Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/628 E. 2021/819 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/628
KARAR NO : 2021/819

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [16321-23972-78469] UETS
DAVALI : … – … …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2020
KARAR TARİHİ : 10/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; alacaklı müvekkili … – …. Peyzaj & Havuz’un davalıya faturası dava dilekçesi ekinde sunulan ve icra takibine konu edilen mal ve hizmeti verdiğini, fatura tutarı 8.260,00 TL’nin yalnızca 2.000 TL’sini ödediğini, kalan tutar olan 6.260,00 TLnin ödenmediğini, bu kapsamda Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2019/11144 sayılı takip dosyasıyla takip başlattıklarını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu, bu nedenle davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, ilamsız takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Davada, mahkemenin görevli olup olmadığının incelenmesi HMK.nun 114/c bendi gereğince dava şartlarından olup; mahkemece re’sen incelenmesi gerekir.
Ticaret Mahkemelerinin görevi TTK.nun 4. ve 5.maddelerinde gösterilmiş olup, bu maddelerde belirtilen dava ve işlere bakmaya görevlidir.
Bir davanın ticari dava sayılabilmesi ve ticaret mahkemesinde görülebilmesi için ya taraflardan her ikisinin tacir olup uyuşmazlığında ticari işletmeleri ile ilgili bulunması yahut taraflar tacir olmasa bile dava konusu uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen işlerden kaynaklanmış olması gerekmektedir. Bu ikinci halin istisnası ise 6502 sayılı yasa kapsamında taraflardan birinin tüketici olmasıdır.
Davacı vekili duruşmadaki beyanında takibe konu edilen fatura konusu peyzaj işini davalının şahsi evine gerçekleştirdiklerini ifade etmiştir. Bu durumda dava konusu yönünden davalı hizmet alan/ tüketici, davacı ise hizmeti veren konumundadır.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. Aynı maddede, tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olduğu, satıcının ise, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği düzenlenmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendinde, bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerektiği, 83. maddesinde ise, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Dolayısıyla bu yönüyle değerlendirme yapıldığında mahkememiz yargılamada görevli değildir. Bu sebeple aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın HMK’nun 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2. Maddesi gereğince davanın usulden (görev yönünden) REDDİNE, görevli Mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
Karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20. Maddesinde öngörülen iki (2) haftalık kesin süre içerisinde müracaat edilmesi halinde dosyanın görevli Bursa Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeye mütakip süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmadığında dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin hatırlatılmasına,
Yargılama giderlerinin esas hakkında karar verecek mahkemece değerlendirilmesine,
Dair Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır