık 4 yıl öncesinde müvekkili şirkete taşeronluk yaptığını, davaya konu ürünleri oluşturan malzemeleri de yaklaşık 8-10 yıldır müvekkilden satın almakta olduğunu, zira kendisinin de yaklaşık 3-4 yıldır kendi işini yaptığını, ticaret kanunu 54.maddesinde ” rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasında ki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. ” , 55. Maddesinde ” kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlamaya hazır çalışma ürünlerine teknik çoğaltma yöntemleri ile devralıp onlardan yararlanmak” hükümleri yer aldığını, müvekkili şirketin her iki yasa maddesine de aykırı davranmadığını, cihazın kasa kısmı tamamen farklı oldğunu, cihazın çalışmasını sağlayan motor aksamının da bu kasada yer aldığını, ayrıca cihazın püskürtme kısmının da farklı olduğunu, davacı tarafın görselinde tek püskürtme paneli mevcut iken müvekkilin görselinde çift püskürtme paneli mevcut olduğunu, açıklanan nedenlerden dolayı ve anlaşılacağı üzere görseller birbirinden tamamen farklılık içerdiğini, davacı tarafın davasını ispat edecek şekilde deliller ortaya sunamadığını belirterek açılmış olan davanın reddine, dava masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Eldeki dava haksız rekabetten kaynaklanan tazminat davasıdır. Kural olarak ispat yükü davacı üzerindedir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmiş, dilekçeler teatisi tamamlanarak öninceleme aşamasına geçilmiştir. 01/06/2021 tarihli duruşmada mahkememizin görevli olup olmadığı değerlendirilmiştir.
30/06/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı yasanın 3.maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/3.maddesi uyarınca; Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisinden çıkartılıp, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde;görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
Dava, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 30/05/2018 tarih ve 839 karar sayılı kararında “….Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesinin kurulmadığı ve yargı çevresinin bu mahkemelerin bulunduğu mahallere bağlanmadığı yerlerde;
A)Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinin görev alanına giren dava ve işlere;
A)Bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin,
B)İki asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye hukuk mahkemesinin,
C)İkiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin, …bakmasına…” hükmünün geçtiği, tescilli markaya tecavüz edildiği iddiasına dayanan davanın Bursa 3. Asliye Hukuk (Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/5702 E.-2016/8902 K. sayılı ilamı) Bu nedenlerle davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın HMK’nun 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2. Maddesi gereğince davanın usulden (görev yönünden) REDDİNE, görevli Mahkemenin görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
HMKnun 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın BURSA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatı ile) gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesince (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatı ile) taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2021

İş bu kararın gerekçesi 01/06/2021 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır