Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/149 E. 2021/523 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/149 Esas
KARAR NO : 2021/523

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… …

VEKİLİ :Av. …
DAVALI : … – …

VEKİLİ :Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; müvekkilinin işbu davayı açmakta hukuki yaranının bulunduğunu, davalı şirketin davacı … ve dava dışı diğer borçlulara yönelik Bursa 20. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı icra dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile 27.01.2020 tarihinde icra takibi başlattıklarını, takip dayanağı belgeler incelendiğinde ise 25.10.2017 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli,-25.11.2017 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli,-25.01.2018 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli,-25.03.2018 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli,-25.04.2018 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli,-25.06.2018 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli, -25.07.2018 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli,-25.08.2018 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli, -25.09.2018 vade tarihli, 15.000,00 TL bedelli,-25.10.2018 vade tarihli 15.000,00 TL bedelli 10 adet bonoya dayanıldığını, müvekili davacının bonolarda lehtar/ilk ciranta sıfatını haiz olduğunun anlaşıldığını, Bursa 20. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… esas sayılı dosyasına istinaden gönderilen ödeme emri 31.01.2020 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiğini, süresi içerisinde borcunun olmadığına yönelik bu davayı ikame ettiklerini, keşideciye yönelik ödememe protestosu keşide edilmediğini, lehtara ve cirantalara müracaat edilebilmesinin ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde senet keşidecisinin ödememe protestosu ile protesto edilmesine bağlı tutulduğunu, bu sürenin hak düşürücü süre olduğunu, yine müvekkili davacının davalı şirket ile söz konusu 10 adet bono haricinde hiçbir ilişkisi bulunmadığını, başka bir anlatımla davalı şirket ile davacı arasında provizyon ilişkisi ( karşılıklılık ilişkisi) bulunmadığını, hiçbir temel ilişkinin olmadığını, yine kabul anlamına gelmemekle birlikte kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra atikibne konu edilen 10 adet bono incelendiğinde lehtar/ilk ciranta konumunda olan davacıya müracaat hakkı bakımından lehtar ve cirantalara müracaat için TTK 749/2 hükmünde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra takibin yapıldığını ve zamanaşımının gerçekleştiğini belirterek davacı yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilerek söz konusu takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticari davalarda dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulmadığından işbu davanın usulden reddi gerektiğini, ödeme emrine itiraz etmemiş veya itiraz etmiş olup da itirazında zamanaşımını ileri sürmemiş olan borçlu, takip konusu alacağın takip talebinden önce zamanaşımına uğramış olduğunu bildirerek menfi tespit davası açamayacağını, Bursa 20. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. Sayılı icra dosyası incelendiğinde zamanaşımı itirazının daha önce bahis konusu edilmediğini bu bağlamda davacı tarafın zamanaşımı itirazında bulunarak menfi tespit davası açmasında korunmaya değer hukuki yararı olmadığından davanın reddi gerektiğini, esasa yönelik olarak da takip dayanağı kambiyo senedi olduğundan kambiyo hukukunda müteselsil sorumluluk ve müracaat hakkı prensipleri geçerli olduğundan davacının müvekkiline borçlu olduğunu, provizyon ve karşılıklılık gibi kavramların çek hukukuna ait kavramlar olduğunu, bonolarla bağlantılı olmadığını, yine soyutluk ilkesi gereğince bonoya bağlı bir taleple karşılaşan borçlu bononun verilmesini gerektiren temel borç ilişkisinin yokluğunu ya da bozukluğunu alacaklıya yöneltemeyeceğini, borçlu davacı böyle bir alacağın olmadığını iddia ediyorsa bunu kendisinin ispatlaması gerektiğini zira kambiyo senetlerinde alacağın varlığının karineten kabul edileceğini, dava konusu bonoların davacının babası … .. tarafından düzenlendiğini, keşideci ile lehtar arasında baba-oğul ilişkisi olduğunu, … …’ün … .. …. . .. .. Otomotiv Emlak Sanayı Tic. Ltd. Şti nin ortaklarından olduğunu, davacının ise bu şirketin gayri resmi ortağı olduğunu, şirketin borca batması üzerine davacının alacaklı şirketten borç aldığını ve aldığı borca karşılık olarak da bu senetleri verdiğini, takip sürecini dürüstlük kuralına aykırı ve kötüniyetli olarak uzatmaya yönelik olarak açılan ve şartları oluşmayan işbu davanın reddine, davacı tarafın açıkça kötüniyetli olduğunun kabulüyle birlikte %20’sinden az olmayacak şekilde tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesini talep etmişlerdir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2020/… Esas 2020/… Karar 13/02/2020 tarihli ilamı ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2020/.. Esas 2020/… Karar 04/06/2020 tarihli Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin kesin nitelikteki kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine yönelik kararları gereğince Ticari nitelikteki Menfi Tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına dair içtihatları gereğince davalı tarafın bu yöndeki usuli itirazları yerinde görülmemiştir.
Davaya ve takibe konu bonolarda davacı lehtar davalı ise lehtardan sonraki ciranta hamil konumundadır. Bu durumda taraflar arasında temel ilişkiye dayalı olarak davalının bono protesto edilmese dahi müracaat hakkı bulunmaktadır. Bu kapsamda taraflar arasında temel ilişki bulunup bulunmadığı konusu değerlendirilmelidir. (Y 19HD 14/02/2018 tarih 2016/14210 esas 2018/616 karar sayılı ilamı)
Davacı ile davalının ciroları ardardadır. Arada başka ciro bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının temel ilişki yok iddiası hayatın olağan akışına aykırıdır. Davacı temel ilişkinin olmadığını ispatlamalıdır.
Ayrıca takip itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir. Davacı aleyhindeki takibe karşı zamanaşımı definde bulunmadığından takip kesinleşmiştir. Bundan sonra zamanaşımı define dayalı olarak menfi tespit isteminde bulunulamaz. (Y 22HD 28/01/2016 tarih 2014/29507 esas- 2016/2294 karar sayılı ilamı). İcra takibinde zamanaşımı definde bulunmayan tarafın menfi tespit davasında zamanaşımı defi talebinde bulunması durumunda bu talebin dikkate alınıp alınamayacağına dair değerlendirme yapan Y 4HD’si de, 22/11/2012 tarih 2012/…. esas- 2012/… karar sayılı ilamında aynı kanaati belirtmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmadığından inkar tazminatına hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 59,30 TL harcın başlangıçta alınan 2.361,73 TL peşin hartan mahsubu ile artan 2.302,43 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 17.087,99 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilini yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/05/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza