Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/50 E. 2021/638 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/50 Esas
KARAR NO : 2021/638

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… ….
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :…..
VEKİLİ : Av. … ..
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2020
KARAR TARİHİ : 14/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacı şirket davalı bankadan 01.08.2019 tarihinde ticari kredi kullandığı, davacı şirketin kullandığı kredinin ödeme planı kapsamında taksitleri zamanında ödemiş ve ödemekte olduğunu, ödeme planı içinde peryodik hizmet komisyonuna ilişkin her hangi bir alacak kalemi olmamasına rağmen, davacı şirketin … .. A.Ş.’ nezdindeki hesabından peryodik hizmet komisyonu adı altında 07.11.2019 tarihinde 5.250.-TL ve 08.11.2019 tarihinde 5.250 TL olmak üzere toplamda 10.500.-TL kesinti yapıldığını, yapılan kesintilerle ilgili .. … A.Ş. ile davacı arasında akdedilen sözleşmelerde komisyon türleri ve tutarlarının belirten her hangi bir açık ifade bulunmadığını, Yargıtay kararlarında bankaların tahsil edeceği komisyon türleri ile ilgili sözleşmelere açık ibareler konması, tutarları net olarak belirlemesi veya bu kesintilerle ilgili müşterilerden onay alınması gerektiği belirtildiği, davacıdan sözleşme imzalanması veya kredi kullandırılması sırasında her hangi bir bildirim yapılmadığı ve onay alınmadığını, akdedilen sözleşmenin genel işlem koşulu niteliğinde olduğu ve geçersiz sayılacağını, davalı bankaya gönderilen e-maillere olumlu ya da olumsuz her hangi bir dönüş yapılmaması nedeniyle,12.12.2019 tarihinde davalı … .. A.Ş. ‘ye davacı şirketin hesabından yapılan kesintilerin iadesi için ihtarname gönderildiği, ihtarname 13.12.2020 tarihinde bankaya tebliğ edilmiş ise de, kesintilerin iade edilmediğini, davalı bankaya gönderilen e-mail ve ihtarnameden bir sonuç alınmaması nedeniyle, arabulucuya başvurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınmadığı, bankalar tarafından alınan hizmet bedelleri ve komisyonlar BDDK’ nın belirtmiş olduğu şartlara ve mevzuat hükümlerine uygun olması gerektiğini, davacı şirket kredi çekerken taraflarla anlaştığı bir ödeme planı imzalanmadığını, davacı şirket davalı bankadan her hangi bir hizmet almadığından, yapılan kesinti haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğundan bahisle, kesilen tutarlarının iade edilmesi arz ve talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı şirket ile müvekkil banka arasında Genel Kredi sözleşmesi imzalandığını, 8.1.md. “banka bu sözleşmeye dayananak açtığı ve/veya açacağı döviz kredisi, teminat mektubu ve aval-kabul kredisi, dövize endeksli TL kredi dahil her türlü krediye, yetkili merciler tarafından bildirilen veya ileride bildirilecek en yüksek oranları geçmemek üzere belirleyeceği oranlarda faiz ve her nevi komisyonları ve Kaynak kullanımı Destekleme Fonu gibi yasal ve banka düzenlemelerine veya teamüllerine göre talep edebilecek her türlü ücret, masraf ve sair giderleri uygulayacak ve bunları gider vergileri ile sair resim ve harçları ile birlikte müşterinin cari hesabına borç yazacaktır.” hükmünü içerdiğini, söz konusu madde içeriğine göre müvekkil bankanın tahsis edilen krediler üzerinden komisyon alma hak ve yetkisinin bulunduğunu, risk merkezi bildirimleri, sistem kayıtlarının arşivlenmesi şube ve alternatif dağıtım kanallarından hizmet verilebilmesi, bunun yanı sıra kredili müşterilerin nakit akış ve kredi ödeme döngüsünün takibi, oluşturulan risk modelleme çalışmalarına göre müşteri kredi portföyündeki risklilik derecesinin düzenli olarak analiz edilerek verimli bir şekilde yönetilmesi ve diğer hizmetler için ayrılan kaynakların karşılığı olarak tahsil edildiği, periyodik hizmet komisyonu davalı banka tarafından üçer aylı dönemlerde ortalama kredi bakiyesine göre belirlendiği, davalı banka TTK nın 20.maddesi uyarında tacirler arsındaki sözleşme serbestlisi çerçevesinde verilecek bankacılık hizmet ve ücret halleri kanununda öngörülen sınırlar dahilinde serbestçe belirlenebildiği, bu nedenle haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Eldeki dava davalı tarafından yapılan 10.500.-TL yapılan kesintinin iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında bankacılık sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı davalı bankadan kredi kullanmaktadır. Davalı tarafça peryodik hizmet komisyonu adı altında 07.11.2019 tarihinde 5.250.-TL ve 08.11.2019 tarihinde 5.250 TL olmak üzere toplamda 10.500.-TL kesinti yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında 2020/4 Sayılı Tebliğ” yayımlanmıştır. Söz konusu Tebliğ ile; Bankalarca ticari müşterilere “Ticari Krediler”, “Dış Ticaret”, “Nakit Yönetimi” ve “Ödeme Sistemleri” olmak üzere dört kategoride sunulacak ürün ve hizmetler karşılığında alınabilecek ücretler 51 ücret kalemiyle sınırlandırılmıştır. Bazı ücret kalemlerine niceliksel veya niteliksel sınırlamalar konulmuştur.
Tebliğde ver alan düzenlemeler, 1 Mart 2020 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olup, bu tarihten önce kurulmuş sözleşmelere yürürlük tarihinden sonra gerçekleştirilecek işlemler bakımından da uygulanacaktır. Tebliğde sınırlanan ücretlere ilişkin tutarlar ve oranlar üst sınır niteliğinde olup, uygulanacak ücretler ve oranların rekabetçi piyasa şartlan ve bankalar ile ticari müşteriler arasındaki iş ilişkisi çerçevesinde belirleneceği tabiidir,
Ayrıca, 2006/1 Sayılı Bankamız Tebliğinin 1 Mart 2020 tarihinde yürürlükten kaldırılarak, bu Tebliğ yerine “Mevduat ve Kredi Fa iz Oranları ve Katılma Hesaplan Kâr ve Zarara Katılma Oranlan Hakkında Tebliğ (Sayı: 2020/3)”in yürtirlüğe konulması kararlaştırılmıştır. 2020/3 sayılı Tebliğ ile, yürürlükten kaldırılan Tebliğin faiz dışında sağlanacak diğer menfcader haricindeki hükümleri genel itibarıyla korunmuş olup, BDDK düzenlemeleri ve uluslararası faizsiz finaııs ilke ve esasları göz önüne alınarak, katılma hesaplarında uygulanacak kar ve zarara katılma oranlan hususunda değişiklik yapılmıştır.

Kesintinin yapıldığı tarih 07.11.2019 ve 08.11.2019 tarihleri olup, 2020/4 Sayılı Tebliğ 1 Mart 2020 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olup, bu tarihten önce kurulmuş sözleşmelere yürürlük tarihinden sonra gerçekleştirilecek işlemler bakımından uygulanabileceğinden dava konusu tahsilat bakımından 2020/4 sayılı tebliğ uygulanamayacaktır. Bu nedenle 07.11.2019 ve 08.11.2019 tarihlerinde yürürlükte olan 2006/1 sayılı tebliğ dikkate alınmalıdır.
Yerleşik yargıtay uygulamasına göre de; 09/12/2006 tarihli resmi gazetede merkez bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 tebliğ ile güncellenen 2016/1 sayılı tebliğin dördüncü maddesinde faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirleneceği kabul edildiğinde ve yine aynı tebliğin 6/2 maddesine göre bankalar Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla mevduat ve kredi işlemlerinde uygulanacak kar ve zarara katılma oranları, vadelerine göre tüm şubelerde ilan edildiğinden 6098 sayılı BK döneminde imzalanan bu sözleşmedeki masraflara ilişkin davaya konu kalemlerinin genel işlem koşuluna tabi tutularak sözleşmeye yazılmamış sayılmasına karar verildiği takdirde oluşan boşluğun 2016/1 sayılı tebliğ ve gerektiğinde emsal banka uygulamaları da gözetilerek doldurulduğunda davalının davacıdan davaya konu edilen masraf kalemlerinden dolayı ne miktarda talepte bulunulabileceği buna göre belirlenecek miktar dikkate alınarak davalının tahsil ettiği tutarlarda fazla bir kısım bulunup bulunmadığı ve miktarının belirlenmesi gerekeceğinden bu hususta bilirkişi raporları alınmıştır.
Bilirkişi raporunda emsal banka uygulamalarına yer verildiği, her iki bilirkişi raporunda da bunların yer aldığı, bankaların komisyon alırken farklı isimler kullandığı, taraflar arasındaki sözleşmede verilen hizmetler için komisyon ve masraf alınacağına ilişkin hüküm bulunduğu fakat oranın belirli olmadığı, emsal banka uygulamaları ve davacının uygulamaları ile uygulanan miktar dikkate alındığında Davalı tarafça peryodik hizmet komisyonu adı altında 07.11.2019 tarihinde 5.250.-TL ve 08.11.2019 tarihinde 5.250 TL olmak üzere toplamda 10.500.-TL tutarında yapılan kesinti de herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 59,30 TL harcın başlangıçta alınan 54,40 TL peşin hartan mahsubu ile bakiye 4,90 TL’harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 14/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza