Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/643 Esas
KARAR NO : 2023/222
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – T.C.N….
VEKİLİ : Av. … – [16459-54989-..] UETS
DAVALI : … -T.C.N…. Balat Mah. Keman Sk. No:11C İç Kapı No:26 Nilüfer/BURSA
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı tarafça; Bursa 8.İcra Müdürlüğü’nün 2020/… sayılı dosyası ile davacı aleyhine Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, davalı, davacının erkek kardeşi olan …’in eşi olup icra takibinin dayanağı çeklerin bedeli de ödendiğini, çek bedelinin bir kısmı banka havalesiyle gönderilmiş olup dekontu sunduklarını, çeklerde lehtar/ciranta gözüken davacı, aslında çeki cirolayarak kardeşi …’e verdiğini, davacının kardeşi …, çekleri aldıktan sonra kendisi cirolamayarak eşi olan davalıya cirolatmış ancak bu durumdan davacının haberi olmadığını, davalı, ev hanımı olup herhangi bir geliri ve işi bulunmadığını, taraflar ve ödemeyi gönderen şahısla davalı arasında herhangi bir alışveriş de olmadığını, ancak daha sonradan -davalının eşi- davacının kardeşi … tarafından; davacıya çek bedellerinin karşılığı olmadığı bilgisi verilince icra takibine maruz kalmamak için davacı aracılığıyla çeklerin bedeli …’e ödendiğini, davacı, kardeşi …’ten çekleri nereye kullandıysa kendisine geri getirmesini istediğini, davacı, davalının eşi olan kardeşinden, keşideci hakkında yasal yollara başvurmak adına çeklerin kendisine iade edilmesini daha önce talep etmiş ise de çeklerin keşidecisi …’ın ekonomik durumunun bozulması ve işyerini kapatması üzerine icra takibi için zamanaşımı süresinin dolmadığını ve ayrıca çeklerin esasında davalının eşi olan kardeşinde güvenli yerde olduğunu düşünürken kardeşler arasında yaşanan tartışma üzerine bedeli daha önce ödenmiş çekler davalı tarafından icra takibine konulduğunu, davalının kötü niyetli olduğu, esasen çeklerin asıl keşidecisi ve ödeme sorumlusu hakkında takibe geçilmemesinden ve davacıdan sonraki cirantanın davalı olduğunun şimdiye kadar davacıya söylenmemesinden ve çeklerin iade edilmemesinden anlaşıldığını, dilekçe ekindeki havale dekontu dışındaki miktar ise akrabalık ilişkisine güvenilerek elden yapılmış olup yapılacak yargılamada toplanacak deliller ve dinlenecek tanıklarla haklılığımız anlaşılacağını, ayrıca yargılama aşamasında davacının haciz tehdidi altında bulunması ve davacının daha fazla mağdur olmaması için mahkemenizce gerek görülmesi halinde icra takip dosyası borcunu fazlasıyla karşılar değere haiz ve ‘Bursa, Nilüfer, Kayapa/Zafer mahallesi, 6362 ada, 151 parsel sayısında ve davacı borçlu… adına kayıtlı olan 2.332,04-m2 yüzölçümlü’ taşınmazın teminat kabul edilerek taşınmaza tedbir konulması karşılığında icra takibinin yargılama sonuna kadar tedbiren durdurulmasını, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise uygun görülecek teminat karşılığında icra dosyasına ödenecek paranın davalı alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2020/… sayılı icra takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı …, müvekkile, Türkiye Vakıflar Bankası’nın 23.08.2018 keşide tarihli, 28.08.2018 ibraz tarihli 30.000,00 TL tutarlı ve Türkiye Vakıflar Bankası’nın 23.09.2018 keşide tarihli, 24.09.2018 ibraz tarihli 40.000,00 TL tutarlı toplam 70.000,00 TL’lik çek verdiğini, ancak çekler bankaya ibraz edildiğinde herhangi bir karşılığının olmadığı anlaşıldığını, müvekkili ibraz tarihinden bu yana 2 yıl geçmesine rağmen iyi niyet göstererek davacının ödemesini beklediğini, kendisine defalarca ödeme yapılacağı yönünde beyanda bulunulmuş ve hatta davacı tarafça icra dosyasına, üzerine haciz konulması yönünde bilgileri sunulan taşınmazın satılması durumunda çek bedellerinin ödeneceği söylenmişse de davacının zaman kazanmak maksatlı bu beyanlarda bulunduğu anlaşıldığını, bunun üzerine bedelleri ödenmeyen çekler icra takibine konu edildiğini, dava konusundan tamamen ayrı olarak bir takım iddialarda bulunulduğunu, davacının çeki cirolayarak kardeşi …’e verdiği, …’in çekleri aldıktan sonra cirolamayarak eşi davalı müvekkile cirolattığı ancak bundan davacının haberi olmadığı iddia edildiğini, dava dilekçesindeki bu iddialar tamamen asılsız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zira davacı … bu çekleri bizzat kendisi cirolayarak davalı müvekkile teslim ettiğini, aksi yöndeki beyanların davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, davacı, dava dilekçesinde ayrıca icra takibinin dayanağı olan çek bedellerinin bir kısmının banka havalesiyle gönderilmiş olduğunu beyan ettiğini, ancak dava dilekçesi ekinde mevcut banka dekontu incelendiğinde 28.11.2018 tarihinde … tarafından …’e 40.000,00 TL havale yapıldığı görüldüğünü, davacının iddialarını ve davasını kabul anlamına gelmemek üzere; banka havale dekontunda bu ödemenin ne için yapıldığıyla ilgili herhangi bir açıklama yer almadığını, kaldı ki ne … ne de …, müvekkil … ile davacı … arasındaki çek ilişkisinin tarafı olmadığını, ayrıca müvekkil … ile … arasında herhangi bir borç ilişkisi olmadığını, davacı da dava dilekçesinde ödemeyi gönderen şahısla davalı arasında herhangi bir alışveriş olmadığını beyan ettiğini, dolayısıyla dosyaya sunulan banka dekontunun mezkur dava açısından hiç bir anlamı olmadığını, yine davacı taraf dava dilekçesinde, havale dekontu dışındaki miktarın -30.000,00 TL- akrabalık ilişkisine güvenilerek elden ödenmiş olduğunu iddia ettiğini, ancak davacı tarafından müvekkil …’e herhangi bir ödeme yapılmadığını, icra takibine dayanak belge bir kambiyo senedidir ve miktar bakımından da senetle ispat gerektiren yasal miktarın üzerinde olduğunu, HMK md. 200 gereği davacı ödeme yaptığını yine yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, ancak davacı, dosyaya bu miktarın ödenmiş olduğunu ispatlar nitelikte herhangi bir yazılı delil sunmayarak tamamen soyut bir takım iddialarda bulunduğunu, dolayısıyla yukarıda açıklanan tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2020/… sayılı icra takip dosyası, nüfus kayıt örnekleri, ödeme dekontu, tanık beyanları, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, hukuki niteliği itibariyle menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı taraf, takibe konu 23.08.2018 keşide tarihli 30.000 TL bedelli çek ve 23.09.2018 keşide tarihli 40.000 TL bedelli çeklerden borçlu olmadığını, çekte alacaklı olarak gözüken davalı ile ticari bir ilişkisinin olmadığını, 30.000 TL’lik çek bedelini davacının eşine elden ödediğini, 40.000 TL’lik çek bedelini ise dava dilekçesinde sunmuş olduğu dekonttan anlaşılacağı üzere ödeme yaptığını ileri sürmüştür.
Bilindiği gibi, çek bir kambiyo senedi olup kambiyo senetleri illetten mücerrettir. Yani çeki elinde bulunduran hak sahibi kabul edilip, bunun aksini iddia eden çekten dolayı borçlu olmadığını ıspatla yükümlüdür.
Senetle ispat zorunluluğunu düzenleyen HMK md.200:
“Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Senede karşı tanıkla ispat yasağını düzenleyen HMK md.201:
“Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” şeklindedir.
Dava tarihi olan 2020 yılı için bu parasal sınırlar 4.480 TL’dir.
Bu kapsamda somut olay incelendiğinde, çek yaprağının incelenmesinde davalının çekte yetkili ve meşru hamil göründüğü, davalının ciranta olarak isim ve imzasının bulunduğu, dolayısıyla çekin lehdarı davacı ile ciranta davalı arasında ticari ilişkinin olmadığı iddiasının dinlenmesinin çekin kambiyo vasfından ve illetten mücerretlik vasfından dolayı mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Davaya konu çeklerin tutarı, davanın görüldüğü tarihteki parasal sınır olan 4.480 TL’yi geçtiğinden ve davalı vekilinin tanık dinlenmesine muvafakat vermediği açıkça anlaşıldığından senetle ispat zorunluluğu maddesi ve senede karşı tanıkla ispat yasağı uygulanmalıdır. Bu kapsamda, her ne kadar mahkememizin 4.celsesinde tanıklar dinlenilmiş ise de, yukarıdaki HMK 200 ve 201.maddelerine aykırı olarak dinlenen tanık anlatımlarına bu sebeple itibar edilmemiştir.
Her ne kadar davacı, 30.000 TL’lik çek bedelini davacının eşine elden ödediğini, 40.000 TL’lik çek bedelini ise dava dilekçesinde sunmuş olduğu dekonttan anlaşılacağı ileri sürmüş ise de; yukarıda anlatıldığı üzere davacının 30.000 TL ödeme yaptığı iddiasını senetle ispatlaması gerekirken ispatlayamadığı, bu hususta tanık dinlenemeyeceği, yine 40.000 TL’lik ödeme yapıldığı iddia olunan kısım için ise dava dilekçesinin ekinde yer alan dekont incelemesinde, gerek havale edenin davacı olmadığı, gerek havale alanın davalı olmadığı ve gerekse gönderilen tutarın açıklanmasında yapılan ödemenin bahse konu çeke hasren ödendiği yazılmadığı gibi ne için gönderildiğine dair de herhangi bir atıf yapılmadığı, dolayısıyla gönderilen tutarın çek bedeli olarak gönderildiğinin anlaşılamadığı, bu hususta tanık dinlenemeyeceği, dolayısıyla davacının takibe konu çeklerden borçlu olmadığını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-İİK. 72/5 Maddesi gereğince takibe konu alacağın %20’si olan 19.280,25 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 1.646,30 TL’den mahsubu ile bakiye 1.466,40 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 15.424,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/02/2023
Katip …
¸e-imzalıdır.
Hakim …
¸e-imzalıdır.
Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.