Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/357 E. 2020/682 K. 09.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/357 Esas
KARAR NO : 2020/682

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :…
VEKİLİ :Av. ……
DAVALI :…….

VEKİLİ :Av. …
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2015
KARAR TARİHİ : 09/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :31/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; davalılardan …in davacı şirkette 04/10/2005 ve 13/02/2014 tarihleri arasında üretim planlama uzmanı olarak çalıştığını, iş akdini kendi rızası ile sonlandırdığını, yapılan iş sözleşmesine göre iş akdinin sona ermesinden sonra iki yıl süre ile haksız rekabet yapmama yükümlülüğü bulunmasına rağmen davalının aynı sektörde faaliyet gösteren … Ltd.Ştinde çalışmaya başlayarak bu hükmü ihlal ettiğini, davalının davacıya ait birçok ticari sırrına vakıf olduğunu, bu sebeple sözleşmede yazılı olduğu biçimde son aldığı ücretin beş katı tutarında tazminat ödemesi gerektiğini, haksız rekabete iştirak eden diğer davalı … Ltd.Şti’nin de haksız rekabetinin önlenmesi gerektiğini ileri sürerek 13.000.-TL cezai şartın davalı …’den tahsilini, davalı şirketin de haksız rekabetinin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davlı vekili cevap dilekçesinde; iş akdinin gerçekte işveren tarafından sona erdirildiğini, işçinin işe iade davasını açmayı engellemek için görev değişikliğini kabul etmediğine dair belge imzalatıldığını, buna karşılık davacının tüm işçilik haklarının ödendiğini, iş akdinin işveren tarafından feshi sebebiyle rekabet yasağı sebebiyle tazminat istenemeyeceğini, sözleşmedeki hükümde süre, yer ve iş türü bakımından sınırlandırma bulunmadığını, işçinin iktisadi geleceğini tehlikeye düşürecek şekilde hüküm kurulamayacağını, işçinin davacıya zarar verecek türden ticari sırlara nüfuz etmesinin söz konusu olmadığını, davalı işçinin diğer davalı … Ltd.Şti’nde değil, … Raf Sistemleri Ltd.Şti’nde çalıştığını ileri sürmüştür.

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Eldeki dava haksız rekabet nedeniyle tazminat davasıdır. Mahkememizin 2015/27 Esas 2016/538 Karar sayılı ilamı ile; davalı …’in … Raf Sistemleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’de çalıştığı, davalının … A.Ş’de çalıştığının ispatlanamadığı, aynı grup şirketi olmanın sonuca etkili olmayacağı gerekçesiyle … Şirketi aleyhindeki davanın husumetten reddine dair verilen karar temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğinden davalı … Şirketi gerekçeli karar başlığında gösterilmemiştir. Davalı … yönünden ise; taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinde iş akdinin sona ermesinden sonrası için rekabet yasağının düzenlenmiş olması nedeniyle, iş akdinin sona erdiği tarih itibariyle uyuşmazlıkta 6098 sayılı TBK’nin 445. maddesi tatbik edileceği, somut olayda taraflar arasındaki iş sözleşmesinin rekabet yasağını düzenleyen 9. maddesinde zaman ve coğrafi alana yönelik bir sınır getirilmediği, TBK’nin 445/1 fıksarında bu tür sözleşmeler bakımından, yer ve zaman sınırlaması öngörüldüğü gibi, rekabet yasağının işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek şekilde sınırlayamayacağının düzenlendiği, yine aynı maddenin ikinci fıkrasında da mahkemece aşırı nitelikteki rekabet yasağı hükümlerinin kapsamı veya süresi bakımından, hakimin aşırı nitelikteki rekabet yasağını bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirerek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde gözönünde tutmak suretiyle sınırlandırabileceğinin düzenlendiğini, bu durumda taraflar arasındaki hizmet sözleşmenin TBK’nın 445/2. maddesi çerçevesinde değerlendirilip, tartışılarak bir sonuca gidilmesi gerektiğinden bahisle bozularak mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Dava, davalının davacı iş yerinden ayrıldıktan sonraki dönemde davacı şirket aleyhine haksız rekabette bulunduğu iddiasına dayalı cezai şart ödeme koşullarının oluşup oluşmadığına yönelik alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinde iş akdinin sona ermesinden sonrası için rekabet yasağının düzenlenmiş olması nedeniyle, iş akdinin sona erdiği tarih itibariyle uyuşmazlığa bu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 444 ve devamı maddelerinin uygulanması gerekir.
Taraflar arasında düzenlenen rekabet yasağı sözleşmenin 9.maddesinde işçinin “Sözleşme herhangi bir nedenle sona erdikten sonra işveren ile rekabet içinde bulunan gerçek ve tüzel kişilerin personeli olarak aynı konularda araştırma-geliştirme ve her türlü haksız rekabet oluşturacak çalışmalarda bulunmayacağı, aksi halde son aldığı ücretin beş katı tutarında maddi tazminat ödemeyi kabul ettiği” yazılıdır.
6098 sayılı TBK 445/2 maddesi; “Hakim aşırı nitelikteki rekabet yasağını bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle kapsamı ve süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmüne haiz olup anılan madde hükmü ile 6098 sayılı Kanun 818 sayılı Kanundan farklı olarak rekabet yasağı ile ilgili doğrudan mutlak bir geçersizliğin öngörülmediği, Anayasa ve diğer mevzuat hükümleri ile somut olgu nazara alınarak rekabet yasağının aşırı nitelikte olması halinde yasağın kapsamı bakımından hakime uyarlama yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda TBK 444/2 hükmü uyarınca öncelikle davacı tarafça dosya kapsamına ibraz edilen deliller değerlendirilerek rekabet yasağının aşırı nitelikte olması durumunda gerekli sınırlandırmalar yapılarak bir karar verilmesi gerekir.
Ayrıca TBK 444/2 md. “Rekabet yasağı kaydı ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmü haiz olup anılan madde hükmü uyarınca rekabet yasağının işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması halinde geçerli olacaktır. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2018/1961-2019/7515 E.K., 2019/3116-7522 E.K., 2018/1016-2019/6713 E.K., 2015/14741 – 20172261 E.K.)
Bu durumda taraflar arasındaki sözleşme 6098 sayılı TBK 444-447 maddelerine göre değerlendirildiğinde rekabet yasağının oluştuğunun kabulü gerekir. Şöyle ki davalı, davacı şirkette üretim planlama uzmanı olarak işe başlamıştır. Davalının işverenin yaptığı işler hakkında bilgi sahibi olacak konumda bulunduğu, müşteri çevresi yahut üretim sırlarını bildiği yahut bilmesi gerektiği kabul edildiğinden tarafların hür iradesiyle imzalanmış iş sözleşmesinde yer alan ve geçerli olduğu kabul edilen cezai şartın ödenmesi şartlarının tahakkuk ettiği kanaatine varılmıştır. Davalı, benzer iş kolunda faaliyet gösteren başka bir firmada davacı şirketten ayrıldığı tarihten 5 ay gibi bir süre sonra işe başlamıştır. Ayrılışından bu tarafa çok uzun bir süre geçmediği gibi, davacı şirket ile aynı ilde yani Bursa’da faaliyet gösteren bir firmada çalışmaya başlamıştır. Ancak taraflar arasındaki sözleşmede yer ve zaman sınırlamasının olmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan sözleşmede ücret kısmının da boş olduğu görülmektedir. Bu zaman zarfında işverenin işçiye ne ödediği belli değildir. Anılan yasa hükmü ile rekabet yasağının aşırı nitelikte olması halinde yasağın kapsamı bakımından hakime verilen uyarlama yetkisi uyarınca Mahkememizce taraflarca kararlaştırılan cezai şartın fahiş olduğu kabul edilerek yüzde 50 oranında indirim yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yapılan indirim hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan reddedilen kısım üzerinden davalı aleyhine masraf ve ücreti vekalete hükmedilmemiştir.
(Dosyanın temyiz yasa yoluna tabi olduğu, sehven kısa kararda yasa yolunun yanlış gösterildiği anlaşıldığından mahkememizce yasa yoluna dair yapılan maddi hata resen düzeltilerek yazılmıştır.)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile, 6.500,00 TL nin cezai şart olarak davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin hakkaniyet indirimi çerçevesinde REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 444,02 TL harçtan başlangıçta alınan 222,01 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 222,01 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 249,71 TL harç, 389,90 TL yargılama gideri toplam 639,61 TL’nin 319,80 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerine bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafça yapılan 134,50 TL yargılama giderinin 67,25 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/11/2020

Katip …
✍ e-imzalıdır.

Hakim …
✍ e-imzalıdır.