Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/452 E. 2021/1256 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/452 Esas
KARAR NO : 2021/1256

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : … -….
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 06/08/2020
KARAR TARİHİ : 02/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Davalının bursa 5. İcra müdürlüğünün 2020/ … sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesi, davalının kötü niyetle yapmış olduğu itiraz nedeniyle % 20 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Müvekkilinin davalıya (borçlu) işleri ile ilgili 01.01.2028 tarih ile 31.12.2019 arasında yapılan işlerden dolayı kesilmiş faturalardan dolayı alacaklarının olduğunu ve bu nedenle müvekkilinin öncelikle bursa 10. Noterliğinin 19.02.2020 tarih ve …. yevmiye no.lu ihtarnamesini gönderdiğini, Bu ihtara rağmen davalı(borçlu) ödeme yapmadığı için hakkında bursa 5. İcra müdürlüğü nün 2020/ … sayılı icra takibi yapıldığını, yine bu icra takibine 02.07.2020 tarihinde itiraz edildiğinden dolayı takibin durduğunu ve bunun üzerine öncelikle müvekkili ile davalı arasındaki ticari alışveriş olduğu için gerekli tüm faturalar ticari kayıtlarda bulunduğunu belirtmiştir. Müvekkili ile davalı arasında yapılan ticari alışverişlere ilişkin kendisine gerekli belgeler verilmiş ve belgeler düzenlendiğini, Davalı, müvekkilinin hangi faturalardan dolayı alacaklı olduğunu iyi bildiğini ve kendisi hakkında yapılan faturaya dayalı icra takibine kötü niyetle olarak itiraz ettiklerini, ve yine müvekkili tarafından kesilen faturalar ve belgeler olduğunu, bunların yargılama aşamasında dosyaya sunacağını, Davalıya müvekkili tarafından kesilen faturalardan dolayı 267.452,79 TL ana para borcu olduğunu, bu nedenle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin sağlanmasını talep etmiştir. Davalının icra takibine karşı itirazı tamamen kötü niyetli olduğunu ve bu nedenle davalının % 20 den aşağı Olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Öncelikle davacının iddia ettiği gibi müvekkilin davacı tarafa 267.452,79-TL tutarında Borcunun bulunmadığını, Müvekkili ile davacı arasında bir ticaret gerçekleşmiş, ancak müvekkilinin davacı tarafa borçlarını ödediği gibi davacı tarafında müvekkile olan borçlarının olduğunu, birbirleri arasında cari hesap ile çalışan müvekkil ve davacı arasında ticari defterler incelendiğinde aradaki farkın olmadığı ve müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığının görüleceği, hal böyle olunca müvekkiline karşı açılmış olan işbu alacak davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
İncelenen dosya kapsamına göre;
Dava, davacı ile davalı arasındaki ticari mal alışverişinden kaynaklı alacağa ilişkin itirazın iptali davası olup, yasal süresi içinde açılmıştır.
Taraflarca aralarında düzenlenen cari hesap sözleşmesi, fatura ve cari hesap eksteresi gibi kayıtlar dosyamız içerisine sunulduktan sonra dava dosyası, ibraz edilen deliller ve taraflara ait ticari defter ve dayanağı kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının cari sözleşmesi dolayısıyla alacağının belirlenebilmesi için taraf defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, inceleme gününde davacı taraf defterlerini ibraz ettiği halde davalı taraf defterlerini ibraz etmemiştir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde buluilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir. HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir. Mahkememizce de davalıya 11/02/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında davalı taraf hazır olmasına ve defter inceleme günü verilmesine rağmen defter ve belgelerin davalı tarafça sunulmamasının sonuçları bu kapsamda değerlendirilmiştir.

Davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı defterlerini ibraz etmemiştir. Davacı defter ve belgeleri usulüne uygun tutulmuş olup delil olma niteliğindedir. 17.05.2021
tarihli bilirkişi raporunda özetle ;
Davacı incelemeye 2018 ve 2019 yıllarına ait yevmiye kebir ve envanter defterlerini ibraz
ettiğ, İbraz edilen defterlerin açılış yevmiye defterlerinin kapanış tasdikleri yasal
sürelerinde yaptırılmış olup defterler muhasebe ilkelerine ve tekdüzen muhasebe hesap
planına uygun tutulduğu
Ancak dava açılış ve takip tarihleri 2020 yılındadır. Takip 7. ayda dava 8. aydadır. Bu
nedenle 2020 yılı defterlerinin de ibraz edilmesi gerekmektedir. 2020 yılı defterleri ibraz
edilmediği,
Davacı 2020 yılı defterlerini ibraz etmediği dolayısıyla 2019 yıl sonu bakiyesi tespit
edildiği Bu rakamın 167. 452.79-TL olduğu .
Burada Her İki Tarafın da bağlı oldukları vergi dairelerinden tarafların 2017-2018 -2019 ve
2020 yıllarına ait ba&bs formlarının istenilmesinde yarar bulunduğu,

borç alacak rakamlarının tam olarak tespit edilebilmesi için davacının 2020 yılı ticari
defterleri ve her iki tarafın ba&bs formlarının ibrazı gerekli olduğu yönünde rapor tanzim edildiği, mahkememizce eksikliklerin giderilmesi için taraflara ait ba&bs formlarının dosyamız arasın alındığı Mahkememizce 24.06.2021 tarihli duruşmasında dosyanın ek rapor tanzim edilmek üzere
bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir. 22.11.2021
tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Vergi dairelerinden gelen BA&BS formları incelendiğinde her iki tarafın da aldıkları ve karşı
tarafa verdikleri faturaları adet ve tutar olarak birebir bir şekilde maliyeye beyan ettikleri
tespit edildiği, buna göre davacının beyan sınırına girenlerden kestiği faturaların tutarı KDV hariç
227,568,00-TL olduğu bu arada davalı firma da davacıya mal satışında bulunmuş olup 2019 yılında kestiği 14 adet
fatura ile KDV hariç 50,397,00-TL satış yapmış olduğu,
2020 yılında taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığı, davacının davalıdan kendi defter kayıtlarına göre 167,452,79-TL alacaklı olduğu tespit
Edildiği, davalı faturaların tamamını teslim almış ve defterlerine işleyip maliyeye da BA formları ile
beyan etmiştir. Davalı teslim aldığı faturaların ödemesini yaptığını ispat etmek zorundadır. Vergi dairelerinden gelen BA&BS formları incelendiğinde her iki tarafın da aldıkları ve karşı
tarafa verdikleri faturaları adet ve tutar olarak birebir bir şekilde maliyeye beyan ettikleri
tespit edildiği davalı faturaların tamamını teslim almış ve defterlerine işleyip maliyeye da BA formları ile
beyan ettiği davalı teslim aldığı faturaların ödemesini yaptığını ispat etmek zorundadır.
Sonuç olarak davacı davalıdan kendi defter kayıtlarına göre 167. 452.79-TL alacaklıdır. Dava
267,452,79-TL olarak açılmıştır. arada 100.000.00-TL fark bulunmakta olduğu yönünde rapor tanzim edildiği davacının davalıdan kendi defter kayıtlarına göre 167,452,79-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş. Taraflar süresi içinde rapora karşı beyanda bulunmuşlardır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş, aldırılan bu rapor davacının iddiasını doğrular mahiyettedir ve hüküm kurmaya elverişlidir. Davalı faturaların tamamını teslim almış ve defterlerine işleyip maliyeye da BA formları ile
beyan etmiştir. Davalı teslim aldığı faturaların ödemesini yaptığını ispat etmek zorundadır Davacının icari defterlerine göre davacının kayıtlarına göre; davacının icra takibi tarihi itibariyle davalıdan 167,452,79-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Dava yeterince ispat edilmiştir.. Açıklanan gerekçeler doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava yönünden davacının davalıdan dava konusu ettiği tutarda alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Alacak likit olduğundan ayrıca icra inkar tazminatına da hükmedilmelidir.
HÜKÜM Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davanın KISMEN KABULÜ ile

1-Bursa 5 İcra Dairesinin 2020/… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin 167.452,79 TL asıl alacak üzerinden devamına,
İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,

2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 11.438,70 TL harçtan başlangıçta alınan 3.138,99 TL peşin hartan mahsubu ile eksik kalan 8.299,72 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına

3-Davacı tarafça yapılan 3.138,99 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı ve 649,50 TL Yargılama gideri olmak üzere toplam 3.842,89‬ TL yargılama giderinden kabul – red oranına göre olmak üzere toplam 3.579,69-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,

4- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,

5-Davacı vekili lehine takdir edilen 19.858,02-TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

6-Redddilen kısım üzerinden davalı vekili lehine takdir olunan 13.450,00-TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,

Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
02/12/2021

Katip …
Hakim …
E-İmzalıdır
. E-İmzalıdır.