Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/535 E. 2021/985 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/535 Esas
KARAR NO : 2021/985

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …..

DAVALI : … –

VEKİLİ : Av. … – .

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2021
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket, Karayolları 2. Bölge Müdürlüğünün 2019/74445 ihale kayıt numarası ile ile ihale ettiği “Karayolları 2 Bölge Müdürlüğü Sınırları Dahilindeki Yollarda Orta Refüjlerde Korkuluk Yapılması İşi” işini yaptırmak üzere davalı şirket ile anlaştıklarını, bu kapsamda davalı şirket ile 08.05.2019 tarihinde Alt Yüklenici sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin 2. Maddesinde İşin süresi “Altyüklenici sözleşme akdi tarihinden itibaren 08/05/2019 Günü İşe başlayacak olup 30/09/2019 tarihinde taahhüdündeki işleri tamamlayacaktır. Altyüklenici işi yukarıda belirtilen tarihte bitirmediği takdirde Müteahhit beher gün için 1.000 (BİN) TL gecikme cezası keser. Ancak bu müddet 10 gün geçtiği taktirde Müteahhit her gün için bu cezayı alarak beklemekte veya sözleşmeyi bozmakta serbesttir.” şeklinde belirtildiğini, sözleşmenin 3. Maddesinde lüzumu kadar usta ve işçi bulundurulması başlıklı maddesinde “Altyüklenici işlerini aksatmayacak ve Müteahhit tarafından arzu edilen miktarda işçi çalıştıracaktır. Altyüklenici işçi bulamazsa, Müteahhit işin durumuna göre usta ve işçi çalıştırıp, ücretlerini Altyüklenici nam ve hesabına vermek sureti ile yaptırmakta serbesttir. Altyüklenici çalıştırdığı işçilerin başında işin başından nihayetine kadar bulunmaya mecburdur. Aksi takdirde altyüklenici bu hali mukaveleye riayetsizlik addedilecektir.” şeklinde hükümler bulunduğunu, davalı tarafından iş gereği gibi ve zamanında ifa edilmediğini, müvekkilinin iş sahibi Bölge Müdürlüğü tarafından işin zamanında bitmemesi halinde işin feshedileceğine dair yazı yazıldığını, Müvekkili tarafından, söz konusu yazıya 18.07.2019 tarihinde cevap verildiğini, en geç 25.10.2019 tarihinde bitirme sözü verildiğini, söz konusu işi 24.10.2019 tarihinde geçici kabulünü yaparak işi teslim ettiğini, Davalının işi teslim etmesi gereken 30.09.2019 tarihi ile işi teslim ettiğini,30.09.2019tarihinden 24.10.2019 tarihine kadar geçen süre için gecikme cezası ödemesi gerektiğini, Söz konusu sözleşmenin 4. Maddesinde “İşçilere ait maliye vergileri ve sigorta primleri ile stopaj, bono, pul ve sair vergiler mukavele mucibince yerine getirmeye mecbur olduğu bütün kesinti Altyükleniciye aittir.” hükmü bulunduğunu, davalı tarafından söz konusu işlerin yapılması için alt taşeronluk dosyası açılarak SGK BORNOVA NACİ SOSYAL GV. MERKEZİ’nde işçiler için yatırılması gereken 2019/05,2019/06,2019/07,2019/08,2019/09,2019/10 dönemleri için toplamda davacı tarafından 18,324 TL pirim borcu ödemesi yapıldığını, söz konusu ödemlerin sözleşme gereği alt yüklenici tarafından karşılanması gerektiğinden müvekkiline iadesi gerektiğini, İş sözleşmesinin 7. Maddesinde Uygun Olmayan işler Başlıklı maddesinde “Altyüklenici taahhüdündeki işleri Müteahhit ve Yapı Kontrol Teşkilatının istediği şekilde yapacaktır. Aksi taktirde yapılan iş söktürülüp yeniden yaptırılır ve bundan mütevellit müteahhitin zayi olan malzeme bedeli Müteahhit tarafından, hesaplanır ve Altyüklenicinin alacağından kesilir.” hükmü ile iş sözleşmesinin 10. Maddesinde Taahhüdün yapılmaması hali başlıklı maddesine ” Altyüklenici sözleşme yap ıld ıktan sonra taahhüdünden vazgeçerse 100.000 tl (yüzbin) Tazminat ödemekle, yükümlüdür. Alt yüklenici taahhüdünü, sözleşmede yazılı hükümlere göre yerine getirmezse veya Müteahhit Altyüklenicinin: işi yapmayacağına veya yetiştiremeyeceğine kanaat getirdiği taktirde Altyükleniciye hiç bir ihtara ve hüküm almağa hacet kalmadan sözleşme tek taraflı olarak Müteahhit tarafından fesih edilir. Ve 100.000 11 tazminat ödemekle yükümlüdür. Ayrıca Müteahhit dilerse Altyüklenici nam ve hesabına, borçlar kanununun 96. Ve,.97. Maddelerine göre başkasına yaptırır. Bunlardan dolayı Altyüklenici hiç bir hak talebinde bulunmamayı şimdiden kabul eder. Seferberlik, harp vukuu, tabü, afet ve fevkalade hallerde iş durursa alt yüklenici ile yapılan sözleşme bozulur.” hükümlerinin bulunduğunu, Yüklenici tarafından yapılan işlerin eksik ve kusurlu olmasından dolayı işlerin bir kısmını “…Gayrimenkul İnşaat Malzemeleri Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi” yaptırmak zorunda kaldıklarını, davalı tarafından alt taşeronluk sözleşmesi gereği ifa etmesi gereken edimleri kusursuz ve eksiksiz bir şekilde teslim yapmadığını ve sözleşmeye riayet etmediğini, Sözleşmenin Yapılacak İsler Ve Ödemeler başlıklı 14. Maddesinde :”İZMİR KARAYOLLARI 2.BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ SINIRLARI DAH İLİNDEKİ YOLLARDA ORTA REFÜJLERDE PROFİLLİ DEMİRDEN SICAK DALDIRMA GALVANİZ KAPLAMA KORKULUK YAPILMASI İŞİ AŞAĞIDA BİRİM VE FİYATLARI YAZILI İŞLERİ KARAYOLLARI İZMİR 2.BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ PROJE VE TEKNİK ŞARTNAME İLE MAHAL LİSTESİNDEKİ 2019/74445 İKN NOLU DOSYADAKİ ŞARTLAR VE ÖZELLİKTEKİ ÖLÇÜ VE MİLİMLERİ BELİRTİLM İŞ TAKRİBİ 150 TON İMALATIN EK,TE SUNULAN EK-1 VE EK-2 RESİMDEKİ İMALATIN, TAMAMINI RESİMLERDEKİ GÖRÜNTÜNÜN AYNISINI YAPMAK SURETİYLE MALZEMELİ OLARAK TONU 7,750,00 TL(YEDİ BİN YEDİ YÜZ ELLİ LİRA) MALZEMELİ OLARAK AŞAĞIDA YAZILI FİYATLARLA KDV HARİÇ anlaşma yapıldığını, Alt Yüklenici firmaya İşe başlarken 25/07/2019 tarihine 75.000 tI(Yetmiş beş bin) 10/09/2019 tarihine 75.000 tl (Yetmiş beşbin) . 10/10/2019 tarihine 75.000 tl (Yetmiş beş bin) olmak üzere toplam 225.000 ti(iki yüz yirmi beş bin) tl çekler verildiğini, her hakkediş atımında alınan Hakedişin 9460 1 kadar plan kısmı 3 gün içinde Altyüklenicin belirteceği hesabına Eft yapılacak şekilde mutabakat sağlandığını, Davalı tarafından müvekkiline yapmış olduğu işlerin bedeli olarak düzenlediği faturalar olduğunu 09.09.2019 tarihinde 236.000,00 TL, 24.10.2019 tarihinde 35.000,00 TL, 04.11.2019 tarihinde 250.000,00TL,31.12.2019 tarihinde 450.000,00 TL olmak üzere toplamda 971.000,00TL iş
yaparak bunları faturalandırdığını, müvekkili tarafından davalıya 1.284.000 TL para ödendiğini, cari hesaplar arasındaki farkın müvekkiline iadesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın kabulü karar verilmesini, arz ve talep ettiklerini, beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın bu davayı açmaktaki asıl amacı kendisinin müvekkiline olan bakiye borcunu ödemekten kaçmak olduğunu, bu hususla alakalı Bursa 10. Noterliği 28.02.2020 tarihli ,… yevmiye numaralı ihtarname ile İzmir Karayolları 2. Bölge Müdürlüğüne ihtar çekilmiş ve müvekkilinin işi sözleşmede belirtildiği gibi 150 ton olarak yaptığı ancak davacı firmanın ödemeyi 140 ton üzerinden yapmak istediği , davacı firmanın müvekkiline 152.250,00 TL borcu olduğu ve bu ödemenin davacının doğmuş ya da doğabilecek hakedişlerinden kesilerek müvekkiline ödenmesi gerektiğini belirtikleri, ancak bu ihtardan bir sonuç alınamadıklarını, İzmir Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü müvekkiline ödeme yapmadığını Davacının işin geç teslim edildiği iddiasına, bahsedilen dönemde Barış Harekatı nedeniyle ödemeleri bir süreliğine askıya almış ve bu nedenle *460 ‘lık nakit ödeme yapılamadığını, söz konusu ödemelerin tamamına ilişkin 6 aylık çekler verildiğini ve müvekkilinin satıcısından vade fakı faturası almak zorunda kaldığını, toplam 52.500 TL * KDV vade farkı faturası dilekçenin ekinde eklediklerini, Davacının belirtmiş olduğu 18.324,00 TL’lik çalışanların SGK ödemesinin kendilerine geri iadesi gerektiği hususuna, söz konusu yapılan bu ödemenin müvekkilinin cari alacağından düşüldüğünü ve müvekkiline SGK düştükten sonra hak ediş ödemesi yapıldığını, Bu hususun şirket kayıtları incelendiğine ortaya çıkacağını, Davacı tarafın, işin bir kısmını Yalova Akyol … Ltd. Şti.’ne tamamlatıldığı iddiası tamamen asılsız olduğunu, müvekkili firma, işin tamamını kendi tamamladığını, bununla ilgili almış olduğu malzemeler, nakliye faturaları, personellerin sigorta girişlerinin mevcut olduğunu, şirket defterlerinde de kayıtlı olduğunu, bu hususla alakalı davacı tarafın iddiasını ispatlaması gerektiğini, Bahsedilen ilgili firma müvekkili şirket adına kesinlikle iş yapmadığını, davacı firma ile bahsedilen Yalova Akyol firması söz konusu işi beraber yürütmediklerini, davacı firmanın hali hazırda çeki olmadığı için Yalova Akyol firması müvekkili şirkete 5.000,00 TL’lik çek kesmiş ve müvekkili şirket de buna istinaden 55.000,00 TL’lik fatura kestiğini, Sözleşmenin son kısmında yer alan “225.000 TL verilen çekler kadar teminat senedi alınması zorunludur. Alınan teminat senedi çekler ödenip işler bittikten sonra iade edilecektir.” maddesine istinaden müvekkili şirketin davacı şirkette 225.000 TL’lik teminat senedi ve iş zamanında teslim edilmediği takdirde ödenecek 100.000TL’lik senet bulunmakta olduğunu, davaya konu iş planlanan tarihten | yıl öncesinde yapıldığını, bu nedenle ilgili senetlerin müvekkiline iadesi gerektiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İncelenen dosya kapsamına göre;
Eldeki dava eser sözleşmesi sebebiyle alacak davasıdır. Taraflar arasında, davacının Karayolları 2. Bölge Müdürlüğünden ihalesini aldığı bu sınırlar içerisinde kalan yollarda orta refüjlerde korkuluk yapılması işi üzerine 08.05.2019 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmenin edimler tamamen yerine getirilmeden sona erdiği, sözleşmeye göre müteahhit sıfatını taşıyan davalının davalının sözleşmede bulunan edimleri yerine getirmediği ve davaya konu edilen alacak ise sözleşmede kararlaştırılan edimlerin tam ve eksiksiz yapılmadığı ve davacı tarafından ödenen bedelin geri istenmesine yöneliktir.
Dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davalının tamamladığı iş miktarı nazara alındığında davacının bakiye hak ediş ödemesi sorumluluğu altında olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle sözleşmenin feshinden dolayı hangi tarafın kusurlu olduğunu belirlemek gerekir. Bunun için taraf defterleri üzerinde inceleme yapılarak hak edişlerin zamanında ödenip ödenmediği araştırılmıştır. Her iki taraf defterini inceleyerek görüş bildirilmesi istenmiştir.
Davacının cari sözleşmesi dolayısıyla alacağının belirlenebilmesi için taraf defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, inceleme gününde davacı taraf defterlerini ibraz ettiği halde davalı taraf defterlerini ibraz etmemiştir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde buluilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir. Mahkememizce de davalıya çıkarılan tebligata rağmen defter ve belgelerin davalı tarafça sunulmamasının sonuçları bu kapsamda değerlendirilmiştir.
Davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı defterlerini yapılan ihtara rağmen ibraz etmemiştir. Davacı defter ve belgeleri usulüne uygun tutulmuş olup delil olma niteliğindedir. 05.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerine göre davacının kayıtlarına göre; davacının incelen defter kayıtlarına göre davalı firmaya 1.206.000,00TL tutarında ödemede bulunduğu, davalı firmadan 971.000,00TL tutarında yapılan hizmet karşılığı fatura aldığı ve dava tarihi itibariye davalıdan 235.000,00TL alacaklı görüldüğü ,davalının dosyaya delil olarak sunduğu cari hesap ekstrası incelendiğinde davacı firmadan 1.302.426,05.-TL tutarında tahsilat yaptığı ( 18.426,05 TL davacının davalı adına yaptığı SGK dahil) ve davacıya 1.026.000,00TL tutarında fatura düzenlediği, dava tarihi itibariyle davalının davacıya 276.426,05.-TL borçlu görüldüğü davacı ile davalı arasındaki hesap farkının ( 276.426,05- 235.000,00)= 41.426,05 TL olduğu, hesap farkının nedeninin davalının hesap ekstrasında mevcut olan aşağıda tabloda gösterilen kayıtların davacı kayıtlarında tespit edilemediği belirtilmiştir. Raporda tarafların kestiği faturalar ve yapılan ödemelerin dökümü de yapılmıştır. Rapordan anlaşılacağı üzere davacının dosyaya sunduğu defterleri ile davalının delil dilekçesinde sunduğu cari sözleşmeler birbiri ile uyumsuzdur. Özellikle davalı defterlerinde alacak-borç bakiyesinin birbirine eşit olmasına dikkat edilmelidir. Ancak davalı ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmadığından davalının ticari defter ve kayıtları incelenememiştir. Bu nedenle davacının ticari defter ve kayıtları mahkememizce değerlendirmeye alınmıştır. Davacının davalıdan 276.426,05.-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı 01.04.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah etmiştir. Davacının ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava yönünden davacının davalıdan dava konusu ettiği tutarda alacaklı olduğu anlaşılmıştır.

HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ İLE;
Dava konusu alacak olan 276.426,05 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 18.882,66-TL harçtan başlangıçta alınan 170,78-TL peşin harç ve 4.549,90 TL ıslah harçlarının mahsubu ile eksik kalan 14.161,98-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 4.782,88‬-TL harç ve 818,50-TL yargılama gideri toplamı 5.601,38‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 27.799,82 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından kullanılmayan artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip taraflara iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

*Bu belge 5070 Sayılı Kanun Hükümlerine göre e-imza ile imzalanmıştır.*