Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/263 E. 2022/1205 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/263 Esas
KARAR NO : 2022/1205

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … ….

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2020
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde, …nin 2 ay kadar önce …nden kendi emrine yazılı olmak üzere 5 adet imzasız, vadesiz ve bedelsiz … … Bankası-Yavuz Selim Şubesi çekini vadesiz ve bedelsiz ve teminat çeki olarak teslim aldığını, akabinde mal alım satımından vazgeçilmesi nedeniyle 5 adet çeki …nden geri iade alındığını, akabinde …nin bu çeklerden …-… ve … Seri nolu 3 adet bedelsiz ve vadesiz … … Bankası-Yavuz Selim Şubesi çekini daha sonra kaybettiğini ve her türlü aramalarına rağmen bulamadığını, iş bu hususta 28/04/2020 tarihinde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına 2020-1607 H. No ile şikayettte de bulunduklarını, diğer 2 çekin ise bankaya iade edildiğini, … … Bankası-Yavuz Selim Şubesi …-… ve … Seri nolu vadesiz ve meblağsız 3 adet çek zayi olduğunu, dava konusu çeklerden biri hakkında … A.Ş. ilgili banka şubesini arayarak çekin karşılığının olup olmadığını sorduğunu, çekin vadesinin 22 Mayıs 2020 ve bedelinin de 30.000 TL olduğunu ifade ettiğini, iş bu durumda çekin 3. Bir kişi tarafından ele geçirildiğini, imza, vade ve bedel kısımlarının gerçeğe aykırı olarak doldurulmak suretiyle … A.Ş. ‘ye temlik edildiğini öğrenmiş bulunan müvekilinin … A.Ş. ‘ye ulaşıp çekteki imzanın sahte olduğunu , bedel ve vade kısımlarının da sonradan doldurulduğunu, keza bu çekle alakalı herhangi bir fatura düzenlenmediğini, bu hususta savcılığa da şikayette bulunduklarını söylemişlerse de, mezkur çeki temlik alırken basiretli bir tacir gibi davranmayan … A.Ş.’nin icra tehdidinde bulunduğunu, mezkur çekteki imzanın müvekkile ait olmadığı bankaya bildirildiğinden mezkur çek banka tarafından takastan geri çekildiğini, her 2 müvekkilinde sahte imza nedeniyle esasen kambiyo vasfında olmayan 30.000 TL meblağlı çek ile alakalı olarak icra takibine uğrama durumunun olduğunu, müvekkillerimizin davalıya borçlu olmadığımın tespiti ile ayrıca mezkur 22 Mayıs 2020 vadeli ve 30.000 TL bedelli çekten dolayı İcra Takibi yapmaması için İhtiyati Tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; davacı yan tarafından açılmış olan işbu davanın haksız olduğunu, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu, davacı ile aralarında bir ticari ilişki olmasına gerek olmadığını, kaldı ki müvekkilinin bir faktoring şirketi olarak faaliyet gösterdiğini, davacı tarafın usulüne uygun olarak çalışan müvekkili Faktoring Şirketinin kötü niyetli olduğunu ispatlayamadığını, davacı yanın amacı soyut ve dayanaksız iddialar ile müvekkil şirketten haksız kazanç elde etmek olduğunu, bu nedenlerle davacının haksız, mesnetsiz, sırf zaman kazanmak için açılan kötüniyetli davasının reddini talep etmişlerdir.

DELİLLER ve GEREKÇE: Dava kambiyo senedi nedeniyle davacıların borçlu olunmadığının tespiti talepli menfi tespit davasıdır. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir.
Dava dilekçesinden de anlaşıldığı üzere, davacılar, davaya konu çekin davacılardan … İnşaat Gıda … Ltd.Şti’nin boş ve imzasız olarak aralarındaki ticaretin teminatı olması için diğer davacı … Tekstil Sanayi ve Tic. Ltd. Şti’ye verdiğini, sonradan aralarındaki ticaret olmayınca davaya konu çekin lehtar tarafından imzalanmak suretiyle davacı … İnşaat Gıda … Ltd.Şti’ye iade edildiğini, sonradan davacı … İnşaat Gıda … Ltd.Şti’nin davaya konu çek ile birlikte başka çekleri de kaybettiğini, ancak davaya konu çekin karşılığının bulunup bulunmadığı sorulunca bu çekin üçüncü bir kişi tarafından ele geçirildiğini, çekteki imzanın sahte olduğunu, bedel ve vade kısımlarının da sonradan doldurulduğunu beyanla borçlu olmadıklarının tespiti istenilmiştir.
Dava dilekçesinden ve duruşma zaptında bulunan anlatımlardan davaya konu çekteki imzalardan sadece davacı … İnşaat Gıda … Ltd.Şti adına atımış keşideci imzasına itiraz edildiği, lehtar imzasına itiraz edilmediği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümüne ilişkin olarak davacı … İnşaat Gıda … Ltd.Şti’nin temsilcisi olan … …’in bilirkişi incelemesine esas imza örneklerinin bulunduğu kurum ve kuruluşlara müzekkere yazılarak yeter sayıda imza örneği dosya arasına alınmıştır. Bu kapsamda Keşidecisi … İnşaat Gıda lojistik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Olan … Finans Bank AŞ. Yavuz Selim Şubesine ait … çek seri nolu 22.05.2020 vade tarihli 30.000,00 TL bedelli çek, … bankası AŞ ticari sözleşme aslı ve imza sirküleri örneği, Tutak noterliğinin 05/02/2020 Tarih 154 yevmiye sayılı araç satış sözleşmesi, … HGS belgeleri, araç tescil belge asılları dosyamız arasına alınarak alanında uzman Grafolog bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilen 18/07/2022 tarihli raporda özetle; inceleme konusu çek ön yüzü üzerinde keşideci “… İnşaat Gıda Lojistik Sanayi ve Ticaret Limited Şirket” adına atfen atılı bulunan imzanın, imza hatlarının seçilir durumda olduğunu, bulunduğu kağıt bölümünde herhangi bir aşınma, madde kaybı veya benzeri fiziksel bir arızanın mevcut olmadığını, yeterli derecede işlekliğe ve kişiye ait kaligrafik ve karakteristik özelliklere haiz imza olduğu hususları tespit ile değerlendirildiğini, … … ‘e ait mukayese imzaların asıl belgeler üzerinde bulunduğu ve inceleme konusu çekin düzenlenme tarihinden önceki, sonraki ve bila tarihleri içerdikleri, doğal çeşitlilik (natural varyasyon) çerçevesinde yeterli derecede işlekliğe ve kişiye ait kaligrafik ve karakteristik özelliklere haiz imzalar olduğu hususları tespit ile değerlendirildiğini, inceleme konusu çek ön yüzü üzerinde keşideci “… İnşaat Gıda Lojistik Sanayi ve Ticaret Limited Şirket’ adına atfen atılı imza ile … …’in inceleme konusu çekin düzenleme tarihinden önceki en yakın tarihli mukayese belgelerindeki örnek imzalarından başlayarak asıl olan mevcut mukayese belgelerdeki örnek imzaları arasında karşılaştırmalı olarak yapılan inceleme neticesinde inceleme konusu çek ön yüzü üzerinde keşideci “… İnşaat Gıda Lojistik Sanayi Ve Ticaret Limited Şirket” adına atfen atılı bulunan imza ile … …’e ait mevcut karşılaştırmaya esas mukayese imzaları arasında gözlenen farlılıklara istinaden söz konusu imzanın … … eli ürünü olmadığının değerlendirildiği mütalaa edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri poliçe esası üzerine kurulmuştur. Kanun, kambiyo senetlerinin ortak olan hükümlerine poliçe başlığı altında yer vermiş; bono ve çek hakkında ise ortak hükümlere yollama yapmakla yetinmiştir (6102 TTK’ nın 778, eTTK. 690, 730).
6102 sayılı TTK’nın 818. maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 677. maddesi uyarınca ”bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez”. İmzaların bağımsızlığı (istiklali) şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz, ancak ciro zincirini de koparmaz. İmzaların bağımsızlığı ilkesi, ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılmasına olanak sağlamaz. Diğer bir deyişle, “imzaların istiklali (bağımsızlığı)” ilkesine göre senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Poliçeye imza koyan kişi, diğer imzaların geçersiz veya sahte ya da mevhum kişilere ait olmasının riskini de taşır. Buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar. Poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir. Kanun yapıcı, 6102 sayılı TTK’nun 677 maddesinde senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul etmiştir. Çekteki imzalar, bu imzalarda ismi geçen şahıslar yönünden herhangi bir sorumluluk yaratmasa bile, senet yine de geçerli kalır. Çekin geçerli kalmasının sonucu ise, diğer imzaların sahiplerinin sorumluluklarının devam etmesidir.
6102 sayılı TTK’nun 686/1. maddesi ; “Bir poliçeyi elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa da kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde, yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse son ciroyu imzalayan kişi, poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır”. hükmünü içermektedir.
Sahte imza bir başkasının imzasının taklit edilmesi hali olup, ticari senetteki geçersiz imza zincirleme ve birbirine bağlı, lehtardan hamile değin tam ve düzenli yani kesintisiz cirolar hak sahipliğine karine sayılır. Cirolar arasındaki zincirleme bağlılığın gözlenmesi sadece dış görünüm bakımından yapılır. Başka bir anlatımla, ciro silsilesinin (zincirinin) muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemek yeterli olup, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olması ciro zincirini etkilemez.
Yine 6102 sayılı TTK’nun Kanunun 710/3. maddesi uyarınca; “Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça poliçeyi vadesinde ödeyen kişi borcundan kurtulur. Ödeyen kişi, cirolar arasında düzenli bir teselsülün bulunup bulunmadığını incelemekle yükümlü ise de, cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir”.
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirildiğinde; dava konusu çekte davacılardan … İnşaat Gıda … Ltd.Şti. keşideci durumunda olup, diğer davacı … Tekstil Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. ise lehtar durumundadır. Davacılardan … İnşaat Gıda … Ltd.Şti.kendi imzasını inkar etmektedir. Çek metnine göre ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk bulunmamaktadır. Her ne kadar yukarıda anlatıldığı üzere davacılardan … İnşaat Gıda … Ltd.Şti. adına atılan keşideci imzası, şirketin yetkili temsilcisinin el ürünü olmadığı anlaşılmışsa da, bu durum sadece davacı keşideci … İnşaat Gıda … Ltd.Şti.’nin borçtan sorumluluğunu etkilemektedir. Yukarıda açıklanan imzaların istiklali ilkesi karşısında bu durum davacı keşideciyi sorumluluktan kurtarmaz. Her ne kadar davacılar, davaya konu çekin teminat çeki olarak verildiğini ileri sürmüşlerse de, keşideci ile lehtar arasındaki şahsi def’ilerin hamile karşı ileri sürülebilmesi için hamilin senedi iktisabında kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerekir. Aksi takdirde keşideci ile lehtar arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan şahsi def’iler müracaatta bulunan iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemez (6102 sayılı TTK. m. 687). Somut olayda, hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiği, başka bir anlatımla kötüniyetli hamil olduğu kanıtlanamamıştır. O halde davacılar senedin teminat senedi olduğuna ilişkin şahsi def’iyi davalıya karşı ileri süremez.
Bu durumda takibe ve eldeki davaya konu dosya kapsamından, taraflar arasındaki maddi ve hukuki olguların gerçekleşme biçimi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; çek keşidecisinin imzasının keşideci şirket yetkilisine ait olmaması sebebiyle Davacı … İnşaat Gıda Lojistik Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi bakımından davanın kabulü ile borçlu olmadığının tespitine; yukarıda anlatıldığı üzere bu durumun imzaların istiklali prensibi gereğince davalılardan …nin sorumluluğunu sona erdirmeyeceğinden bu şirket yönünden davanın reddine karar vererek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davacı … İnşaat bakımından DAVANIN KABULÜ İLE BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacı … bakımından davanın REDDİNE,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 2.049,30-TL karar harcının, peşin olarak alınan 512,33-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.536,97-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 409,40-TL posta ve tebligat gideri + 600,00-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.009,40-TL yargılama gideri ile 62,20-TL başvurma ve vekalet harcı + peşin olarak alınan 512,33-TL harçtan oluşan toplam 574,53-TL’nin davalıdan alınarak davacı …’ne ödenmesine
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’ne ödenmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ ye göre hesap ve takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’nden tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır