Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/683 E. 2021/1061 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/683 Esas
KARAR NO : 2021/1061

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2020
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Müvekkil şirket araç ve araç yedek parça alım-satım işleri ilgilenmekte olduğu .Davalı tarafça, müvekkil şirketin bilgisi ve rızası dışında 2019 yılının Aralık Ayı’nda 0025060810 no.lu abonelik oluşturulduğu. Müvekkil şirket aranarak, bu abonelikten kaynaklanan borcun bulunduğu iddia olunmuş ve böyle bir borcun ödenmesinin talep edildiği. Müvekkil şirket, böyle bir aboneliğinin ve kullanımının bulunmadığını, aranma üzerine böyle bir husustan bilgileri olduğunun karşı tarafa iletildiği. Bunun üzerine müvekkil şirketten, ekte sunulu 07.01.2020 tarihli aboneliğinin olmadığına dair yazı talep edilerek şirkete herhangi bir sorun yaşatılmayacağı davalı tarafça müvekkil şirkete bildirildiği. Müvekkil şirket işlemin halledildiğini düşünerek çalışmasına devam ettiği. Yukarıda izah olunan süreç sonrası işlemin halledildiği davalı tarafça bildirilmesine rağmen müvekkil şirket aleyhinde 12.02.2020 tarihinde İstanbul 6.İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Merkezi Takip Sistemi dosyası ile takibe başlanıldığı. Müvekkil şirket yetkilisine gönderilen mesaj sonucu, iptal olduğu söylenen 25060810 no.lu aboneliğe dair kesilen 26.01.2020 tarihli 1283,60 TL’lik faturadan dolayı takip yapıldığının öğrenildiği. Her ne kadar davalı taraf bu durum İle alakalı aranmış ise de sonuç alınamadığı.Müvekkil şirket yetkilisi, davalı şirket ile görüşmelerinden bir sonuç alamaması ve davalı tarafın hacze geliyoruz şeklindeki tacizleri üzerine takibin yapıldığı İstanbul Adliyesi’ne giderek takibin içeriğini ve dosya durumunu öğrenmek zorunda kalındığı. Müvekkil şirketin her ne kadar böyle bir aboneliği ve borcu olmamasına rağmen şirket sicilinin ve itibarının zedelenmemesi ve davalı avukatlarının haciz ve icra baskısı altında dosya borcunu 14.02.2020 tarininde davalı şirket avukatı hesabına 1978,10 TL olarak ödediği. Müvekkilin ilgisinin bulunmadığı bir borcun sorgulanması için İstanbul’a gitmesinin 500 TL civarında yol masrafı olduğu ve müvekkil şirket yetkilisinin bir gün çalışamamasına sebep olduğu, yukarıda belirttiğimiz nedenler ile ;2556 TL maddi ve 50000 TL manevi tazminat taleplerimizin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline,
Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dosyanın incelenmesi ile de görüleceği üzere müvekkil şirket tarafından hukuka aykırı olarak gerçekleştirilen herhangi bir eylem ya da işlem bulunmadığı. Zira müvekkil şirket tarafından abonelere doğrudan internet hattına ilişkin satış işlemi yapılmadığı. Söz konusu işlemler müvekkil şirketten ayrı tüzel/gerçek kişilerce yapıldığı. Dava dilekçesinde bahsi geçen aboneliğin açılışı da müvekkil şirket tarafından yapılmadığı, bayi tarafından yapılan işlem üzerine abone evrakları müvekkil şirkete gönderildiği. Bu nedenle de bayii tarafından abonelik açılışından sonra müvekkil şirkete gönderilen abonelik sözleşmesini kimin imzaladığını, evrakların sahte olup olmadığını denetleme imkânı bulunmadığı. Abonelik işlemleri kendisi dışında yürütülen müvekkil şirketin açıklanan kapsamda bir kusur veya ihmalinden de söz etmek mümkün bulunmayacağı. Müvekkil şirket tarafından gerçekleştirilen hukuka aykırı eylem ya da işlem bulunmadığı, müvekkil şirkete davalı sıfatı yüklenemeyecek olup iş bu davada müvekkile husumet yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğu. Husumet itirazımız kapsamında davanın esasa girilmeksizin husumet yokluğundan reddi gerekmekte olduğu, Müvekkilce düzenlenen iş bu davaya konu fatura sözleşmeye uygun olarak düzenlenmiş olduğu sözleşme hükümlerine aykırı bir faturalandırma söz konusu olmadığı. Kaldı ki davacının süresi içerisinde faturaya itiraz etmeksizin huzurdaki davayı ikame etmesi hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu. Müvekkil şirket üzerine düşen yükümleri eksiksiz olarak yerine getirdiği, davacının kullanımına ve sözleşmeye uygun olarak düzenlenmiş faturaları davacıya teslim edildiği. Bu sebeple müvekkile bundan ziyade yükümlülük yüklenmesi mümkün olmayacağı, davacının borçlu olduğunun kabulü ile haksız ve kötü niyetli davanın reddi gerekmekte olduğu,davacının manevi tazminat talebi haksız, dayanaksız ve hukuka aykırı olduğu. borçlar kanunun manevî tazminat talebi için aradığı şartların hiç biri gerçekleşmediği. yapılan her icra işleminin şirketlerin ticarî itibarının zedelendiğinin kabul edilmesi hukuken mümkün olamayacağı. zira davacı tarafından sayın mahkeme dosyasına manevi zararını ispata yarar herhangi bir delil de sunulmadığı davacının talebinin külliyen reddinin gerekmekte olduğu, Yukarıda açıklanan ve re’sen gözetilecek sebeplere binaen; Müvekkil şirkete müzekkere yazılarak Abonelik sözleşmesi- kampanya taahhütnamesi- faturalar ve kullanım detaylarının celbine, Neticeten esas itibariyle hukukî dayanaktan yoksun ve haksız davanın külliyen reddine, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İncelenen dosya kapsamına göre;
Dava, davacı aleyhine yapılan İstanbul 6.İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı takip dosyasında davacıdan fazladan tahsil edildiği iddia edilen tutarın tespiti ile davacıya iadesi davasıdır. Dava, ile icra takibi ile alacaklı tarafın müvekkillerinden fazla tahsilat yapması söz konusu olduğundan fazla yapılan ödemelerin davalıdan alınması ve haksız icra takibi nedeniyle Manevi tazminata hükmedilmes manevi tazminata hükmedilmesini yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı taraf ile davalı taraf arasında abonelik ilişki kapsamında aralarında ilişkisi meydana gelmediği davalı taraf aradaki bayilik ilişkisinden kaynaklı olarak davacı adına İstanbul 6.İcra Müdürlüğü’nün 2020/… dosyası ile icra takibi yapmış ve ödeme emri tebliği yapıldığı için davacı şirketin aboneliğin iptal olacağı bilgisini aldığı, bu sebeple icra takibinden haberi olmadığı takibin itiraz edilmeden takip kesinleştiği, takip dosyası kapsamında davacı şirkete hacze gelinmesi korku ve baskısı ile davacı şirket yetkilileri haciz tehdidi altında tüm dava ve yasal haklarını saklı tutarak davalı şirket avukatı hesabına 1978,10 TL olarak ödendiği anlaşılmıştır
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
Davacı taraf ile davalı taraf arasında abonelik ilişki kapsamındaki sözleşme, (İstanbul 6.İcra Müdürlüğü’nün 2020/… dosyası ile icra takibi yapılan ve ödeme emri tebliği yapıldığı) 2019 yılının Aralık Ayı’nda 0025060810 no.lu aboneliğe ilişkin olduğu bu sebeple 15/04/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında ve 06/07/2021 tarihli duruşmada davalı tarafa bayilik sözleşmesi ek ve belgelerini sunması için iki hafta kesin süre verildiği sunulmadığı taktirde davanın mevcut haliyle karara bağlanacağına ve davacı tarafın imzaya itiraz ve diğer beyanlarının doğru kabul edileceğinin ihtarına, yönelik ihtaratlı süre verilmiştir. Davalı vekili 29/04/20221 tarihli beyanında sunduğu ek evrakta 26/06/2019 tarihli abonelik sözleşmesi sunulduğu sadece bayi kodu ve bayi adı olduğu, 26/06/2019 tarihli abonelik sözleşmesi sunulduğu davaya konu olan 2019 yılının Aralık Ayı’nda 0025060810 no.lu aboneliğe ilişkin olan evrak sunulmadığı anlaşılmıştır. 06/07/2021 tarihli duruşmada verilen sürede herhangi bir belge sunmadığı, davalı tarafın yapılan ihtara rağmen istenilen 2019 yılının Aralık Ayı’nda 0025060810 no.lu aboneliğe ilişkin olan evraklarını ibraz etmemiştir
Manevi tazminat açısında yapılan değerlendirmede; Dava konusu edilen husus, davacı şirketin bilgisi ve rızası alınmaksızın 2019 yılı Aralık ayı itibarıyla söz konusu aboneliğe bağlı 0025060810 no.lu yeni bir abonelik tesis edilip; daha sonrasında davalı tarafça davacı şirkete iptal edildiği söylendiği halde bu abonelikten doğan borcun davalı taraf vekillerinin haciz tehdidi ve ısrarcı baskısı altında meydana gelmiş haksız tahsilatına ilişkindir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 01/10/2020 tarih 2019/1416 esas 2020/1022 sayılı kararının gerekçesinde; Haksız haciz sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının icra takibinde kötü niyetinin ve ağır kusurunun varlığı ile buna bağlı olarak manevi zararın oluşması gereklidir. Somut olayda davalının kötüniyeti ve ağır kusurunun bulunmadığı mahkemenin haklı gerekçeleriyle tespit edilmiştir. Davacı vekilinin bu konudaki itirazı haksızdır.
İcra İflas Kanununun 259. maddesine göre ihtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun uğrayacağı bütün zararlardan sorumludur. Alacaklı kusurlu olmasa dahi zarar gören borçluya maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Alacaklının bu kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerlidir. (Emsal; Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2016/14413 esas 2019/483 karar sayılı 06/02/2019 tarihli ilamı)
Yukarıda belirtilen kanuni düzenleme ve emsal içtihat uyarınca maddi tazminat talebi yönünden tarafların delillerinin toplanması, icra takibine konu maddi zararların oluşup oluşmadığının belirlenmesi, gerçekten maddi bir zarar oluşmuşsa bu zararın tazmini talebinin kabul edilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince hatalı hukuki değerlendirme yapılarak davalının kötüniyetli olmadığından bahisle maddi tazminat talebinin reddedilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
davacı hakkında başlatılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğğuna dair davacı iddiası dışında bir delil bulunmadığı davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu gerekçeleri manevi tazminat istemek için yeterli olmayıp davalı alacaklı yanın alt bayi ile birlikte hareket ettiği, kötü niyetli olduğu, iddia ve ispat olunamadığından davalı tarafça yapılan haciz işleminde normal takip usullerine göre yürüttüğü haciz işlemi nedeni ile kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceğinden davacının talepleri yerinde görülmediğinden manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller, tarafların beyanları değerlendirilmiş olup; manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş olup , yine davacının icra tehdidi altında davalıya ödemiş olduğu paranın davacıya geri ödenmesine yönelik açmış olduğu davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davacının davasının KABULÜ ile,
Davacının icra tehdidi altında davalıya ödemiş olduğu 1.978,10 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,(ıstırdatına)
Fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat isteminin REDDİNE,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 3.590,10-TL harçtan başlangıçta alınan 63,19- TL peşin harç ve 54,40-TL başvurma harcı toplamı olan 117,59‬-TL harctan mahsubu ile bakiye 3.472,51‬-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 63,19-TL peşin harç, 62,90 TL başvurma harcı + vekalet harcı, 419,90- TL keşif harcı ve 1.841,90-TL yargılama gideri toplam 2.387,89 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 7.632,28-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır