Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/451 E. 2022/96 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/451 Esas
KARAR NO : 2022/96

HAKİM : ….. .
KATİP :….. .

DAVACI : ….. .
VEKİLİ : Av….. .
DAVALI : 1- ….. .
VEKİLİ : Av…… .
DAVALILAR : 2- ….. .
3- ….. .

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/08/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Davalı … sevk ve idaresinde bulunan ve davalı
….. . ….. .’a ait ….. . plaka sayılı aracın 21.12.2007 tarihinde sebep olduğu kaza sonrası
….. . ….. .’nün vefat ettiğini, müteveffa ….. . ….. .’nün bekar olduğunu, demircilik işi
yaptığını, aylık 3.000 TL kazancı olduğunu, gelirini annesi ve özürlü kardeşi ile paylaştığını, kardeşine maddi anlamda destek olduğunu, birlikte oturduklarını, diğer destek olan kardeşinin de
vefat ettiğini, bu sebeple davacının maddi destekten yoksun kaldığını, konu ile ilgili Bursa 5.AHM
2008/265 E sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkeme tarafından verilen kararın bozularak iade
edildiğini, Bursa 5 AHM 2017/308 E sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonrası davacı anne yönünden 2.073,50 TL ile davacı yönünden 42.269,65 TL olarak hesaplandığını, yapılan ıslah sonrası bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesi ile 500 TL yönünden davanın kabul ile 41.769,65 TL yönünden davanın red edildiğini, bu sebeple dava açtıklarını ve davanın kabulüne
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığı, dava öncesi başvuru yapılmadığını, aynı dava hakkında daha önce verilmiş ve
kesinleşmiş hüküm sebebiyle dava şartı yönünden davanın reddinin gerektiği, davalı şirketin poliçe limitleri ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, kusur oranının uzman bilirkişiler tarafından davacıların destek olgusunu ispat etmeleri gerektiğini, davada taraf olmayan hak sahibi var ise bunlarında tespitinin ile var ise kazanımların mahsubunun gerektiği, hesaplamanın aktüer bilirkişi tarafından yapılmasını, faizden sorumlu olmadıklarını ve davanın reddini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen dosya kapsamına göre
Derdest dava trafik kazası sebebiyle tazminat taleplerine ilişkindir.
Dava tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı vekili Bursa 5.AHM
2008/265 E sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkeme tarafından verilen kararın bozularak iade
edildiğini, Bursa 5 AHM 2017/308 E sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonrası davacı anne yönünden 2.073,50 TL ile davacı yönünden 42.269,65 TL olarak hesaplandığını, yapılan ıslah sonrası bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesi ile 500 TL yönünden davanın kabul ile 41.769,65 TL yönünden davanın red edilmesinden bahisle zorunlu mali mesuliyet sigortacısına ve davalılara karşı açılmış destekten yoksunluk tazminatıdır.
Haksız fiil sebebiyle tazminat davalarında temel olarak haksız bir fiilin varlığının ve haksız fiilde davalı tarafın kusurununu belirlenmesi gerekir.
Trafik kazasında davacı ….. . ….. . ‘in kardeşi olan ….. . ….. .’ vefat etmiştir.
Davaya konu trafik kazasında aracı kullanan da Sürücü davalı ….. ……… .ldır.
Sürücü davalı ….. ……….. . idaresindeki araçla, müteveffaya çarptığı de yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybettiği dosya muhteviyatındaki bilgi, belge, rapor, tutanak ve ifadelerin titizlikle incelenmesi sonucunda anlaşılmıştır.
Bursa 5. Ashm 2017/308 E 2019/452K sayılı dosyasında kusur tespitine ilişkin dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmiş, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporundaki kusur oranı sürücü davalı Yusuf %75 müteveffa Cemal … ise %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Usul ekonomisi gereği dosya yeniden kusur durumunun tespiti için bilirkişiye verilmemiştir.
Bu noktada dosya aktüerya hesap bilirkişisine tevdi edilmiştir. 08.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda müteveffanın Rapor TRH-2010 tekniği uygulanmıştır. Zira yerleşik Yargıtay uygulaması da TRH2010 tablosunun ülke gerçeklerine daha uygun olduğu yeknesak uygulama olarak kabul edilmiştir. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/10352 E., 2021/2596 K.) Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ile yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu dava konusu kaza nedeniyle kaza tarihi itibariyle ; 2021 yılı bilinen verilerine göre; davacı kardeşe müteveffanın destekliğinin kabulü ile davacının,
müteveffanın % 25 kusurlu ve gelirinin asgari ücret esas alınarak PMF 1931 ve TRH 2010 yaşam
tablosuna göre talep edebileceği tazminat ayrı ayrı hesaplanmıştır. TRH-2010 Beklenen Ömür Tabloları ve Prograsif Rant Tekniğinin uygulanması ile yapılan hesaplama ile dava öncesi ödeme 560,78 TL
mahsup ediltikten sonra bakiye zarar
77.754,23 TL
destekten yoksun kalma tazminatı tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından 12.12.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini ıslah ettiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK m. 53 öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Destek tazminatı, fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminattır. Bir kimseyi başkası için destek haline getiren yardımlarda düzenlilik ve devamlılık unsurları vardır. Bunun gibi her gün, her hafta, her ay düzenli bir şekilde yapılmış olmakla beraber ancak sınırlı bir süre için yapılmış veya ilerde yapılması umulan yardımlar da destek olarak nitelenemez. Olayımızda ölen kişi davacının kardeşi olduğu ve yine davalının engelli olduğundan bahisle bakmakla yükümlü olduğu kabul edilmesi gerekmektedir. Bu kabul şartınında bir kimseyi başkası için destek haline getiren yardımlarda düzenlilik ve devamlılık unsurları kapsamında değerlendirmek gerekecektir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 364/1. maddesinde “herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür” düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır” düzenlemesine yer verilmiştir. Dava konusu olayda; davacılardan ….. . ….. ., Bursa Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen sağlık kurulu raporuna göre % 29 oranında engelli olduğu, eğitimi ve belli bir işi olmayan bu davacıya da, kardeşi olan … ….. . baktığı ve geçimini sağladığı ileri sürülmüş ve belgelendirilmiştir
Davacı …, desteğin öldüğü tarih itibariyle 39 yaşında olup, normal şartlarda, ölen kardeşinin ona bakım yükümlülüğü bulunmamaktadır. Fakat, davacı ….. . engelli olması, çalışma imkanının zayıf olması nedeniyle, ölen kardeşinden destek almasının anılan yasal düzenlemeler karşısında makul olması, ölenin diğer davacı annesi ile birlikte kardeşi ….. . da geçimini sapladığının Bursa 5. Ashm dosyasında mevcut davacı tanıkları tarafından beyan edilmiş dosya kapsamında görüleceği üzere davacı ile müteveffanın abi kardeş ilişkisinin olduğu, davacının müteveffanın çalışması ile ev ekonomisine katkıda bulunarak destek olduğunu ortaya koymuştur. Davacının müteveffanın fiili ve sürekli bakımından yoksun kaldığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin en son ilke
kararında; hesaplamalarda TRH-2010 Beklenen Ömür Tabloları ve Prograsif Rant Tekniğinin
uygulanması ile hesaplama yapıldığı davacının öz kardeşi olması ve davacının belgeler ile sabit özrü olduğu davacıya müteveffanın eylemli ve sürekli olarak desteğinden yoksun kaldığı dosya kapsamında sabit olmakla
77.754,23TL desteğinden yoksun olacağı tespit edilmiştir.
Bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın kabulü ile;
2-Davacı … … ‘nün maddi tazminat talebinin kabulüne, buna göre 77.754,23 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacı … … ‘ne verilmesine,
3-Sigorta Şirketinin Poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 2.853,28 -TL harçtan başlangıçta alınan 713,33-TL peşin ve 130,00-TL ıslah harcı toplamı olan 843,33-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.009,95‬-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 713,33-TL peşin harç, 62,20-TL başvurma harcı + vekalet harcı, 130,00 TL ıslah harcı ve 913,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.819,03‬‬-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 6.230,05 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
03/02/2022

Katip ….. . Hakim ….. .
E-imzalıdır E-imzalıdır