Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/553 E. 2021/276 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/…
KARAR NO : 2021/276

HAKİM : … …
KATİP : ….
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …..
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … ..

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Bursa 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/… Esas-2020/… Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememizin 2020/… Esas sırasına tevzi edilerek yargılamaya devam olunmuştur. Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyası ile 11/02/2019 tarihinde, 46.393,08 TL tutarında icra takibi başlatıldığını, icra takibi neticesinde müvekkiline gönderilen ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, 17/02/2020 tarihinde TK. 21. Maddesine göre muhtara teslim edildiğini, müvekkilinin söz konusu tebligatın muhtara yapılmasına sebebiyle icra takibine itiraz süresi içerisinde öğrenemediğini, tarafınca 27/02/2020 tarihinde Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesine yapılan 2020/…. esas sayılı itirazın taleplerinin ilgili mahkemece 2020/… karar nosu ile süre yönünden reddedildiğini, takip ve ödeme emrine konu 32.500 TL miktarlı, 19/10/2014 tanzim tarihli, 30/05/2015 vade tarihli senet 11/12/2015 tarihinde müvekkili tarafından ödendiğini, açıklanan nedenlerle öncelikle ve ivedilikle teminatsız olarak tedbiren icra takibinin durdurulmasına yahut teminat mukabili Bursa 16. İcra Dairesi 2020/… Esas sayılı icra dosyasında vezneye girebilecek paranın alacaklıya ödenmemesine, davalı aleyhine açılan haksız menfi tespit davanın kabulüne ve icra takibinin iptaline, alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ CEVABI ; müvekkilinin yetkili hamil olduğunu, davacının şahsi def’i niteliğindeki ödeme iddiasına TTK’nın 599.maddesi hükmü gereği iyiniyetli hamil olan müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, yukarıda açıklanan nedenle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE : Derdest dava kambiyo senedinden kaynaklanan ve icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf kambiyo senedi vasfındaki bir bonoyu taşınmaz satışı karşılığında ve avans mahiyetinde olmak üzere davalı’ya verdiğini, ancak bono bedelinin ödenmesine müteakip bononun kendilerine teslim edilmediği, bunun yerine davalı tarafından makbuz kesilerek 1 ay sonra senedin teslimi konusunda protokol yapıldığını, ancak davalının bonoyu protokol kapsamında 1 ay sonra kendilerine teslim etmek yerine kötü niyetli olarak ciro ederek icra takibine konu edildiğini ileri sürmektedir. Bono bir ödeme vasıtası olduğundan iddianın ispatı davacının mükellefiyetindedir. Bonoya yönelik olarak aynı zamanda zaman aşımı iddiası da bulunmaktadır.
Davalı taraf taraflar arasındaki ticari sözleşmeye konu edim olan taşınmazı davacıya devretmiştir. Davacı ayrıca davalı tarafından düzenlenen makbuzu da dosyaya sunmuştur. Taşınmaz devrinde bedel alınmadan devir yapılmayacağı yapılan işlemin doğasının bir gereğidir. Aksi söz konusu olsa dahi taşınmazın devredilmiş olması davacının iddialarını destekler nitelikte bir hadisedir. Ayrıca dava konusu olan senedin vade tarihi 30.05.2015 tarihidir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Poliçe ve Bonoda zamanaşımını düzenleyen 740 Maddesine göre “Poliçeyi kabul edene karşı ileri sürülecek poliçeden doğan istemler, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekte zamanaşımına uğrar. Hamilin, cirantalarla düzenleyene karşı ileri süreceği istemleri süresinde çekilen protesto tarihinden veya senette “gidersiz iade olunacaktır” kaydı varsa vadenin dolduğu tarihten itibaren bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” Türk Ticaret Kanununun ilgili maddesine yöre, hamilin düzenleyene (asıl borçlu) karşı ilen süreceği talepler yönünden zamanaşımı süresi 3 yıldır. Düzenleyen için zamanaşımı suresi vadeden itibaren başlar. Bu hüküm doğrultusunda alacaklı ile davacı ödeme emrinin konusu olan senedin vade tarihi 30.05.2015 olduğu için 30.05.2018 tarihi itibariyle borcun zamanaşımına uğradığı kabul edilmelidir.
Davalı hamilin, davacıdan ( keşideci ) dava konusu senette talepte bulunduğu icra takip tarihi itibari ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 732’nci maddesinin 4’üncü fıkrasında “Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.” hükmü yer almakta olup, yine anılan Kanun hükmüne göre bonolar hakkında zamanaşımı süresi dolduktan sonra yasal işlem başlatılması hukuka aykırıdır. zaman aşımı süresinin dolması sebebi ile alacak talebinde bulunabileceği gibi taraflar arasında temel ilişki bulunmadığından temel ilişkiye dayalı dava açılamayacağından davacının, davalıya borçlu olmadığının tespiti , kaldı ki dava konusu bononun zaman aşımı süresinin geçmesi sebebi ile kambiyo senedi vasfının kalmadığı,Davacı ile davalı arasında temel ilişki bulunmadığı , temel ilişkide alacağın ispatı davalıya ait olduğu kambiyo vasfını kaybeden bonoya dayalı olarak davacı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibinde temel ilişkide alacağın ispatının davalıya ait olduğu, , davacı tarafın lehtara yaptığı ödeme defini (hamile) karşı ileri süreceğinden ve eldeki bononun ödendiği sabit olduğundan Tahsili istenen bonoların karşılığı olan hizmet alınmadığından, doğmamış borç için yapılacak herhangi bir ödeme, sadece karşı tarafın sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verecektir. Hukuk sistemimize göre bir borcun kaynağı; ancak sözleşme (TBK 1-48), haksız fiil (TBK 49-76) veya sebepsiz zenginleşme (TBK 77-82) olabilir. Hiç kimse karşılığını almadığı bir hizmetten dolayı borçlu sayılamaz. Tahsili istenen bonoların karşılığı olan hizmet alınmadığından, doğmamış borç için yapılacak herhangi bir ödeme, sadece karşı tarafın sebepsiz zenginleşmesine ve bir tarafın fakirleşmesine sebebiyet verecektir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde yukarıdaki sebeplerle davanın kabulüne, davacının kötü niyet tazminatı talebinin (taraflar arasında ilişki olmadığından ) reddine karar vererek aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile;
Bursa 16.İcra Müdürlüğünün 2020/… sayılı takip dosyasına dayanak teşkil eden 32.500,00 TL miktarlı 19/10/2014 tanzim tarihli 30/05/2015 vade tarihli senet sebebiyle davacı …’ün borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davalı …’nun takipte kötü niyette olduğuna dair yeterli kanaate ulaşılamadığından aleyhine haksız takip tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 2.220,07 TL harçtan başlangıçta alınan 54,40 TL peşin harç ve 737,88 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik kalan 1.427,79 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 881,88 TL harç ve 68,50 TL yargılama gideri toplamı 950,38 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 4.875,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2021.

Katip ….
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)