Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/754 E. 2021/824 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/754 Esas
KARAR NO : 2021/824

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ: Av. … –
Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2016
KARAR TARİHİ : 15/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili hakkında öncesinde davalı tarafından Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2013/… esas sayılı dosyası ile sahte senede dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, müvekkilinin Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/447 esas sayılı dosyası ile imza itirazında bulunmuş olup, imzanın müvekkiline ait olmadığı yönünden alınan bilirkişi raporu ile davanın kabulüne yönelik kararının kesinleşerek imzanın müvekkiline ait olmadığının kesinleştiği, Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2013/… esas sayılı dosyasında takip yapan alacaklı tarafından müvekkilinin bir çok banka hesabına ve bankadaki paralarına, tüm taşınmazlarına 16 adet adet araçları üzerine haciz koydurduğu gibi işyeri adresinde müşterilerin de bulunduğu esnada 55.046,00 TL değerindeki menkul mallarını fiilen haczederek muhafaza altına aldığı, müvekkilinin icra takibini durdurmak için icra dosyasına 125.000,00 TL teminat yatırmak zorunda kaldığı, tüm bu işlemlerin haksız olduğu, kambiyo evrakındaki imzanın müvekkiline ait olmaması üzerine anlaşıldığı, müvekkilinin ticari faaliyette bulunurken 20/05/2013 tarihinde yapılan haciz ve muhafaza işlemi nedeni ile haksız icra takibi ve haksız haciz sonrasında maddi ve manevi zararlara uğradığı, tüm menkul ve gayrimenkul malları banka hesapları üzerinden uygulanan hacizler nedeni ile 125.000,00 TL teminat yatırmak zorunda kaldığı, bunun yanında ticari itibarının zedelendiği nedenleri ile 30.000,00 TL manevi tazminat istemek durumunda kaldığı, bu kapsamda davalı alacaklı aleyhine Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2015/14218 esas sayılı dosyası ile haksız hacizden kaynaklı maddi ve manevi tazminat alacağının tahsili için ilamsız icra takibi başlatmış ise de, icra takibine yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, itirazın yerinde olmayıp haksız itirazın iptaline, icra takibinin devamına, davalı aleyhine % 20 den aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesini özetle; Davacı tarafından başlatılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğu Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2013/… esas sayılı icra takibinin davacının kendisinin keşide ettiği İNG Bank A.Ş Bursa Şubesinin 30/04/2013 keşide tarihli 0090573 çek nolu 100.000,00 TL bedelli çeke dayalı olarak başlatılmış olup, icra takibinde 20/05/2013 tarihinde hacze gidilerek bir kısım malların haczedilerek yerinde bırakıldığı, davacı yanın haksız haciz nedeni ile maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş ise de, borçlunun huzuru ile yapılan haciz tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde talepte bulunulmadığından talebin zaman aşımına uğradığı, haksız haczin muhatabının müvekkili alacaklı değil lehdar M.İ.H … Metal Ltd. Şti olduğunu, davacı yanın daha önce takibin iptali yönünden Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/447 esas 2015/13 karar sayılı dosyasında davacının tazminat talebi reddedilmiş olup bu kararında Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, kesin hüküm nedeni ile davacının yeniden tazminat talebinde bulunamayacağı, davanın esası yönünden ise müvekkilinin çeki kendisinden önceki cirantadan almış olduğundan imzanın davacı keşideciye ait olup olmadığını bilmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple müvekkilinin kötü niyetli ve kusurlu olduğundan bahsedilemeyeceğini, davacının çek koçanının çalındığı yönünde bir şikayetinin olmayıp 20/05/2013 tarihli haciz işlemi sırasında takip konusu çeki incelemiş ve kendinden sonraki ciranta ile aralarında borç konusunda ihtilaf olduğunu, borcunu bu nedenle ödemediğini bu sebeple de icra dosyasına ihtirazi kayıtla ödeme yapacağını beyan etmiş ancak hiçbir şekilde imzanın kendisine ait olmadığından bahsetmemiş olduğunu, davaya konu çek üzerinde icra hukuk mahkemesince yaptırılan imza incelemesinde de imzanın davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediğini bu nedenle yerinde görülmeyen davanın reddine davacı borçlu aleyhine alacağın % 20 sinden aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, Haksız ihtiyati haciz nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı borçlu – alacaklı … vekili tarafından davalı aleyhine Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2015/14218 esas sayılı icra takip dosyası ile haksız ihtiyati hacizden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden 30.000,00 TL asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 76.411,91 TL alacağın tahsili yönünden ilamsız icra takibi başlatıldığı, icra takibinin yasal süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine durduğu, davanın itirazın iptali davası şeklinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 01/10/2020 tarih 2019/1416 esas 2020/1022 sayılı kararının gerekçesinde; Haksız haciz sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının icra takibinde kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak manevi zararın oluşması gereklidir. Somut olayda davalının kötüniyeti ve ağır kusurunun bulunmadığı mahkemenin haklı gerekçeleriyle tespit edilmiştir. Davacı vekilinin bu konudaki itirazı haksızdır.
İcra İflas Kanununun 259. maddesine göre ihtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun uğrayacağı bütün zararlardan sorumludur. Alacaklı kusurlu olmasa dahi zarar gören borçluya maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Alacaklının bu kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerlidir. (Emsal; Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2016/14413 esas 2019/483 karar sayılı 06/02/2019 tarihli ilamı)
Yukarıda belirtilen kanuni düzenleme ve emsal içtihat uyarınca maddi tazminat talebi yönünden tarafların delillerinin toplanması, icra takibine konu maddi zararların oluşup oluşmadığının belirlenmesi, gerçekten maddi bir zarar oluşmuşsa bu zararın tazmini talebinin kabul edilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince hatalı hukuki değerlendirme yapılarak davalının kötüniyetli olmadığından bahisle maddi tazminat talebinin reddedilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı yanın haksız ihtiyati haciz taleplerine konu icra takibinin Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2013/… esas sayılı icra takibi ile ilgili olduğu anlaşılmıştır. İ cra dosyasının celp ve incelenmesinde alacaklı … Saç Metal Otom. Yan. San. Ltd. Şti vekili tarafından davalı borçlu … aleyhine İNG Bank Bursa Şubesine ait 30/04/2013 keşide tarihli keşidecisi … olan 100.000,00 TL bedelli çeke dayalı olarak 100.000,00 TL asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 111.206,99 TL alacağın tahsili istemi ile başlatılmış kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine ilişkin olduğu, icra takibinde 20/05/2013 tarihinde borçlu …’nın dosyada belirtilen adresinde haciz işlemi yapıldığı, davacı tarafça haksız olduğundan bahisle itiraz olunan ve zarara uğradığı iddia edilen haciz işleminin bu haciz ile ilgili olduğu, Bursa 3. ATM’nin 15/05/2013 tarih 2013/637 D.iş sayılı dosyasından verilen ihtiyati haciz kararının infazı anlamında olduğu görülmüştür.
Anılan icra takibine dayalı olarak borçlu … tarafından takibin iptali yönünden imzaya ve borca itiraz kapsamında yapılan itiraz üzerine Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/447 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonunda mahkemenin 09/01/2015 tarih 2015/13 karar sayılı kararı ile “davanın kabulü ile Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2013/… esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline, icra inkar tazminatı koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine” dair verilen karar Yargıtay 12. HD’nin 15/09/2015 tarih 2015/10030 – 21198 esas karar sayılı ilamı ile ” Hüküm bölümünün 1. Bendindeki iptaline kelimesinin karar metninden çıkartılmasına, yerine durdurulmasına kelimesinin yazılmasına kararın düzeltilmiş bu şekli ile onanmasına” dair karar verildiği, kararın 30/10/2015 tarihi itibari ile kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve inceleme sonucunda;Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 01/10/2020 tarih 2019/1416 esas 2020/1022 sayılı kaldırma kararı doğrultusunda; bahse konu ihtiyati hacizin haksız olup olmadığı, haksız ise davacının ne kadar zararının oluştuğuna ilişkin bir belirleme yapılmasının istenmesine, rapor düzenlenirken dosyaya ilişkin tüm hacizlerin dikkate alınması hususları hakkında rapor düzenlenmesi istenmiştir.
Dosya içerisine sunulan 20.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda; Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2013/… Es. Sayılı dosyasından usulüne göre ihtiyati haciz uygulaması yapılmış ise de; Mahkeme ilamı ile takip iptal edilmiş, İcra Müdürlüğünce de hacizlerin fekki ile dosya işlemden kaldırılmıştır. Dolayısıyla borçlunun mallarının haksız olarak ihtiyaten haczedilmiş olabileceği, aynı zamanda haksız işlem nedeni ile zararın oluşabileceği, Alacak Kalemlerine Esas Zarar Miktarının Tespiti yönünden; Bursa 1. İcra Dairesinin 2013/… Es Sayılı dosyasından 20.05.2013 tarihinde uygulanan İhtiyati Haciz işleminde, Davacı …’nın toplamda: 55.046,00 TL değerinde menkul mallarının haciz edildiği, Mahkeme ilamı neticesinde hacizlerin 09.11.2015 tarihinde Fek edilmiş olduğu, Yine davacı … tarafından 25.000,00 TL 22.05.2013 tarihinde, 100.000,00 TL 27.05.2013 tarihinde Teminat olarak takip dosyasına yatırılmış, toplamda: 125.000,00 TL Teminat bedeli 09.11.2015 tarihinde Davacı …’ya iade edilmiş olduğu tespit edilmiştir. Bursa 6. İcra Müdürlüğü’nün 2015/14218 Esas Sayılı takip doyasından 16.12.2015 takip tarihi itibariyle ( 40.277,84 TL ) Haksız İhtiyati Hacizden kaynaklanan alacak miktarı olduğunun tespitine varılmıştır.
Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/447 esas 2015/13 karar sayılı 09/01/2015 tarih ve 30/10/2015 kesinleşme tarihli ilamı ile Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2013/… esas sayılı dosyasına konu icra takibinin durdurulmasına dair verilen kararın 30/10/2015 tarihinde kesinleşmesi ile birlikte iptali hükmünü doğurduğu anlaşılmış ise de, yapılan yargılama içerisinde mahkemece yerel bilirkişiden aldırılan 23/09/2013 tarihli rapor ile “kaligrafik ve karakteristik özellikler yönünden farklılıklar görülmüş olup, söz konusu imzaların … eli ürünü olmadığı kanaatine vardığı” belirtilmiştir.
Dosyanın imza incelemesi için tevdii edildiği Adli Tıp Kurumunun 25/02/2014 tarihli raporunda “imzaların … eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediği” şeklinde olduğu belirtilmiştir.
Raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi yönünden Adli Tıp Genel Kurulundan yeniden aldırılan raporda ise; imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir. Mahkemece bu gerekçe ile yani imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinden davanın kabulüne karar verildiği belirtilmiştir. İcra takibi bu sebeple iptal edilmiş ise de, davacı alacaklı yanın söz konusu çeki keşideci borçludan almayıp lehdar ciranta ,,,.. Metal Ltd. Şti den aldığı, çekin tacir çeki olup, keşideci borçlu … tarafından çeki zayi edildiğinden bahisle bir başvurusunun ya da C. Başsavcılığı şikayetinin bulunmadığı, alacaklının bu sebeple imzanın davacı borçluya ait olup olmayacağını bilemeyeceği, bu nedenle icra takibinde ve yapılan hacizde kötü niyetinden söz edilemeyeceği gibi haksızlığı bahis konusu edilen 20/05/2013 tarihli ihtiyati haciz işlemi sırasında düzenlenen tutanakta borçlunun imzaya yönelik itirazda bulunmayıp aksine lehdar ciranta ile aralarında anlaşmazlık bulunduğundan bahisle ödemede bulunmadığından dolayı beyanda bulunarak ihtiyati kayıt ile dosyaya ödemede bulunduğu hususları da göz önüne alınarak ihtiyati haczin yanlızca haksız oluşu maddi ve manevi tazminat istemek için yeterli olmayıp davalı alacaklı yanın lehdar ciranta ile birlikte hareket ettiği, kötü niyetli olduğu, iddia ve ispat olunamadığından ciranta alacaklının imzanın borçluya ait olmadığı ancak Bursa 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/447 esas 2015/13 karar sayılı ilamı ile anlayabileceğinden 06/01/2015 tarihinde anlayabileceğinden bu tarih öncesinde 20/05/2013 tarihli ihtiyati haciz işleminde normal takip usullerine göre yürüttüğü ihtiyati haciz işlemi nedeni ile kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceğinden davacının talepleri yerinde görülmediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiş hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 59,30 TL harcın başlangıçta alınan 803,62 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 744,32 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte olan AAÜT uyarınca 9.825,76 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan teminatın ve gider avansının artan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

*Bu belge 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine göre e-imza ile imzalanmıştır.*