Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/228 E. 2021/384 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/228 Esas
KARAR NO : 2021/384

HAKİM : ….
KATİP : …..

DAVACI :…..
VEKİLİ :Av. …….
DAVALI :…..
VEKİLİ :Av. ….
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :28/12/2018
KARAR TARİHİ :07/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :17/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacı şirket nezdinde Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın davalı yanın …..numaralı finansal kiralama sözleşmesi kapsamında işleteni bulunduğu …. plaka sayılı aracın çarpması sonucu ağır şekilde hasarlandığını, kaza sonrası düzenlenen tutanak ile kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle sigortalı araç üzerinde yapılan ekspertiz raporu ile belirlenen toplam 31.800.-TL hasar bedelinin 18/10/2017 tarihinde sigortalıya ödendiğini, davalı/borçlunun takip konusu borcu ödememesi sebebiyle davalı/borçlu aleyhine Bursa 15.İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı yanın haksız itiraz ile takibin durmasına sebebiyet verdiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava her ne kadar Bursa Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış ise de yetkili mahkemenin Ankara olduğu bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, davacı taraf her ne kadar dava dilekçesinin ekinde tanzim edilen tutanağa dayanarak kazanın trafiğe açık alanda meydana geldiği varsayımına dayanmış ise de söz konusu kaza şantiye sahası içerisinde meydana geldiğini, bu nedenle Karayolları Trafik Kanununun uygulanmasının mümkün olmadığını, bu kanunun karayollarında uygulanabileceğini, meydana gelen kazada hasarlı araç sürücüsü kaya kamyonun arkasına park ederek kazaya sebebiyet verdiğini, kaya kamyonunu geri geri giderken arkasında bulunan aracı görmesi hayatın akışı içerisinde mümkün olmadığını, icra inkar tazminatı haksız ve hukuka aykırı olduğu, ortada likit bir alacak sözkonusu olmayıp yargılamayı gerektirir bir alacak söz konusu olduğu, dolayısıyla davacı tarafın %20 tazminat talebi de usule ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenle açılan davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak şartıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava, halefiyet ilkesine dayalı olarak sigorta şirketi tarafından açılmış itirazın iptali talebine ilişkindir.
Trafik güvenliği uzmanı bilirkişinin kusura ilişkin değerlendirmesinde; 34-00-16-21957 plaka sayılı kaya kamyonu sürücüsünün dava konusu trafik kazasında 2918 sayılı KTK’nun 84.maddesinde yer alan sürücülere ait kusurlardan 84/j “Manevraları Düzenleyen Genel Şartlara Uymama” maddesini ihlal ettiğinden %100 oranında kusurlu olduğu, park halindeki … plakalı sigortalı aracın dava konusu trafik kazasının oluşumuna etki edecek herhangi bir trafik ihlal durumunun olmadığını ifade edilmiştir. Zira kaya kamyonu sürücüsünün idaresindeki aracın iş makinası statüsündeki kaya kamyonu olduğu düşünüldüğünde aracını harekete geçirmeden önce aracının etrafını kontrol etmesi, sakıncalı bir durum olmadığını gördükten sonra aracını çalıştırması, geri geri manevra yapacağı istikamette görüş alanı dışında kalan yer var ise, tehlikesizce hareket edebilmesi ve uyarılması için bir gözcü bulundurması gerekirken bu hususlara uymadığı, idaresindeki aracıyla havanın gündüz ve açık olduğu anda dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde geri geri manevra yapması sonucunda meydana gelen dava konusu trafik kazasının oluşumunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Makine mühendisi bilirkişi ise dava konusu araçta toplam 31.800,00 TL hasar mevcut olduğunu belirtmiştir. Davacı sigorta şirketinin kasko poliçesi kapsamında araç sigortacısına limit dahilinde 31.800,00 TL ödeme yaptığı gözetildiğinde yapılan ödemenin araç hasar miktarı ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Davacı sigorta şirketi ödeme ile birlikte halefiyet ilkesi gereği sigortalısının yerine geçtiğinden ve taraflar tacir olduğundan takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunabileceği ve avans faiz taleplerinin de uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Kasko sigortaları, trafik sigortalarının aksine aktif sigorta çeşidi olup TTKnun da mal/zarar sigortaları hükümlerine göre değerlendirilmektedir. KAKSGŞ nın 1. Maddesinde ” Bu sigorta ile sigortacı, sigortalının poliçede belirtilen ve karayolunda kullanma izni olan motorlu ve motorsuz kara araçlarından, römork veya karavanlardan iş makinelerinden, lastik tekerlekli traktörler, diğer zırai tarım makinelerinden doğan menfaatin aşağıda belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat altına alır” denilmiştir. Ve bu riskler arasında ” aracın karayolunda veya demiryolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz araçlarla çarpışması ” da sayılmıştır. Menfaat unsuruna yer verilmekle araç malikinin o araçtan elde edebileceği menfaatin teminat içine alındığı anlaşılmaktadır. Kısaca ifade etmek gerekirse, kasko sigortası aracı her türlü zarara karşı sigortalar. Davalının trafik kazası değil, KTK hükümleri uygulanmaz yönündeki savunmaları dinlenmez. Kaldı ki maden ocağı trafiğe kapalı bir alan da değildir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun 2.maddesinde hiçbir ayrık durum gösterilmeden kural olarak; bu Kanunun, karayollarında meydana gelen trafik olaylarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir.
Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile, erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirgindir.
Karayolu dışındaki alanların yalnız trafik için faydalanılan yerlerden olması gerekmez; kamuya açık olması yeterlidir. Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmemekte; karayolu ile bağlantısı olan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. Davaya konu trafik kazasının meydana geldiği şantiye sahasının da 2918 sayılı KTK’nun 2/a maddesi gereğince karayolu ile bağlantısının olmasına; özel izinle girilmesinin, özel güvenliğinin olmasının KTK’nun 2. maddesinin uygulanmasına engel bulunmamasına göre, kazanın meydana geldiği yer karayolu sayılan yerlerdendir ve Karayolları Trafik Kanunu uygulanır.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile Bursa 15.İcra Dairesinin 2018/… sayılı takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın İPTALİNE,
2-Takibin DEVAMINA,
3-Alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 2.378,69 TL harçtan başlangıçta alınan 420,57 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.958,12 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 420,57 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı ve 1.214,20 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.670,67 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.223,30 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilini yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/04/2021

Katip ……
e-imza

Hakim ……
e-imza