Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/199 E. 2020/428 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.


T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/615
KARAR NO : 2016/199

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : ….
VEKİLİ :Av….
DAVALI : 1-….

2…
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/07/2014
KARAR TARİHİ : 13/07/2020
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında uzun zamandır süren bir ticari ilişki bulunduğunu, bu alım satımlar sebebiyle cari hesap ilişkisi oluştuğunu, mal teslimi sırasında davalının imzası alındığı gibi belgede eski hesabı gösteren kayıt da bulunduğunu, davalının bu borçları ödememesi üzerine Bursa 6. İcra Dairesinin 2014/… sayılı dosyasıyla başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep etmektedir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf davanın reddini savunmakta, alacağın yazılı belge ile ispatı gerektiğini, irsaliyeli faturalarda davalı imzası bulunmadığını, imzanın davalının eşine de ait olmadığını, imzalı olduğu söylenen belgenin dahi toplam alacağı ispata yeterli olmayıp kısmi nitelikte olduğunu, davacıdan mal alımı yapmadıklarını ileri sürmektedir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Yukarıda özetlenen dava sebebiyle mahkememizde yapılan yargılama sonucunda 17.02.2016 gün ve 2014/615 E. 2016/100 K. sayılı ilamla davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulmuştur. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 13/11/2018 gün ve 2018/161 E. ve 2018/5754 K. Sayılı ilamıyla “Mahkemece hükme esas alınan teslim belgesinde yalnızca 3 kalem mal ile ilgili 2.350 TL tutarında malın yazıldığı, 14.901 TL rakamın ise teslime esas olmayan “eski hesap” kalemine ilişkin olduğu görülmekle mahkemece yalnızca 2.350 TL tutarındaki mal üzerinden kısmen kabul kararı verilmesi gerekirken davanın tamamen kabulüne karar verilmiş olması doğru olmadığını” belirterek hükmü bozmuştur.
Mahkememizce bozmaya uyulmuş ve bozma gereğince işlem yapılmıştır. Tüm deliller bozma öncesinde toplanmış olduğundan başkaca delil toplanmasına lüzum yoktur. Sadece delillerin yeniden takdir edilmesi gerekir.
Derdest dava ilamsız takibe itirazın iptali davasıdır. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı taraf alacağın bir satış sözleşmesinden kaynaklandığını ileri sürmüştür. Satışa konu mal tesliminin her türlü delille ispatı caizdir. Davacı takip konusu alacağa sebep teşkil ettiği söylenen satış sözleşmesine ilişkin olmak üzere bir takım irsaliyeli fatura örnekleri sunmuşsa da bu belgeler altında teslim alan imzası yoktur. Buna mukabil davacının sunduğu bir belge 2.349,99-TL’lik bir irsaliye ise 16/03/2013 tarihinde imzalatılmıştır. Belgedeki imzanın davacının eşi Gülten Yavuz’a ait olduğu iddia edilmiştir. Anılan belge 16/03/2013 tarihinde yapılan mal teslimi ile birlikte eski hesaba ilişkin bazı kayıtlar da içermektedir.
Davalı taraf belge altındaki imzanın … … ait olmadığını ileri sürmüşse de alınan bilirkişi raporu bu savunmayı doğrulamamıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede davacının sunduğu belgenin taraflar arasında bir mal alışverişi bulunduğunu ispata yeterli olduğu sonucuna varılmıştır. Diğer belgelerin imzasız oluşundan da anlaşılacağı üzere mal teslimi sırasında imza alınması mutat uygulama değildir. Bu konuda taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasının pratik bir yarar doğurmayacağı düşünülmüştür. Dosya kapsamı ve mal alış verişinin niteliği nazara alındığında satılan malların davalı tarafından yetiştirilen hayvanların beslenmesinde kullanılan yemler olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının bir defter tutmasını beklemek makul olmayacağından yapılacak bilirkişi raporunun gereksiz masrafa yol açacağı değerlendirilmiştir. Davacının defterlerinin incelenmesiyle yetinilmesi de çok ciddi bir delil olarak görülmemiştir.
Dosya kapsamına göre taraflar arasında uzun zamana yayılmış bir mal alışverişi bulunduğu, kısmen ödemeler yapıldığı ve zaman zaman mal teslim edildiği sabit görülerek, davalı tarafın soyut inkara dayalı savunması samimi bulunmayarak dava tümden kabul edilmişse de yukarıda özetlenen Yargıtay kararı ile mahkememizin bu takdirinin hukuka uygun olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu sebeple davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, itirazın likit olan alacağın tahsilini geciktirme amaçlı olduğu kabul edilerek icra inkar tazminatına da hükmedilmiştir. Buna karşılık davacının takipte kötüniyetli olduğu yeterince ispat edilemediğinden reddedilen kısım üzerinden davacı aleyhine haksız takip tazminatına hükmedilmesi doğru olmayacaktır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;

Davanın kısmen kabulü ile Bursa 6.İcra Müdürlüğünün 2014/… sayılı takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline,
Takibin 2.350 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu ve alacağın belirlenebilir bulunduğu nazara alınarak davalı borçlunun 2.350 TL ‘nin %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
Davacının takipte kötüniyetli olduğuna dair yeterli kanaat edilemediğinden davacı aleyhine haksız takip tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 160,53 TL harçtan başlangıçta alınan 290,95TL peşin harcın mahsubu ile artan 130,42 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça ödenen 160,53.TL harç ile, davacı tarafından yapılan 640,00 TL yargılama giderinden kabul red oranına göre hesaplanan 88,30.TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerine bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 86,78 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranı dikkate alınarak hesap olunan 11,97 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geri kalanının davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.350,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine, dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/07/2020

Katip …

Hakim …