Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/500 E. 2020/849 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/500
KARAR NO : 2020/849

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : …
KATİP : … …

DAVACI : …. SAĞLIK VE EĞİTİM HİZ. TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … İHTİSAS DERİ ORG. SANAYİ BÖL. MÜŞ. HEYET . BAŞKANLIĞI

VEKİLİ : Av. …
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 21/09/2017
KARAR TARİHİ : 09/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVACININ TALEBİ: Davacı taraf dava dilekçesinde, … Organize Sanayi Bölgesi Müşetebbis Heyeti Başkanlığının 20/03/2017 gün ve 265 sayılı kararının hukuka aykırı olduğunu, bu kararla davacı şirketin kazanılmış haklarının iptaline karar verildiğini, halbuki kendisine yapılan tebligatlara istinaden arsa tahsis sözleşmesini imzalayarak müteşebbis heyet başkanlığına gönderdiğini, müteşebbis heyetin verdikleri süreye rağmen davacı şirkete farklı davranarak bu sözleşmeyi imzalayıp yürürlüğe koymadığını, üyelik sebebiyle herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek anılan kararın iptalini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI: Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, davanın 3 aylık yasal süre içinde açılmadığını, ayrıca davacının … Sanayi Bölgesi katılımcısı olmadığını, daha önce OSB’nin %87 oranında kurucusu durumunda bulunan kooperatifin üyesi sıfatıyla kendisine tapu tahsis belgesi verilmiş olduğunu, ancak süreç içerisinde kendisine yapılan ihtara rağmen imzalaması gereken arsa tahsis sözleşmesini zamanında ve usulüne uygun biçimde imzalamadığını, iki katılımcı dışındaki diğer bütün katılımcıların bu gereği yerine getirdiğini, bu sebeple kararda hukuka aykırı bir yön bulunmadığını ileri sürmüştür.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava; arsa tahsisinin iptaline ilişkin olarak verilen kararın iptaline ilişkindir.
4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgesi Kanunu 5. maddesinde Organize Sanayi Bölgesinin özel hukuk tüzel kişiliği olduğu açıkça düzenlenmiştir.
Yasa ve Yönetmelik’te OSB girişimci kurulu kararı aleyhine başvuru süresi açıkça düzenlenmemiştir.Bir aylık sürenin yer aldığı Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin 151. maddesinde; “Aşağıda yazılı kişiler, kanun yönetmelik ve kuruluş protokolünde belirlenen hususlar ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğu iddiasıyla genel kurul kararları aleyhine, toplantıyı izleyen günden başlamak üzere bir ay içinde, OSB’nin bulunduğu yerdeki ilgili mahkemeye başvurabilir.” biçimindeki düzenlemeye yer verilmiştir. Ayrıca şu anda yürürlükte olmayan davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 4562 Sayılı Yasa’nın 25/5. maddesinde de “genel kurulun teşkilini müteakip bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, OSB’lerin organları ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketlerin organları ile ilgili hükümleri”nin kıyasen uygulanacağı belirtilmiştir.
Yasa ve Yönetmelik metninden de anlaşılacağı üzere, anılan hükümler “genel kurul”un oluşturulmasından sonraki aşamaya ilişkin düzenlemeleri içermektedir. 4562 Sayılı Yasa’nın 25/2. maddesinde “Bölgede kurulacak tüm işletmelerin 2/3’ü üretime geçtiklerini belgeledikleri takdirde veya bölgenin kredi borcunun tamamen ödenmesi durumunda, katılımcılar veya temsilcilerin müteşebbis heyet üyeleri ile birlikte en geç altı ay içinde alacakları il genel kurul toplantısında müteşebbis heyet, yönetim kurulu ve denetim kurulunun görevi sonaereceği” belirtilmiştir. Dosyadaki belgelerden davalı OSB’de henüz genel kurulun teşkil etmediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davalının kanuna göre oluşmuş özel hukuk tüzel kişisi olduğu, davalının tacir sıfatını taşımadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte bulunmadığı, uyuşmazlığın çözümünde ticaret mahkemelerinin görevli olmadığı, davaya genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiği anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davada mahkememizin görevsizliğine ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli bulunması nedeniyle ; davanın HMK’nun 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2.maddesi gereğince davanın usulden (görev yönünden) reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20. Maddesinde öngörülen iki haftalık kesin süre içerisinde müracaat edilmesi halinde dosyanın görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Kesinleşmeye mütakip yasal süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmadığında dosya üzerinden davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
4-Yargılama harç ve giderlerinin esas hakkında karar verecek mahkemece hüküm ve nazara alınmasına,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere davalı vekillerinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı. 09/12/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …