Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/261 E. 2022/820 K. 07.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….. TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
KONKORDATO
ESAS NO : 2020/261 Esas
KARAR NO : 2022/820

BAŞKAN : …..
ÜYE : …..
ÜYE …..
KATİP …..

DAVACI : 1- …..
2…..
3…..
4- …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL: …..
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL: …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL: …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL:…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
…..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL: …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……
FERİ MÜDAHİL :…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL:…..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av…..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : ………
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL:…..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL: …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …..

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av……

FERİ MÜDAHİL : …..
FERİ MÜDAHİL : …..

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ : 07/09/2022

Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde;Davacılar davacı şirketin borçların ödemekte güçlük çektiğini davacı gerçek kişilerinde şirket ortağı olarak borçlardan sorumluluklarının bulunduğunu bildirerek konkordato talep etmişlerdir
DELİLLER ve GEREKÇE:
Adi konkordato, iflasa tabi olup olmadığına bakılmaksızın, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun borçlarını proje ile belirli bir vade veya indirim yoluyla yeniden yapılandırabilecekleri bir hukuki imkandır. Konkordato geçici mühleti başarıya ulaşma ihtimalinin olması durumunda borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir ve ilan edilir.
Konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlu veya borçlunun iflasını isteyebilecek alacaklılardan biri, Asliye Ticaret Mahkemesine vereceği dilekçesine İİK m. 286’ da sayılan belgeleri de ekleyerek konkordato mühleti talebinin kabul edilmesi hususunda bir başvuru yapabilir.
Mahkeme talep ile birlikte İİK m. 286’ daki belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettikten sonra borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet verir. Mahkeme geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi konkordato komiseri görevlendirilerek denetlenir (İİK m. 287/3).
Komiser mühletin sonunda mahkemeye bir rapor sunar. Bu rapor neticesinde mahkeme konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna kanaat getirirse, borçluya bir yıllık kesin mühlet verir (İİK m. 289). Bu bir yıllık kesin mühlet, sürenin dolmasından önce komiser veya borçlunun talebiyle altı aya kadar daha uzatılabilmesi mümkündür.
Davacının konkordato başvurusu ve başvuruya eklediği İİK m. 286 da sayılan belgelerin eksiksiz olduğu görüldüğünden davacı borçluya geçici mühlet verilmiştir.
İİK m. 289/3 gereği, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde, borçluya bir yıllık kesin mühlet süresi verilir hükmü uyarınca geçici mühlet içerisinde yapılan incelemeler ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı denetlenmiştir. Mahkememizce, komiser raporu ve alacaklıların da itirazları değerlendirilmiş, borçlunun teklif etmiş olduğu konkordato şartlarına göre borçlarını ödeme ihtimalinin olduğu ve teklif edilen konkordatonun borçlunun ödeme kabiliyetine tekrar kavuşma amacına hizmet ettiği yolunda kanaatine ulaşılmıştır ve borçluya kesin mühlet verilmiştir. Kesin süre içerisine Covid-19 salgını nedeniyle 7226 sayılı kanun kapsamında salgında geçen süre kesin süreye eklenmiştir (Durna, Ümit Erkan: Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle yargıda duran sürelerin konkordato kurumundaki mühlet ve süreler açısındandeğerlendirilmesi,14.05.2020) (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/1232 – 2020/1402).
Kesin mühletin ilanından sonra, İİK m. 299’a göre konkordato komiseri tarafından yapılacak ilanla alacaklıların alacaklarını bildirmesi istenir ve komiser bildirilen alacakların kayıtlarını yapar.
Borçlunun bilançosunda veya alacaklılar listesinde kaydı yer almayan alacaklının konkordato projesi kapsamında yer alabilmesi için alacağını komisere bildirmesi gerekmektedir.
Borçlunun bilançosunda kayıtlı alacaklıların ilan tarihinden itibaren alacaklarını bildirme zorunluluğu bulunmamaktadır (m. 299). Bu şekilde, bilançoda yeralan alacaklar ve ilan yoluyla bildirilen alacaklar olmak üzere alacaklılar iki bölüm oluşturmaktadır.
Alacaklılar, komiser tarafından yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde alacaklarını bildirmeye davet olunur ve komiserin bu ilanı (m. 299), İİK m. 288’deki usule uygun şekilde yaptırması gerekecektir.
Buna göre komiser tarafından davacı borçlu için alacaklılara ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet için gerekli ilanlar yapılmış ve ilanda, alacak bildiriminin yapılacağı adresin ve hangi zaman içinde yapılabileceği, alacağını süresinde bildirmeyen alacaklıların, alacaklarının borçlunun bilançosunda da kayıtlı olmaması durumunda, kanun maddesinde belirtilen konkordato müzakerelerine alınmayacağı hatırlatılmıştır.
Buradaki onbeş günlük süre içerisinde alacağın komisere bildirilmesi yükümlülüğü, borçlunun bilançosunda göstermiş olduğu alacaklar veya borçlunun konkordato projesinde göstermiş olduğu listede yeralan alacaklar hakkında geçerli değildir. Alacaklar bildirildiğinde komiser, borçlunun ticari defterlerini, bilançolarını ve beyanlarını dikkate alarak, alacakların gerçek olup olmadığı hakkında gerekli incelemeleri yapar ve İİK m. 302’e göre alacaklılar toplantısına sunacağı raporu hazırlayarak, alacaklıların bilgisine sunar. Şayet bilançoda bulunmayan alacaklar yahut alacak olarak bulunupta bilanço da yer alan alacak ile alacaklı tarafından bildirilen alacak arasında farklılık varsa ve borçlu bildirilen bu alacağı kabul etmezse bu alacak çekişmeli alacak statüsüne girdiğinden oylamada bu çekişmeli kısım nazara alınmayacaktır. Ancak alacağı hiç bildirilmeyen yahut düşük bildirildiğini düşünen bu alacaklının İİK uyarınca çekişmeli alacak yönünden dava açma hakkı saklıdır.
Burada borçlunun bildirdiği alacak tutarı ile alacaklının iddia ettiği tutar arasındaki fark miktarı çekişmeli alacak düzeyindedir. İİK’nun 302.maddesinin 4.fıkrasına göre ;”çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.”
Buradaki hükümden çekişmeli olan alacakların tamamı hakkında bir alacak yargılaması yapar gibi mahkemenin belirleme yapma yükümlülüğü bulunduğu sonucu çıkartılmamalıdır. Böyle bir durumda çekişmeli alacakların araştırılması yoluna gidilecek olursa konkordatoya ilişkin sürelerin yasada sınırlı olarak belirlenmiş olması da dikkate alındığında alacaklar hakkında yargılama yapar gibi araştırma yapmak konkordato yargılama usulüne aykırıdır. Dosya üzerinden basit bir belirlemeyle karar verilebilir olan çekişmeli alacaklarla ilgili mahkemece karar verilebilirse de çoğu kez banka kredisinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davalarında alacağın miktarının net bir biçimde belirlenebilmesi birden fazla kez bilirkişi incelemesi ve yıllar süren yargılamalara konu olduğu düşünüldüğünde dosya üzerinden basit belirlemelerle karar verilebilecek haller dışında konkordato oylamasına ve nisabına etki edebilme ihtimali bulunan ve belirlenmesi yargılamayı gerektiren çekişmeli alacakların oylamada dikkate alınması yönünde delil araştırması yapılmak suretiyle müspet karar verilmesi doğru olmayacaktır.
Bu konuda örnek verilecek olunursa; ilama dayalı olan, kesinleşmiş takibe yahut kambiyo senedine dayalı olan alacaklar gibi çekişmeli alacaklar yönünden alacaklılar toplantısında hesaba katılması bakımından bu hususta müspet karar verilip verilmemesi yönünde değerlendirme yapılması heyetimizin uygulaması olarak belirlenmiştir. Bunun dışında ki önemli nitelikte delil araştırması gereken ( keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yapılması gibi) çekişmeli alacaklar için araştırma yapılarak karar verilmesi konkordato yargılama usulüne tezat teşkil edeceğinden bu türden çekişmeli alacaklar toplantı nisabında dikkate alınmaması heyetimizce uygun bulunmuştur. Ayrıca bu alacaklının İİK 308/b maddesi uyarınca çekişmeli alacak yönünden tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içerisinde dava açma hakkı da saklıdır. Dolayısıyla çekişmeli alacak sahibinin haklarının olumsuz etkilenmesinden de söz etmek mümkün değildir. ( Mahkemenin bu konuda verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu bağlamda çekişmeli alacakların ayrıca dava konusu edilmesine imkan sağlanmıştır (İİK m.308/b). Açıklanan nedenlerle çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmamaktadır, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/1401 – 2020/1372 )
Konkordatonun tasdik şartları İİK’da sayılmıştır. Buna göre”
Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması gerekmektedir.. Söz konusu bu hükmün amacı konkordato projesini kabul etmeyen, ancak Kanunda öngörülen nisapla konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, azınlıkta kalana alacaklıların korunması bakımından önemlidir.
Davacı … Deri ve Kürk A.Ş bakımından konkordato teklifine göre adi alacaklıların geçici mühlet tarihi itibariyle faiz işlemeyecek biçimde alacakların tamamını alacakları iflas halinde ise adi alacakların eline geçecek oran %76 olduğu, … Turizm A.Ş yönünden adi alacaklıların geçici mühlet tarihi itibariyle faiz işlemeyecek biçimde alacakların tamamını alacakları iflas halinde ise adi alacakların eline geçecek tutarın önemli ölçüde az olduğu, bu sebeple konkordato projesinin iflasa oranla alacaklılar için çok daha fazla lehe olduğu anlaşılmaktadır.
İflas halinde bu tutardan iflas masası giderleri ve diğer giderler düşüldüğünde alacaklıların alacaklarına kavuşma tutarı daha da az olacaktır. Konkordato projesi kapsamında borçların tasfiye edilmesi, iflas tasfiyesine göre alacaklıların daha lehinedir. Yine ortalama iflas tasfiyesi süreci davacı potansiyelindeki bir şirket için en az beş yıl süreceğinden projedeki vade süresi de alacaklılar bakımından olumsuz sonuç doğurmayacaktır.
2- Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken mahkemece borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir edilmelidir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekecektir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirlemelidir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken mahkemece borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir edilmelidir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekecektir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirlemelidir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.
Davacı şirketler mevcut ticari işletme faaliyetleri malvarlığı değerleri dikkate alındığında taahhüt ettikleri projeleri gerçekleştirecek düzeydedirler, … Turizm A.Ş ‘nin 01/01/2020-31/12/2020 tarihlerinde brüt satışlar toplamı 1.554.570,66 TL olup, 01/01/2021-31/12/2021 tarihleri arasında brüt satış toplamı 2.886.117,42 TL ‘dir, satış rakamları bir önceki yıla göre %54 oranında artmıştır, şirketin faaliyet gideri brüt satışların yaklaşık %14 tutarı kadardır, 2020 yılında ise bu faaliyet gideri daha fazla olup, 2021 yılında bu faaliyet gideri daha da düşmüştür.
Davacı şirketlerin konkordato yargılamasının devam ettiği süreçte Covid-19 pandemisinin etkileri devam etmektedir, satışlar arasındaki fark ise bu durumu ortaya koymaktadır. Kaldı ki 2021 yılı içerisinde pandeminin etkileri önemli düzeyde devam etmiştir. Covid-19 pandeminin turizme etkisi ülke ekonomisi bakımından bilinen bir gerçektir.
Davacılar … Turizm A.Ş ‘nin rayiç değer bilançosuna göre aktif pasif farkının 38.850.465,12 TL olup, davacı şirket borca batık değildir.
… Deri A.Ş yönünden 2019 yılı içerisinde davacı şirketin satış rakamları 25.032.892,01 TL olup, 2020 yılı döneminde 14.134.916,12 TL ‘dir. Davacı turizmle uğraşan bir şirket olduğu için Covid -19 etkilerini önemli ölçüde yaşamıştır. Davacı şirketin rayiç değer bilançosuna göre aktif pasif farkının 269.850.938,64 Tl olduğu ve davacı şirketin borca batık olmadığı anlaşılmıştır. Aktif pasif farkının aktif lehine bu denli fazla olmasının davacı şirketin gayrimenkul malvarlığının etkisi bulunmaktadır. Bu durum dahi davacı şirketin projedeki borçlarını vadelerinde ödeyebileceği güvencesini teşkil etmektedir.
3-Konkordato projesi İİK m. 302 de öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olmalıdır. İİK’nın 302.’nci maddesinin 3. fıkrasına göre, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Mahkeme bu oranları ve konkordatonun aranan çoğunlukla kabul edilip edilmediğini konkordato komiseri raporunu esas alarak belirleyecektir. Ancak mahkeme, komiserin raporu ile bağlı olmayıp, bu koşulu da kendiliğinden araştırmalıdır. Nitekim komiserin raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir.
21/04/2022 tarihli alacaklılar toplantısı ve buna ilişkin tutanaklar ile yedi günlük iltihak süresinde katılan ve olumlu oy veren alacaklı ve alacak çoğunluğu dikkate alındığında, davacı … Deri A.Ş’nin adi konkordatoya tabi borçları yönünden; alacaklıların 64.412.308,97 TL’lik kısmi konkordato projesine onay vermiş, 28.846.259,30 TL ‘lik kısım red vermiştir, bu alacak miktarının oransal olarak %69,07 oranındaki kısmının projeyi kabul ettiği sonucunu doğurmaktadır. alacaklı sayısı bakımından 128 alacaklı kabul 36 alacaklı red vermiştir. Bu oransal olarak alacaklıların %78,05’lik kısmının projeyi kabul ettiği sonucunu doğurmaktadır.
Davacı … Deri A.Ş’nin rehinli konkordato istemi yönünden; bir alacaklının kabul oyu verdiği iki alacaklının ise red oyu verdiği, yasanın aradığı alacak ve alacaklı çoğunluğunun sağlanamamış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı … Turizm A.Ş’nin adi konkordatoya tabi borçları yönünden 284.696,79 TL tutarında alacak miktarı kabul oyu vermiş, 9.160.049,83 TL’lik kısmı red oyu kullanmıştır. Onay veren alacaklı sayısı 33 olup, red veren alacaklı sayısı 15 adettir. Alacak miktarı yönünden davacı şirket yasanın ön gördüğü oranı sağlayamamıştır, her ne kadar Komiser ilk raporunda davacının asıl kendisine ait borçları dikkate almış ise de, davacının kefaletten kaynaklı borçları da bulunmaktadır, kefaletten kaynaklı borçların da oylamada dikkate alınması gerekmektedir, bu hususta komiserden ek rapor alınmıştır.09/05/2022 tarihli raporda bu husus açıklığa kavuşturulmuştur, davacı gerçek kişiler yönünden kefaleten kaynaklı borçların dikkate alındığındı konkordato oylamasında yeterli çoğunluğu sağlayamamışlardır.
4- İİK’nın 206. maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmemesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe, yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir. İmtiyazlı alacaklıların alacaklarından açıkça vazgeçmesi halinde borçlunun teminat göstermesine gerek kalmayacaktır. Çekişmeli ve geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacaklıların oylamaya katılmaları halinde bunların teminat gösterip göstermeyeceği mahkeme tarafından karar verilecektir. Yeni düzenleme ile 206. maddenin ikinci ve üçüncü sırasındaki alacaklar imtiyazlı alacaklar olmaktan çıkarıldığından dolayı bu alacaklar için ayrıca teminat gösterilmesi gerekmemektedir. Teminat borçlu veya üçüncü bir kişi tarafından gösterilebilir ancak borçlunun gösterdiği teminat, diğer alacaklıların alacaklarını tahsili için projede yer alan taşınır veya taşınmaz mallardan biri olamaz.
Mühlet içerisinde teminata bağlanması gereken borçlardan alacaklılardan feragat beyanı alınmış, davacı … Deri A.Ş ‘nin yalnızca … A.Ş ‘ye ait teminatlandırılması gereken borç tutarı kalmıştır, 204.951,93 TL’lik tutar davacının … A.Ş ‘deki hesabına depo edilmiştir, mahkememizce de teminatlandırılması gereken bu alacaklının alacak hakkının korunması için bu tutar üzerine bloke konulmuştur.
5- Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir. Bu giderler bilirkişi ücreti, tasdik kararının tebliği ve ilânı ile gerekli yerlere bildirilmesi için gereken tebliğ ve posta giderleri, dosya ve sair evrak giderleri, celse harçları gibi giderlerden oluşmaktadır. Yeni düzenleme ile birlikte, alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan tutar üzerinden binde 2.27 oranında harç alınmalıdır.
Konkordatoya tabi borcun mevcut harçlar tarifesi uyarınca binde 2,27 oranına göre harç alınmalıdır, davacı tarafça konkordato tasdik harcı olarak 211.696,96 TL yatırılmış olup bu tutar tasdik harcını fazlasıyla karşılamaktadır. tasdik kararından önce bu tutar davacı tarafça yatırılmıştır.
İİK’nun 302 son maddesine göre komiser iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin tüm belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğini ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdii eder. İİK 304.madde uyarınca rapor ve dosyayı tevdii alan mahkeme konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her halde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olan duruşma günü 288.madde uyarınca ilan edilir. İtiraz edenler itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilana yazılır.Tasdik kararı için duruşma 06/09/2022 tarihinde yapılmıştır.
Davacı … …, … … ve … TURİZM TİCARET VE SANAYİ A.Ş.’nin Konkordato tasdik taleplerinin ayrı ayrı reddine, Davacı … DERİ KÜRK VE GİYİM SAN A. Ş.’nin rehinli konkordato ( Madde 308/H) ‘ya ilişkin tasdik talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı … DERİ KÜRK VE GİYİM SAN A. Ş.’nin adi konkordatoya ilişkin talebin kabulü ile projenin tasdikine, geçici mühlet tarihinden itibaren faizsiz olacak biçimde belirlenen konkordato tabi borcun tasdik tarihini takip eden 6.ayın sonunda başlamak ve her bir taksit tutarı 5.000,00 TL’den az olmamak üzere 6 ayda bir olmak üzere 14 taksitte ve toplamda 7 yılda ödenmesine karar verilmiştir.
Davacılar … Deri A.Ş yönünden borçların bir kısmı üçüncü kişiler tarafından rehinle teminat altına alınmıştır.
Üçüncü kişi ile rehin alınan borçların konkordatoya tabi mi yoksa rehinli borç olarak mı dikkate alınacağı değerlendirilmelidir. Bu hususta Yargıtay 6.Hukuk Dairesi bir borcun rehinli sayılabilmesi için rehinli malın mülkiyetinin borçluya ait olması gerektiğini görüş olarak kabul etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2021/(15)6-772 Esas, 2022/240 Sayılı karar ilamında da üçüncü kişi rehinin rehinli borç olmayıp adi borç olarak nitelendirilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Ancak mahkememizce Yargıtayın görüşüne iştirak edilmemiştir. Bunun gerekçeleri açıklanmalıdır.
Bu hususta 16.10.2020 tarihinde lexpera.com.tr.de yayınlanan Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Murat Atalı, Doç. Dr. Ersin Erdoğan’ ait makalede rehin konusu malın ister borçluya isterse üçüncü kişiye ait olsun rehinli borç olarak sayılması gerektiği belirtilmiştir. Makaleden bir kısım şöyledir
“Vadesi gelmiş borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi bulunan borçlunun, kanunda öngörülen şartlarla, mahkeme denetim ve gözetiminde, alacaklıları ile anlaşmak suretiyle borçlarını tasfiye etmesine imkânı tanıyan konkordato kurumu, 7101 sayılı Kanunla önemli değişikliklere uğramıştır. İşbu çalışmada, İcra ve İflâs Kanunu’nun 302’nci maddesi çerçevesinde konkordato projesinin kabulü için aranan nisapta, öğretide 7101 sayılı Kanun öncesinde (veya onu tekrar eden gerekçelerle sonrasında) ileri sürülen görüşlerin aksine, üçüncü kişi tarafından tesis edilen rehinle güvence altına alınan alacakların, şu gerekçelerle dikkate alınamayacağı sonucuna varılmıştır.
7101 sayılı Kanunla, konkordatonun tasdiki açısından, bütün alacaklar açısından teminat gösterme koşulu kaldırılmıştır. Dolayısıyla, değişiklik öncesi aksi yöne ileri sürülen görüşlerin dayanağı olan, üçüncü kişinin rücu alacağının teminatsız kalacağı düşüncesinin, artık pozitif temeli bulunmamaktadır.
7101 sayılı Kanun ile yapılan, adi alacaklılar ile rehinli alacaklıların birbirinden ayrılmasıdır. Konkordato projesinin kabulü, esas itibariyle adi alacaklılara -projeden etkilenecek alacaklılara- bırakılmış ve bu kabul, tasdik şartı olarak da aranmıştır. Rehinli alacaklılarla müzakere ise, ilk defa 7101 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile Kanunun 308/h maddesinde ayrıca düzenlenmiştir. Üçüncü kişiye ait bir malın rehniyle güvence altına alınmış olan bir alacağı (ve alacaklıyı) hem İİK m. 302 hükmü anlamında adi alacaklar için söz konusu olan konkordato projesinin oylamasına dahil etmek, ama diğer taraftan da bu alacağı rehinli alacak olarak kabul edip onu İİK m. 308/h, III hükmünde rehinli alacakların yapılandırılması için öngörülen 2/3 şeklindeki nisaba dahil etmek açık bir çelişki ve tutarsızlık olur.
Konkordato nisabının belirlenmesi açısından, kanun koyucunun esas aldığı ölçüt, rehinli alacaklının (velev ki üçüncü kişi tarafından rehin tesis edilmiş olsun) konkordato nisabında dikkate alınmasına manidir. Zira kanun koyucu konkordato projesinin kabulü için aranan nisabı düzenlediği 302’nci maddesinde, oy hakkı bulunan alacaklıları, konkordato projesinden etkilenip etkilenmemeye göre belirlemiştir. Dolayısıyla konkordato tasdik edilse de edilmese de, alacağına ne oranda ve hangi sürede kavuşacağı anlamında, konkordato projesinden hiçbir şekilde etkilenmeyecek olan bir rehinli alacaklının (rehinli malın mülkiyeti üçüncü kişiye ait olduğunda da bu durum değişmediğine göre), söz konusu projenin oylamasına katılmasını haklı gösteren bir durum yoktur.
Kanunun hem 302’nci maddesinin dördüncü fıkrasının hem de 308/h maddesinin lafzı, alacağı üçüncü kişi tarafından rehinle temin edilmiş alacaklının konkordato nisabına dahil edilmesine manidir. Kanun koyucu, rehin hakkının kimin tarafından (borçlu veya üçüncü bir kişi) tesis edildiği konusunda bir ayrım yapmamıştır. Bilakis, Kanunun 302’nci maddesinde, oylamaya katılacak olanlar açıkça sayılırken, alacağının rehinle karşılanamayan kısmı için rehinli alacaklıdan söz edildiği halde; diğer bir ifadeyle, kanun koyucu bu kadar ayrıntı ve özel (çoğunlukla istisnai) durumu dahi dikkate almışken; uygulamada gerçekten çok sık rastlanan bir durum olan üçüncü şahıs rehnini unuttuğunu varsaymak, olsa olsa kanun koyucuya bühtân olur.
Üçüncü kişi tarafından tesis edilen rehinli alacaklının, Kanunun 302’nci maddesi anlamında konkordato nisabında dikkate alınmaması, üçüncü kişi açısından ayrıca bir sakınca yaratmamaktadır.”
Bu görüşten sonra bir kısım Bölge Adliye Mahkemeleri de bu görüşü benimseyerek rehin konusu malın ister borçluya isterse üçüncü kişiye ait olsun rehinli borç olarak sayılması gerektiğini kabul etmiştir. (Bknz.; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/1403 – 2020/1401, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/1232 – 2020/1402, İstanbul Bam 17.Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/2350 – 2021/221, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2021/307 – 2021/444)
Prof.Dr. Selçuk Öztek ‘e ait 9 Eylül 2020 tarihli görüşte ise özet olarak; “öğretide ve uygulamada konkordatoda bir alacaklının alacağının rehinli alacak olarak nitelendirilebilmesi için rehin konusu malın mülkiyetinin konkordato borçlusuna ait olması gerektiği, şayet alacaklının alacağının üçüncü kişi tarafından verilen bir güvence altına alınmış ise, bu alacağın konkordato nisabına dahil edileceği, zira konkordato tasdikinin, alacağı üçüncü kişiye ait bir malla güvence altına alınan alacaklı bakımından mecburiyet doğuracağının ileri sürüldüğü, konkordato sürecinde, bizzat konkordato borçlusuna ait olan rehinli malın rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibe konu edilebileceği veya bu mal hakkında başlamış olan takibe devam edebileceği, ancak herhalde bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamayacağı ve rehinli malın satışının gerçekleştirilemeyeceği, bu yasağın, rehnin konkordato borçlusu lehine üçüncü kişi tarafından verilmiş olması, yani rehinli malın üçüncü kişiye ait bulunması halinde, aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu için, üçüncü kişiye sirayet edeceği ve üçüncü kişiye ait rehin konusu mal hakkında muhafaza tedbiri alınamayacağı gibi rehin konusu malın satışının gerçekleştirilemeyeceği, somut olayın özelliklerine göre, konkordatonun tasdiki kararına veya tasdik kararını takip eden bir yıllık sürenin sonuna ya da tasdik kararının kesinleşmesine kadar devam edebilen bu süreç içinde satılamayan üçüncü kişiye ait malın asıl borçluya bu süreç içinde rücu etmesinin de gündeme gelemeyeceği ve dolayısıyla rehinli alacaklının üçüncü kişiye ait malla temin edilmiş alacağını adi alacak olarak konkordatoya yazdırmasının gerekmediği” sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Davanın … Deri A.Ş yönünden adi konkordatoya tabi borçlar bakımından kabulüne karar verilmiş diğer istemleri yönünden ise talebin reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davacı … …, … … ve … TURİZM TİCARET VE SANAYİ A.Ş.’nin Konkordato tasdik taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
Davacı … DERİ KÜRK VE GİYİM SAN A. Ş.’nin rehinli konkordato ( Madde 308/H) ‘ya ilişkin tasdik talebinin REDDİNE,
Davacı … DERİ KÜRK VE GİYİM SAN A. Ş.’nin adi konkordatoya ilişkin talebin KABULÜ ile projenin TASDİKİNE,
Geçici mühlet tarihinden itibaren faizsiz olacak biçimde belirlenen konkordato tabi borcun tasdik tarihini takip eden 6.ayın sonunda başlamak ve her bir taksit tutarı 5.000,00 TL’den az olmamak üzere 6 ayda bir olmak üzere 14 taksitte ve toplamda 7 yılda ödenmesine,
Mahkememizce kesin mühletin İİK’da öngörülen sonuçlarının kendiliğinden sonlandığının açıklanması ile mahkememizce verilen tüm tedbir kararlarının KALDIRILMASINA,
Konkordato Komiseri … … …’in komiserlik görevinin SONLANDIRILMASINA,
… … … ‘in İİK 306/2.maddesi gereğince tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetimi sağlamak üzere ATANMASINA,
… … …’dan borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir rapor alınmasına,
… … …’ a aylık 4.000,00 TL ücret takdiri ile bu giderin davacı … DERİ KÜRK VE GİYİM SAN A.Ş kasasından ÖDENMESİNE,
Davacı … DERİ KÜRK VE GİYİM SAN A. Ş tarafından mühlet içerisinde oluşan 204.951,93 TL mühlet borcunun … A.Ş Bursa Şubesine depo edilmiş olmakla bu tutar üzerine alacaklının alacak hakkının korunması için bloke konularak bankaya müzekkere yazılmasına,
Davacı şirket … Deri Kürk ve Giyim San. A.Ş için harçlar yasası gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan başlangıçta alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacılar … …, … … ve … Turizm Tic.ve San. A.Ş için harçlar yasası gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Tasdik kararının İİK 288.maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
Dair davacı vekili ile duruşmaya katılan feri müdahil vekillerinin yüzüne karşı davacı bakımından kararın tebliğinden itibaren, itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise kararın ilanından itibaren on gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı07/09/2022

İş bu kararın gerekçesi 07/09/2022 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …..
e-imza
Üye …..
e-imza
Üye …..
e-imza
Katip …..
e-imza