Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/423 E. 2021/535 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/423
KARAR NO : 2021/535

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : ….
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … .
DAVALI : … – … …
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
G.KARAR
YAZIM TARİHİ : 18/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle ; davalı şirketin daha önce ticaret sicilden terkin edildiğini, Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… ve 2019/… karar sayılı dosyasında davalı şirketin ek tasfiye işlemleri için ihyasına karar verildiği, davalı şirkete TTK 33 ve 36.maddeleri uyarınca yöneticilerini seçmesi ve şirket sermayesi 10.000,00 TL’nin altında kaldığından tasfiye işlemlerinin de tescilinin yapılması için bildirimde bulunulduğu halde şirketin bir beyanda bulunmadığını, davalı şirkete yeni müdür atanmasına kanaat getirildiğinde müdür atanmasının ve şirketin tasfiye işlemlerinin ticaret sicile tescilinin yapılmasını talep etmişlerdir.
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava davalı şirkete yeni müdür atanmasının ve şirketin tasfiye işlemlerinin ticaret sicile tescilinin yapılmasını istemine ilişkindir.
Davacı … müdürlüğünce davalı şirkete tebligat çıkartmış ancak davalı şirket bu bildirime herhangi bir cevap vermemiştir.
Davacı bunun üzerine eldeki davayı açmıştır.
Eldeki davayı davacının hukuki yararı bulunup bulunmadığı ve TTK m.33 çerçevesinde mahkemelerce hangi hallerde karar verilebileceği hususlarında ayrı ayrı değerlendirmek gerekmektedir
TTK m.33’e ilişkin açıklamalardan sonra ayrı bir başlık altında davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı da gerekçede tartışılacaktır.
TTK’nın 33.maddesine göre; Tescili zorunlu olup da kanuni şekilde ve süresi içinde tescili istenmemiş olan veya 32 nci maddenin üçüncü fıkrasındaki şartlara uymayan bir hususu haber alan sicil müdürü, ilgilileri, belirleyeceği uygun bir süre içinde kanuni zorunluluklarını yerine getirmeye veya o hususun tescilini gerektiren sebeplerin bulunmadığını ispat etmeye çağırır.
Sicil müdürünce verilen süre içinde tescil isteminde bulunmayan ve kaçınma sebeplerini de bildirmeyen kişi, sicil müdürünün teklifi üzerine mahallin en büyük mülki amiri tarafından bin Türk Lirası idari para cezasıyla cezalandırılır.
Süresi içinde kaçınma sebepleri bildirildiği takdirde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesi, dosya üzerinde inceleme yaparak tescili gerekli olan bir hususun bulunduğu sonucuna varırsa, bunun tescilini sicil müdürüne emreder, aksi takdirde tescil istemini reddeder. Süresi içinde tescil isteminde bulunmayan veya kaçınma sebeplerini bildirmeyen kişinin ikinci fıkradaki cezayla cezalandırılması bu fıkra hükmünün uygulanmasına engel oluşturmaz.
Ticari faaliyet adresini belirlemek şirketin yetkisi olan hususlardandır. Hatta ana sözleşme değişikliği ile şirket merkezi dahi değiştirilebilir. Davacı … müdürlüğünün yetki alanı dışında başka bir sicil müdürlüğünün yetki alanına dahi şirket merkezini ve faaliyet adresini taşıyabilir.
Burada mahkeme tarafından adres araştırması yapılarak bu araştırmaya göre şirket adına tescil karar verilip verilemeyeceği tartışılmalıdır.
Davanı yasal dayanağı olan TTK’nun 33. Maddesi irdelenmelidir. Bu maddeye göre ; süresi içinde kaçınma sebepleri bildirildiği takdirde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesi, dosya üzerinde inceleme yaparak tescili gerekli olan bir hususun bulunduğu sonucuna varırsa, bunun tescilini sicil müdürüne emreder, aksi takdirde tescil istemini reddeder. Kanun burada şirketin kaçınma sebebini bildirmesini öngörürken, mevcut durumun şirket için neyi ifade ettiğinin tespit edilebilmesi ve mahkemeye talep ve kaçınma sebebi arasında değerlendirme yaparak bir karar verme olanağının sağlanmasını gözetmiştir. Yasanın açık hükmü uyarınca davacının dava konusu ettiği hususa ilişkin kaçınma sebebinin bildirilmiş olması mahkemenin karar vermesi için bir zorunluluktur. Davadan önce davalı tarafça sicil müdürlüğüne cevap verilmediği gibi eldeki davada da mahkememizce hüküm kurulmasını sağlayacak bir biçimde cevap veya kaçınma sebebi de davalı tarafça dosyaya bildirilmemiştir.
Yasa 33.maddede ticaret sicilin bildirimine rağmen bunun cevapsız bırakılmasını açık bir biçimde idari para cezası yaptırımına tabi tutmuştur. Kaçınma sebebini bildirilmesi halinde ise mahkemece talebin kabülü yada reddi yönünde karar verilmesini öngörmüştür.
Şirketler hukukunun temel prensibi olarak yetkili organlar aracılığıyla karar alınması esası geçerlidir. Karar alma ise bir iradenin dış dünyaya yansıma şeklidir. Karar alma süreci sonrası bu irade tescili gereken hususlardansa ticaret siciline tescil bildirimi şirket yetkili organı tarafından yapılır.
Yasa koyucu mahkemenin karar verebilmesi için kaçınma sebebinin bildirilmesini zorunlu kılarken şirketin iradesinin ne olduğunun belirlenmesini amaçlamıştır. Bu aşamadan sonra kaçınma sebebinin haklı olup olmamasına göre ilgili hususun tesciline yahut istemin reddine karar verilmesini düzenlemiştir.
Ortaya konulmuş bir irade yoksa bir irade beyanı varmışçasına varsayıma dayalı karar verilebilmesi mümkün değildir. Şirket yargılama konusu bu hususla ilgili olarak yasanın imkan tanıdığı ölçüde farklı şekillerde karar almış olabilir. Bu durum belirlenmeden ve kaçınma sebebi ileri sürülmeden mahkemenin şirket işleyişini etkileyecek ve hatta belki şirket için gerçek duruma uygun olmayan bir karar vermesi doğru olmayacaktır.( Örnegin somut olayda mahkemenin araştırma yaptığı tarihten bir gün sonra şirket adresini değiştirebilir, hatta karar tarihinden sonra veya kararın kesinleşme süreci içerisinde da şirket adresini değiştirebilir ve bunu ticaret sicile de bildirebilir, mahkemenin kesinleşmiş mahkeme kararı ticaret sicile bildirildiğinde de mahkeme kararının icra edilip edilmeyeceği, ticaret sicilin mahkeme kararını mı yoksa şirketin bildirimini mi uygulayacağı tartışmaları da ortaya çıkabilir).Yasa bu durumun önüne geçmek için kaçınma sebebinin bildirilmesini zorunluluk olarak öngörmüştür.
Yasa 33.maddede cevap verilmemesi yahut kaçınma sebebinin ileri sürülmemesini idari para cezası yaptırımına tabi tutarken. Ayrıca kaçınma sebebinin bildirilmesi halinde mahkemece bir karar verilse dahi bu durumun idari para cezasının uygulanmasına engel olmadığını kabul etmiştir.
Buradan çıkan sonuç; cevap verilmemesi yahut kaçınma sebebinin ileri sürülmemesinin karşılığı yalnızca idari para cezası yaptırımı (şartlar varsa geçici 7.maddenin de uygulanması), kaçınma sebebi ileri sürülmüşse kaçınma sebebinin haklı olup olmamasına göre ihtilaflı hususta mahkemenin karar vermesi ve idari para cezası yaptırımıdır.
Somut uyuşmazlık bakımından davacının eldeki davada hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususunda ise;
Davalıya TK m.35’e göre tebligat yapılmıştır. Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… E sayılı dosyasında tasfiye memuru atandığına dair bir kayıt bulunmadığından tasfiye memuruna bir tebligat çıkarılmamıştır. Hukuki yarar dava şartı olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınabileceğinden bu durum hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilebilmesine engel görülmemiştir.
Davalı şirket davacı … müdürlüğünce daha önceden geçici 7.madde uyarınca sicilden terkin edilmiştir. Terkin ile şirket tüzel kişiliğinin kaybedeceğinden davalarda taraf ehliyeti olmayacaktır. Ancak Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… E sayılı dosyasında davalı şirketin ihyasına karar verilmiştir. Yeniden ihya kararı verildiğinden eldeki davada davalının taraf olma ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Kararda bir tasfiye memuru atanmadığı görülmektedir. Esasında davacı da bu sebeple eldeki davayı açma zorunluluğu hissetmiş ve tasfiye işlemlerinin de tescilinin yapılması için bildirimde bulunulduğu halde şirketin bir beyanda bulunmadığını, davalı şirkete yeni müdür atanmasına kanaat getirildiğinde müdür atanmasını istemiştir.
Davacı şirket sermayesi 10.000,00 TL’nin altında kaldığından tasfiye işlemlerinin de tescilinin yapılması için bildirimde bulunulduğunu belirtmişse davacı tarafça da kabul edildiği üzere davalı şirketin terkinine zaten karar verilmişti. Bilindiği üzere ticaret sicilden silinen şirketlerin tüzel kişiliği sonlanacağından tüm organlarının da görevi sona erecektir. Geçici terkin sonucu sicilden silinen şirketin tasfiye edilmesi gereken bir malvarlığı yahut devam etmekte olan veya yeni açılan bir davası bulunması halinde bu işlemlerle sınırlı olmak üzere şirketin Asliye Ticaret mahkemelerince ihyasına karar verilebilir. Böyle bir durumda mahkemece o işlemleri yerine getirmek üzere bir tasfiye memuru da atanır. Tasfiye memuru kararda belirtilen işleri tamamlama hususunda şirketi temsil eder. Bu durumda ki bir şirketin yeniden yönetim kurulunun oluşturulmasına da gerek bulunmamaktadır. Zira atanan tasfiye memuru mahkemenin kararına dayanak olan o işlemle ilgili tam yetkilidir.
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… E sayılı dosyasında davalı şirketin ihyasına karar verilmiş ancak kararda tasfiye memuru atandığına dair bir ibare görülememiştir. İlgili davanın davacısı mahkemeye müracaat ederek ek kararla tasfiye memuru atanmasını isteyebileceğinden davacının eldeki davayı açmada hukuki yararı bulunmadığı gibi, terkinle sonlanan şirketin yeniden ihyası sonrasında da mahkememizce şirkete yeni bir yönetici atanmasına karar verilmesi mümkün değildir.
Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.26/05/2021
Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza