Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/395 E. 2021/602 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/395
KARAR NO : 2021/602

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE :…
KATİP : … …

DAVACI : ..
VEKİLİ : Av…
DAVALI : … TC : …
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında; davacı tarafından davalıya 65.000 USD bedelli çek verildiğini, bu çekin davalı … tarafından tahsile verilerek tahsil edildiğini, çekin veriliş amacının davacının dava dışı … Tekstil Ltd. Şti.’nin cari hesap alacağına karşılık verildiğini, ….Tekstil tarafından çekin verilmesinden sonra davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu icra takibine çekle ödeme dolayısıyla davacı tarafından itiraz edildiğini, itirazın iptali davasına bakan Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… sayılı dosyasında davacının haklı bulunarak itirazın iptali isteminin reddedildiğini, ancak istinaf mahkemesince çekle yapılan ödemenin cari hesap borcuna yapıldığına ilişkin bir delil bulunmadığından davacı aleyhine kararın kaldırılarak davalı şirketin takibinin devamına karar verildiğini, davacının davalı …’e vermiş olduğu çek dolayısıyla bir borcunun olmadığı gibi çek bedelinin tahsil edilmiş olması nedeniyle sebepsiz olarak zenginleştiği için bu bedelin istirdadını talep etmiştir.
Davalı vekili beyanlarında ; kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu, temel ilişkiye yönelik iddiaların yazılı delille ispatlanması gerektiğini, davalı arasındaki davalının yetkilisi olduğu şirketten bağımsız şahsi ilişki nedeniyle söz konusu çekin verildiğini, bu sebeple davanın redine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Davacı 13/05/2015 tarihli 65.000,00 USD bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığını, ödenen bedelin iadesinin gerektiğini iddia etmektedir.
Çekin incelenmesinde; keşidecisinin dava dışı … Tekstil Ltd Şti olduğu, hamilinin davacı … Tekstil Ltd Şti olduğu, çekin arkasında .. Tekstil ‘ in cirosunun bulunduğu, ondan sonra da … ‘ in cirosunun olduğu görülmektedir.
Davacı davalı … ‘ in yetkilisi olduğu … Tekstil Ltd Şti ile aralarında ticari ilişki bulunduğu, cari hesaba ilişkin borç nedeniyle dava konusu çekin verildiğini, ancak; çek bedelinin alınmasından sonra … Tekstil tarafından ticari ilişkiye istinaden Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2016/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/… esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, davanın reddine karar verildiğini, ancak Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2018/… esas sayılı dosyası ile ödeme iddiası ispatlanamadığından dava kabul edilerek itirazın iptaline karar verildiğini ileri sürerek … ile aralarında herhangi bir ilişki bulunmadığı ve çek bedelinin tahsil edilmiş olması nedeniyle bu çek dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti ve ödenen tutarın istirdatını talep etmişlerdir.
Çek incelendiğinde; yukarıda belirtildiği üzere davacının cirosundan sonra davalı … ‘ in cirosu bulunmaktadır. Yani çekin davacıdan davalı … ‘ e ciro edildiği sonucu çıkmaktadır.
Davacı kambiyo hukuku ilişkisi doğuran ciro işleminin temel sebebinin bulunmadığını iddia etmektedir.
Bilindiği üzere kambiyo senetleri (ticari senetler) ihdasi (kurucu) nitelikteki senetlerdendir. Gerçekten, bir borç için kambiyo yükleniminde bulunulması borcun yenilenmesi (tecdidi) sonucunu doğurmaz(BK., m. 133). Bu durumdaki bir borç hakkında kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, taraflar arasında biri asıl borç ilişkisi, diğeri kambiyo ilişkisi olmak üzere iki çeşit ilişki bulunur. Aynı durum, kambiyo senedinin tedavülü halinde de karşımıza çıkar. Bir kambiyo senedi ciro edildiği zaman ciranta ile ciro edilen kişi arasında kural olarak bir temel ilişki (asıl borç ilişkisi) bulunmaktadır. Ayrıca, bu iki kişi arasında kambiyo hukukundan doğan bir kambiyo ilişkisi de mevcuttur. Dava dosyamıza ait yargılama konusu çek bakımından da durum kambiyo senedinin tedavülünden kaynaklanmaktadır.
Kambiyo taahhüdünde bulunulmasına neden olan ve temel ilişkideki asli para edimini teskil eden “temel alacak”, o kambiyo taahhüdünün hukuki sebebini olusturur. Ancak, kambiyo taahhüdünün geçerliliği sebebe bağlı olmayıp, bu senetler maddi anlamda soyut (mücerret) senetlerdir. Kambiyo senetlerinin maddi anlamda soyutluğu ilkesi gereğince temel alacağın mevcut olmaması, geçersiz olması kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta, fakat sebepteki /temel iliskideki) sakatlık kambiyo borçlusuna“nedensiz zenginlesme defi” öne sürme hakkını vermektedir. Bu davayı açan davacı, kambiyo senedinin hükümsüzlüğünü öne sürmemekte, tersine kambiyo taahhüdünün varlığını kabul etmektedir. Ancak, borçlu, temel ilişkinin bulunmadığını yahut temel ilişkiden bir alacak hakkı doğmadığı halde, kambiyo senedi alacağının istenmesi nedensiz zenginlesme olusturduğundan kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını öne sürmektedir. Bu noktada menfi tespit isteminde bulunan; temel ilişkinin varlığını, temel ilişkide ki sözleşmenin türünü, kambiyo senedinin hangi nedenle ve sözleşmesel ilişki nedeniyle verildiğini ispatladıktan sonra bu temel ilişkideki hangi nedenlerden dolayı kambiyo taahhüdünü yerine getirmek zorunda olmadığını ispatlamakla yükümlüdür. Burada iki aşamalı bir ispat yükü söz konusudur ve ispat yükü de menfi tespit isteminde bulunan kişi üzerindedir. Buna ilişkin ispat yükümlülüğü yerine getirilmediği takdirde kambiyo senetlerinin maddi anlamda soyutluğu ilkesi ve mücerretlik ilkesi gereğince temel ilişkiden bağımsız borç ilişkisi yaratacağından kambiyo senetleri nedeniyle sorumlu olunacaktır.
Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12.10.2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04.12.2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14.05.2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660 sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Takibe ve davaya konu çek bir yazılı delil olduğundan davacının bu yazılı delile karşı ispat yükü yukarıda belirtildiği üzere davacı taraf üzerindedir. Bilindiği üzere HMK Madde 201’e göre; senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz. Yazılı delille ispatı gerekir. Davacı tarafça dosyaya buna ilişkin bildirilmiş ve sunulmuş yazılı delil de bulunmaktadır. Bu sebeple davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 7.614,86 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 7.555,56 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 39.345,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı oybirliği ile açıkça okundu, anlatıldı.02/06/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza