Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/734 E. 2023/101 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/734
KARAR NO : 2023/101
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. …….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2020
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiden dolayı olan borcun ödenmemesi sebebiyle davalı şirket hakkında Bursa 11. İcra müdürlüğünün 2020/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itiraz üzerine takibin durduğunu, açıklanan nedenle davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Cevap dilekçesinde özetle; davalının davacıya ödemesi gereken bir borcunun olmadığını, alacağın muaccel olmadığını, açıklanan nedenle davanın reddine, davacı yan aleyhine %20’den aşağı olamamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Deliller;
Bursa Vergi Dairesi’ne, Bursa 11. İcra Dairesi’ne, …., …., …. Bank’a yazılan müzekkereye cevap verildiği cevabi yazının dosya arasında olduğu anlaşılmaktadır.
SMMM Bilirkişisinin Raporunun Sonuç Kısmı: “1 Davacı taraf … Plastik ve Tekstil San.Tic.Ltd.Şti.’nin 2015 – 2016 – 2017 – 2018 – 2019 – 2020 yıllarına ait yasal defterleri ve dava dosyası incelendiğinde davacı tarafın kayıtlarında karşılıksız işlemi yapılan 29.02.2016 vadeli … seri no’lu 25.000,00 TL tutarlı …. çekinin Davalı tarafın davacı tarafa cari hesap borç ödemesi olarak 30.06.2015 tarihinde 123 fiş no’lu kayıt ile tahsilat olarak kaydedilen çek olduğu ve …. 24.11.2021 tarihli cevap yazısında; ”… seri nolu çekin Üçevler Şb. nezdinde … vergi kimlik nolu … Tekstil Ltd.Şti. 18994741 hesabında kayıtlı karşılıksız çek olduğu tespit edilmiştir” beyanına göre karşılıksız çekten dolayı davacı tarafın davalı taraftan 25.000,00 TL alacağının olduğu 2 Davacı taraf … Plastik ve Tekstil San.Tic.Ltd.Şti.’nin 2015 – 2016 – 2017 – 2018 – 2019 – 2020 yıllarına ait yasal defterleri ve dava dosyası incelendiğinde davacı tarafın kayıtlarında karşılıksız işlemi yapılan 30.04.2016 vadeli …. nolu … …. cirantalı hamiline yazılmış Akbank çeki olduğu iddiası ve bu çekin …. Bankası’nın 09.11.2021 tarihli cevap yazısı ekinde sunulan çek olduğu takasta işlem görmüş ve tahsil edildiği, bilgisi verilmiş olup davacı tarafın karşılıksız işlemi ile davalı taraftan talep etmesinin doğru olmadığı görülmektedir. Bu durumda davacı tarafın cari hesap bakiyesi 68.197,90 – 7.500,00 TL= 60.697,90 TL olması gerektiği3 Davacı tarafın davalı taraf kayıtlarında olmayan 28.05.2016 tarihli A-…. nolu 44.191,00 TL tutarlı irsaliyeli fatura üzerinden teslim alana ait bilgilerin eksik olduğu fatura muhteviyatındaki malın teslim edildiğinin ispatı davacı tarafın yükümlülüğündedir. Sayın Mahkemenizce 28.05.2016 tarihli A-…. nolu 44.191,00 Tutarlı irsaliyeli faturanın kabul edilmemesi durumunda davacı tarafın davalı taraftan 60.697,90 TL – 44.191,00 TL = 16.506,90 tutarında alacağının olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklindedir.
Davalı şirket yetkilisi İsmail Kemal Paçin Yeminli beyanı: “Bana okuduğunuz a-925968 numaralı faturada yazılı, 50 askılık, 20 askılık, 50 askılık, 50 askılık ve 50 askılık şeklinde faturada geçen ürünler şirkete teslim edilmedi” şeklindedir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE

Dava, ticari satımdan kaynaklı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinin ekinde davacının deyimiyle cair hesap ekstresi sunulmuş, ancak taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olduğuna dair bir sözleşme sunulmamıştır. Bu bağlamda taraflar arasındaki ticari ilişkinin açık hesap ilişkisi olduğunu söylemek gerekir.
Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümler uygulanamaz.
Davalı tarafın cevap dilekçesinin ekinde sunduğu ekstre ile davacı yanın sunduğu ekstre birbiri ile örtüşmemektedir.
Mahkememizin ilk celsesinde tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporuna itirazlar üzerine bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır. Akabinde raporun hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeniyle başka bir bilirkişiden kök ve ek raporlar alınmıştır.
Bilirkişi raporları çerçevesinde gerekçeye yer vermeden önce; satıcının faturaya dayalı olan alacağını ispatlaması için faturaya konu malları teslim ettiğini yazılı delille ispatlaması gerekir. Bu hususa somut dosya bağlamında aşağıda etraflıca değinilecektir.
İlk aldırılan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere taraflar arasında sadece 2015 ve 2016 yıllarında ticari ilişki vardır. Sonraki yıllarda taraflar arasında ticari ilişki olmadığı raporda belirtilmiştir.
Tarafların defterlerindeki ortak kayıtlara değinecek olur isek; davacı tarafından davalıya 2015 yılında 107.090,00 TL’lik mal satışı yapıldığı ve davalı tarafından 107.000,00 TL’lik ödeme yapıldığı görülmektedir. Her iki tarafın da defterinde 2015 yıl sonu itibariyle davalının davacıya 90,90 TL borçlu olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların 2016 yılı kayıtlarında ise farklılıklar vardır. Davacının defterlerine göre davacı 2016 yılında davalıya 89.857,00 TL’lik mal satmış, davalının defterine göre ise davacı 45.666,00 TL’lik mal satmış görünmektedir.
Davacının 2016 yılı kayıtlarında davalıya 32.500,00 TL’lik iade çek çıkışı yaptığı, davalıdan 54.250,00 TL’lik tahsilat yaptığı ve bakiye alacağının 68.197,90 TL olduğu görülmektedir.
Davalının 2016 yılı kayıtlarında ise; davalının davacıya 61.750,00 TL’lik ödemede bulunduğu ve davalının davacıdan 15.992,00 TL alacaklı olduğu görülmektedir. Ayrıca davalının 2017 yılı kayıtların 13.234,00 TL’lik defterinde düzeltme kaydı olduğu ve 2.758,00 TL davacıdan alacaklı olduğu görülmektedir. Ancak, davalının defterlerindeki bu düzeltme kayıtları, davacının defterlerinde kayıtlı değildir.
Tarafların defterleri arasındaki temel uyuşmazlık noktası, davacının defterine kayıtlı olan 44.191,00 TL’lik faturanın davalının defterinde kayıtlı olmamasından kaynaklanmaktadır.
Davacının defterinde kayıtlı olup davalının defterinde kayıtlı olmayan ve iade edilerek davalıya borç kaydedilen 7.500,00 TL’lik çek ve 25.000,00 TL’lik çeklerle ilgili olarak; 7.500,00 TL’lik karşılıksız çıkan çekte davacının ve davalının bir cirosu olmadığından bu çek yönünden davalının borçlu olduğunu söyleyebilmeye olanak yoktur. Zira, hamiline yazılı bir çek de söz konusu olsa davacının ve davalının üzerinde cirosu olmayan ve karşılıksız kalan çekin davalı tarafından davacıya verildiğini davacının yazılı olarak ispatlaması gerekir. Bu yönde bir ispat faaliyeti olmadığından 7.500,00 TL’lik çek yönünden davalının borçlu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Karşılıksız çıkan 25.000,00 TL’lik çek ile ilgili olarak çekin davalı şirket lehine dava dışı 3. Kişi tarafından çekildiği ve çekin karşılıksız olduğu banka yazı cevabından anlaşılmaktadır. Bu bağlamda davacının defterindeki 25.000,00 TL’lik kayda itibar edilmesi ve bu miktarda davalının borcunun olduğunun kabulü gerekir.
Davacının defterinde kayıtlı olup da davalının defterinde kayıtlı olmayan 44.191,00 TL’lik fatura ile ilgili faturada yazılı olan malların davalıya teslim edildiğine ilişkin yazılı bir delil davacı tarafından sunulamamıştır. Başka bir deyişle irsaliyeli olan faturada teslim alan bilgilerinin eksik olması sebebiyle burada davacının teslim hususunu yazılı olarak ispatlayamadığı kabul edilmiş ve davacı yana yemin teklif etme hakkı hatırlatılmıştır.
Davacı tarafın yemin teklif etme hakkını kullanması üzerine davalı şirket yetkilisine yemin davetiyesi gönderilmiş ve davalı şirket yetkilisi yeminli beyanlarında a-925968 numaralı faturada yazılı, 50 askılık, 20 askılık, 50 askılık, 50 askılık ve 50 askılık şeklinde faturada geçen ürünlerin şirkete teslim edilmediğini beyan etmiştir.

Her ne kadar fatura tarihi 2016 yılı olsa da burada yemini eda edecek kişi yemin edilecek tarihteki yetkilidir. Tüzel kişilerin taraf olduğu davalarda tüzel kişiye teklif edilen yemin, tüzel kişinin yetkili organı tarafından eda edilir. Bu temsilci, yemin konusu işlemin yapıldığı tarihteki değil, yemin teklif (eda) edildiği zamandaki temsilcidir. Ayrıca, birlikte temsil söz konusu olduğu takdirde yeminin bağlayıcı olabilmesi için birlikte temsile yetkili kişilerin tamamının da yemin etmesi zorunludur. (Yargıtay 3. HD. 2019/5768 Esas ve 2020/6984 Kara sayılı ilamı) Bu bağlamda davalı şirketin ticaret sicil gazetesi ilanlarından yetkilisi olan İsmail Kemal Paçin’e yemin davetiyesi gönderilmiş ve yeminli beyanı alınmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında; davacının defterlerindeki 7.500,00 TL’lik alacak kaydı ve teslim edildiği ispatlanamayan 44.191,00 TL’lik faturası alacağından düşüldüğünde 16.506,90 TL’lik ödenmeye alacağının kaldığı, 16.506,90 TL’lik kayıt yönünden defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu anlaşılmakla; aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının kabul edilen alacağının davalı tarafça bilinebilir olduğu dikkate alındığında alacağın likit olduğu mahkememizce kabul edilmiş ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Reddolunan alacakla ile ilgili davacının salt malın teslimini ispatlayamaması kötü niyetli olduğunu göstermediğinden kötü niyet tazminatı talebi reddedilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve yasal gerekçesi izah edildiği üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile; Bursa 11. İcra Dairesinin 2020/… Esas sayılı icra dosyasında davalının yaptığı İtirazın Kısmen İptaline ve davalı hakkında yürütülen icra takibinin, 16.506,90 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlar dahilinde aynen devamına,
2-Bursa 11. İcra Dairesinin 2020/… Esas sayılı icra dosyasındaki asıl alacak miktarı olan 16.506,90 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının, itiraz haksız olduğundan davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
3-Davacının reddolunan talebi yönünden takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu sübut bulmadığından, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Hüküm tarihi itibariyle alınması gereken 1.127,58 TL karar ve ilam harcından; 823,66 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 303,92 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 823,66 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.350,00 TL bilirkişi ücreti, 141,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.545,40 TL yargılama giderinden; davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 373,98 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT m.13 hükümlerine göre hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT m.13 hükümlerine göre hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
10-6325 sayılı Kanunun 18/A maddesinin 12 ve 13. Fıkralarına göre; suç üstü ödeneğinden zorunlu arabulucuya ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak, hazineye irat kaydına,
11-HMK m.333 gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
12-Gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliği ile tebliğ giderinin eksik olması halinde giderin talepte bulunandan alınmasına,
Dair; davacı vekilinin, davalı vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır