Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/559 E. 2022/211 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….. .
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
-KONKORDATO-

ESAS NO : 2020/559 Esas
KARAR NO : 2022/211

BAŞKAN :….. .
ÜYE :….. .
ÜYE :….. .
KATİP :….. .

DAVACI : ….. .

VEKİLİ : Av….. .

FERİ MÜDAHİL :….. .
VEKİLİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av. ….. .

FERİ MÜDAHİL: ……. .
VEKİLLERİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av….. .

FERİ MÜDAHİL ….. .
VEKİLİ : Av….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av….. .
FERİ MÜDAHİL: ….. .
VEKİLİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL:….. …… .
VEKİLİ : Av. ….. .
FERİ MÜDAHİL:….. .
VEKİLİ : Av. ….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL:….. .
VEKİLİ : Av. ….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av….. .

FERİ MÜDAHİ : ….. .
VEKİLİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL : ….. ….. .
VEKİLİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL: ….. .
VEKİLLERİ : Av….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av….. .

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında;
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı şirketin mali tabloların incelenmesi neticesinde döviz kurlarındaki artış ve dalgalanmalar, faiz oranlarının artması, nedeniyle davacı şirketin gelir gider dengesi ve nakit akışlarındaki bozulmaların şirketin faaliyetini ve ekonomik güvenliğini tehlikeye soktuğu gerekçesiyle geçici mühlet talebinde bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamının incelenmesinde ;
Davacı vekili dilekçesine eklediği konkordato ön projesinde vade konkondatosu teklif etmiştir.
Adi konkordato, iflasa tabi olup olmadığına bakılmaksızın, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun borçlarını proje ile belirli bir vade veya indirim yoluyla yeniden yapılandırabilecekleri bir hukuki imkandır. Konkordato geçici mühleti başarıya ulaşma ihtimalinin olması durumunda borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir ve ilan edilir.
Konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlu veya borçlunun iflasını isteyebilecek alacaklılardan biri, Asliye Ticaret Mahkemesine vereceği dilekçesine İİK m. 286’ da sayılan belgeleri de ekleyerek konkordato mühleti talebinin kabul edilmesi hususunda bir başvuru yapabilir.
Mahkeme talep ile birlikte İİK m. 286’ daki belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettikten sonra borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet verir. Mahkeme geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi konkordato komiseri görevlendirilerek denetlenir (İİK m. 287/3).
Komiser mühletin sonunda mahkemeye bir rapor sunar. Bu rapor neticesinde mahkeme konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna kanaat getirirse, borçluya bir yıllık kesin mühlet verir (İİK m. 289). Bu bir yıllık kesin mühlet, sürenin dolmasından önce komiser veya borçlunun talebiyle altı aya kadar daha uzatılabilmesi mümkündür.
Davacının konkordato başvurusu ve başvuruya eklediği İİK m. 286 da sayılan belgelerin eksiksiz olduğu görüldüğünden davacı borçluya geçici mühlet verilmiştir.
İİK m. 289/3 gereği, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde, borçluya bir yıllık kesin mühlet süresi verilir hükmü uyarınca geçici mühlet içerisinde yapılan incelemeler ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı denetlenmiştir. Mahkememizce, komiser raporu ve alacaklıların da itirazları değerlendirilmiş, borçlunun teklif etmiş olduğu konkordato şartlarına göre borçlarını ödeme ihtimalinin olduğu ve teklif edilen konkordatonun borçlunun ödeme kabiliyetine tekrar kavuşma amacına hizmet ettiği yolunda kanaatine ulaşılmıştır ve borçluya kesin mühlet verilmiştir. Kesin süre içerisine Covid-19 salgını nedeniyle 7226 sayılı kanun kapsamında salgında geçen süre kesin süreye eklenmiştir (Durna, Ümit Erkan: Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle yargıda duran sürelerin konkordato kurumundaki mühlet ve süreler açısındandeğerlendirilmesi,14.05.2020) (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/1232 – 2020/1402).
Kesin mühletin ilanından sonra, İİK m. 299’a göre konkordato komiseri tarafından yapılacak ilanla alacaklıların alacaklarını bildirmesi istenir ve komiser bildirilen alacakların kayıtlarını yapar.
Borçlunun bilançosunda veya alacaklılar listesinde kaydı yer almayan alacaklının konkordato projesi kapsamında yer alabilmesi için alacağını komisere bildirmesi gerekmektedir.
Borçlunun bilançosunda kayıtlı alacaklıların ilan tarihinden itibaren alacaklarını bildirme zorunluluğu bulunmamaktadır (m. 299). Bu şekilde, bilançoda yeralan alacaklar ve ilan yoluyla bildirilen alacaklar olmak üzere alacaklılar iki bölüm oluşturmaktadır.
Alacaklılar, komiser tarafından yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde alacaklarını bildirmeye davet olunur ve komiserin bu ilanı (m. 299), İİK m. 288’deki usule uygun şekilde yaptırması gerekecektir.
Buna göre komiser tarafından davacı borçlu için alacaklılara ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet için gerekli ilanlar yapılmış ve ilanda, alacak bildiriminin yapılacağı adresin ve hangi zaman içinde yapılabileceği, alacağını süresinde bildirmeyen alacaklıların, alacaklarının borçlunun bilançosunda da kayıtlı olmaması durumunda, kanun maddesinde belirtilen konkordato müzakerelerine alınmayacağı hatırlatılmıştır.
Buradaki onbeş günlük süre içerisinde alacağın komisere bildirilmesi yükümlülüğü, borçlunun bilançosunda göstermiş olduğu alacaklar veya borçlunun konkordato projesinde göstermiş olduğu listede yeralan alacaklar hakkında geçerli değildir. Alacaklar bildirildiğinde komiser, borçlunun ticari defterlerini, bilançolarını ve beyanlarını dikkate alarak, alacakların gerçek olup olmadığı hakkında gerekli incelemeleri yapar ve İİK m. 302’e göre alacaklılar toplantısına sunacağı raporu hazırlayarak, alacaklıların bilgisine sunar. Şayet bilançoda bulunmayan alacaklar yahut alacak olarak bulunupta bilanço da yer alan alacak ile alacaklı tarafından bildirilen alacak arasında farklılık varsa ve borçlu bildirilen bu alacağı kabul etmezse bu alacak çekişmeli alacak statüsüne girdiğinden oylamada bu çekişmeli kısım nazara alınmayacaktır. Ancak alacağı hiç bildirilmeyen yahut düşük bildirildiğini düşünen bu alacaklının İİK uyarınca çekişmeli alacak yönünden dava açma hakkı saklıdır.
Burada borçlunun bildirdiği alacak tutarı ile alacaklının iddia ettiği tutar arasındaki fark miktarı çekişmeli alacak düzeyindedir. İİK’nun 302.maddesinin 4.fıkrasına göre ;”çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.”
Buradaki hükümden çekişmeli olan alacakların tamamı hakkında bir alacak yargılaması yapar gibi mahkemenin belirleme yapma yükümlülüğü bulunduğu sonucu çıkartılmamalıdır. Böyle bir durumda çekişmeli alacakların araştırılması yoluna gidilecek olursa konkordatoya ilişkin sürelerin yasada sınırlı olarak belirlenmiş olması da dikkate alındığında alacaklar hakkında yargılama yapar gibi araştırma yapmak konkordato yargılama usulüne aykırıdır. Dosya üzerinden basit bir belirlemeyle karar verilebilir olan çekişmeli alacaklarla ilgili mahkemece karar verilebilirse de çoğu kez banka kredisinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davalarında alacağın miktarının net bir biçimde belirlenebilmesi birden fazla kez bilirkişi incelemesi ve yıllar süren yargılamalara konu olduğu düşünüldüğünde dosya üzerinden basit belirlemelerle karar verilebilecek haller dışında konkordato oylamasına ve nisabına etki edebilme ihtimali bulunan ve belirlenmesi yargılamayı gerektiren çekişmeli alacakların oylamada dikkate alınması yönünde delil araştırması yapılmak suretiyle müspet karar verilmesi doğru olmayacaktır.
Bu konuda örnek verilecek olunursa; ilama dayalı olan, kesinleşmiş takibe yahut kambiyo senedine dayalı olan alacaklar gibi çekişmeli alacaklar yönünden alacaklılar toplantısında hesaba katılması bakımından bu hususta müspet karar verilip verilmemesi yönünde değerlendirme yapılması heyetimizin uygulaması olarak belirlenmiştir. Bunun dışında ki önemli nitelikte delil araştırması gereken ( keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yapılması gibi) çekişmeli alacaklar için araştırma yapılarak karar verilmesi konkordato yargılama usulüne tezat teşkil edeceğinden bu türden çekişmeli alacaklar toplantı nisabında dikkate alınmaması heyetimizce uygun bulunmuştur. Ayrıca bu alacaklının İİK 308/b maddesi uyarınca çekişmeli alacak yönünden tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içerisinde dava açma hakkı da saklıdır. Dolayısıyla çekişmeli alacak sahibinin haklarının olumsuz etkilenmesinden de söz etmek mümkün değildir. ( Mahkemenin bu konuda verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu bağlamda çekişmeli alacakların ayrıca dava konusu edilmesine imkan sağlanmıştır (İİK m.308/b). Açıklanan nedenlerle çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmamaktadır, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/1401 – 2020/1372 )
Çekişmeli alacaklarla ilgili mahkememizce bir değerlendirme yapılabilmesi için çekişmeli alacak bulunup bulunmadığı ile ilgili komiserden rapor alınmıştır.
… T.A.Ş alacaklısı yönünden beyan edilen 28.12.2021 tarihi itibariyle; ” … İŞ GÜVENLİK MLZ.GIDA TEKS.SAN.TİC.LTD.ŞTİ ‘ den 402.361.07-TL alacaklı bildiriminde bulunduğu, borçlu şirketin kayıtları incelendiğinde, alacaklı bankanın kredi kartlarından ve taksitli kredilerden kaynaklanan mevcut kredilerini 02.07.2020 tarihinde kat ettiği ve ana para- faiz olarak toplam 278.926.83-TL alacağını talep ettiği, bankanın kat tarihindeki talep ettiği alacakla alacağını beyan ettiği tarihe (20.12.2021) kadar 123.434.24-TL faiz tahakkuk ettirdiği, alacaklı hesaplarında ise toplam borç 253.978.54-TL görülmektedir. Aradaki 148.382.53-TL farkın, kat tarihi (02.07.2020) ite atacağını bildirdiği 20.12.2021 tarihine kadar faiz işletmesinden kaynaklandığı görülmektedir. Alacaklı banıka kat tarihinden (02.07.2020) geçici mühlet tarihine kadar (21.09.2020) toplam 81 günlük faiz tahakkuk ettirebilir. Barıkanın 30.06.2021 tarihinde 3. Kişi üzerine kayıtlı rehinli bir aracın satışından kaynaklanan 37.500.00-TL’nin de borca mahsup edilmediği, ayrıca borçlu firma kredi kat tarihi ( 02.07.2020) ile konkordato tarihi (21.09.2020) arasındaki 81 günlük farka faiz %20 oranında faiz hesaplayarak 12.551.71-TL faiz ekleyerek ve toplam borç 291.478.54-TL olarak kayıt etmiştir. Bu borçtan 30.06.2021 tarihinde rehinli aracın satışından kaynaklanan 37.500.00-TL’nin de borçtan düşülmediği ” görülmüştür.
…BANKASI A.Ş. Alacaklısı yönünden beyan edilen 12.03.2021 tarihi itibariyle; ” … İŞ GÜVENLİK MLZ.GIDA TEKS.SAN.TİC.LTD.ŞTİ’ nden 152.190.50 -TL alacaklı bildiriminde bulunduğu, borçlu şirketin kayıtları incelendiğinde, alacaklı bankanın kredi kartlarından kaynaklanan ve 04.02.2021 tarihli müşteri hesap özetinde 131.298.13-TL ana para borcunun olduğu (Borçlu beyanında da 02.07.2020 tarihli toplam borç miktarı bu kadar beyan edilmiştir.) görüldüğü, farkın, ana para borcunun doğduğu tarih (02.07.2020) ile alacağını bildirdiği 12.03.2021 tarihine kadar faiz işletmesinden kaynaklandığı görülmektedir. Alacaklı banka ancak geçici mühlet tarihine kadar (21.09.2020) 81 günlük faiz tahakkuk ettirildiği, borçlu firma ana para borcu tarihi ( 02.07.2020) ile konkordato tarihi (21.09.2020) arasındaki 81 günlük farka faiz %20 oranında faiz hesaplayarak 5.909.33-TL faiz ekleyerek ve toplam borç 137.207.46-TL olarak kayıt ettiği ” bildirilmiştir.
AKTİF YATIRIM BANKASI A.Ş. Alacaklısı yönünden beyan edilen ; ”29.12.2021 tarihli alacaklı bildiriminde çek karinesi bedelinden kaynaklanan … İŞ GÜVENLİK MLZ.GİDA TEKS.SAN.TİC.LTD.ŞTİ’ nden 1.900.00-TL alacak bildiriminde bulunduğu, borçlu şirketin kayıtları incelendiğinde, alacaklı bankaya borcunun olmadığı hatta güncel çek hesabında teminat olarak 21.200.00-TL olduğu görüldüğü” bildirilmiştir.
… MENSUCAT TİÇ.SAN. A.Ş. Alacaklısı yönünden beyan edilen; ” 11.01.2022 tarihli alacaklı bildiriminde … İŞ GÜVENLİK MLZ.GİDA TEKS.SAN.TİC.LTD.ŞTİ’ nden 839.523.72-TL’lik alacaklının alacağı bulunduğu, borçlu şirketin kayıtları incelendiğinde, alacaklı firma ile direkt cari hesap bağlantısının olmadığı, firma kayıtlarında ödenecek çek ve ödeme emirleri hesabında borç olarak görüldüğü, 570.000.00-TL’lik 3 adet çekin verildiği tedarikçiler tarafından ciro edilmesiyle ilişki kurulduğu görüldüğü, aradaki 269.523.72-TL’nin bildirim tarihine kadar dosya kapak hesabına göre ana para + faiz + masrafların hesaplanmasından kaynaklandığı görüldüğü ” bildirilmiştir.
1-11.09.2020 vadetli 200.000.00-TL Garantibankası ….. . no’lu çek
2-31.10.2020 vadeli 200.000.00-TL Garantibankası ….. . no’lu çek
3-23.11.2020 vadeli 170.000.00-TL Aktifbank ….. . no’lu çek
… alacaklısı yönünden beyan edilen ; ” 02.11.2020 tarihli alacaklı bildiriminde … İŞ GÜVENLİK MLZ.GİDA TEKS.SAN,TİC.LTD.ŞTİ’ nden 214.000.00-TL tutarında çek ve senetten kaynaklanan alacağının olduğunu beyan etmektedir, borçlu şirketin kayıtları incetendiğinde, alacaklı firma ile direkt cari hesap bağlantısının olmadığı, firmaya ait 23.10.2020 vadeli 100.000.00-TL’lik Aktifbank 28629 no’lu 1 adet çekin verildiği ortak tarafından şahsi bağlantılarından dolayı ciro edilmesiyle bağlantı kurulduğu görüldüğü, aradaki 114.000.00-TL’nin ortak tarafından şahsi bağlantılarından düzenlenen 2 adet senetten kaynaklandığı ve davacı firmanın söz konusu senetlerde keşideci veya cironta sıfatıyla bir bağlantısının olmadığı tespit edilmiştir. Hatta bu senetlerle ilgili borcun olmadığına dair karşılıklı yazılı mutabakat metni dosyada mevcuttur. Ayrıca firmaya ait çekin vadesi mühlet tarihinden sonra olduğu içinde herhangi bir faiz tahakkuk etmemiştir.” bildirilmiştir
ATEŞ İNŞAAT A.Ş.alacaklısı yönünden beyan edilen; ” 31.12.2021 tarihlinde alacaklı … İŞ GÜVENLİK MLZ.GIDA TEKS.SAN.TİC.LTD.ŞTİ’ nden 253.589.32- TL alacak bildiriminde bulunduğu, borçlu şirketin kayıtları incelendiğinde, alacaklı firmaya karşılıklı mutabakat sonucu konkordato geçici mühlet tarihinde (21.09.2020) 202.039.24-TL borcunun olduğu görüldüğü, mühlet tarihinden sonra 06.10.2020 tarihinde kesilen vade farkı faturası kabul edilmediği, ayrıca alacaklı firmanın elinde bulundurduğu Garantibankasına ait teminat mektubunun mahkeme kararıyla 202.039.24-TL olarak paraya çevrilmesinden dolayı borçlu kayıtlarında borç görülmemektedir. İlgili banka hesaplarında da davacı firma bu tutarda borçlandırılmıştır. Bu haliyle de banka ile mutabakat sağlanıştır. Alacaklı firmanın 31.12.2021 tarihine kadar talep ettiği 41.453.00-TL tutarındaki ticari temerrüt faizide mühlet sonrası olduğundan dikkate alınmadığı” görülmüştür.
… MAKİNA OTM.SİS.İTH.İHR.SAN.TİC.LTD.ŞTİ. Alacaklı yönünden beyan edilen; ” 23.12.2021 tarihli alacaklı bildiriminde 21.09.2020 tarihli … İŞ GÜVENLİK MLZ.GIDA TEKS.SAN.TİC.LTD.ŞTİ” nden toplam 11.767.48-TL alacak bildiriminde bulunmaktadır. Borçlu şirketin kayıtları incelendiğinde, alacaklı firmaya 21.09.2020 tarihinde okadar borcun olduğunu fakat alacaklı firmanın 11.04.2021 tarihli 11.767.41-TL’lik borçlu firmadan aldığı mallara ait faturayı ödemediği ‘bu sebepten borcun olmadığı ” görülmüştür.
… ARAÇ KİRALAMA SERVİS A.Ş.alacaklı yönünden beyan edilen ; ” 13.12.2021 tarihli alacaklı bildiriminde … İŞ GÜVENLİK MLZ.GIDA TEKS.SAN.TİC.LTD.ŞTİ” nden toplam 57.244.69-TL alacak bildiriminde bulunduğu, borçlu şirketin kayıtları incelendiğinde, alacaklı firmaya 52.394.99- TL olduğu görüldüğü, alacaklı firmanın geçici mühlet tarihinden sonra kesmiş olduğu fakat borçlu firma kayıtlarında görülmeyen 5.497.70-TI’lik faturalardan ve borçlu firmanın DBS hesabından tahsil ettiği 648.00-TL’den kaynaklandığı tespit edilmiştir” bildirilmiştir. .
….. . KONFEKSİYON SAN.TİC.LTD.ŞTİ. Alacaklı yönünden beyan edilen; ” 21.10.2021 tarihli alacaktı bildiriminde … İŞ GÜVENLİK MLZ.GIDA TEKS.SAN.TİC.LTD.ŞTİ’ nden ödenmeyen 31.10.2020 vadeli Garantibankası ….. . no’lu çekten kaynaklanan 60.000.00-TL alacak bildiriminde bulunmadığı, şirketin kayıtları incelendiğinde, borçlu firmanın 58.311.98-TL alacaklı firmaya borcunun olduğu tespit edilmiştir. Aradaki 1.688.02-TL’lik farkın borçlu firmanın cari hesaptan dolayı alacaklı firmadan alacağının olmasından kaynaklandığı tespit edilmiştir ” bildirilmiştir.
İncelenen rapor içeriğinden bir kısım alacaklara geçici mühlet tarihinden sonra da faiz işletildiği, bir kısım alacaklılar içerisinde davacı şirketin çekte keşideci yahut ciranta sıfatıyla imzasının bulunmadığı ( alacaklı … tarafından bildirilen kambiyo senedi alacağı) bir kısım alacakların da banka kredi sözleşmesinde hesaplamaya muhtaç alacak içeriklerinden ve uygulanan faizlerin döneminden kaynaklandığı anlaşılmakla konkordato komiserinin belirlemiş olduğu raporun alacak nisabının belirlenmesinde ve toplantı nisabında uygulanmasında sakınca görülmemiştir. Komiser raporunda bildirilen çekişmeli alacakların konkordato komiserinin belirlediği tutarlar üzerinden alacaklılar toplantısındaki oylamada nisapta dikkate alınmasına,
Komiser aracılığı ile konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra, ilanla konkordato projesini müzakere etmek üzere alacaklılar toplantıya davet edilmiş, ilânın birer sureti adresi alacaklılara posta ile gönderilmiş, toplantı günü ilan edilmiş toplantı en az on beş gün sonra 05/02/2022 tarihinde yapılmıştır.
Davacı kesin mühlet sonrası alacaklılar toplantısından önce projesini revize etmiş ve Geçici mühlet tarihinden itibaren faiz işlemeyecek şekilde belirlenen konkordatoya tabi borcun tasdik kararından itibaren 6 ay sonra ödemesi başlamak üzere 48 ayda ve eşit taksitler halinde her ayın son günü olmak üzere ödenmesi şeklinde proje düzenlenmiştir.
Davacının adi konkordato istemine ilişkin olarak 05/02/2022 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında ve daha sonra iltihak süresi içerisinde katılım sağlanarak davacı şirketin 42 alacaklısı bulunduğu ve konkordatoya tabi 13.361.219.16-TL borcun bulunduğu bu alacaklılardan toplantı sonucuna göre 24 alacaklı ve 7.818.229.84-TL’Ik tutarında olumlu oy kullandığı, görülmüştür. Olumlu oy kullanan kişi sayısının oransal olarak % 57,14 olarak borç tutarının da oransal olarak % 58,51 seviyesinde gerçekleştiği, bu durumda davacı şirketin gerekli çoğunluğu sağladığı anlaşılmıştır.
Konkordatonun tasdiki için gerekli koşullar İİK’nın 305. maddesinde sayılmıştır. Bunları beş maddede sıraladığımızda şartlar şu şekildedir:
1- Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması gerekmektedir.
Davacının rayiç bilançoya göre borca batık olduğu görülmektedir. 31.12.2021 tarihli rayiç değer bilançosunda 4.372.431,53 TL aktifi bulunduğu, pasifler toplamının ise 17.439.224,37-TL ‘olduğu buna göre şirketin 13.066.792.84-TL pasif fazlasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Somut uygulamalar nazara alındığında iflas kararı verildiğinde iflas tasfiyesi halinde paraya çevirme sırasında cebri icra yoluyla yapılacak satışlarda var olan kıymetlerin %40 ila %60’ı arasında değişmektedir. Komiser tarafından ortalama oran %50 olarak kabul edildiğinde dahi alacaklıların alacaklarını tamamen almasını sağlamayacaktır. Ayrıca buradan iflas masası giderleri ve diğer giderler düşüldüğünde alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı dana da düşmüş olacaktır. Konkordato projesi kapsamında geçici mühletten itibaren faiz işlemeyecek şekilde belirlenen konkordatoya tabi olan alacaklarının %100’lük kısmını vadelerin sonunda tahsil etmiş olacaklardır. Dolayısıyla her halükarda konkordato projesi kapsamında borçların tasfiye edilmesi, iflas tasfiyesine göre alacaklıların daha lehinedir. Yine ortalama iflas tasfiyesi süreci davacı potansiyelindeki bir şirket için en az beş yıl süreceğinden projedeki vade süresi de alacaklılar bakımından olumsuz sonuç doğurmayacaktır.
2- Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir.
Projenin tasdiki için en önemli şartlardan birisi de kaynaklarla orantılılık olgusudur. Davacı şirket iş güvenliği malzemeleri üretimi alanında faaliyet göstermektedir. Davacının iki ortağı bulunmaktadır
Konkardato Talep Eden Şirketin; 01.01.2020-30.09.2020 dönemi gelir tablosunda 9.994.680.55-TL net satış yaparak, bu satışlar için 7.311.477.36-TL maliyete katlandığı, dolayısıyla 2.683.203.19-TL brüt satış kanı elde ettiği, Bürüt satış karlılık oranının 96 26.85 olarak gerçekleştiği; 01.01.2021 — 31.12.2021 dönemi Gelir Tablosunda ise 8.387.991.75-TL net satış yaparak, bu satışlar için 8.138.323.12-TL matliyete katlandığı, dolayısıyla 249.668.63 -TL brüt satış karı elde ettiği, Bürüt satış karlılık oranının 9 2.98 olarak gerçekleştiği görülmektedir. Düşük bir oranda kalmasının sebebi özellikle 2021 yılı son çeyreğindeki hammadde girişlerinin %100 ‘e yakın artması buna karşılık alınan siparişlerinin daha önceki tarihlerde olması ve büyük kurumsal firmaların fiyat ayarlaması yapmadıkları için davacı tahhütlerini ancak bu şekilde yerine getirmiştir. Ayrıca … bankasına ödenen kredinin faiz giderleri ve firmanın döviz borcunun kambiyo zararları sebebiyle sonuçta 1.925.473.07-TL gelir tablosuna zarar olarak yansımıştır. Kambiyo zararı ve faiz giderteri toplamı bu dönemde 1.712.931.26-TL’dir. İİK m.287’nin gerekçesinde “Konkordatonun başarıya ulaşması ile kastedilen husus, konkordato talebinde bulunanın mali durumunun düzelmesinin mümkün olup olmadığı veya konkordatonun tasdiki şartlarının yerine gelip gelmeyeceğidir.” şeklinde açıklanmıştır. İK m.287’deki bu gerekçeden hareketle, konkordatonun başarıya ulaşma ihtimali bulunup bulunmadığını değerlendirirken, borçlunun hangi amaçla konkordato talebinde bulunduğuna bakmak gerekmektedir.
Borçlu şirket İş elbiseleri ve iş güvenliği ekipmanları konusunda faaliyet göstermekte olup bu
sektörde bilinir ve tercih edilen bir firmadır. Daha önceleri firma ortağının yanlış karar ve yatırımları sonucunda daha sonra ise ülkemizde ve bütün dünyada 2020 yılı başlarındaki pandemiyle başlayan süreç ve ekonomik olumsuzluklar başlamış finansal dengesinin bozulduğu ve Konkordato talep etme durumunda kalmıştır.
Şirkete ait dönemsel Mali Raporların incelenmesi sonucunda ve Aktiflerin Rayiç değerlerine
göre hazırlanmış bilançolar göz önüne alındığında Şirketin TTK.376/3.maddesine göre Borca Batık durumda olduğu belirlenmiştir. Davacının toplam tasfiye edeceği borç miktarından … bankası’nın alacağının davacı şirket sahibinin aile bireylerinden birisinin kefaletinden dolayı ödeyeceği miktarı diğer borçlar bittikten sonra ödeyeceği düşünülüp düştükten sonra kalan miktar firmanın sermaye artırması yada karlılığını artırması halinde projede belirttiği süre ve şekilde ödeyebilir. Kurumsal ve büyük firmaların halen ilk tedarikçi listelerinde olması sebebiyle bunun yanında iş güvenlik ekipmanları bayiliğinin atmasıyla davacının projesi başarıya ulaşacaktır.
Davacı ön projede verdiği proforma gelir tablosuna göre 2020 6 aylık satış rakamının ( 10.374.872.64-TL) %60’ına ulaşarak 6.143.775.60-TL ciro elde etmiştir. 2021 yılında ise 9.200.000.00-TL civarında ciro elde etmiştir.
Her borçlunun işletmesel potansiyeli ve bu potansiyele göre gelecek projeksyonu farklıdır. Önemli olan bu projeksyona göre elde edilecek karlılık ve likidite ile teklif edilen vadelerin uyumlu olmasıdır. Bu vadelerle işletmenin vadelere yayılan projeksiyonda beklenilen işletmesel performansı uyumlu olduğu ve alacaklılarda projede teklif edilen vadelere onay verdiği sürece dürüst işletme için konkordato projesinin tasdik şartları mevcut ve proje kaynaklarla orantılı demektir. Davacı şirkette gelir ve karlılık durumuna göre projesini buna göre revize etmiş ve Geçici mühlet tarihinden itibaren faiz işlemeyecek şekilde belirlenen konkordatoya tabi borcun tasdik kararından itibaren 6 ay sonra ödemesi başlamak üzere 48 ayda ve eşit taksitler halinde her ayın son günü olmak üzere ödenmesi şeklinde proje düzenlenmiştir, projedeki ödeme planı davacı şirketin işletme potansiyeli ve nakit akım öngörüsüne uygun hazırlanmıştır. Projenin başarı ihtimali de işletmenin durumuna göre ödeme planının hazırlanmasıdır, davacı şirketin projesinin bu kapsamda sağlıklı olduğu ve uygulanabilir olduğu kabul edilmiştir. Önemli olan bu projenin alacaklılar tarafından da kabul edilmesidir, nitekim alacaklılar toplantısında yapılan oylama sonucunda da alacaklıların ve alacak tutarlarının yeterli çoğunluğu konkordato projesine onay vermiştir.
Diğer yönüyle davacı şirketin sahibinin kardeşi davacı şirketin önemli bir kısım konkordatoya tabi banka borçlarına kefil olmuştur, kefaletinden kaynaklı olarak gerek dava öncesi gerekse dava sonrası borçların ödemesini yapmaya devam ettiği bu şekilde kardeşine ve dolayısıyla davacı şirkete dolaylı olarak destek olduğu anlaşılmaktadır. Davacı şirket bakımından dolaylı sağlanan bu kaynak davacının borçların tasfiye etmesine de önemli derecede etki etmektir.
Nitekim konkordatonun amacı alacaklıların alacağına kavuşması ve borçlunun borçlarını ödeyebilmesi temeline dayalı olduğundan bunun gerçekleşmesini sağlayacak her somut olgu ve kaynak alacaklıların toplantıda gösterdiği iradeye üstünlük sağlanması bakımından değerlendirmeye alınmalıdır. Özellikle Türk toplumunun önemli temel dinamiklerinden olan aile bağlarının güçlülüğü ve dayanışma olgusu yadsınamaz bir gerçektir. Somut dava dosyasında bu olgu kendini göstermektedir ki dikkate alınmaması doğru olmayacaktır
Alacaklıların yasada öngörülen çoğunlukla ortaya koymuş olduğu iradeye diğer şartlar bakımından ciddi anlamda bir engel yoksa alacaklıların bu iradesine üstünlük tanımak gerekmektedir. Aksi takdirde konkordato ile öngörülen yasal düzenlemenin amacına uygun davranılmış olmayacaktır.
Borca batık olan şirketler için şirket kurtarma yöntemlerinden biri olan iflas erteleme müessesesi ile konkordato kurumu birbirinden önemli ölçüde farklıdır. Uygulamada halen yasa uygulayıcıları tarafından ve çoğu kezde alacaklıları temsilen katılan hukuksal temsilciler tarafından iflas erteleme döneminden miras kalan hukuksal bakış açısı ve alışkanlıklar konkordato kurumuna aktarılarak konkordato uygulamasına bir şekil verilmeye çalışılmaktadır. Oysa bu konkordatonun amaçlandığı şekilde uygulanmasına engel teşkil eden bir durum yaratacaktır.
Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 20.01.2021 tarih 2020/1165 E 2021/123 K sayılı ” Konkordato iflas ertelemenin aksine şirket kurtarma yolu değildir. Alacaklıların alacağına kavuşmasını amaçlayan bu kurum özünde borçlu şirketin faaliyetlerine devamını sağlamayı ve bu sayede borçların ödenmesini amaçlamaktadır” kararı ile bu hususa işaret etmiştir.
Az önce de belirtildiği üzere konkordato müessesesi iflas ertelemeden ciddi ölçüde farklılıklar teşkil etmektedir. Bunlardan en önemlisi borçlunun teklif ettiği konkordatoya alacaklıların oylamada oy hakkına sahip olabilmeleri, konkordato da maddi hukuka tesir edebilecek nitelikte düzenlemeler bulunmasıdır. Bu bakımdan alacaklılar toplantısında alacaklıların ortaya koyduğu iradeye üstünlük tanınması konkordatonun amacına uygun olacaktır. Elbetteki bu durum azınlığın çoğunluğa ezdirilmesi gibi bir sonuç doğurmamalıdır. Konkordatonun başarıya ulaşmasının hiçbir şekilde mümkün olmamasının sabit olması halinde yahut borçlunun kötüniyetli olması halinde yasal çoğunluk sağlansa dahi tasdike karşı çıkan alacaklıların da korunması gerekir.
Ancak projenin başarı ihtimali varsa ve alacaklıların gerekli çoğunluğu da iflas yerine konkordato uygulamasına katılım yönünde irade göstermişse bu projenin tasdik edilmesi hukuka ve yasal düzenlemenin amacına daha uygun olacaktır. Zira iflas tasfiyesi alacaklılar bakımından çoğunlukla olumlu sonuçlar veren bir süreç değildir. Nitekim bunu öngören yasa koyucu İİK’nın 305.maddesinde konkordatonun iflasa göre alacaklılar için daha lehe olması halini düzenlemiştir.
Konkordato müessesesinin bu nedenle önemli farklılıklarını tekrarla birlikte bu durum Yargıtay uygulamalarına da yansımıştır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 20.04.2021 tarih 2021/2083 E 2021/1815 K sayılı kararında bu hususa işaret edilmiştir; “Katı uygulanan konkordato kuralları ne alacaklı ne de ekonomiye katılması amaçlanan borçluya fayda sağlamaz. Aksine çoğunluk oyuyla borçluyla anlaşma sağlamak isteyen alacaklının durumunu da kötüleştirir.”
Bu kapsamda Yargıtay projenin başarıya ulaşmasının hiçbir şekilde mümkün olmaması halinde iflas kararı verilmesi gerektiğini ölçüt olarak belirlemiştir. Dolayısıyla başarı ihtimali bulunan ve alacaklılar tarafından da kabul edilen projenin tasdiki yerine iflas kararı verilmesi doğru olmayacaktır. “Projenin başarıya ulaşmasının hiçbir şekilde mümkün olmaması halinde malvarlığının korunması için iflas kararı verilmelidir. En büyük alacaklının muvafakatinin bulunması konkordato projesinin kabul edilebileceği yönünde bir kanaat oluşturmaktadır.”(Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 20.01.2021 tarih 2020/1165 E 2021/123 K)
Aynı kararda konkordato uygulamasının amacına yönelik olarak şu hususlarda vurgulanmıştır; Konkordatoda amaç, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen, mali durumu bozulmuş olan ve borçlarını ödeyip faaliyetlerini devam ettirmek isteyen dürüst borçluyu koruyarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların, borçlunun muhtemel bir iflasına nazaran, daha fazla ölçüde alacaklarına kavuşma olanağı yaratmaktır. Konkordato ile alacaklılar, alacaklarının bir kısmından vazgeçerler ve/veya borçluya, ödeme konusunda belirli bir vade tanırlar. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkanı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu, piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkanları da korunmuş olur.
Tüm bu ilkeler ortaya konulduktan sonra davacı şirket bakımından değerlendirme yapıldığında; Borçlu şirketin alacaklılar toplantısında alacaklı ve alacak çoğunluğunun önemli bir kısmı tarafından proje kabul görmüştür.
Davacı şirketlerin projesi kaynaklarla orantılı, nesnel, samimi ve iyi niyetlidir.
3-Konkordato projesi İİK m. 302 de öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olmalıdır. İİK’nın 302.’nci maddesinin 3. fıkrasına göre, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.
Davacının adi konkordato istemine ilişkin olarak 05/02/2022 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında ve daha sonra iltihak süresi içerisinde katılım sağlanarak davacı şirketin 42 alacaklısı bulunduğu ve konkordatoya tabi 14.396.682,07-TL borcun bulunduğu bu alacaklılardan toplantı sonucuna göre 24 alacaklı ve 7.818.229.84-TL’Ik tutarında olumlu oy kullandığı, görülmüştür. Olumlu oy kullanan kişi sayısının oransal olarak % 57,14 olarak borç tutarının da oransal olarak % 58,51 seviyesinde gerçekleştiği, bu durumda davacı şirketin gerekli çoğunluğu sağladığı anlaşılmıştır.
Bir kısım alacaklılar toplantı nisabında dikkate alınan 4.200.000,00 TL alacak hakkı sahibinin … … olduğu ve davacı şirketin sahibi olan … … ile akraba olma durumu ve alacağın muvaazalı olma ihtimalini dile getirerek gerekirse bu alacağın gerçek olup olmadığı hususunda inceleme yapılmasını talep etmişlerdir.
Konkordato komiserinden davacı şirket sahibi yetkilisi … … ‘nın abisi olduğu ve bir kısım kredi borçlarına kefalet nedeniyle ödeme yapmak suretiyle toplantı nisabında oy kullandırılan … …’nın ödemiş olduğu kredi borçlarının tutarları ve bundan sonra kefalet dolayısıyla ödeme sorumluluğunda bulunduğu ödeme tutarlarının ne miktarda olduğu varsa kefil ile ilgili banka arasında herhangi bir yapılandırma sözleşmesi yapılıp yapılmadığı, dayanak belgeler de eklenmek suretiyle rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Yapılan incelemede davacı ile Garantibankası arasındaki kredi ilişkisi 24.12.2019 tarihinde yapılan mevcut kredi borçlarının yeniden yapılandırma anlaşması ile 8.000.000.00-TL ana para üzerinden eşit tutarlı 48 ay taksitle ödeme üzerinde anlaşılmıştır. Aylık taksit tutarı 211.719.07-TL’dir. Yapılan bu anlaşmada borçlu sıfatıyla firmanın kendisi kefil sıfatıyla ise ortağı , diğer 3. Kişi ve şirketlerde imzalamıştır. Bu kişilerden biriside şirket yetkilisinin abisi … …’dır. … …’ya ait kefil imza sayfası ve gayrimenkul ipoteği rapor ekinde dosya arasına alınmıştır, yapılan anlaşma ile söz konusu kredinin taksit ödeme günü 23.01.2020 günü başlamıştır. İlk 5 taksiti davacı kendi imkanları ile ödemiştir. Daha sonraki taksitlerde firma nakit sıkışıklığı sebebiyle ödemelerini yapamamıştır. 5.taksitten sonra kalan anapara borcu 7.346.176.50-TL’ dir. davacı bu sıkıntıları baş gösterdikten sonra 21.09.2020 tarihinde konkordato 3 aylık geçici mühletini almıştır. Bu dönemde söz konusu bankaya ilki 23.06.2020 tarihli 6.taksit olmak üzere toplam 6 taksit ödemesi yapılamamıştır. Üçüncü kişi tarafından taksitler kredi geri ödemesi olarak tahsil edilmiştir. Söz konusu işlemlere ait dekontlar ve banka hesap ekstreleri rapor ekinde dosya arasına alınmıştır. … … tarafından 6. Taksit için 17.12.2020 tarihinde para gelmiş ve banka tarafından 18.12.2020 tarihinde kredi tutarı faiz ve gecikmeleriyle beraber tahsil edilmiştir. Son olarak Ocak 2022 dönemine ait 25. taksitini de ödemiştir. Böylelikle kefil tarafından toplam 24.01.2020 tarihine kadar 20 taksit ödenmiş olup bunun tutuarı 4.315.489,22 TL dir. Bu taksitten sonra kalan ana para tutarı 4.322.938.23-TL’dir. 23 taksit ödemesi yapılacaktır. Ödenecek toplam faızlı tutar ise 23 adet x 211.719.07-TL olmak üzere 4.869.538,61 TL dir.
Davacı şirketle hiçbir ticari alışverişi ve ortaklığı bulunmayan davacı şirket sahibinin kardeşinin şirket için yapmış olduğu ödemelerin konkordato nisabında dikkate alınmaması hakkaniyete aykırı olacaktır. Yukarıda açıklandığı üzere , bankaya var olan borç gerçek bir borç olup bu borç mülklerin satışı suretiyle ödenmiştir, dolayısıyla davacı şirkete göre 3. Kişi sayılan bu kişilerin rücu alacakları da gerçek bir alacak olduğundan ve bu konuda herhangi bir şüphe bulunması da mümkün değildir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi ‘ nin 15.09.2021 tarih 2021/1792 E. 2021/100 K. Sayılı ilamında da vurgulandığı üzere davacı şirketle hali hazırda hiçbir hukuksal bağlantısı bulunmayan dava dışı … …’nın alacaklılar toplantısında oy kullanmasının önünde herhangi engel bulunmadığını vurgulamak gerekmiştir.
Bu alacakların temelinin banka borcu olması ve taşınmaz üzerinde ipotek olması da nazara alındığında 3. Kişilerin bu ödeme nedeniyle rücu alacaklarının muvazaalı olduklarını ve muvazaalı olarak oy kullanıldığını kabul etmek mümkün değildir.
İİK ‘ nun 302/3. Maddesi uyarınca oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklıların oy kullanabileceği 206. Maddenin 1. Sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi, çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin ana babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz.
Yasa hükmünden de anlaşılacağı şirketle hiçbir ticari bağlantısı bulunmayan ve şirketten talep edebileceği alacak için oy kullanmasının önünde yasal bir engel yoktur. Buradaki oy kullanma hakkının bulunmadığı biçiminde uygulama belki 302/3.maddesindeki hal kıyasen uygulanarak gerçekleştirilebilir. Bu kıyas da ancak somut olayda hakkaniyetin gerekmesi halinde yapılmalıdır. Zira bu durum için kanunda var olan boşluğu 302/3 kıyasen uygulanıp boşluk doldurulacaksa, alacağın fiktif (gerçek olmama) olması noktasında şüphe olmalıdır. Bu halde grup şirketlerin birbirinden veya gerçekliği şüpheli olan alacaklarında m.302/3’e kıyasen uygulama yapılarak bu kimselere oy kullandırma hakkı verilmeyebilir. Ancak somut halin bu durumla ilgisi yoktur. Zira somut uyuşmazlıkta, fiktif bir alacağın yani gerçekte olmayan bir alacağın varlığından söz etmek mümkün değildir. Nitekim davacı şirket ….. . kredi kullanmış ve bu kredi borcu için … … kefil olmuş ve rehin vermiştir. … … takibe düşmemek ve ipotekli taşınmazın satışı gerçekleşmemesi için bankaya olan taksitler ödenmiş ve ödenmeye de devam etmektedir. Burada şirketin gerçek bir borcu olduğu, bu borcun da … … tarafından ödendiği dolayısıyla şirketin bu kişiyede gerçek bir biçimde borçlandığı ortadadır. İİK m.302/3 maddesinin kıyasen uygulanmasını gerektirecek muvazaa şüphesi bulunmamaktadır.
Nitekim Yargıtay 6. Hukuk Dairesi ‘ nin 15.09.2021 tarih 2021/1792 E. 2021/100 K. Sayılı kararında da belirttiği üzere; rehni 3. kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesi konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyecektir. Bu haliyle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesini konkordato kapsamında engellenmesi kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemez. İ.İ.K.nda bu ve buna benzer maddelerde amaç borçlunun malvarlığını korumak ve bu sayede konkordato projesinin başarıya ulaşmasını sağlamaktır. Alacağı 3. kişi rehni ile teminat altına alınan alacaklı kanundaki sınırlamalara bağlı kalmadan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilecek ve asıl borçlunun konkordato takibinin kabul edilmesi halinde rehinden karşılayamadığı alacak için konkordatoya tabi olarak talep edebilecektir. Malı satılan 3. kişide rücû alacağını ancak konkordato nisabına dahil edilmesi halinde talep edilebilcektir.

4- İİK’nın 206. maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmemesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe, yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir. İmtiyazlı alacaklıların alacaklarından açıkça vazgeçmesi halinde borçlunun teminat göstermesine gerek kalmayacaktır.
Mühlet içi borçlara ilişkin olarak davacı şirketin konkordato mühleti içerisinde oluşan borç tutarı 1.710.161,59 TL’dir, Firmaların çok büyük çoğunluğu teminatsız Cari hesap şeklinde vadeli olarak çalıştıkları için borçlunun teminat göstermesinden feragatlerini beyan etmiştir. Teminattan feragat beyan edilen tutar 1.700.000,00 TL ‘dir. Teminatlandırılması gereken 10.161,59 TL mühlet borcuna ilişkin Şekerbank A.Ş ‘nin hesabına yatırılan bankanın dekontunun ibraz edilmiştir. Bu şekilde davacı şirketin bu konkordato şartını da yerine getirdikleri görülmüştür.
5- Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir.
Adi konkordatoya tabi borç kapsamında davacının komiser tarafından belirlenen 14.396.682,07-TL TL borcun mevcut harçlar tarifesi uyarınca binde 2,27 oranına göre alınması gereken tasdik harcı miktarının 32.680,47 TL olduğu, davacı şirketin harcın tamamlanmış olduğu görülmüştür. Konkordato tasdiki için gereken yargılama gideri bakımından dosyada yatırılmış olan avans yeterli olduğundan davacı tarafça başkaca bir yargılama gideri yatırılmasına gerek duyulmamıştır.
Davacı şirketin adi konkordato tasdik şartlarını sağladığı kabul edildiğinden tasdik talebinin kabulü ile geçici mühlet tarihinden itibaren faiz işlemeyecek şekilde belirlenen konkordatoya tabi borcun tasdik kararından itibaren 6 ay sonra ödemesi başlamak üzere 48 ayda ve eşit taksitler halinde her ayın son günü olmak üzere ödenmesine karar verilmiştir.
İİK m.294/2 uyarınca rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi duracaktır. M.288/1 uyarınca geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından faizlerin duracağı tarih geçici mühletin başladığı tarihtir. Nitekim Yargıtay 15 HD 23.06.2021 tarih 2021/2089 E, 2021/2943 K sayılı ilamında da “kesin mühletin faize ilişkin düzenlemesi geçici mühleti de kapsayacağından” görüşüyle aynı hususa işaret etmiştir.
Geçici mühlet tarihinden sonra da faiz işlemesi duracaktır. Davacı şirketin konkordato projesinin tasdikine karar verilirken geçici mühleten önce doğan faizli alacakların faiz kısımlarına etki etmeyecek biçimde hüküm kurmak için “Konkordatoya tabi borcun geçici mühlet tarihlinden itibaren faizsiz olarak” şeklinde belirleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Nitekim Yargıtay da bir ilamında bu hususa işaret ederek ilk derece mahkemesi kararını düzelterek onamıştır. “Yukarıda anılan kanun maddeleri gereğince kesin mühletin faize ilişkin düzenlemesi geçici mühleti de kapsayacağından konkortadoya tabi borçların geçici mühlet tarihinden itibaren faizsiz olarak ödenmesinin karalaştırılması gerekir. Hükmün bu nedenle konkordato talep eden davacı yararına bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.”(Yargıtay 15 HD 23.06.2021 tarih 2021/2089 E, 2021/2943 K)
Bunun önemi şuradadır. Konkordato talep eden borçlunun geçici mühlet öncesinde işleyen bir kısım faizli borcu bulunabilir. Bu alacakların faizlerinde tenzilat yapmak faizli olmayan alacaklarda tenzilat yapılmaması faizli olan alacaklarda ise tenzilat yapılması sonucunu doğuracaktır ki bu alacaklılar açısından eşitsizliğe neden alacaktır. Nitekim davacıya bu husus hatırlatılarak projeyi revize edip etmeyeceği sorulmuş davacı taraf duruşmada geçici mühlet tarihinden itibaren faiz işlemeyecek biçimde konkordatoya tabi olan borcun ödenmesi şeklinde projesini düzeltmiştir.
Geçici mühlet tarihinden önce faiz işleyen borçlar bakımından, çekişmeli alacaklara ilişkin davalarda veya gerekçe içeriğinde açıklanan ve yargılaması devam eden davalarda ileride mahkemelerce verilecek hükümlerde konkordato borcuna dahil olup geçici mühlet tarihine kadar işleyen faiz alacak kalemleri ortaya çıkabilir. Bu durumda geçici mühlet tarihinden önce işlemiş faizi bulunan ve sonradan ortaya çıkan alacaklar konkordato borcuna bu faizli kısımları ile dahil olacaktır.
Benzer bir şekilde borçlu kayıtlarında yer almayan ve vadesi geçici mühlet tarihinden önce olan bir kambiyo senedi alacaklısı komiserin ilanına rağmen 15 günlük sürede alacağını bildirmemiş ise İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrasına göre “Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.” hükmü uyarınca işlemiş faizli kısmı ile konkondato borcuna dahil olacaktır. 15 günlük sürede böyle bir alacağı bildirmemenin müeyyidesi alacaklılar toplantısına katılamamak nisapta yer alamamak ve oy kullanamamaktır. Yoksa alacağını bildirmeyen alacaklının alacağı yok kabul edilmeyecektir.İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrası uyarınca konkondato bu alacaklı için de mecburi olacaktır.
Bu düzenlemeye göre projede yer alsın veya yer almasın anılan borçlar için konkordato hükümleri geçerli olacağını hatırlatmakta yarar vardır. Zira bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olacağından bu nitelikteki borçlar da tasdik kararı kapsamındadır.
Açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacı … İŞ GÜVENLİK MALZEMELERİ GIDA TEKSTİL SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ (Mersis NO:…), (Ticaret Sicil No:…)’nin talebinin KABULÜ ile projenin TASDİKİNE,
2-Geçici mühlet tarihinden itibaren faiz işlemeyecek şekilde belirlenen konkordatoya tabi borcun tasdik kararından itibaren 6 ay sonra ödemesi başlamak üzere 48 ayda ve eşit taksitler halinde her ayın son günü olmak üzere ÖDENMESİNE
3-Mahkememizce kesin mühletin İİK’da öngörülen sonuçlarının kendiliğinden sonlandığının açıklanması ile mahkememizce verilen tüm tedbir kararlarının KALDIRILMASINA,
4-Konkordato Komiseri … … ‘ın komiserlik görevinin SONLANDIRILMASINA,
5-… …’ın İİK 306/2.maddesi gereğince tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetimi sağlamak üzere ATANMASINA,
6-… …’dan borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir rapor ALINMASINA,
7-… …’a aylık 1.500,00 TL ücret takdiri ile bu giderin şirket kasasından ÖDENMESİNE,
8-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan başlangıçta alınan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Tasdik kararının İİK 288.maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
Dair davacı vekili ile duruşmaya katılan Alacaklı vekillerinin yüzüne karşı davacı bakımından kararın tebliğinden itibaren, itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise kararın ilanından itibaren on gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2022
İş bu kararın gerekçesi 03/03/2022 tarihinde yazılmıştır.
Başkan ….. .
e-imza
Üye ….. .
e-imza
Üye ….. .
e-imza
Katip ….. .
e-imza