Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/470 E. 2023/435 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/470 Esas – 2023/435
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/470 Esas
KARAR NO : 2023/435

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI : ……….
VEKİLİ : Av. ……….. UETS
DAVALI : … ORTAK SAĞLIK GÜVENLİK BİRİMİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – ………… Nilüfer/ BURSA
VEKİLİ : Av. … – [16267-62268-44912] UETS
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 13/08/2020
BİRLEŞEN BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2020/876 ESAS SAYILI DOSYASINDA
DAVACI : … ORTAK SAĞLIK GÜVENLİK BİRİMİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – Nilüfer/ BURSA
VEKİLİ : Av. … – [16267-62268-44912] UETS
DAVALI : …………
VEKİLİ :Av. … [15249-42686-70325] UETS
DAVA TARİHİ : 10/11/2020
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
KARAR TARİHİ : 22/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Ana Davada Davacı … Tarafından 2020/470 Esas Sayılı Dosyasında Sunduğu Dava Dilekçesinde Özetle: Şirketin kurulduğu günden itibaren iyi niyetli ve fedakarca çalışmalarını yürüten davacı …’nın diğer ortaklardan da aynı iyi niyeti beklediğini, en başlarda ahenk içinde yürüyen ortaklığın devamında bu özelliğini yitirdiğini, İş Güvenliği uzmanı olmasından dolayı sorumlu müdür olarak görevlendirilen …’un şirket içerisindeki kendi pozisyonunu yanlış konumlandırarak adeta tek müdür/tek ortak/şirket sahibiymiş gibi hareket etmeye başladığını, şirkette kötü bir ortamın oluşmasına sebebiyet verdiğini, Davacı …’nın eşi …’nın da sosyal güvencesiz olarak çalıştırıldığını, elden ve eksik olarak maaşlandırıldığını, gelecekte işçilik alacaklarının tamamının ödeneceği sözü verilen …’ya bu haklarının da verilmemesinin de kendisini üzdüğünü ve eşitlik hissi yarattığını, Şirketin mali durumu hakkında bilgi edinemediğini, şirketin muhasebe sorumlusu/mali müşaviri olarak çalışan …’un eşinin taleplere cevap vermediğini, Diğer iki ortak tarafından kullanılan şirkete ait kredi kartı ekstrelerinin incelenmesi sonucunda şirket giderlerine ilişkin olmadığını düşündüğü bazı giderlerin ne maksatla harcandığını diğer ortaklara sorduğunu, diğer ortakların makul cevaplar vereceği yerde hesap sorma yetkisinin olmadığını belirttiklerini, Davacı …’nın diğer müdürlere nazaran daha az huzur hakkı payı alacağının bildirildiğini, …’nın e-posta hesaplarının, kredi kartlarının, şirketin pazarlanması için kullanılan telefon hattının da rızası dışında kapatıldığını, şirketin giriş kapısının anahtarının değiştirilerek şirket merkezine girişinin engellendiğini, şirketin e-posta adresinden müşterilere “pazarlama ve tahsilat görevlimiz … görevinden ayrılmıştır.” Şeklinde e-postalar atılarak ticari itibarına zarar verildiği, Şirketin kuruluşundan bu yana vergi, SGK ve diğer kamusal borçları giderek arttığı ve bu durumun kendisine bildirilmediği zira 300.000,00 TL’yi aşan kamu borçlarının şirketin aktiflerini aşmış olduğunu, amacın borca batık halde bırakarak davacı …’nın ortak ve müdür sıfatlarından kaynaklı olarak sorumluluğuna gitmek olduğu, Artık ortaklığın yürümeyeceğini anlayarak öncelikle taraflarla müzakere ederek şirketin feshedilmesini veya kendisinin ortaklık payına ve alamadığı huzur haklarına yönelik bedelin kendisine ödenmesini istediğini ancak sonuç alınamadığını, Sonuç olarak şirket ortaklarının bir birlerine karşı güveni kalmadığından ve artık bu şartlar altında şirketin devamının mümkün olmadığından haklı nedenlerden dolayı şirketin feshi için mahkemeye başvurmak zorunluluğu hasıl olduğu belirtilmiştir. Birleşen Davada Davalı … Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Danışmanlık Hizmetleri Ticaret Ltd. Şti. Firması Tarafından Birleşen Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/876 Esas Sayılı Dosyasında Sunduğu Dava Dilekçesinde Özetle: Davalı …’nın 136/400’lük payla davacı şirketin ortağı ve olduğu ve şirketin kuruluş tarihinden itibaren şirketi temsile yetkili müdür olarak faaliyet yürüttüğü, diğer şirket ortaklarından dava dışı … ile dava dışı …’un da 132/400’şer paylarla davacı şirketin ortakları oldukları, şirketin kuruluş tarihinden itibaren şirketi temsile müdürler olarak faaliyet yürüttükleri, şirketin ortak sayısının üç kişi olduğu ve ortaklardan herhangi ikisinin müştereken temsil ve ilzama yetkili oldukları, 09.11.2020 tarihinde tüm ortakların katılımıyla yapılan ortaklar (genel) kurulu toplantısında oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun kararıyla davalı … aleyhinde toplantıda dile getirilmiş olunan haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılması istemiyle dava açılmasına karar verildiği, davalı …’nın 26.03.2020 tarihi itibariyle diğer ortaklara şirket ortaklığından ayrılma isteğinin bildirildiği, 02.04.2020 tarihi itibariyle ortaklıktan çıkmaya ilişkin olarak evrak talebinde bulunduğu ve bu tarihten itibaren satış ve pazarlama görevlisi vasfıyla görevini gerçekleştirmediği, davalı …’nın müşterilerden davacı şirket adına tahsil ettiği para ve para benzeri
kıymetleri uhdesinde tutup, akabinde de hukuki kılıf mahiyetinde gerekçeler üreterek T.C. Bursa 14. Noterliği 03.06.2020 tarih 712 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iş bu uhdesinde tuttuğu paraları, şirkete teslim etmeyeceğini, hapis hakkını kullandığını dile getirerek şirketi zarara uğrattığı, ancak davalı …’nın Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/470 Esas numaralı dosyasında şirkete kayyım atanması sonrasında şirkete ait olup uhdesinde tutmuş olduğu tutarlardan 12.200,00 TL ile 1.900 USD şirket hesaplarına iadesini 26.10.2020 tarihi itibari ile gerçekleştirdiğini ancak 5.475,00 TL’lik tutarın iadesini hala gerçekleştirmediğini, davalı …’nın eşi …’nın davacı şirkette mali sorumlu pozisyonunda çalıştığını ve işçilik haklarının ödenmediğini ve SGK kaydının gerçekleştirilmediğini iddia ettiğini iddiasını Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/470 Esas Numaralı dosyasına dayanak gösterdiğini, bu yöndeki iddiaların gerçek dışı olduğu ve işbu şahsın davacı şirket emir ve talimatı altında hiçbir zaman çalışmadığını, aksine davalı tarafın eşini şahsi işlerinde şoför olarak kullandığını, Davalı …’nın eşi … ile birlikte, … adına davacı şirketin bir arka
sokağında aynı iştigal konulu … Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Danışmanlık Hizmetleri Ticaret Ltd. Şti. adlı firmayı 11.05.2020 tarihi itibari ile kurmuş oldukları, akabinde davalı tarafın ortağı olduğu davacı şirketin hizmet verdiği firmalara ilişkin davacı şirket ile olan ticari sır niteliğine haiz olan hizmet sözleşmelerini de yanına alarak davacı şirketten kötü niyetle kaçırdığını, iş bu hizmet sözleşmelerinden de faydalanarak davacı şirketin hizmet verdiği yaklaşık 15 adet firmaya ortağı olduğu davacı şirketi kötülemek, davacı şirketin kapanmak üzere olduğunu dile getirmek ve ticari sırlarını ifşa etmek suretiyle, ortağı olduğu davacı şirket ile olan sözleşmelerin feshedilmesini ve … OSGB şirketi ile çalışmalarına yönelik hizmet sözleşmesi görüşmelerini ve akdini sağladığını, Davlı …’nın bir takım asılsız iddialarda bulunarak davacı şirketin mali yapısının batık olduğunu ileri sürerek, davacı şirketin feshine yönelik Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin
2020/470 Esas numaralı dosyasıyla dava ikame etmiş olduğu belirtilmiştir.

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:

Dava davacı … tarafından açılan fesih tasfiye istemine ilişkin olup birleşen dava ise şirket tarafından açılan ortağın haklı nedenle çıkarılması istemine ilişkindir.Öncelikle fesih tasfiye davasının koşullarının oluşup oluşmadığı, fesih tasfiye davasında ortaklar arasındaki olaylarda davayı açan davacı ortağın kusurlu olup olmadığı, buna göre fesih tasfiye isteyip isteyemeyeceği, birleşen dava yönünden de davacı ortağın şirketten çıkarılabilmesi için haklı sebeplerin bulunup bulunmadığı değerlendirilmelidir.Bu değerlendirme sonucuna göre; ya fesih tasfiye istemine ilişkin dava haklı görülecek yahut çıkarmaya ilişkin birleşen dava haklı görülecektir. Zira şirketten çıkarma için haklı sebeplerin varlığı halinde davacı ortağın açtığı fesih tasfiye davası kusurlu ortak olması nedeniyle dinlenemeyecektir. Davacının fesih ve tasfiyeye ilişkin haklı sebep iddiaları incelendiğinde; şirket müdürü …’un şirketin tek sahibiymiş gibi davranması, davacının eşi …’nın şirketin mali konularında sorumlu olarak çalıştığı dönemde eşinin düşük gelirle sosyal güvencesiz olarak çalışıyor olmasına rağmen …’un muhasebe bölümünde çalışan eşinin emsali çalışanlar ile aynı rayiçte ücret alması, davacının şirketin mali durumu hakkında bilgi edinmesine imkan verilmemesi, şirkette kullanılan kredi kartlarında şirket giderlerine ilişkin olmayan harcamaların da bulunması, davacının e-posta hesapları, kredi kartları ile şirket için kullandığı telefon hattının rızası dışında kapatılması, şirketin giriş kapısının anahtarı değiştirilerek davacının şirket merkezine girişinin engellenmesi, davacının pazarlama ve tahsilat görevinden ayrıldığına ilişkin müşterilere e-posta gönderilmesi, şirketin kamu borçlarının artması halleri şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı sebep olarak ileri sürülmüştür.Davalı taraf ise cevap dilekçesinde; davacının fesih tasfiye isteminde kötü niyetli olduğunu, amacının davacının eşinin yeni kurduğu şirkete müşterileri aktarmak olduğunu, 26/03/2020 tarihi itibariyle davacının diğer ortaklara şirket ortaklığından ayrılmak istediğini bildirdiğini, bu aşamadan sonra kişisel eşyalarını alarak bir kısım şirkete ait evrakları bırakıp şirkete ait malvarlıklarını teslim etmeksizin şirketten ayrıldığını, müşterilerden tahsil ettiği paraları ve kıymetli evrakları uhdesinde tuttuğunu, gerekçe olarak hapis hakkını ileri sürdüğünü bu sebeple şirketin mali durumu hakkında bilgi sahibi olamadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı ortak ile diğer ortakların bir arada şirkette faaliyet göstermesinin olanağının kalmadığını, buna neden olanın da davacı olduğunu, haksız rekabet niteliğinde eylemleri olduğunu, davalı şirketin hizmet verdiği çok sayıda firmaya şirketi kötüleyerek şirketi zarara uğrattığını ileri sürmüştür.
Birleşen Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/876 esas sayılı dosyasında davacı şirket haklı sebeple davalının şirket ortaklığından çıkarılmasını talep etmiştir. Haklı sebeple şirket ortaklığından çıkarılma davasının şirket tarafından açılabilmesi için genel kurulda bu yönde karar alınabilmesi gerekir. Bu davanın ön şartıdır. Genel kurul tarafından bu yönde karar alınmış, karar içeriği incelendiğinde; ortakların tamamının toplantıya katıldığı, toplantı nisabında oybirliğinin sağlandığı, bu nedenle genel kurulun toplanmasında herhangi bir sakatlık bulunmadığı anlaşılmıştır.Toplantıda alınan kararın da TTK’nun 621/1-f maddesine göre bir ortağın haklı sebeplerle şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması kararının önemli kararlardan olduğu kabul edilerek birinci fıkrada doğrudan karar nisabı açıklanmıştır. Birinci fıkra hükmüne göre bir ortak hakkında çıkarma davası açılmasına karar alınabilmesi için temsil edilen oyların en az 2/3’ünün ve oy hakkı bulunan esas sermayenin salt çoğunluğunun bir arada bulunması gerekir. Bu nisablara uyulmadan alınan kararlar yok hükmünde sayılacaktır. Kanun koyucu burada ikili bir nisab öngörmüştür. Birincisi şirketin üye sayısına göre genel kurulda oy kullanma hakkına sahip kişi sayısının 2/3’ü ve sermayenin tamamının salt çoğunluğu şeklinde ikili bir çoğunluk öngörülmüştür. Birinci hallerde üye sayısına göre 2/3’lük oran aranacaktır. Davacı şirket 3 ortaktan oluştuğuna göre 2/3 oranının sağlanabilmesi için en az 2 ortağın olumlu oy kullanmasına ihtiyaç vardır. Genel kurulda alınan karar incelendiğinde davacının muhalefetiyle diğer iki ortak tarafından olumlu yönde oy kullanıldığı anlaşılmaktadır. 2/3’lük çoğunluk sağlanmıştır. Yasa koyucu 2/3 çoğunluğu sermaye miktarına göre değil temsil edilen oya göre dikkate almış, kısacası kişi sayısına göre belirleme yapmıştır. Sermayenin 2/3’ü aranmayacaktır. Sermaye bakımından yasa metnindeki cümlenin devamında salt çoğunluk istemiştir. Şirket üyelerinin sermaye tutarlarına bakıldığında 10.000,00 TL’lik sermayenin 5.001,00 TL’lik kısmının olumlu oyu salt çoğunluğu sağlayacaktır. Olumlu oy kullanan sermaye miktarı 6.600,00 TL olumsuz oy kullanan sermaye miktarı 3.400,00 TL’dir. Sermayenin salt çoğunluğu koşulu da sağlanmıştır. Bu sebeple dava şartı yerine gelmiştir. Davanın esası incelenmelidir. Davacı şirket çıkarma gerekçesi olarak davalının 26/03/2020 tarihi itibariyle diğer ortaklara şirketten ayrılma istemini bildirmiş olmasını, 09/04/2020 tarihi itibariyle şirket merkezine gelerek şirkete ait malvarlıklarını teslim etmeksizin kişisel eşyalarını alıp ortaklığı terk etmiş olmasını, şirketle ilgili tahsil ettiği para ve benzeri kıymetleri uhdesinde tuttuğunu, şirkete ait … plakalı aracı şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra geri teslim etmediğini, şirket merkezinin hemen arka sokağında … OSB adında 15/05/2020 tarihinde şirket kurduğunu ve müşterileri bu şirkete yönlendirdiğini, mahkememizin ana dava dosyasındaki fesih tasfiye isteminin de davacının eşine ait diğer şirketin, davacı şirketin müşterilerine hakim olabilmesini sağlamak amacıyla davaya konu edildiğini bu gerekçelerle davacının diğer ortak ve şirketi zarara uğratıcı eylemlerde bulunduğunu ileri sürerek haklı sebeplerin bulunduğunu bu gerekçe ile de davacının ortaklıktan çıkarılmasını talep etmiştir.
Davalı şirkete ana dosya üzerinden denetim kayyımı atanmış, tarafların iddiaları denetlenmiştir. Kayyım raporunda yaklaşık 22 firmanın davalı şirket ile olan sözleşmesel ilişkilerini sonlandırdığı, dava dışı ….. Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Ltd. Şti.’nin davacının eşi …’ya ait olduğu, şirket aktifinde bulunan bir aracın 31/03/2021 tarihinde satıldığını ancak bu satıştan dolayı çalışma sermayesinde bir artış olduğu, araç satışından gelen para ile şirketin vergi ve SGK borçlarının ödendiği, ayrılan müşteriler bakımından bu müşterilerin 2017 yılında 116.346,70 olan satışların %11’ini kapsadığı. 2018 yılında 269.600,95 olan satışların %30’unu kapsadığı, 2019 yılında 409.927,95 olan satışların %30′ unu kapsadığı, 2020 yıtında 465.077,93 olan satışların %29′ unu kapsadığı, 4 yıllık 1.260.953,53 TL ofan satışların %28’ini kapsadığı, Şirketten ayrılan müşterilerden dolayı satışlarının %28’ini kaybetmesine rağmen %72’sini muhafaza ettiği, piyasa içinde aktif olduğu, netice itibari satış ve pazarlama kanalında sıkıntı yaşamadığı tespit edilmiştir. Dosyada ayrıca bilirkişi incelemesi yapılmış tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde araştırma yapılmıştır. Buna göre; davacının eşinin 11/05/2020 tarihinde davalı şirket ile aynı iş kolunda benzer bir şirket kurdukları, taraflar arasındaki ihtilaflı sürecin oluştuğu ve başladığı tarihin Nisan 2020 tarihine tekabül ettiği, davalı hakkında alınan çıkarma davası açılması kararının tarihinin 09/11/2020 olduğu, bu karar içerisinde haklı sebeple çıkarma davası açılmasına ilişkin nedenlerin arasında bu durumun da yer aldığı, yapılan bilirkişi incelemelerinde ayrılan firmaların çok kısa bir süre sonra dava dışı Kırcali Ltd. Şti.’nin müşterisi oldukları, bu kapsamda bilirkişi raporları ile 29 adet firmanın sözleşmeleri davalı ile feshederek doğrudan dava dışı Kırcali firması ile çalışmaya başladığı, ortaklar arası husumetin 2020 yılında başladığı, 2018’de %127 olan satış artış oranının net hasılat artış oranını 2019 yılında %25, 2020 yılında ise %12 oranında olduğu, satışların artış hızının eskisi kadar olmamasındaki başlıca nedenin davacı ve eşinin benzer iş dalında kurduğu şirkete davalı şirketin müşterilerinin transferinin etkili olduğu belirlenmiştir.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacı şirketin ve dava dışı Kırcali Ltd. Şti.’nin iş güvenliği hizmetini verdiği iş yerlerinin listesi celp edilmiş tetkikinde 31 adet firmanın davalı şirket ile çalışırken sözleşme ilişkisini sonlandırıp dava dışı Kırcali firması ile çalışmaya başladığı anlaşılmıştır.Davacı taraf her ne kadar davacının dava dışı şirkette hissesi bulunmadığını ileri sürmüşse de; somut olarak ortaya konulan bu olgular karşısında davacının davalı şirket ile olan ihtilafından hemen sonra bir başka şirketin eşi üzerinden kurulmuş olması ve bunun akabinde de davalı şirket ile sözleşmesi devam eden 31 adet firmanın kısa süre içerisinde sözleşmesini toplu bir şeklide sonlandırarak çok kısa bir süre içerisinde davacının eşinin firmasına müşteri aktarılmasında davacının ilgisi bulunmadığını kabul etmek mümkün değildir. Kaldı ki davacı, eşi … bir dönem davalı şirketin mali muhasebe bölümünde çalıştığını kendisi ikrar etmektedir. Karı koca olan davacı ve eşi …’nın birlikte hareket ettiklerinde şüphe bulunmamaktadır.
Davacının davalı şirketten çıkarılmasına ilişkin dava açılmasındaki ana gerekçe tüm bu süreç nedeniyle davalı şirketin zarara uğramış olmasıdır. Bu durum çıkarma için haklı sebep teşkil eder. Nitekim önceki yıllara oranla satıştan elde edilen hasılatlar önemli ölçüde düşmüştür. Tüm bu hususların hemzamanlı bir döneme tekabül etmesi tesadüf değildir. Bu sebeple çıkarma davasında davacı şirket haklıdır.
Davalı şirketin gelirlerinde azalma ve giderlerinde artma nedeniyle borca batık olduğu belirlenmiş ise de; kalan firmalarla davalı işletme faaliyetine devam etmektedir. Davalı şirketin mevcut haldeki ekonomik durumunun üzerinde yaşanan süreçteki müşteri kaybının önemli ölçüde etkisi olmuştur. Bu etki ve giderlerdeki artış nedeniyle şirketin borca batık çıkması fesih tasfiye nedeni olmamalıdır. Şirketin faaliyetine devam etmesi kalan ortaklarla daha sağlıklı olacaktır. Davacı ortak ile yaşanan ihtilaflı dönem ve bu dönem içerisinde yaşanan olgular nedeniyle şirketin aktiflerindeki azalma şirketin kalan ortaklarla düzgün işletilmesi sağlanarak giderilebilir bir durumdur. Sırf bu nedenle fesih tasfiyenin haklı olduğu kabul edilemez. Denetim kayyımı atandığı dönemde şirkete ait bir aracın satılarak kamu borçlarının ödenmesi davacı için haklı sebep teşkil etmez. Yine davacının fesih tasfiye davasına konu ettiği olguların davacının şirketten ayrılmayı istediğini açıklamasından sonra ve dava dışı eşine ait dava dışı şirketin kurulmasından sonra ortaya çıktığı, şirketin savunma mekanizması olarak davacının yönetim yetkisini sonlandırdığı, şirketin giriş kapısının anahtarının değiştirildiği iddiası kabul edilse dahi bu olgunun yaşanan ihtilaflardan kaynaklandığı, yine davacının pazarlama ve tahsilat görevinin sonlandığına ilişkin müşterilere gönderilen e-postalar kabul edilse dahi yine bu olgunun yaşanan bu süreç dolayısıyla olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum yaşanan tüm bu süreç hep birlikte değerlendirildiğinde davacı için haklı sebep teşkil etmeyecektir. Davacının fesih tasfiye isteminin reddine karar verilmiştir. Şirket varlığını koruyarak kalan ortaklarla ticari hayatına devam etmelidir. Birleşen davada davacı şirketin davalı ortağın şirketten çıkarılmasını istemede haklı sebepleri bulunduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş davalı …’nın davacı şirket ortaklığından çıkarılmasına hükmolunmuştur. Yapılan araştırmaya göre ortaklara dağıtılabilecek ayrılma akçesi bulunmamaktadır. Kısa kararda birleşen dava karşı dava başlığında nitelendirilmiş ise de; gerekçeli kararda birleşen dava bilgileri açıklanmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-1-Mahkememizin 2020/470 esas sayılı davasında Davacı …’nın davasının REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 179,90TL harçtan başlangıçta alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,5‬0 TL harcın davacı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Ana davada Davacı … tarafından yapılan masrafların kendi üzerine bırakılmasına,
4-Ana davada davalı … Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Danışmanlık Hizmetleri Tic. Ltd Şti tarafından yapılan 2.000,00 TL masrafın davacı …’dan tahsili ile davalı … Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Danışmanlık Hizmetleri Tic. Ltd Şti’ne ödenmesine,
5-Ana davada Davalı … Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Danışmanlık Hizmetleri Tic. Ltd Şti kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
B-1-Birleşen Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/876 esas sayılı dosyasında davanın KABULÜ ile; davalı …’nın … Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Danışmanlık Hizmetleri Tic. Ltd Şti.’deki ortaklıktan çıkarılmasına,
2-Ayrılma akçesi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 179,90TL harçtan başlangıçta alınan 54,40TL’nin mahsubu ile 125,50TL’nin davacı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Birleşen davada davacı … Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Danışmanlık Hizmetleri Tic. Ltd Şti tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 108,80 TL masrafın davacı …’dan tahsili ile davalı … Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Danışmanlık Hizmetleri Tic. Ltd Şti’ne ödenmesine,
5-Birleşen davada davacı … Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Danışmanlık Hizmetleri Tic. Ltd Şti kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine,
C-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2023

Başkan ……….
E-imzalı
Üye ………
E-imzalı
Üye …………
E-imzalı
Katip …………
E-imzalı