Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/696 E. 2020/789 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/696 Esas – 2020/789
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/696 Esas
KARAR NO : 2020/789

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLİ : Av. A

DAVALI : … BANKASI A.Ş – Yapı Kredi Plaza D Blok 4. Levent – İSTANBUL
VEKİLİ : Av.

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2016
KARAR TARİHİ : 01/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacının Yapı ve Kredi Bankası Altıparmak şubesinde bulunan 84124407 no.lu mevduat hesabına bilişim korsanları tarafından 03.12.2015 tarihinde girilmek suretiyle davacının hesabından 4.950,00 TL.lik bedelin Garanti Bankası AŞ.Lara Şubes’sindeki 661146 numaralı hesabın sahibi olan 3.kişi … …. hesabına eft edildiği ve aktif olmayan ek hesaptan bu eft işleminin yapıldığı, olayın gerçekleşmesinde davacının mobil telefonuna “sistem yükleniyor” yazısı çıkmak suretiyle belirmiş olup bu yazının telefonda 1 saat kadar kalınca davacının telefonunu tamirciye götürüp telefona virüs girdiğini format atmak gerektiğini öğrenince telefonuna format attırdığını, olay gününde hesabının bulunduğu davalı banka tarafından kendisine sistem üzerinden havale işlemi yapıldığına dair bir uyarı yazısı gelmediği gibi bankanın müşteri hizmetleri tarafından da bu konuda uyarılmadığını, telefon arızasından iki gün sonra ise davalı bankanın müşteri hizmetlerinden aranarak 05.12.2015 tarihi itibariyle davacının ek hesabından 4.950,00 TL. Tutarlı paranın Garanti Bankası …. … hesabına EFT havale yapıldığını öğrendiğini, müvekkilinin olayın ardından C.Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş olup Bursa C.Başsavcılığı tarafından 2015/82732 sor.sayısı ile soruşturma açıldığını, müvekkilinin Anna Gudima isimli kişiyi hiç bir şekilde tanımamakta olup kıişisel bilgisayarı dışında başka hiç bir bilgisayarı internet bankacılığı işleminde kullanmadığını, ayrıca müvekkilinin kişisel şifresini de başkaları ile paylaşmayıp, başkalarının eline geçebilecek şekilde de muhafaza etmediğini, dava dışı kişiye havale yapılan hesabın müvekkili tarafından kullanılmayan ek hesaba ait olup bu havale işlemi için davalı banka tarafından müvekkilinin telefonunan gönderilen bir güvenlik şifresinin de bulunmadığını, ayrıca para gönderi işlemi yapıldıktan sonra dahi müvekkilinin telefonuna hesabınızdan para gönderilmiştir şeklinde mesaj gelmediğini, meydana gelen zararın tamamen davalı bankanın gerekli güvenlik önlemlerini almayarak özensiz davranışı sonucunda meydana geldiğini, davalı banka tarafından müvekkili hakkında icra takibi başlatılacağı söylenmesi sebebiyle müvekkili tarafından icra tehdidi altında 25.02.2016 tarihinde 241,00 TL, ve 26.02.2016 tarihinde 4.955,00 TL.ni,n davalıya ödendiğini, müvekkilinin borcu olmayan bir parayı ödemek zorunda kaldığından ödene bu bedellerin davalı bankadan ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya cevap dilekçesi ile, meydana gelen internet bankacılığı ,işleminde müvekkili banka internet bankacılığı hesabına davacıya ait kullanıcı kodu, davacıya ait şifre girildikten sonra davacı tarafından internet bankacığı işlemlerine tanımlı telefon numarasına işlem şifresi gönderildikten sonra bu şifre ile kullanıcı tarafından giriş yapılarak işlemin gerçekleştirildiğini, davacı hesabından yapılan işlemin bankacılık işleyiş ve mevzuatı açısından ve davaı ile imzalanan sözleşme kapsamında davacı … …. tarafından yapılmış olduğunun anlaşıldığı, davacı yanın gizli olması gereken tüm bankacılık bilgi ve şifrelereinin kullanılmak suretiyle yapılan işlemde sorumluluğun davacıya ait olduğu, davacının olay günü telefonuna maç tahmin linki indirdiği yönünde beyanda bulunduğu, olay günü kullanılan hesabın aktif olmayan bir hesap olduğuna dair iddiaların yerinde olmayıp bu hesabın aktif bir hesap olduğu, taraflar arasında düzenlenen bankacılık sözleşmesi kapsamında davacının internet bankacılı işlemlerine ilişkin şifreler parolar, ve/veya kullanıcı bilgilerini gizli tutmakla yükümlü olup bu bilgileri kullanma hakkının münhasıran hesap sahibine ait bulunduğunu ve kullanıcı bilgilerinin 3. şahıs tarafından kullanılmasından tamamiyle kendisinin sorumlu olduğunu, ayrıca müşterinin internet bankacılı hizmetlerinden yararlanmak için kullanacağı donanım ve yazılımlar ve elektronik cihazların güvenlik önlemlerini almayı yükümlenmiş olup elektronik cihazın yeterli güvenlik önlemlerine sahip olamamsı sebebiyle meydana gelecek zarar ve ziyandan sorumlu olacağını, davacının güvenlik şifrelerini 3. kişilerle paylaşması karşısında bankanın alabaileceği ialev bir güvenlik önlemi olamayacağını, müvekkili tarafından kullanılan güvenlik sisteminin uluslarası standartlara sahip bulunduğunu, anılan nedenlerle davacının güvenlik şifresini 3. kişilerle paylaşmak suretiyle yapılan hesaptan hesaba eft havale işleminden müvekkili bankanın sorumlu tutulamayacağından davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k. maddesine göre; “Tüketici: ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi” ifade eder. Tüketici işlemi ise Kanunun m. 3/l. bendinde tanımlanmıştır. Buna göre; “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” kapsar. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Aynı kanunun 49. maddesine göre; “Finansal hizmetler, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade eder. Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme, finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir.” Kanunun 83/2. maddesine göre; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez”. Kanunun 73/1. maddesinde ise; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, davacının ticari amaçlı olmayan mevduat hesabından bir miktar paranın bilgisi ve rızası dışında tanımadığı kişilerin hesaplarına aktarıldığını ileri sürdüğü, yukarıda açıklanan kanun hükümlerine göre işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetileceği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davada mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ ve Tüketici Mahkemesinin görevli bulunması nedeniyle ;Davanın HMK’nun 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2. Maddesi gereğince davanın usulden (görev yönünden) REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20. Maddesinde öngörülen iki (2) haftalık kesin süre içerisinde müracaat edilmesi halinde dosyanın görevli Bursa Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, yargılama giderlerinin esas hakkında karar verecek mahkemece değerlendirilmesine,
3-Kesinleşmeye mütakip yasal süresi içesinde gönderme talebi bulunmadığında dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK 331/2 Maddesi gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2020

Katip 237170 Hakim 215947
e-imzalıdır e-imzalıdır

*Bu belge 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine göre e-imza ile imzalanmıştır.*