Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/7 E. 2020/134 K. 10.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/7
KARAR NO : 2020/134

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … TC kimlik …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … –
VEKİLİ :Av. …

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/03/2015
KARAR TARİHİ : 10/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı hakkında Bursa 5. İcra Dairesinin 2015/4 sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, takipte borçlu tarafın yetkiye ve borca itiraz ettiğini, sözleşmenin yapıldığı yer olan Bursa Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, borcun esasına ilişkin itirazın da zaman kazanmaya yönelik kötü niyetli bir itiraz olduğunu, davalı şirketin davacıya ait malların taşınması işini üstlendiğini, ancak malları zamanında varış yerine ulaştıramaması sebebiyle davacı – gönderen şirketin ceza (reklamasyon) ödemek zorunda kaldığını, bu bedelden davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf davanın reddini savunmuş, icra takibinin yetkisiz dairesinde yapıldığını, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin yetkisinin bulunmadığını, taraflar arasında taşıma sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki bulunduğunu, malların İngiltere’de teslim edileceğini, bu sebeple ifa yerinin İngiltere olduğunu, davaya CMR Hükümlerinin uygulanması gerektiğini, zira uluslararası kara taşımacılığının söz konusu olduğunu, malların makul süre içinde teslim edildiğini, reklamasyon faturasını kabul etmediklerini, geç teslim olgusu kabul edilse bile CMR kapsamında sorumluluklarının sınırlı olduğunu, navlun ücreti ödenmemiş olması sebebiyle davacının talep hakkının bulunmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLER ve GEREKÇE: Yukarıda özetlenen dava sebebiyle mahkememizde yapılan ilk yargılama sonucunda 16.12.2015 gün ve 2025/327-1208 E. K. sayılı ilamla davanın reddine karar verilmiş, bu karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.12.2017 tarihli kararıyla bozulmuştur. Bozma ilamında taşıma konusu emtianın zamanında teslim edilmemesi sebebiyle CMR 29. Madde kapsamında taşıyıcının sınırlı sorumluluktan yararlanma hakkını yitirmesine ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi istenmiştir.
Bunun üzerine mahkememizce bozmaya uyulmuş, yeni bir değerlendirme yapılarak bu kez 18.04.2018 tarih ve 2018/319-536 E. K. sayılı ilamla davanın reddine karar verilmiştir. Red kararında CMR 29. maddenin sadece hasar halini kapsadığı, somut olayda taşınan eşyanın zarar görmediği, hasarsız ve eksiksiz biçimde fakat gecikmeli olarak teslim edildiği belirtilerek gecikme halinde 29. maddenin uygulanamayacağı görüşüne yer verilmiştir.
Bu karar da Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.12.2017 tarihli kararıyla yeniden bozulmuştur. Bozma ilamında, mahkemece bozmaya uyulduğu halde gereğinin yerine getirilmediği açıklanmıştır. Yargıtay kararına göre “CMR Konvansiyonunun 23/5 maddesi gereğince davalı taşıyıcı gecikme halinde gönderenin zarar ve ziyanını taşıma ücretini geçmemek üzere temin eder. Taşıma ücreti her halükarda verilmesi gereken bir miktar olmayıp mahkemece gözetilecek bir üst sınırdır. Bu itibarla CMR 29. madde çerçevesinde değerlendirme yapılmalıdır.”
Mahkememizce bu bozma kararına da uyulmuştur.
Mahkememizin ilk kararında esas olarak taşıyıcının bir teslim tarihi taahhüdünde bulunmadığı, bu sebeple geç teslimden sorumlu olamayacağı, ancak taşıtan tarafa teslim konusunda yanıltıcı bilgi verdiği, bu sebeple geç teslimden sorumlu tutulmakla birlikte bunun taşıma ücreti ile sınırlı olması gerektiği kabul edilmiştir. Taşıtan/davacı henüz navlun ücretini de ödememiş, taşıyanın yaptığı ilamsız icra takibine de itiraz etmiştir. Taşıyan taraf bu güne kadar itirazın iptali davası açmamış ve açmayacağı yolunda da beyanda bulunmuş olduğundan, davacının ödemediği navlun ücreti ceza olarak yeterli görülerek pratik bir çözümle davanın reddine karar verilmişti. Ancak gelinen aşamada bu çözümün istenen sonucu hasıl etmeyeceği anlaşılmış olmaktadır.
Yargıtay’ın son bozma ilamındaki gerekçe de yeterince anlaşılamamıştır. Dikkat edilirse bozma ilamında bir yandan taşıma ücretinin mahkemece gözetilecek bir üst sınır olduğu belirtmesine rağmen kararımız davacı lehine bozulmuştur. Halbuki davalı taraf kararı temyiz etmemiş olmakla zaten bu üst sınıra razı olmuş durumdadır. Öte yandan karar davacı lehine bozulduğundan demek ki taşıma ücretinin üzerinde bir cezaya hükmedilmesi istenmektedir. İlk kararda bir teslim tarihi kararlaştırılmadığı halde taşıyıcı aleyhine cezaya hükmedilmesi bozma sebebi yapılmamıştı. Elbette davalı tarafın ilk kararı temyiz etmemesi ve temyize cevap verirken onama istemesi karşısında bu durum normaldir.
Üstelik ilk bozma ilamında taşıyıcının sorumluluk sınırından yararlanma hakkını yitirmesini düzenleyen CMR 29. maddeye işaret edildiğine ve davacı lehine bozma yapıldığına göre Yargıtay taşıma ücretini aşan bir tazminat ödenmesi gerektiği düşüncesindedir.
CMR Konvansiyonunun 25/5 maddesi gereğince “Gecikme halinde, hak sahibi zarar ve ziyanın bundan ileri geldiğini kanıtlarsa, taşımacı bu zarar ve ziyan için taşıma ücretini geçmemek üzere tazminat öder.” Dikkat edilirse bu hüküm geç teslimi düzenlemekte, hasar halini düzenlememektedir. Halbuki 29. madde hasar sebebiyle tazminatı düzenlenmektedir. Mahkememizin ikinci kararında buna atıf yapılmasına ve teslimin gecikmesi halinde hasara ilişkin bu hükmün uygulanmayacağı açıklanmasına rağmen bu karar da bozulduğuna göre, Yargıtay geç teslim hallerinde de 29. maddenin uygulanmasına işaret etmektedir.
Sonuç itibariyle bozma ilamında taşıma ücretinin bir üst sınır olduğu belirtilmesine rağmen davacı lehine bozma yapıldığı düşünüldüğünde demek ki davacının zararının tümünün tazminata konu olması gerektiği kabul edilmelidir. Davacı taraf geç teslim sebebiyle ödemek zorunda kaldığı tazminat miktarını reklamasyon faturası ile ispat etmiştir. Bu konuda başka delil toplanmasına gerek görülmemiş, bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak davacı taraf taşıma ücretini halen ödememiştir. Taşıma ücretini ödeme sorumluluğu devam etmektedir. İlk karardaki çözümün kafa karışıklığına neden olduğu, her takip ve davanın ayrı ayrı ele alınmasının daha uygun olacağı değerlendirilmiştir. Davacı taraf taşıma ücretini ödemezse bu kez fazladan tazminat almış olur. O halde bu kararla hükmedilen tazminat taşıyıcı tarafın taşıma ücretini tahsil için başlattığı icra takibini olumsuz etkilemez. Bu açıklama tereddütleri gidermek için yapılmıştır.
Alacak muayyen değildir ve bir yargılama gerektirir. Taşıyıcının bu reklamasyonun ne kadarından sorumlu olduğu peşinen bilinemez. Bu nedenle davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile, Bursa 5. İcra Dairesinin 2015/4 sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2-Alacağın yargılamayı gerektirdiği gözetilerek davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 489,17 TL harçtan başlangıçta alınan 122,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 366,87 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 150,00 TL harç, 303,90 TL yargılama gideri toplam 453,90 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır