Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/497 E. 2021/998 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/497 Esas
KARAR NO : 2021/998
HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI :….
VEKİLİ : Av…
DAVALI : ….
VEKİLLERİ : Av….
Av…
Av…
DAVA İHBAR OLUNAN : 1….
VEKİLİ : Av…
DAVA İHBAR OLUNAN : 2….
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2019
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/20/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … … Kara Taşımacılık ve Ticaret Ltd.Şti adına kayıtlı şirket bünyesinde çalışan şoför … … idaresindeki … Sigorta adına ZMSS ile sigortalı olan … plakalı aracın müvekkiline ait … plakalı araca çarpmak suretiyle 29/12/2018 tarihinde maddi hasar meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağında … plaka sayılı aracın %100 kusurlu olduğunu, aracın değer kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araçta meydana gelen değer kaybının ve tamiri süresince kullanılamamasından kaynaklanan kazanç kaybının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde;Davanın usulüne ilişkin öncelikli itirazlarının davanın görülmesinde görevli mahkemenin Asliye Ticaret mahkemeleri değil; haksız fiilden kaynaklı tazminat istemine dayanması sebebi ile Asliye Hukuk Mahkemelerinin olduğunu, müvekkili şirkete dava dilekçesi ve ekleri gönderilmeden verilen görevsizlik kararı adil yargılanma ilkesini zedelediğini, müvekkili şirketin savunma hakkının ihlal edildiğini, görevsizlik kararı verilecekse dahi bu kararın dava dilekçesinin tebliğinden tarafların cevapları alındıktan sonra yapılmasının gerekliliğini, ayrıca davanın doğrudan ve sadece müvekkili şirkete yöneltilmiş olmasının kabul edilebilir olmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, müvekkili şirketin haksız fiilin meydana gelmesinde hiçbir kusuru bulunmaması nedeni ile sorumlu tutulması hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ayrıca davacı davasını belirsiz alacak davası olarak şirkete yöneltmişse de alacağı dava dilekçesi eklerinden anlaşılacağı üzere belirlenebilir mahiyette olduğunu, davacının kazadan meydana gelen zararın sigorta tarafından giderildiğini, davacının talep ettiği yan ve dolaylı tazminat kalemlerine ilişkin olarak müvekkil şirkete hiçbir ihtar da yollanmadığını, uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklandığını, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılacağını ancak müvekkil şirket doğrudan haksız eylemi gerçekleştiren olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Somut olayda; davalı Fırst Lıne Kara Taşımacılık ve ticaret limited şirketi’nin TTK anlamında tacir olduğu gibi, davacıya ait araç ise servis aracı olup ve davacı taşıma işi yapmaktadır. Taşıma ilişkisi de TTK’da düzenlenmiş olması nedeniyle servis taşıması davacının ticari işletmesi ile ilgilidir. Bu hali ile ihtilaf her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirdiğinden uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmiştir.
Davalı araç maliki müteselsilen sorumludur. KTK md.85/1 maddesi uyarınca bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, işleten sayılan kişi (veya kişiler) bu zarardan sorumlu olacaktır. Bu nedenle davalının husumet itirazı yerinde değildir.
Aracın tramer kayıtları, aracın onarımına ilişkin evrak ve faturalar ile sigorta şirketinden hasar dosyası celp edilerek dosya trafik güvenliği uzmanı/makine mühendisi bilirkişiye tevdii edilmiş ve kazadaki kusur durum ve oranları irdelenerek davacının kazada hasar gören aracı için talep edebileceği değer kaybı ve kazanç kaybı tazminatlarına ilişkin değerlendirme yapılması istenilmiştir.
Buna göre; Olay sürücü … … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Borusan fabrikasından çıkış yaptıktan sonra tali yoldan Sanayi caddesine katılmak üzere dönüş yaptığı esnada , Sanayi caddesi üzerinden Borusan fabrikası istikametinde seyretmekte olan sürücü … …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile çarpıştıkları anlaşılmakta olup , davalı taraf sürücüsü … … kontrolsüz kavşakta tali yoldan ana yola katılmak üzere dönüş yaparken , ilk geçiş hakkı kuralına uymadığından K.T.K’nun 57/a , 57/b-5 ve 84/h maddelerini ihlal ettiği, diğer taraftan davalı taraf sürücüsü … … sevk ve idaresindeki araç ile sola kontrolsüz dönüş yaptığından K.T.K’nun 53 / b ve 67.maddesini ihlal ettiği, sonuç olarak, Davalı taraf sürücü … …’ın , kavşaklardaki ilk geçiş hakkı kuralına uymadığından , tali yoldan ana yola çıkarken ilk geçiş hakkını ana yolda seyreden araçlara vermediğinden , manevraları düzenleyen kurallara uymadığından söz konusu maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde %100(yüzde-yüz) oranında KUSURLU olduğu, davacı sürücü … …’ın , sevk ve idaresindeki araç ile seyrederken kural ihlali yapmadığından söz konusu maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde KUSURSUZ olduğu rapor edilmiştir.
14 Mayıs 2015 tarih , 29355 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren “KARAYOLLARI MOTORLU ARAÇLAR ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI GENEL ŞARTLARI “ tebliği ; ANAYASA MAHKEMESİ 17.07.2020 T, 2019/40 E , 2020/40 K hükmü gereğince iptal edildiğinden Yargıtay İçtihatlarına göre değer kaybının belirlenmesi gerekmektedir. YARGITAY 17.H.D E. 2016/8434, K. 2017 / 2642 sayılı YARGITAY İLAMI’nda belirtildiği üzere; “ değer kaybının belirlenmesi hususunda aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmalıdır. Dosyadaki fotoğraflar , kaza tespit tutanağı ve tüm belgeler incelenerek , aracın modeli , yaşı , hasarın ağırlığı , boyanmış olan yerler ve hasarlı bölgelerin özelliği nazara alınıp , aracın kaza öncesi ikinci el piyasa rayiç değeri ile tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farkın değer kaybını göstereceği ilkesine göre karar verilmesi gerekir.” Yargıtay kararları ışığında ; önce dava konusu aracın hasarsız değeri ile kazadan sonraki tamir edilmiş bedeli belirlenip , aradaki fark değer kaybı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda yapılan belirleme ile bilirkişi; dava konusu araç satılmak amacıyla pazara götürüldüğünde emsallerine göre 6.000.00 TL değer kaybedebileceğini rapor etmiştir.
Davalı, davacının gerçek zararından sorumlu olup araç mahrumiyet zararı hesap edilirken aracın serviste kalış süresi değil , aracın mevcut hasarının kaç günde tamir edileceğinin belirlenmesi ve buna göre hesaplamanın yapılması gerekir. YARGITAY 17.Hukuk Dairesi , Esas: 2013/16340, Karar:2014/951 , Karar Tarihi: 03.02.2014 hükmü gereğince ; aracın tamir ve onarımının kaç günde tamamlanabileceğinin tespiti gerekmekte olup , aracın tamir ve onarımının 20 günde tamamlanabileceği, bu kapsamda davacının günlük kazancına ilişkin belgeler de değerlendirilmekle 5.685,39 TL davacının kazanç kaybı olduğu raporda ifade edilmektedir.
Davacı faize ilişkin talebini dava tarihinden itibaren yasal faiz olarak ıslah etmiştir.
Tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile,
6.000,00TL değer kaybı ve 5.685,39TL kazanç kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 798,22-TL harçtan başlangıçta alınan 44,40-TL peşin harcın ve 182,48 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 571,34‬-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 44,40-TL peşin harç, 44,40-TL başvurma harcı ve 530,00-TL yargılama gideri toplam 619,00-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına ,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/11/2021

Katip ….
☪e-imzalı

Hakim ….
☪e-imzalı