Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/178 E. 2022/742 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…..
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/178 Esas
KARAR NO : 2022/742

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. ……
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. ……..
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2020
KARAR TARİHİ : 21/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında ; taraflar arasında ticari mal satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğunu, davacının davalıdan bakiye alacağa kaldığı halde başlatılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini, iade faturası mahsup edildikten sonra davacının davalıdan 676.292,93 TL alacağının bulunduğunu, davanın da bu miktar üzerinden açıldığını, takibin bu miktar üzerinden devamı ile davalının Bursa 6.İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı takip dosyasında ödeme emrine itirazının iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili beyanlarında ; davacı tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığını, bu durumun defter incelemesiyle ortaya çıkacağını alacağın muaccel olmadığını, faiz oranının hatalı olduğunu belirterek davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Eldeki dava Bursa 6.İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazına ilişkindir.
Davacı davalıdan takipte 676.292,93 TL tutarında alacaklı olup olmadığı, davacı tarafça cari hesap ekstresine konu edilen faturalardaki mallar davalı tarafa teslim edilip edilmediğinin araştırılması gerekmektedir.
Bu kapsamda tarafların defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması dair karar verilmiş bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmiştir. Bilirkişiden ; davacı tarafça düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, bu faturalar karşılığı davalının yaptığı ödemelerin davacı defterlerinde kayıtlı bulunupbulunmadığı, davalı tarafça iade faturası düzenlenmiş ise bu iade faturaların da davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı konusunda rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Düzenlenen bilirkişi raporuna göre; davacının 2015-2016-2017-2018-2019 yılı Ticari defterleri de yapılan incelerne ve tespitlere göre; Davacı tarafın Ticari Defterlerindeki kayıtlara göre taraflar aralarında ticari bir ilişkinin olduğu, davacının defter kayıtlarından tespit edilmiş ve bu ilişkinin kumaş satışına ilişkin olarak başladığı davacının defter ve belgelerinde tespit edildiği, Davacı şirketin 2015-2016-2017-2018-2019 yılları ticari defterlerinin açılış kapanış tasdikleri ve defter beratları incelendiğinde 213 sayılı VUK’nun 220 maddedeki tasdik sürelerine ve TTK 6102 kapanış tasdik süreleri bakımından yasa ile uyumlu olduğu elektronik defter beratlarının Gelir İdaresi Başkanlığının tebliğinde yayınlanan süreler içinde yapıldığı Yevmiye Defter kayıtları ve belge kontrollerinde; Davacı tarafın Resmi defterlerine kanuni süresi içerisinde iştlendiği, Muhasebe Standartlarına ve Tek Düzen Hesap Planına uygun olarak kayıt altına alındığının tespit edildiği, VUK.396 Sıra nolut Genel Tebliği gereği 2015-2018 yılı için aylık 5-000,00-TL(KDV Hariç)i aşan Mal ve Hizmet satışlarına ilişkin Ocak 2018, Nisan 2018, Mayıs 2018, Haziran 2018, Ağustos 2018, Eylül 2018, Ekim 2018, Aralık 2018, Mart 2017, Mayıs 2017, Temmuz 2017, Ağustos 2017, Aralık 2017, Mart 2016, Aralık 2016, Haziran 2015, BS formlarının yasal süresi içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığına bildirildiği tespit edilmiştir. Eylül 2018-Aratık 2018-Mayıs 2017 iadelerle ilgili BA formları Gelir İdaresi başkanlığına süresi içinde tespit edildiğini, davacının ticari defter kayıtlarından ve tarafıma ibraz edilen fatura ve ödemelerden tespit edildiği üzere davalınırı dava tarihi itibariyle davacıya 676 292, 93 tI borcu olduğu tespit edildiğine ilişkin rapor tanzim düzenlenmiştir.
Bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmesine rağmen davalı tarafın taraf defterlerini bilirkişiye sunmadığı raporda belirtilmiştir.
Bunun üzerine Davalı tarafa 2015-2016-2017-2018-2019 yıllarına ait ticari defter ve belgelerini inceleme günü olan 16/07/2021 günü saat : 14 : 00 ‘ da mahkememiz kaleminde hazır etmek üzere kesin süre verilmiş olup, belirlenen gün ve saatte davalı tarafın taraf defterlerini mahkememize sunduğu görülmüştür.
Buna ilişkin alınan ikinci bilirkişi raporuna göre; Davacı tarafından kesilen fatura örnekleri incelendiğinde kesilen faturaların ticari senaryo kapsamında kesilmiş e-faturalar olduğunun görüldüğü, ticari senaryoda kesilen faturayı kesildiği anda reddetme olanağı bulunmadığını, davalı tarafından reddetme seçeneği kullanılmamış faturaların kabul edildiğini, Davalı tarafından dosyaya sunulan usb içindeki defter örnekleri incelendiğinde davacı tarafından kesilen tüm faturaların eksiksiz olarak davalı tarafından kabul edildiği ve defterlerine işlendiğinin tespit edildiği, Davalının yaptığı ödemelerde de her iki defter kayıtlarında bir tutarsızlık bulunmadığını, 2018 sonu itibari ile davalı defterlerinde ve davacı defterlerinde cari hesap kayıtlarında ve yevmiye defterindeki kayıtlarında görünen borç/alacak bakiyesi her iki taraf defterinde de aynı olup 236.292,93-TL olduğu, davalı defterlerinde bulunmayan kayıtlar karşılıksız çıkan çeklere ait kayıtlar olduğu, Davalı tarafından 04.04.2018 tarihinde 4 adet her biri 50.000.00-TL olan toplam 200.000,00- TL tutarında çek davacı firmaya teslim edildiğini, Çeklerin vadelerinin 21.12.2018/31.01.2019/28.02.2019 ve 29.03.2019 tarihleri olduğunu ve her birinin 50.000-TL olduğu, Çeklerin garanti bankası çekleri olduğu, Bu çekler vadeleri geldiğinde bankaya ibraz edilmiş ve karşılıklarının olmadığının tespit edildiği, Davacı firma çekleri karşılıksız çıkmasıüzerine şüpheli alacaklar hesabında takip etmeye başladığını, aynı şekilde 30.07.2018 tarihinde davalı firma bu sefer 3 adet her biri 80.000.00-TL olan toplamda 240.000-TL tutarlı çeki davacı firmaya borcuna mukabil verdiğini, Çeklerin vadelerinin 07.03.2019/05.04.2019 ve 09.05 2019 tarihleri olduğunu, bu çekler de vadelerinde bankaya tahsil için ibraz edildiklerinde karşılılıklarının olmadığının anlaşıldığı, Davacı firma bu çekleri de şüpheli alacaklar hesabında takip etmeye başladığını, dolayısıyla davacının defter kayıtlarında 120 alıcılar ana hesabı altında davalıyı takip ettiği alt hesapta görünen alacak tutarı 236.292,93-TL olduğu, 128 şüpheli alacaklar ana hesabı altında takip ettiği şüpheli alacaklar hesabında da toplam iade edilen 7 adet çekten dolayı 440.000.00-TL alacağı bulunduğu, Davalı karşılıksız çıkan çekler için defterlerinde herhangi bir kayıt yapmamış olup bu nedenle borcu 440.000.00-TL davacı kayıtlarına göre eksik görüldüğü, sonuç olarak davacının davalıdan olan toplam alacağı 676.292,93-TL olduğu yönünde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekiline taraflar arasında ihtilaf konusu olan her biri 50.000,00 TL olan 4 çek ile her biri 80.000,00 TL olan üç çekin ayrıntılı bilgileri ve suretlerini sunmak üzere ve ayrıca bunlar icra takibine konu edilmişse icra dosya numaralarını üzere süre verilmiş olup; dosya numaraları bildirilmekle ilgili icra dosyalarından takibe konu belgelerin arkalı önlü suretleri ile icra dosyasının gönderilmesi ve ayrıca takip dolayısıyla bir ödeme yapılıp yapılmadığı hangi tarihte ne miktarda yapıldığı hususunda bilgi istenilmiş olup; gelen yazı cevaplarında dosya içerisinde herhangi bir tahsilat yapılmadığı bilgisi verilmiştir.
Davacı vekiline ihtilaf konusu olan her biri 50.000,00 TL 4 adet çek ile her biri 80.000,00 TL 3 adet çekin ayrıntılı bilgilerini ve suretlerini sunmak ve ayrıca bunlar icra takibine konu edilmiş ise icra dosya numaralarını bildirmek üzere kesin süre verilmiş, aksi takdirde davalı tarafın mükerrer takibe ilişkin iddialarını kabul etmiş sayılacakları ve bilirkişi raporunda şüpheli alacaklar kısmında belirtilen kısmın dikkate alınmayabileceği hususu ihtar edilmiş olup, davacı vekili buna ilişkin olarak beyanda bulunmuş bahse konu çeklerin takibe konu edilmediği aynı zamanda ödenmediği belirtilerek çek suretleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Taraf defterlerindeki ihtilaf 440.000,00 TL tutarlı çeklerden kaynaklanmaktadır. Davalı taraf bu çeklere ilişkin mükerrer takip yapıldığını bildirmiş ise de; takibe konu dosyaları hiç açıklamamıştır. Şayet böyle bir takip var ise; bu dosyaların bildirilmesi gerekirdi. Davalı taraf bu kambiyo senetlerine ilişkin 440.000,00 TL tutarın dikkate alınamayacağını ileri sürmüştür.
Oysa ki; temlik cirosu yapıldığında ciro yapan ve devralan hamil arasında vekalet ilişkisi doğmaz. Alacak borç ilişkisi vardır. Bu borç ilişkisinin kambiyo senedinden kaynaklanan yönüyle temel ilişkiden kaynaklanan yönü bulunmaktadır. TBK’nun 133. Maddesine göre; yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesi ancak tarafların bu yöndeki açık iradesiyle mümkün olur. Özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi ya da yeni bir kefalet senedi düzenlenmesi tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz. Dolayısıyla temel bir borç için kambiyo senedi düzenlenmiş olması bu temel borcun ifa edildiğini ve sona erdiği sonucunu doğurmaz. Yerleşik Yargıtay uygulamalarında da kabul edildiği üzere verilen kambiyo senedi açık bir yenileme iradesiyle verilmediği sürece alacaklı dilerse temel ilişkiye dayanarak (ticari defter ve kayıtlarındaki cari borç/alacak detayı) dilerse kambiyo senedine dayanarak alacak isteminde bulunabilir.
Kambiyo senedinin alacaklıya verilmesi ifa yerine geçen edim değildir. İfa uğruna yapılan edimdir. İfa uğruna yapılan edimde borç bu edimin yerine getirilmesiyle yani kambiyo senedinin verilmesiyle sona ermez. Ancak; verilen kambiyo senedinin karşılığı borç ödenmişse borç ifa edilmiş sayılır. Davalı taraf davacı kayıtlarında iade kaydı görünen kambiyo senetlerinin iade edildiğinin dayanak belgelerle ispatlanması gerektiğini ileri sürmüşse de; bunun aksine kambiyo senetleri davacının elinde olsa dahi davacı bu senetler karşılığının ödendiğini ispatla yükümlüdür. Bu takdirde davacının temel ilişkiden kaynaklanan alacak hakkı bu ödeme kadar sona erecektir. Davalı taraf rapora itirazlarında kambiyo senetlerine ilişkin mükerrer takip yapıldığını bildirmiş ise de; ilgili takiplere ilişkin dosyaları beyanlarında hiçbir zaman bildirmemiştir. Bu kapsamda borcun sona erdiğine dair ispat yükünün davalı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Davacı taraf ödenmeyen kambiyo senedi bedelleri kadar da alacaklı olduğundan takipte toplamda 676.292,93 TL tutarında alacaklıdır. Bu sebeple davanın kabulüne karar verilmiştir. Alacak likit olduğundan ayrıca icra inkar tazminatına da hükmolunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1- Davanın KABULÜ ile, Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı dosyasında davalının ödeme emrine itirazının İPTALİNE,
2-Takibin 676.292,93 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki kayıtlarla birlikte DEVAMINA,
3-676.292,93 TL’nin %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 46.198,00 TL’den başlangıçta alınan 11.549,40 TL peşin harç, 3.635,38 TL icra veznesine yatan harcın mahsubu ile bakiye 31.013,22 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 11.549,40 TL peşin harç, 2.074,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 13.677,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Dava şartı arabuluculuk kapsamında ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre hesap ve takdir edilen 50.864,65 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunu, usulen anlatıldı. 21/06/2022

Başkan …

e-imzalıdırÜye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır