Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/251 E. 2020/780 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
BAŞKANLIĞI

ESAS NO : 2020/251
KARAR NO : 2020/780

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : …
KATİP : … …

DAVACI : …….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : … …
VEKİLİ : Av. ……

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2015
KARAR TARİHİ : 25/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında davalı kooperatifin inşaatlarının yapımı için 30/12/2005 tarihli sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşmeye göre yapılan işler dışında davalı kooperatif tarafından istenip yapılan ilave işlerde vardır. İlave işlerle ilgili 17/03/2015 tarihli ek sözleşme yapıldığını, ödemelerin ise sözleşmenin altıncı maddesine göre kooperatifin her ay üyelerinden topladığı parayı makbuz karşılığında yüklenici firmaya aktarmak suretiyle ödeneceği belirlenmiştir ancak davalı kooperatif düzenli ödeme yapamadığından davalı şirketin zor durumda kaldığı, davacı yüklendiği edimini yerine getirmesine ve üç blok halindeki inşaatın tamamlanıp 1,5-2 yıldır oturulmasına rağmen ödemelerin eksik bırakıldığını, sözleşmeye göre taraflar arasında uyuşmazlık olması halinde … İnşaat Mühendisleri Odasından rapor alınacağı ve buna göre ödeme yapılacağı şartı getirilmiş olup davalı 03/07/2014 tarihinde 2014 yılı sonu itibariyle davacı alacağını hesaplattırmış olup hesaplanan 4.132.342,00 TL olarak hesaplanan bedelin davacıya ödenmediğini, kooperatif yönetimine resmi yollarla ulaşılamadığını sadece şifahi görüşme yapılabildiğini, ferdileşme işlemleri tamamlanırsa alacağın tahsilinin zora gireceğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile taraflar arasında yapılan 30/12/2005 ve 17/03/2015 tarihli sözleşmelere göre 150.000,00 TL alacağın 18/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı beyanlarında ; davanın reddi gerektiğini, zira … 03/07/2014 tarihli raporunu kabul etmediklerini, raporda kooperatif inşaatlarının yapı sınıfının hatalı değerlendirildiğini, Bursa 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/31 değiş iş sayılı dosyası ile tespit edildiği üzere inşaatta eksik imalat, hata, kusur ve bundan kaynaklanan zararlar mevcut olduğunu, … raporundaki metraj hesaplarının yanlış olduğunu, davacı şirket inşaat sırasında finansal gücünü kaybettiğinden kooperatifin ödemeleri kadar inşaat yapılmış ve sözleşmede imalat sonrasında ödeme yapılacağı hükmüne aykırı davranıldığını, kooperatif üyelere inşaatı eksik olan dairelerin eksikliklerini gidererek kullanmaya başladıklarını, yükleniciye iki adet dairenin bedelsiz olarak verildiğini, müteahhidin işini zamanında yapmaması sebebiyle davalı kooperatifin arsa sahiplerine tazminat yükümlülüğü doğduğunu, davacı tarafın eksik ödeme miktarı konusunda açık beyanda bulunmasına rağmen kısmi dava açamayacağını beyan etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Mahkememizce daha önce davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesi tarafından kaldırılarak dosya yeniden mahkememizde esas almıştır.
“6102 sayılı TTK’nın 124/1. maddesinde “kooperatifler” ticaret şirketleri arasında sayılmış ise de, aynı maddenin 2. bendinde kooperatifler “şahıs şirketleri” ve “sermaye şirketleri” arasında gösterilmemiştir. TTK’nın 124. maddesinin 1 ve 2. bentleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde kooperatiflerin “ticaret şirketi” olmadığı, sosyal niteliği ağır basan kendine özgü bir ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Benzer hükümler, 6762 sayılı eski TTK’da da bulunmasına rağmen (md 18, 136), Yargıtay’ın kararlılık kazanan uygulamasında kooperatifler tacir olarak kabul edilmemiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, davalı yan kooperatif olup tacir niteliği taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. (Y.15.H.D. 17.09.2018 T. ve 2017/360-2018/3222 sayılı ilamı) Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan ve göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan; taraflarca ileri sürülmese dahi resen dikkate alınması gerektiğinden; mahkemece işin esası incelenmeksizin davanın görev yönünden reddine karar verilip, talep halinde Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken, görevli mahkemenin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde işin esasının incelenip, karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır. İstinaf mahkemesi kararı kesin nitelikte karar olduğundan mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın HMK’nun 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2. Maddesi gereğince davanın usulden (görev yönünden) reddine, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20. Maddesinde öngörülen iki (2) haftalık kesin süre içerisinde müracaat edilmesi halinde dosyanın görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeye mütakip süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmadığında dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin hatırlatılmasına,
3-Yargılama giderlerinin esas hakkında karar verecek mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/11/2020

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza