Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/24 E. 2020/715 K. 16.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.


TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/24
KARAR NO : 2020/715

HAKİM : …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. ……

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/07/2014
KARAR TARİHİ : 12/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :13/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili … … Tasfiye Haline… Konut Yapı Kooperatifi’nin üyeliğinden iktisap ettiği Bursa ili Nilüfer ilçesi Ertuğrul Mahallesi, … No.lu daireyi 27.01.2011 tarihinde davalı …’ e sattığını, müvekkilinin anılan daireyi davalı …’e satar iken bu dairenin bir kooperatif dairesi olduğunu, kooperatifin henüz tasfiye olmadığını ve bir takım imalatların yapılacağını açıkça söylediğini, sitenin henüz inşaat halinde olduğu ve tamamlanmadığının o gün itibariyle taşınmazı satın alan davalı … tarafından da görüldüğünü,davalı …’in sitenin ve inşaatın bu halini görmesine rağmen daireyi staın almakla birlikte kooperatif üyeliğini müvekkilinden devralmadığını, müvekkilinin davalı ile bu konudaki görüşmeleri sonuçsuz kalınca bu kez kooperatife müracaat ederek üyelik kaydının silinmesini istediğini, … Konut Yapı Kooperatifi’nin ise 14.11.2011 tarihli cevap dilekçesi ile müvekkilinin talebini reddettiğini, bunun üzerine müvekkilinin… Konut Yapı Kooperatifi’ne Bursa 11. Noterliği’nin 06.12.2011 tarih ve 22514 yevmiye no.lu ihtarnamesini keşide ederek ihtarnamenin 09.12.2011 tarihinde kooperatife tebliğ edildiğini,müvekkilinin anılan ihtarname ile üyelik kaydının silinerek taşınmazı satın alan davalı …’in üyelik kaydının yapılmasını talep ettiğini bildirdiğini ancak kooperatif’çe bu isteğinin de kabul edilmediğini, bu kez müvekkilinin davalı …’e Bursa 11. Noterliği’nin 06.03.2012 tarih 4203 yevmiye no.lu ihtarnamesini keşide ederek kooperatif üyeliğini devralmasını istemiş ise de bu girişiminden de bir sonuç alamadığını, bu kez… Konut Yapı Kooperatifi’nin müvekkiline karşı 21.06.2011 tarihli Kooperatif Genel Kurulu’na dayanarak Bursa 16. İcra Müdürlüğü’nün 2012/… esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlattıklarını, müvekkilinin dava konusu taşınmazı 27.01.2011 tarihinde davalı …’e satmış olmasına rağmen icra takibine konu borcu ödemek zorunda kaldığını, bu kez müvekkili tarafından davalı … hakkında Bursa 14. İcra Müdürlüğü’nün 2014/… esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatarak 3.762,00 TL.nin iadesi için icra takibi başlattıklarını,davalının itirazı üzerine icra takibinin durarak netice iş bu itirazın iptali davasının açıldığını, öte yandan davalı …’e karşı Bursa 4 Asliye Ticaret Mahkeme’sinin 2014/212 esas sayılı dava dosyası ile Kooperatif Üyeliğinin Tespiti davası açtıklarını, davacı müvekkilin anılan tarih itibariyle taşınmazı davalıya devretmiş olduğundan artık bu taşınmazdan ve kooperatif üyeliğinden bekleyecek bir hukuki menfaati kalmadığından herhangi bir borçtan da sözedilemeyeceğini, davalının itirazlarının haksız ve kötüniyetli olup itirazının bu nedenle iptaline icra takibin devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ile, müvekkilinin dava dilekçesinde sözü edilen taşınmazı 27.01.2011 tarihinde tapudan devir suretiyle aldığını, ancak müvekkilinin hiç bir surette dava dışı kooperatifin üyesi olmak gibi bir iradesinin bulunmayıp dava dışı kooperatife de bu konuda bir başvurusunun bulunmadığını, zira müvekkilinin taşınmazı tapuda satın ve devir aldığı tarih itibariyle konuyu araştırarak kooperatife üyelik gibi bir düşüncesi olmadığı için taşınmazı o tarihte tapuda rayiç değeri ile ve çevre düzenlemesi dahil aynı emsalde bir dairenin eder fiatı ile satın aldığını,kaldı ki tapudaki satış sırasında müvekkiline dairenin hiç bir borcunun bulunmadığı, eksik imalatların bedelinin müteahhide ödendiği belirtilerek taşınmazın davacı müvekıkiline satıldığını,müvekkilinin de hiç bir borcu bulunmayan ve imalat eksikliklerinin de 1 ay içinde tamalananacağı bildirilen taşınmazı tapuda değreinin de üstünde bir bedelelle müvekkili tarafından satın alındığını,imalat eksikliklerinin bir türlü giderilemediğ, müvekkilinin bu yönden mağdur olduğu gibi bir de üstüne müvekkilinden par istenmesinin daha önceki konuşmalarının aksine davacı tarafça kötüniyet içerdiğini,zira müvekkilinin taşınmazı satın alması sonrasında taşınmazının ortak alanlarına ilişkin giderleri de dava dışı kooperatife ödediğini ancak kooperatife üye olmadığından genel kurullara katılmayıp, kooperatifin üyelerele ilgili olarak aldığı hiç bir karardan haberdar olmayıp herhangi bir oy da kullanmadığını,müvekkili tarafından yapılan ödemelerin sitesnin ortak alanlarına ilişkin oluyp bizzat site yönetimine yapılmış ödemeler olduğunu,önceki malikin taşınmazın inşaatına ve SGK. Prim borçlarına ilişkin ödemeleri müvekkilinden istemesinin hakkaniyete uygun olmayıp davanın bu nedenle reddine, talep edilen alacağın % 20’si tutarında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Mahkememizin 2014/903 Esas-2016/126 Karar sayılı kararı Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2016/29037 Esas-2019/12470 Karar sayılı ilamı ile Mahkememiz görevsiz olduğundan bozulmuş, dosya Mahkememizin 2020/24 Esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı eldeki dava ile kooperatif üyeliği yolu ile edinmiş olduğu taşınmazı davalıya sattığı halde davalının üyeliği devralmaması nedeniyle kooperatife icra takibi sonucu ödediği miktarın davalıdan tahsili amacı ile başlattığı takibe vaki itirazın iptalini istemiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3 fıkrası uyarınca dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, somut olayda uyuşmazlık, satım sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, tarafların tacir olduğuna ilişkin dosyada iddia ve delil bulunmadığı gibi eldeki davada Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca davaya bakmaya Ticaret Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeni ile görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM:
1- Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 12/12/2019 tarih ve 2016/29037 Esas 2019/12470 Karar sayılı ilamına uyulmasına,
2-Davada mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ve ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN görevli bulunması nedeniyle ; davanın HMK’nun 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2.maddesi gereğince davanın usulden (görev yönünden) reddine,
Karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20. Maddesinde öngörülen iki haftalık kesin süre içerisinde müracaat edilmesi halinde dosyanın görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yasal süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmadığında dosya üzerinden davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin hatırlatılmasına,
4-Yargılama harç ve giderlerinin esas hakkında karar verecek mahkemece hüküm ve nazara alınmasına
Dair Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay Temyiz Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/11/2020

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)