Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/312 E. 2021/1026 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/312 Esas
KARAR NO : 2021/1026

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : Thu Jul 02 00:00:00 TRT 2020
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH :10/11/2021

Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : müvekkilin davalı ile aralarında ticari ilişki olduğunu, ticari ilişki neticesinde davalının müvekkil hakkında kötü niyetli olarak Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkile ödeme emrinin TK 35. Maddesi uyarınca yapıldığından müvekkilinin bu durumdan haberi olmadan takip dosyasının kesinleştiğini ve haciz işlemi yapıldığını, haciz tehdidi altında müvekkil tarafından 55.544,66-TL ödeme yapıldığını, sunulan dekontlarda da görüleceği üzere müvekkil borcunun takip miktarı borçtan daha az olduğunu, müvekkil tarafından haksız olarak ödenen 12.307,21-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadını talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İncelenen dosya kapsamına göre;
Dava, davacı aleyhine yapılan Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyasında davacıdan fazladan tahsil edildiği iddia edilen tutarın tespiti ile davacıya iadesi davasıdır. Dava, ile icra takibi ile alacaklı tarafın müvekkillerinden fazla tahsilat yapması söz konusu olduğundan fazla yapılan ödemelerin davalıdan İstirdatına karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı taraf ile davalı Erence Demir Çelik şirketi ile ticari ilişki kapsamında aralarında cari hesap ilişkisi meydana geldiği davalı taraf aradaki cari hesap ilişkisinden kaynaklı olarak davacı adına Bursa 2.İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapmış ve ödeme emri tebliği TK m.35 e göre yapıldığı için davacı şirketin icra takibinden haberi olmadığı takibin itiraz edilmeden takip kesinleştiği, 2.5.2019 tarihinde kesinleşen takip dosyası kapsamında davacı şirkete hacze gelindiği davacı şirket yetkilileri takibe ve borca bu noktada vakıf olduğundan haciz tehdidi altında tüm dava ve yasal haklarını saklı tutarak 47.126,56 TL’ si anapara olmak üzere toplamda 55.544,66 TL yi davalıya ödendiği
anlaşılmıştır.
Taraflarca aralarında düzenlenen cari hesap sözleşmesi, fatura ve cari hesap eksteresi gibi kayıtlar dosyamız içerisine sunulduktan sonra dava dosyası, ibraz edilen deliller ve taraflara ait ticari defter ve dayanağı kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Davacının cari sözleşmesi dolayısıyla alacağının ve fazla ödenen miktarın belirlenebilmesi için taraf defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, inceleme gününde davacı taraf defterlerini ibraz ettiği halde davalı taraf defterlerini ibraz etmemiştir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde buluilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.

Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir. Mahkememizce de davalıya çıkarılan tebligata rağmen defter ve belgelerin davalı tarafça sunulmamasının sonuçları bu kapsamda değerlendirilmiştir.
Davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı defterlerini yapılan ihtara rağmen ibraz etmemiştir. Davacı defter ve belgeleri usulüne uygun tutulmuş olup delil olma niteliğindedir. Dava konusu uyuşmazlığı çözümü amacıyla alanında uzman bilirkişiden icra dosyası ve dosyaya sunulan tüm kayıtlar üzeride inceleme yapmak suretiyle bilirkişi raporu aldırılmış, Bilirkişinin 02/08/2021 tarihli nihai raporunda özetle; Davacının ticari defterlerine göre, 26/03/2019 takip tarihi itibarı ile davalıya 8.555,53
TL borçlu göründüğü, ancak 15.11.2018 tarihinde düzenlemiş olduğu reklamasyon faturalarının 01.06.2020 tarihinde “08.11.2018 tar.kesilen iade faturaları
iade faturası vi” açıklaması ile iade girişi yapıp mahsup ettiği, sonucunda davacının ticari defterlerine göre davacıya 34.818,91 TL borçlu olduğunun
göründüğü, aynı tarihte icra dosyasına yapmış olduğu 47.126,56 TL ödeme kaydı ile 12.307,65 TL alacağının oluştuğu, Davalının icra takibine konu cari hesap alacağına karşılık sunduğu cari hesap ekstresinde, takibin 46.586,67 TL yani davacının ödemeleri toplamı üzerinden yanlış başlatıldığının anlaşıldığı, ekstreye göre davalının 31/12/2019 tarihinde davacıdan 37.280,60 TL alacaklı göründüğünün ,anlaşıldığı, Davacının “müvekkil tarafından haksız olarak ödenen 12.307,21 TL’nin ödeme fazla ödenen miktar hesaplandığını belirtmiştir.
Davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı defterlerini yapılan ihtara rağmen ibraz etmemiştir. Davacı defter ve belgeleri usulüne uygun tutulmuş olup delil olma niteliğindedir.
02/08/2021 tarihli nihai bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilmiş bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerine göre davacının kayıtlarına göre; davacının icra takibi tarihi itibariyle davalıya 12.307,21 TL
fazla ödenen miktar olduğu tespit edilmiştir. Açıklanan gerekçeler doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜ İLE,
Davacı taraf tarafından fazla ödenen 12.307,21 TL ‘nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davacıya iadesi ile ,İSTİRDATINA,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 840,71-TL harçtan başlangıçta alınan 210,18-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 630,53-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 737,50-TL yargılama gideri, 16,30-TL vekalet harcı, 210,18-TL peşin harç ile 54,40-TL başvurma harcının toplamından oluşan 1.018,38-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2021

Katip ….
¸¸

Hakim ….
¸¸