Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/618 E. 2023/680 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/618 Esas – 2023/680
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/618 Esas
KARAR NO : 2023/680

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … ELEKTRONİK MAKİNA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ BURSA 2 ŞUBESİ – ……
VEKİLİ : Av. CÜNEYT ÖZKAN – [16616-16674-87485] UETS
DAVALI : … LOJİSTİK HİZMETLERİ LİMİTED ŞİRKETİ – Spine Tower Büyükdere Cad. No:243 Kat: 3 Maslak 34398 Sarıyer/ İSTANBUL
VEKİLİ : Av. …. – [16625-26465-…….] UETS
DAVA İHBAR OLUNAN :… ACENTELİĞİ ANONİM ŞİRKETİ -[25999-67396-……] UETS
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili şirkete; 226,40 USD Gümrük vergisi, 625,00 USD Araç bekleme ücreti, 312,50 USD Araç bekleme ücreti, 750.00 USD Gümrük giriş ücreti olmak üzere 1.913,90 USD tutarında fatura düzenleyerek tebliğ ettiğini, Müvekkilinin, yasal süresi içerisinde itiraz ederek faturaları iade ettiğini, Yapılan görüşmeler neticesinde müvekkili şirketin 750,00 USD gümrük giriş ücretini kabul ederek ödediğini, sair tutarları ise kabul etmediğini, Davalı şirketin ise 750,00 USD’lik ödemeyi de mahsup etmeksizin İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyası ile 1.913,90 USD” nin tahsili talepli icra takibi başlattığını, bilahare yetki itirazı sonucunda Bursa 4.İcra Müdürlüğünün 2020/1292 Esasına kayıt edilen icra takibin, müvekkili şirket tarafından gözden kaçırılması nedeniyle kesinleştiğini ve müvekkilinin haciz baskısı altında ödemek zorunda kaldığını Müvekkili şirkete ait ürünün geç tesliminden kaynaklanan beklemenin tamamen davalı şirketin kusurundan kaynaklandığını ve 750,00 USD haricindeki tutarın davalının sorumluluğunda olduğunu ve davalının mail yazışmalarında bunu kabul ettiğini iddia ederek, müvekkilinin haksız yere icra dairesine ödemek zorunda kaldığı 16.686,84 &” nin ödeme tarihi olan 13.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkili şirketin icra takibi, davacının ödeme gününde, ancak ödemenin yapılmasından önce başlattığını, her iki işleme ilişkin belgelerin saatinden bunun açıkça anlaşıldığını, mükerrer ödenen bedelin (750 USD) dava dilekçesinin tebliği ile anlaşılabildiğini ve müvekkili şirketçe davacı şirkete iade edildiğini, Taraflar arasındaki taşıma ilişkisinin sabit olduğunu, müvekkilinin akdi taşıyıcı, davacının ise gönderen konumunda bulunduğunu, fiili taşıyıcının ise dava dışı firma odluğunu, taşımanın karma taşıma niteliğinde kapıdan kapıya taşıma olduğunu, İcra dosyasının incelenmesinden alacağın; gümrük vergisi 226,40 USD, araç bekleme ücreti 625,00 USD ve araç bekleme bedeli 312 USD olmak üzere üç kalemden oluştuğunu, gümrük giriş ücreti olan 750,00 USD’nin ise ödeme ile sona erdiğini, Taraflar arasındaki ihtilafa CMR hükümlerinin uygulanması gerektiğini, zira ziya, hasar ve gecikmenin karayolu taşıması sırasında gerçekleştiğini, Davacının ihraç ettiği malın alıcısının ABD şirketi olduğunu, ancak malın teslim edileceği adres ve kişinin davacı tarafından taşıma sırasında değiştirildiğini, müvekkili şirketin bu bildirime uygun navlun teklifi hazırladığını ve bu bedelin sadece taşımaya ilişkin olduğunu, gümrük vb yerel mevzuatça ödenmesi gereken meblağların bu bedel içine dahil olmadığını, dolayısıyla davacının 226,40 USD tutarındaki ilk gümrük vergisine itirazının yerinde olmadığını, Davacı şirketin taşıma esnasında teslim adresinin değiştiğini bildirmesi üzerine müvekkili şirketin bunun yeni masraflara neden olacağını bildirdiğini ve davacı şirketin yetkilisi tarafından bu masrafların kabul edildiğini, dolayısıyla bekleme ücretlerini de ödemesi gerektiğini, İşbu değişikliğin gerektirdiği ödemelerin fiili taşıyıcı tarafından müvekkili şirkete yansıtılmasının zaman aldığını, fakat müvekkili şirket tarafından davacı şirkete herhangi bir gecikme olmaksızın yansıtıldığını, müvekkili şirketin bu bedelleri cari hesap yöntemiyle ödediğini, Müvekkili Şirket tarafından dilenen özrün konteynırlarda meydana gelen gecikmeden değil, faturaların yansıtılmasındaki gecikmeden kaynaklandığını, Faiz talebinin fahiş olduğunu ve taraflar arasındaki borcun yabancı para borcu niteliğinde olmasından dolayı 3095 sayılı Kanun uyarınca *Devlet banklarının o yabancı para için açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı” uyarınca faiz yürütülmesi gerektiğini, İleri sürerek davanın reddine, tamamen reddinin mümkün olmaması halinde kısmen reddine, davacının ikrar ettiği 750,00 USD’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Davanın icra takibi nedeniyle ödenmiş olan bedelin istirdadı talebine ilişkin olduğu görüldü.
Yargılamada dosyanın Uluslararası Kara ve Deniz Taşımacılığı konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş , alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında özetle; Davacı ile davalı arasındaki ihtilafın Türkiye-ABD arasındaki, denizyolu ve karayolu olmak üzere iki ayaktan oluşan karma nitelikli bir taşıma işinden kaynaklandığı; İhtilafın karayolu ayağındaki taşımandan kaynaklanması sebebiyle CMR hükümlerinin uygulanması gerektiği, ancak davanın CMR konvansiyonunda düzenlenmeyen hallerden (masraf ve bekleme ücreti) doğması nedeniyle, bunun sadece bekleme ücretine ilişkin karayolu taşımalarını düzenleyen TTK m.883/3’ün huzurdaki davada uygulama alanı bulacağının tespiti bakımından önemli olduğu; Davacı şirketin davalı taşıyıcıya talimat vererek, teslim adresini taşıma sırasında değiştirdiği, gerek bu talimattan önceki kısımda taşıma ve gerekse bu talimattan sonraki kısımdaki taşımanın door to door (kapıdan kapıya) taşıma ücreti ve tüm maliyetler dahil fiyat üzerine mutabakat oluştuğu ve davacı şirketin bu yükümlülükleri yerine getirdiği; Adres değişikliğine ilişkin talimattan önceki (ABD limanı-denizyolu taşıması) taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, ancak taşımanın 13 gün gecikme ile başlamasına rağmen bunun huzurdaki davanın konusu olmadığı; Continous bond satın alınmasına ilişkin davacı şirket talimatının ise 04.03.2019 tarihinde verildiği ve bunun, davacı şirketçe de kabul edildiği üzere 3. No altında belirttiğimiz irade mutabakatının dışında bir durum olduğu, davalı taşıyıcının bu talebinin yerinde olduğu ve bu işlemden doğan 750,00 USD’nin (mükerrer ödeme iade edilmiş) davalı lehine mahsup edilerek (1.913,90 USD -750 USD -— 1.163,90 USD ve faizi 6,92 USD’nin TOPLAM 1.170.82 USD miktarında) istirdadının yerinde olacağı; Taraflar door to door taşımanın bütün maliyetleri üzerine anlaşma yaptıklarından 226,40 USD’nin davacı tarafa istirdadının yerinde olacağı; Davacı ve davalı teslim adresi değişikliği bakımından da bütün maliyet ve taşıma dahil olmak üzere irade mutabakatına vardıkları, bu nedenle bekleme ücreti olarak tahsil edilen 937,50 USD’nin davacıya istirdadının yerinde olacağı; İcra takibi nedeniyle işlemiş faiz olarak ödenen 6,92 USD takip öncesi faizin temerrüt de sabit olmadığı gözetilerek davacıya istirdadının yerinde olacağı; Davacı TL olarak ödeme yaptığı ve TL olarak huzurdaki davada talepte bulunduğundan dolayı istidadına karar verilen meblağ üzerinden, fiili ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı Faiz kanunu uyarında avans faizi yürütülmesinin yerine olacağı; 31Mart -10 Nisan arasındaki beklemenin davalı taşıyıcının risk alanında ortaya çıkan sebepten doğması nedeniyle, ancak iki günlük bekleme ücreti olarak 187,50 USD’nin davalının uhdesinde bırakılmak suretiyle mahsup edilerek bakiye (1.170,82 USD —187,50 USD — 983,32 USD ) davacıya istirdadının uygun bulunabileceği, Beklemenin tamamı davalı sorumluluk alanında olduğu, derhal geri bildirim yapılarak beklemeden ücret alınacağının gönderen bildirilmemiş olmasından davalının sorumlu olduğu, KÖK rapor kanaatimin devam ettiği, buna göre davacı yanın 1.170,82 USD fazla ödemesini iade talep edebileceği, Beklemenin iki (2) gün makul süre olduğu varsayımında, davacının iade talep edebileceği miktarın 983,32 USD hesaplandığı, Toplam beklemenin gönderen risk alanından kaynaklandığı iddiasına itibar edilecek olursa, davacının 233,32 USD iade talep edebileceğinin hesaplandığı hususlarının tespit edildiği bildirilmiştir.
Dosyada alınan İcra Hukuku Alanında Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin kök ve ek raporunda özetle; davacı tarafın 02/10/2020 dava tarihi itibariyle istirdadını talep edebileceği tutarın 6.309,96 TL ana para, 192,54 TL faiz olmak üzere toplam 6.502,25 TL olduğunun, Takibe konu edilen faturada, davacının sorumluluğunun 750,00 USD olduğunun kabul edilmesi durumunda, davacıdan fazla tahsil edilen miktarın 10.282,14 TL olduğu, Takibe konu edilen faturada, davacının sorumluluğunun 930,58 USD olduğunun kabul edilmesi durumunda, davacıdan fazla tahsil edilen miktarın 8.808,80 TL olduğu, Takibe konu edilen faturada, davacının sorumluluğunun 1.680,58 USD olduğunun kabul edilmesi durumunda, davacıdan fazla tahsil edilen miktarın 2.686,71 TL olduğu hususlarının tespit edildiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının incelenmesinden taraflar arasındaki uyuşmazlığın, Türkiye ile ABD arasındaki deniz yolu ve kara yolu olmak üzere iki ayaktan oluşan karma nitelikli bir taşıma işinden kaynaklandığı, ihtilafın kara yolu ayağındaki taşımadan kaynaklanması sebebiyle CMR hükümlerinin uygulanması gerektiği, ancak davanın CMR Konvansiyonunda düzenlenmeyen hallerden doğması nedeniyle sadece bekleme ücretine ilişkin kara yolu taşımalarını düzenleyen TTK 883/3 maddesinin eldeki davada uygulanması gerektiği, davacı şirketin davalı taşıyıcıya talimat vererek teslim adresini taşıma sırasında değiştirdiği, bu talimattan önceki kısımdaki taşıma ve bu talimattan sonraki kısımdaki taşımanın kapıdan kapıya taşıma ücreti ve tüm maliyetler dahil fiyat üzerine mutabakat oluştuğu, davacı şirketin yükümlülüklerini yerine getirdiği, TTK madde 868/5 hükmüne göre taşıyıcı kendisine verilen emir ve talimatları ve gönderenin tasarruflarını yerine getirmeyecekse bunu gönderene bildirmelidir, bu hükme göre talimatı alan taşıyıcı talimata uygun bir şekilde taşıma sürecini yerine getirecektir, aksi durumu gönderene bildirecektir, davalı hiç geri bildirim yapmadan beklemeye girmiştir, beklenen 7 günü bulan süre davalının risk alanındadır, zira taşıyıcı derhal geri bildirim ile bunun için ne kadar bekleme ve araştırma süresi gerektiğini gönderen davacıya bildirmeli ve bu beklemenin ücretinin de alınacağı hususunu davacıya açıklamalıydı, aksi halde hiçbir bekleme süresi makul olarak kabul edilemez, beklemenin tamamı davalı sorumluluk alanında olduğu, derhal geri bildirim yapılarak beklemeden ücret alınacağının gönderene bildirilmemiş olmasından dolayı davalının sorumlu olduğu, davacı yanın 1.170,82 USD fazla ödemesinin iadesini talep edebileceği, 17/04/2023 tarihli bilirkişi raporuna göre takip konusu faturadaki davacı sorumluluğu, bu durumda 750 USD olup davacıdan fazladan tahsil edilen miktar 10.282,14 TL olmakla söz konusu tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
2-10.282,14 TL’nin ödeme tarihi olan 13/07/2020 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun gereğince işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin REDDİNE,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 702,37-TL harçtan başlangıçta alınan 284,97-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 417,4‬-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 284,97-TL Peşin Harç, 54,40 TL Başvurma Harcı, 1.300,00 TL Bilirkişi Ücreti ve 241,1‬-TL tebligat ve müzekkere masrafından oluşan yargılama gideri toplam 1.880,47-TL’nin davanın kabul ret oranına göre 1.156,48-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 6.404,70-TL nispi vekalet ücretinin (daha fazlasına hükmedilemeyeceğinden) davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
26/05/2023

Katip ……
E-Imzalıdır.

Hakim …..
E-Imzalıdır.