Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/108 E. 2021/148 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/108 Esas KARAR NO : 2021/148

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… – …
VEKİLİ :Av. …
DAVALI … – …

VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2020
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ;Taraflar 2012 model, 1838 T Ford Cargo markalı ve 16 LTE …. plakalı çekici ile 2011 model, tırsan marka ve 16 LTE … plakalı dorseyi ortak aldıklarını, ve işletmesinde ortak olduklarını, 2017 yılında çekici ve dorsenin resmiyette ki sahibi müvekkil … olarak gösterildiğini, 2018 yılında çekici ve dorsenin mülkiyeti davalı …’E geçirildiğini, çekici ve dorsenin mülkiyeti davalı adına olan dönemde ki tüm borçlar (vergi borcu vb.) davacı tarafından ödenmişse de, mülkiyetin davacıda olduğu dönemde ki vergi borçlarının davalıya düşen kısmı davalı tarafından ödenmediğini, bu nedenle Bursa 13. İcra Müdürlüğü 2019/…. Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız takip başlatıldığını davalının haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz da bulunarak icra takibini durdurduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; öncelikle pasif husumet yokluğundan davanın reddini talep ettiği, takip ve dava konusu yapılan vergi borcundan dolayı davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının bu yöne ilişkin iddialarının doğru olmadığını, dava konusu çekici ve dorse tarafına Mart 2018 tarihinde satın alındığını, bu hususta araç trafik kayıtlarının mevcut olduğunu, dava dilekçesi ekinde ibraz edilen 25/04/2017 tarihli sözleşmenin kendisiyle hiç bir ilgisinin olmadığını ve bu sözleşmeyi kabul etmediğini, başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davacının icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Gerçek kişi tacirin tanımı 6102 sayılı TTK’nun 12.maddesinde, esnafın tanımı ise 15.maddesinde düzenlenmiştir. Aynı kanunun 11.maddesinde de, ticari işletme yer almıştır. Buna göre; ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanları esnaf ; 213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanları ise tacir olarak değerlendirmek gerekir.
Davada, mahkemenin görevli olup olmadığının incelenmesi HMK.nun 114/c bendi gereğince dava şartlarından olup; mahkemece re’sen incelenmesi gerekir.
Ticaret Mahkemelerinin görevi TTK.nun 4. ve 5.maddelerinde gösterilmiş olup, bu maddelerde belirtilen dava ve işlere bakmaya görevlidir.
Bir davanın Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için ya her iki tarafın tacir olup uyuşmazlığında ticari işletmeleri ile ilgili olması ( nispi ticari dava) yahut TTK’da düzenlenen işlerden kaynaklanması( mutlak ticari dava ) gerekmektedir. Dava konusu vergi borcunun ödenmesi talebine ilişkin olup TTK’da düzenlenen bir iş değildir. Bu sebeple eldeki davayı mutlak ticari dava olarak kabul etmek mümkün değildir. Tarafların tacir olup olmadığı ile ilgili Vergi Dairesi, BTSO ‘dan araştırma yapılmış, tarafların Ticaret Sicilde kaydının bulunmadığı yine Vergi Dairesi cevabına göre davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu gerçek usulde vergiye tabi olduğu ve esnaf tacir ayrımındaki sınırı aşmadığı dolayısıyla davalının tacir olmadığı, esnaf olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf tacir olmadığından eldeki dava nispi ticari davada değildir. Bu sebeple mahkememiz görevli olmadığından görevli mahkeme genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın HMK’nun 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2. Maddesi gereğince davanın usulden (görev yönünden) REDDİNE, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20. Maddesinde öngörülen iki (2) haftalık kesin süre içerisinde müracaat edilmesi halinde dosyanın görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeye mütakip süresi içerisinde gönderme talebinde bulunulmadığında dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin hatırlatılmasına,
Yargılama giderlerinin esas hakkında karar verecek mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/02/2021

Katip …
✍ e-imzalıdır.

Hakim …
✍ e-imzalıdır.