Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/342 E. 2023/174 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/342 Esas
KARAR NO : 2023/174

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – Esentepe, Büyükdere Cd.Beşiktaş/ İSTANBUL
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 09/07/2020
KARAR TARİHİ : 08/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle ; aleyhine başlatılan Bursa 13.İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı icra dosyasında davalıya borcunun bulunmadığını, şirket faaliyeti kapsamında satışı yapılan taşınmazın bedeli kadar şirketi zarara uğratmadığını, şirket kayıtları incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, dava açılmadan önce sorumluluk için genel kurulda karar olması gerektiğini, bu nedenle borçlu olmadığının tespiti ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekile cevap dilekçesinde özetle ; davacının şirketin yöneticiliğini yaptığı dönemde şirket adına kayıtlı değerli taşınmazları şirketten kaçırdığını, bir adet taşınmazı 21 yaşında olan … isimli kişiye sattığını, buna karşılık 425.000,00 TL bedelli fatura düzenlendiğini, bunun bedelinin şirket kayıtlarına aktarılmadığını, bu şekilde davacının şirketi zarara uğrattığını, sorumluluğu kapsamında icra takibi başlatıldığını, ileri sürerek davanın reddine davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.
Kuvveyt Türk Katılım Bankası A.Ş Nilüfer Şubesinden davacının 24/03/2021 tarihli beyan dilekçesinde belirttiği hesap numaralarının Ağustos 2015-Ağustos 2017 tarihleri arası hesap hareketlerinin ve ayrıca davalı şirketi bildirilen hesap numarasına göre 2015 yılında Bursa İli Nilüfer İlçesi 3864 ada 2 parsel C Blok 5 nolu bağımsız bölümün satın alınmasına ilişkin olarak kullandırılmış bir kredi varsa kredi sözleşmesi, akit tablosu, ödeme bilgileri, ipotek akit tablosunun bir örneğinin gönderilmesi istenilmiştir.
Bu hususlar tamamlandıktan sonra dosya bir SMMM bilirkişisine tevdii edilerek davacı tarafın iddiaları da dikkate alınarak söz konusu taşınmazın şirket adına satın alınması sırasında bedellerin davacı tarafından ödenip ödenmediği, davacı tarafından ödenmiş ise şirketten bu miktardan alacaklı olup olmayacağı, taşınmazın bedeli kadar davacının şirketi zarara uğratıp uğratmadığı konusunda rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Davalı şirket vekiline davalıya ait 2015 – 2016 – 2017 yıllarına ait ticari defter ve belgeleri inceleme günü olan 07/01/2022 tarihide mahkememiz kaleminde hazır etmek üzere süre verilmiş, inceleme gününde davalı şirkete ait ticari defter ve belgelerin rapor tanzim eden bilirkişi eşliğinde incelenerek rapor düzenlenmesi istenilmiş ayrıca davalı vekilince banka hesap bilgileri bildirildiğinde hesabın bulunduğu banka Bursa ilinde ise bilirkişiye banka kayıtlarında yerinde inceleme yetkisi verilmiş, şayet yargı çevremiz dışında ise ilgili bankaya müzekkere yazılarak kredi sözleşmesinin başlangıç ve bitiş tarihlerine göre tüm hesap hareketlerinin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
Eldeki davaya konu icra dosyasındaki alacak istemi yöneticinin sorumluluğunu gerektirir tazminat için istenmiştir
Davacı tarafça 24/04/2019 tarihinde Genel Kurulda davacının sorumluluğu için dava açmak üzere karar alınmıştır. Bu minvalde icra takibi başlatılması da Genel Kurulun icrası kapsamındadır. Takip kesinleşmiş davacı tarafından eldeki menfi tespit davası açılmıştır.
Dava hukuksal müracaata ilişkin Genel Kurul kararı alınmış olduğuna göre bu yönde bir eksiklik bulunmadığından yapılan icra takibinde bu yönüyle bir eksiklik bulunmamaktadır. Takibe konu alacağın ve davacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığının araştırılmasına gerek vardır.
Davalı taraf davalı şirkete ait davacının şirket adına kayıtlı çok değerli bir taşınmazı şirketten kaçırdığını, bu sebeple haksız kazanç elde ettiğini, aynı zamanda şirketi de bu kapsamda zarara uğrattığını savunmuştur. Bu zarar kapsamında da icra dosyasında davacıdan alacak isteminde bulunmuştur.
Davacı taraf ise davalı şirketin bir zararının bulunmadığını, söz konusu taşınmazın bedellerinin davalı şirket tarafından ödenmediğini, bizzat davacı tarafından ödendiğini, taşınmazın 01/07/2015 tarihinde şirket adına tescil edildiğini, 20/11/2015 tarihinde de diğer takip borçlusu …’ya devrinin yapıldığını savunmuştur.
Mahkememizce belirlenmesi gereken husus taşınmazın gerek şirket adına tescil edilerek alınması ve gerekse üçüncü kişiye satılması işlemleri sonucunda şirketin bir zararının bulunup bulunmadığı olmalıdır.
Zira tarafların bir kısım iddia ve savunmaları namı müstear sözleşmesine ilişkin olguları içeren savunma ve iddialardır. Ancak eldeki dava tapu iptal ve tescil davası olmayıp, yargılanan şey taşınmazın gerek 01/07/2015 tarihindeki tescil ile hak sahipliği gerekse 20/11/2015 tarihindeki tescil ile oluşan hak sahipliği değildir, bu sonuca göre bir tescil kararı da eldeki davada verilmeyecektir. Davaya konu icra takibine konu hukuksal olay şirketin zarara uğratılmasıdır. Bu durumda davalı şirket kayıtları çekilen krediler ve bedelin ödenmesi hususu araştırılarak taşınmazın 20/11/2015 tarihli satışında davalı şirketin bir zararının bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.
Yapılan bilirkişi incelemesinde taşınmaz alımından önce Kuveyttürk A.Ş’den 24 ay vadeli 250.000,00 TL bedelli kredi çekilmiştir, bu kredinin geri ödeme tutarı 289.110,11 TL’dir. Davacının 19/01/2015 tarihinde kendi hesabından 175.000,00 TL nakit çekimli para taşınmazın davalı şirketten önceki devreden malikine ödendiği, buna ilişkin davacının 19/01/2015 tarihli para çekimine ilişkin dekontun bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının Kuveyttürk A.Ş’deki hesabı incelendiğinde 24 taksidinin 16 tanesinin bu hesaptan ödendiğinin 8 tanesinin ise kim tarafından ödendiği ibaresinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. 175.000,00 TL’lik makbuzun taşınmazın önceki malikinin isteği üzerine sahibi olduğu Fin Yapı .. Ltd Şti tarafından kesildiği görülmektedir. İlk ödemenin taşınmazın tescilinden önce gerçekleştirildiği, kalan kısımda 250.000,00 TL tutarında kredi çekilerek kredi ödemelerinin tamamına yakın kısmının davacı tarafından ödendiği dosya kapsamı ile sabittir, ödenmeyen bir kaç taksit bulunsa da taşınmaz üzerinde kredi alacaklısı Kuveyttürk Katılım Bankasının 01/07/2015 tarihinde düzenlenen 800.000,00 TL bedelli ipoteği bulunmaktadır. Ödenmeyen taksitler bakımından taşınmaz maliki konulan bu ipotekle sorumlu olacağından davalı şirketin bu kapsamda bir zararının bulunduğundan da söz etmek mümkün değildir, nitekim kredi kapsamında davalı şirketçe yapılmış bir ödeme bulunmamaktadır, davalının böyle bir iddiası da yoktur.
Eldeki davada tartışılması gereken yöneticinin sorumluluğundan kaynaklanan bir tazminat alacağı bulunup bulunmadığı olduğuna göre yapılan araştırmada davalının uğradığı bir zararının olmadığı tespit edilmiş ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı tarafından takibin kötü niyetle başlatıldığına dair dosyada somut bir delil bulunmadığından davacının kötü niyet tazminatına ilişkin talebinin ise reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1- Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
-Kötü niyet tazminatının şartları oluşmadığından talebin REDDİNE,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 30.396,64 TL harçtan başlangıçta alınan 7.599,16 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 22.797,48‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılmış olan 7.599,16 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı ile 1.994,8‬0 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 9.648,36‬ TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 65.297,31 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların davacı tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/02/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır