Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/932 E. 2022/153 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….. . TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
-KONKORDATO –

ESAS NO : 2019/932 Esas
KARAR NO : 2022/153

BAŞKAN :….. .
ÜYE ……… .
ÜYE :….. .
KATİP : ….. .

DAVACILAR :1- ….. .
2-….. .
3-….. .
VEKİLLERİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL……… .
VEKİLİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL :….. .
VEKİLİ : Av. ….. .

FERİ MÜDAHİL :….. .
VEKİLİ : Av….. .

FERİ MÜDAHİL: ….. ….. . –
VEKİLİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL :….. .
VEKİLİ : Av. ….. .
FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av. ….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av. ….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL ….. .
VEKİLİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL:….. .
VEKİLİ : Av….. .

FERİ MÜDAHİL :….. .
VEKİLİ : Av….. .

FERİ MÜDAHİL:….. .
VEKİLİ : Av….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL ….. .
VEKİLİ : Av. ….. .

FERİ MÜDAHİL: ….. …… .
VEKİLLERİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL :….. .
VEKİLİ : Av….. .

FERİ MÜDAHİ :….. .
….. .
VEKİLİ : Av. ….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL:….. .
VEKİLİ : Av. ….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av. ….. .

FERİ MÜDAHİL:….. .
VEKİLİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL: ….. .
VEKİLİ : Av….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av. ….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av. ….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .

VEKİLLERİ : Av…… .

FERİ MÜDAHİL: ….. .
VEKİLİ : Av. ….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av….. .

FERİ MÜDAHİL :….. .
VEKİLİ : AV….. .

FERİ MÜDAHİL : ….. .
VEKİLİ : Av. ….. .

FERİ MÜDAHİL :….. .

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ : 18/02/2022
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında;
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı şirketlerin mali tabloların incelenmesi neticesinde döviz kurlarındaki artış ve dalgalanmalar, faiz oranlarının artması, nedeniyle davacı şirketin gelir gider dengesi ve nakit akışlarındaki bozulmaların şirketin faaliyetini ve ekonomik güvenliğini tehlikeye soktuğunu davacılar … … ve … …’nun şirketlerde paylarının bulunduğunu ve şirketlerin kredi borçlarına kefil oldukları gerekçesiyle geçici mühlet talebinde bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamının incelenmesinde ;
Davacı vekili dilekçesine eklediği konkordato ön projesinde vade konkondatosu teklif etmiştir.
Adi konkordato, iflasa tabi olup olmadığına bakılmaksızın, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun borçlarını proje ile belirli bir vade veya indirim yoluyla yeniden yapılandırabilecekleri bir hukuki imkandır. Konkordato geçici mühleti başarıya ulaşma ihtimalinin olması durumunda borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir ve ilan edilir.
Konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlu veya borçlunun iflasını isteyebilecek alacaklılardan biri, Asliye Ticaret Mahkemesine vereceği dilekçesine İİK m. 286’ da sayılan belgeleri de ekleyerek konkordato mühleti talebinin kabul edilmesi hususunda bir başvuru yapabilir.
Mahkeme talep ile birlikte İİK m. 286’ daki belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettikten sonra borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet verir. Mahkeme geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi konkordato komiseri görevlendirilerek denetlenir (İİK m. 287/3).
Komiser mühletin sonunda mahkemeye bir rapor sunar. Bu rapor neticesinde mahkeme konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna kanaat getirirse, borçluya bir yıllık kesin mühlet verir (İİK m. 289). Bu bir yıllık kesin mühlet, sürenin dolmasından önce komiser veya borçlunun talebiyle altı aya kadar daha uzatılabilmesi mümkündür.
Davacının konkordato başvurusu ve başvuruya eklediği İİK m. 286 da sayılan belgelerin eksiksiz olduğu görüldüğünden davacı borçluya geçici mühlet verilmiştir.
İİK m. 289/3 gereği, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde, borçluya bir yıllık kesin mühlet süresi verilir hükmü uyarınca geçici mühlet içerisinde yapılan incelemeler ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı denetlenmiştir. Mahkememizce, komiser raporu ve alacaklıların da itirazları değerlendirilmiş, borçlunun teklif etmiş olduğu konkordato şartlarına göre borçlarını ödeme ihtimalinin olduğu ve teklif edilen konkordatonun borçlunun ödeme kabiliyetine tekrar kavuşma amacına hizmet ettiği yolunda kanaatine ulaşılmıştır ve borçluya kesin mühlet verilmiştir. Kesin süre içerisine Covid-19 salgını nedeniyle 7226 sayılı kanun kapsamında salgında geçen süre kesin süreye eklenmiştir (Durna, Ümit Erkan: Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle yargıda duran sürelerin konkordato kurumundaki mühlet ve süreler açısındandeğerlendirilmesi,14.05.2020) (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/1232 – 2020/1402).
Kesin mühletin ilanından sonra, İİK m. 299’a göre konkordato komiseri tarafından yapılacak ilanla alacaklıların alacaklarını bildirmesi istenir ve komiser bildirilen alacakların kayıtlarını yapar.
Borçlunun bilançosunda veya alacaklılar listesinde kaydı yer almayan alacaklının konkordato projesi kapsamında yer alabilmesi için alacağını komisere bildirmesi gerekmektedir.
Borçlunun bilançosunda kayıtlı alacaklıların ilan tarihinden itibaren alacaklarını bildirme zorunluluğu bulunmamaktadır (m. 299). Bu şekilde, bilançoda yeralan alacaklar ve ilan yoluyla bildirilen alacaklar olmak üzere alacaklılar iki bölüm oluşturmaktadır.
Alacaklılar, komiser tarafından yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde alacaklarını bildirmeye davet olunur ve komiserin bu ilanı (m. 299), İİK m. 288’deki usule uygun şekilde yaptırması gerekecektir.
Buna göre komiser tarafından davacı borçlu için alacaklılara ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet için gerekli ilanlar yapılmış ve ilanda, alacak bildiriminin yapılacağı adresin ve hangi zaman içinde yapılabileceği, alacağını süresinde bildirmeyen alacaklıların, alacaklarının borçlunun bilançosunda da kayıtlı olmaması durumunda, kanun maddesinde belirtilen konkordato müzakerelerine alınmayacağı hatırlatılmıştır.
Buradaki onbeş günlük süre içerisinde alacağın komisere bildirilmesi yükümlülüğü, borçlunun bilançosunda göstermiş olduğu alacaklar veya borçlunun konkordato projesinde göstermiş olduğu listede yeralan alacaklar hakkında geçerli değildir. Alacaklar bildirildiğinde komiser, borçlunun ticari defterlerini, bilançolarını ve beyanlarını dikkate alarak, alacakların gerçek olup olmadığı hakkında gerekli incelemeleri yapar ve İİK m. 302’e göre alacaklılar toplantısına sunacağı raporu hazırlayarak, alacaklıların bilgisine sunar. Şayet bilançoda bulunmayan alacaklar yahut alacak olarak bulunupta bilanço da yer alan alacak ile alacaklı tarafından bildirilen alacak arasında farklılık varsa ve borçlu bildirilen bu alacağı kabul etmezse bu alacak çekişmeli alacak statüsüne girdiğinden oylamada bu çekişmeli kısım nazara alınmayacaktır. Ancak alacağı hiç bildirilmeyen yahut düşük bildirildiğini düşünen bu alacaklının İİK uyarınca çekişmeli alacak yönünden dava açma hakkı saklıdır.
Burada borçlunun bildirdiği alacak tutarı ile alacaklının iddia ettiği tutar arasındaki fark miktarı çekişmeli alacak düzeyindedir. İİK’nun 302.maddesinin 4.fıkrasına göre ;”çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.”
Buradaki hükümden çekişmeli olan alacakların tamamı hakkında bir alacak yargılaması yapar gibi mahkemenin belirleme yapma yükümlülüğü bulunduğu sonucu çıkartılmamalıdır. Böyle bir durumda çekişmeli alacakların araştırılması yoluna gidilecek olursa konkordatoya ilişkin sürelerin yasada sınırlı olarak belirlenmiş olması da dikkate alındığında alacaklar hakkında yargılama yapar gibi araştırma yapmak konkordato yargılama usulüne aykırıdır. Dosya üzerinden basit bir belirlemeyle karar verilebilir olan çekişmeli alacaklarla ilgili mahkemece karar verilebilirse de çoğu kez banka kredisinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davalarında alacağın miktarının net bir biçimde belirlenebilmesi birden fazla kez bilirkişi incelemesi ve yıllar süren yargılamalara konu olduğu düşünüldüğünde dosya üzerinden basit belirlemelerle karar verilebilecek haller dışında konkordato oylamasına ve nisabına etki edebilme ihtimali bulunan ve belirlenmesi yargılamayı gerektiren çekişmeli alacakların oylamada dikkate alınması yönünde delil araştırması yapılmak suretiyle müspet karar verilmesi doğru olmayacaktır.
Bu konuda örnek verilecek olunursa; ilama dayalı olan, kesinleşmiş takibe yahut kambiyo senedine dayalı olan alacaklar gibi çekişmeli alacaklar yönünden alacaklılar toplantısında hesaba katılması bakımından bu hususta müspet karar verilip verilmemesi yönünde değerlendirme yapılması heyetimizin uygulaması olarak belirlenmiştir. Bunun dışında ki önemli nitelikte delil araştırması gereken ( keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yapılması gibi) çekişmeli alacaklar için araştırma yapılarak karar verilmesi konkordato yargılama usulüne tezat teşkil edeceğinden bu türden çekişmeli alacaklar toplantı nisabında dikkate alınmaması heyetimizce uygun bulunmuştur. Ayrıca bu alacaklının İİK 308/b maddesi uyarınca çekişmeli alacak yönünden tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içerisinde dava açma hakkı da saklıdır. Dolayısıyla çekişmeli alacak sahibinin haklarının olumsuz etkilenmesinden de söz etmek mümkün değildir. ( Mahkemenin bu konuda verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu bağlamda çekişmeli alacakların ayrıca dava konusu edilmesine imkan sağlanmıştır (İİK m.308/b). Açıklanan nedenlerle çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmamaktadır, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/1401 – 2020/1372 )
Alacaklı TEB banka kredisinden kaynaklı alacağının eksik dikkate alındığını ileri sürmüşse de çekişmeli alacağın doğabilmesi için 15 günlük ilan süresi içerisinde komisere bildirmesi ve borçlunun bildirilen bu tutarı kabul etmemesi üzerine doğacaktır, çekişme doğduğu takdirde çekişmeli kısmın mahkemece değerlendirilmesine karar verilebilecektir. Çekişmeli alacaklarla ilgili yukarıda açıklanan hususları tekrarla birlikte, bu alacaklınıne alacağın 64.624,3TL olmasına rağmen alacağın 18.717,85-TL olarak dikkate alınmasının hatalı olduğuna ilişkin iddiasının toplantının sonucuna da bir etkisi bulunmamaktadır.
Alacaklı QNB Finansbank vekilinin müvekkili bankanın açıkça rehinli alacaklı sıfatına haiz olduğu beyanı dikkate alındığında, tüm hükümler bakımından usul ve yasanın rehinli alacaklılara tanıdığı haklardan yararlanmakta olduğundan, işletilmemiş olan faizin ve eksik olarak hesap edilen asıl alacak kaleminin yeniden tespitini talep etmişse de rehinli malların yapılan kıymet takdirine göre rehinli alacak statüsünde kaldığı ve adi alacak statüsünde bulunan alacaklarının bulunmadığı anlaşılmakla alacaklı bankanın adi konkordato bakımından çekişmeli bir alacağı bulunmadığından işletilmemiş olan faizin ve eksik olarak hesap edildiği iddia edilen asıl alacak kaleminin yeniden tespitini talep etmişse de istenilen hususlar eldeki yargılamanın konusu olmayıp davacı şirketin rehinli alacakları yapılandırmasına ilişkin konkordato isteminde alacaklılar tarafından kabul edilmediğinden adi konkordatoya tabii alacak bakımından çekişlmeli bir alacak bulunmadığından alacak rehinli alacaklı olduğundan bu hususta bir değerlendirme yapılmasına gerek olmadığı kabul edilmiştir. Bu alacaklının alacağı rehinli alacak olup adi konkordatoya tabi bir alacağı bulunmamaktadır.
Alacaklı … Bankası A.Ş’nin bir kısım alacağının yapılan kıymet takdirine göre rehinle teminat altına alınmış olduğu, 1.350.000,00 TL’lik kıymet takdirine göre rehin dışında kalan 2.211.156,07 TL alacak kısmın adi alacak olarak konkordato nisabında dikkate alınmıştır.
Komiser aracılığı ile konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra, ilanla konkordato projesini müzakere etmek üzere alacaklılar toplantıya davet edilmiş, ilânın birer sureti adresi alacaklılara posta ile gönderilmiş, toplantı günü ilandan (27/12/2021 tarihli) en az on beş gün sonra 24/01/2022 tarihinde yapılmıştır.
Davacı kesin mühlet sonrası alacaklılar toplantısından önce projesini revize etmiş ve geçici mühlet tarihinden itibaren faiz uygulanmayacak şekilde belirlenen konkordatoya tabi borcun tasdik kararından itibaren 6. Ayın sonundan itibaren başlanmak ve 6 aylık taksitler halinde ilk yıl %10 , ikinci yıl %20, üçüncü yıl %30 , dördüncü yıl %40 olmak üzere ve taksit tutarı 5.000,00 TL’den aşağı olmamak üzere 8 taksitle , ilk taksit ödemesinden itibaren 48 ay içerisinde garameten ödenmesi şeklinde proje düzenlenmiştir.
Davacı … A.Ş ‘nin adi konkordato istemine ilişkin olarak 24/01/2022 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında alacaklı olduğunu beyan eden 33 alacaklı katılmıştır. Toplantıda 28 alacaklı konkordato projesine olumlu oy vermiş, 2 alacaklı olumsuz oy kullanmış, daha sonra iltihak süresi içerisinde katılım sağlanarak davacı … A.Ş için konkordatoya tabi toplam 104 alacaklıdan 72 alacaklı kabul , 32 alacaklı red oyu kullanmıştır, alacak çoğunluğu olarak bakıldığında konkordatoya tabi 19.540.801,05 TL alacak tutarının 13.522.813,93TL’lik kısmı kabul oyu, 6.017.987,12 TL’lik kısmı red oyu vermiştir. Bu sonuca göre alacaklı sayısı olarak %69,23 oranında bir oyla , alacak çoğunluğu bakımından %69,20 oranında bir çoğunlukla davacı şirketin projesi kabul edilmiştir.
Davacı … A.Ş nin Rehinli Alacaklılar Toplantısıda 24/01/2022 tarihinde yapılmıştır. QNB Finansbank ve … Bankası A.Ş rehinli alacaklı olarak yer almış olduğundan oy hakkı yalnızca bu alacaklılarda olup, oylama sonucuna göre davacı … A.Ş ve rehinli alacakların yapılandırılması istemi bakımından m.308/h yönünden yeterli çoğunluğun sağlanamadığı anlaşılmıştır.
Davacılar … …, … … bakımından yapılan oylamada yasanın aradığı çoğunluk sağlanamamıştır.
İİK ‘ nun Borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı haklar başlıklı Madde 303 ‘ e göre; “konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza eder”
Dolayısıyla davacı gerçek kişilerin kredi borçlarına kefaletin de davacı şirketin borçlarından alacaklarının şirketin toplantısında olumsuz oy kullanılması halinde davacı gerçek kişilerin toplantısında da kullandıkları oya dikkat etmek gerekecektir. Zira Madde 303 ‘ te belirtildiği üzere konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza edeceğinden bankaların davacı gerçek kişilerin toplantısında kullandıkları oy dikkate alınarak belirleme yapılmalıdır. Davacıların kefalet borcu dışında şirketin diğer borçlarından sorumluluğu bulunmadığından bu borçların alacaklılarının şirket için kullandığı olumlu oylar davacı gerçek kişiler için dikkate alınamayacaktır. Bu sebeple davacı gerçek kişiler için kredi borçlarına kefaletten kaynaklı borçları dikkate alındığında davacı gerçek kişiler bakımından gerekli çoğunluğun sağlandığından söz etmek mümkün değildir. Nitekim Yargıtay 6. HD emsal bir kararında şirket borçlarına kefaletten kaynaklı borçları olan şirket ortakları bakımından da alacaklılar toplantısı yapılması ve çoğunluğun sağlanıp sağlanmamasına göre değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle şirketle birlikte kefil gerçek kişilerinde konkordato isteminin tasdikine karar verilmesini bozma sebebi yapmıştır. (Komiser raporunda davacı gerçek kişilerin alacaklıları, alacak miktarları belirtilmediği gibi konkordato projelerinin alacaklılarının oylamasına sunulmadığı ve İİK’nın 305.maddesinde konkordato projesinin tasdiki için aranan diğer koşulların gerçek kişiler yönünden değerlendirilmediği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi kararı Davacı Alaettin Gerzile ve Nurettin Gerzile davacı şirket ile ayrı konkordato projesi sunmuş olsalar da ödeme planları ve ödeme tekliflerinin aynı olduğu,şirket ortakları olmaları nedeniyle şirketin çektiği kredilere kefil oldukları,şirket ortağı olan davacıların ekonomik varlıklarının tehlikeye düşmesinin davacı şirketin ticari faaliyetinin sekteye uğramasına neden olabileceği dikkate alınarak tüm davacılar için İİK 305 maddesinde düzenlenen konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla konkordatonun İİK 308 maddesi gereğince tasdikine karar verilmiştir. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar incelenmeden verilen konkordato projesinin tasdiki kararı doğru görülmemiştir.Yargıtay 6. HD 2021/5668 E, 2021/2531 K.)
Toplantı sonrası oylamaya ilişkin iltihak süresi beklenmiş ve komiser tarafından oylama sonucunda projenin tasdiki hususuyla ilgili olarak gerekçeli rapor hazırlanmıştır. Rapor mahkememize ibraz edildikten sonra kesin mühlet içerisinde konkordato projesi tasdik kararı hakkında bir karar verebilmek için bir duruşma günü belirlenerek İİK 304. Maddesi uyarınca duruşma günü ilan edilmiş, itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri ihtar edilmiştir.
Konkordatonun tasdiki için gerekli koşullar İİK’nın 305. maddesinde sayılmıştır. Bunları beş maddede sıraladığımızda şartlar şu şekildedir:
1- Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması gerekmektedir.
Davacı … A.Ş ‘nin rayiç bilançoya göre borca batık olmadığı, 6.280.780,69 TL aktif fazlasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Somut uygulamalar nazara alındığında iflas kararı verildiğinde iflas tasfiyesi halinde paraya çevirme sırasında cebri icra yoluyla yapılacak satışlarda var olan kıymetlerin %40 ila %60’ı arasında değişmektedir. Komiser tarafından ortalama oran %50 olarak kabul edildiğinde dahi alacaklıların alacaklarını tamamen almasını sağlamayacaktır. Ayrıca buradan iflas masası giderleri ve diğer giderler düşüldüğünde alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı dana da düşmüş olacaktır. Konkordato projesi kapsamında geçici mühletten itibaren faiz işlemeyecek şekilde belirlenen konkordatoya tabi olan alacaklarının %100’lük kısmını vadelerin sonunda tahsil etmiş olacaklardır. Dolayısıyla her halükarda konkordato projesi kapsamında borçların tasfiye edilmesi, iflas tasfiyesine göre alacaklıların daha lehinedir. Yine ortalama iflas tasfiyesi süreci davacı potansiyelindeki bir şirket için en az beş yıl süreceğinden projedeki vade süresi de alacaklılar bakımından olumsuz sonuç doğurmayacaktır.
2- Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir.
Projenin tasdiki için en önemli şartlardan birisi de kaynaklarla orantılılık olgusudur. Davacı şirket maden-mermer-üretim – ihracat – ithalat ve satış işleri alanında faaliyet göstermektedir. Davacı … AŞ ‘nin %100 pay sahibi davacı … … ‘dur
… A.Ş ‘nin aktiflerin satış değeriyle ve alacaklarının gerçekleşebilme ihtimaline göre hazırlanan borca batıklık bilançosundan da anlaşılacağı gibi şirketin varlıkları borçlarından 6.280.780,69 TL fazla olup şirket borca batık durumda değildir.
Davacı şirketin maden-mermer-üretim – ihracat – ithalat ve satış alanında faaliyet gösterdiği, halen faal olduğu, konkordato süreci içerisinde de projelerini gerçekleştirmelerine ilişkin projelere devam ettiği, bir kısım imalatların konkordato süreci içerisinde de komiser ve mahkeme denetiminde şirkete gelir kaydedilmeye devam edildiği, davacıların da konkordato süreci içerisinde ve tasdik sonrasında tamamladığı ve tamamlayacağı projelerin satışı ile önemli ölçüde bir kaynak yaratabileceği gözlemlenmektedir. Davacı şirketin de süreç içerisinde faaliyet durumu dikkate alındığında yeni projelerle kaynak yapabilme potansiyelinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Davacı … A.Ş ‘nin Covid-19 salgını nedeniyle 2020 yılı satışları 12.728.312,34 TL seviyesinde olmuş 2021 yılındaki 11 aylık satışları da 15.300.187,68 TL olmuştur. Davacı şirketin 2021 yılında satış rakamlarının bir önceki yıla %50 oranında arttırdığı gözlemlenmiştir.
Davacı … A.Ş ‘nin uluslararası alanda satış potansiyeline sahip olduğu Covid -19 pandemisinden sonra piyasaların açılmasından sonra gelecek talebi karşılayabilecek kapasiteye, maden ruhsatına ve rezerve sahip olduğu anlaşılmaktadır. Şirketin satışlarının yaklaşık %30 ‘u Amerikan Doları üzerinden yapılmaktadır. Döviz kurundaki artışlar neticesinde de bu satışlardan elde edilen gelir ve karlılık şirkete olumlu olarak geri dönüş yapmaktadır. Komiser tarafından 2018-2021 yılları arasında gerçekleşen ortalama kurlara göre satış fiyatları tablo halinde gösterilmiş olup, 2022-2025 arasındaki döviz kurundaki artış seviyesine göre ortalama satış fiyatları da projeksiyon olarak tablo halinde gösterilmiştir. Buna göre hazırlanan gelir gider tablosu ve nakit akış tablosu içerisinde yer alan satış seviyeleri ve dönem sonu nakit tutarlarının davacı şirketin geçmiş satış oranları döviz kurlarının artış seyri dikkate alındığında gelir ve nakit akım tablolarındaki ön görülerin gerçekleşebileceği kabul edilmiştir. Bu verilere göre davacı şirket konkordatoya tabi borçlarını zorlanmaksızın ödeyebilecek potansiyele sahiptir.
Her borçlunun işletmesel potansiyeli ve bu potansiyele göre gelecek projeksyonu farklıdır. Önemli olan bu projeksyona göre elde edilecek karlılık ve likidite ile teklif edilen vadelerin uyumlu olmasıdır. Bu vadelerle işletmenin vadelere yayılan projeksiyonda beklenilen işletmesel performansı uyumlu olduğu ve alacaklılarda projede teklif edilen vadelere onay verdiği sürece dürüst işletme için konkordato projesinin tasdik şartları mevcut ve proje kaynaklarla orantılı demektir. Davacı şirkette gelir ve karlılık durumuna göre projesini buna göre revize etmiş ve geçici mühlet tarihinden itibaren faiz uygulanmayacak şekilde belirlenen konkordatoya tabi borcun tasdik kararından itibaren 6. Ayın sonundan itibaren başlanmak ve 6 aylık taksitler halinde ilk yıl %10 , ikinci yıl %20, üçüncü yıl %30 , dördüncü yıl %40 olmak üzere ve taksit tutarı 5.000,00 TL’den aşağı olmamak üzere 8 taksitle , ilk taksit ödemesinden itibaren 48 ay içerisinde garameten ödenmesi şeklinde proje düzenlenmiştir, projedeki ödeme planı davacı şirketin işletme potansiyeli ve nakit akım öngörüsüne uygun hazırlanmıştır. Projenin başarı ihtimali de işletmenin durumuna göre ödeme planının hazırlanmasıdır, davacı şirketin projesinin bu kapsamda sağlıklı olduğu ve uygulanabilir olduğu kabul edilmiştir. Önemli olan bu projenin alacaklılar tarafından da kabul edilmesidir, nitekim alacaklılar toplantısında yapılan oylama sonucunda da alacaklıların ve alacak tutarlarının 2/3 ‘ün üzerinde bir kısmı konkordato projesine onay vermiştir.
Alacaklıların yasada öngörülen çoğunlukla ortaya koymuş olduğu iradeye diğer şartlar bakımından ciddi anlamda bir engel yoksa alacaklıların bu iradesine üstünlük tanımak gerekmektedir. Aksi takdirde konkordato ile öngörülen yasal düzenlemenin amacına uygun davranılmış olmayacaktır.
Borca batık olan şirketler için şirket kurtarma yöntemlerinden biri olan iflas erteleme müessesesi ile konkordato kurumu birbirinden önemli ölçüde farklıdır. Uygulamada halen yasa uygulayıcıları tarafından ve çoğu kezde alacaklıları temsilen katılan hukuksal temsilciler tarafından iflas erteleme döneminden miras kalan hukuksal bakış açısı ve alışkanlıklar konkordato kurumuna aktarılarak konkordato uygulamasına bir şekil verilmeye çalışılmaktadır. Oysa bu konkordatonun amaçlandığı şekilde uygulanmasına engel teşkil eden bir durum yaratacaktır.
Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 20.01.2021 tarih 2020/1165 E 2021/123 K sayılı ” Konkordato iflas ertelemenin aksine şirket kurtarma yolu değildir. Alacaklıların alacağına kavuşmasını amaçlayan bu kurum özünde borçlu şirketin faaliyetlerine devamını sağlamayı ve bu sayede borçların ödenmesini amaçlamaktadır” kararı ile bu hususa işaret etmiştir.
Az önce de belirtildiği üzere konkordato müessesesi iflas ertelemeden ciddi ölçüde farklılıklar teşkil etmektedir. Bunlardan en önemlisi borçlunun teklif ettiği konkordatoya alacaklıların oylamada oy hakkına sahip olabilmeleri, konkordato da maddi hukuka tesir edebilecek nitelikte düzenlemeler bulunmasıdır. Bu bakımdan alacaklılar toplantısında alacaklıların ortaya koyduğu iradeye üstünlük tanınması konkordatonun amacına uygun olacaktır. Elbetteki bu durum azınlığın çoğunluğa ezdirilmesi gibi bir sonuç doğurmamalıdır. Konkordatonun başarıya ulaşmasının hiçbir şekilde mümkün olmamasının sabit olması halinde yahut borçlunun kötüniyetli olması halinde yasal çoğunluk sağlansa dahi tasdike karşı çıkan alacaklıların da korunması gerekir.
Ancak projenin başarı ihtimali varsa ve alacaklıların gerekli çoğunluğu da iflas yerine konkordato uygulamasına katılım yönünde irade göstermişse bu projenin tasdik edilmesi hukuka ve yasal düzenlemenin amacına daha uygun olacaktır. Zira iflas tasfiyesi alacaklılar bakımından çoğunlukla olumlu sonuçlar veren bir süreç değildir. Nitekim bunu öngören yasa koyucu İİK’nın 305.maddesinde konkordatonun iflasa göre alacaklılar için daha lehe olması halini düzenlemiştir.
Konkordato müessesesinin bu nedenle önemli farklılıklarını tekrarla birlikte bu durum Yargıtay uygulamalarına da yansımıştır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 20.04.2021 tarih 2021/2083 E 2021/1815 K sayılı kararında bu hususa işaret edilmiştir; “Katı uygulanan konkordato kuralları ne alacaklı ne de ekonomiye katılması amaçlanan borçluya fayda sağlamaz. Aksine çoğunluk oyuyla borçluyla anlaşma sağlamak isteyen alacaklının durumunu da kötüleştirir.”
Bu kapsamda Yargıtay projenin başarıya ulaşmasının hiçbir şekilde mümkün olmaması halinde iflas kararı verilmesi gerektiğini ölçüt olarak belirlemiştir. Dolayısıyla başarı ihtimali bulunan ve alacaklılar tarafından da kabul edilen projenin tasdiki yerine iflas kararı verilmesi doğru olmayacaktır. “Projenin başarıya ulaşmasının hiçbir şekilde mümkün olmaması halinde malvarlığının korunması için iflas kararı verilmelidir. En büyük alacaklının muvafakatinin bulunması konkordato projesinin kabul edilebileceği yönünde bir kanaat oluşturmaktadır.”(Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 20.01.2021 tarih 2020/1165 E 2021/123 K)
Aynı kararda konkordato uygulamasının amacına yönelik olarak şu hususlarda vurgulanmıştır; Konkordatoda amaç, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen, mali durumu bozulmuş olan ve borçlarını ödeyip faaliyetlerini devam ettirmek isteyen dürüst borçluyu koruyarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların, borçlunun muhtemel bir iflasına nazaran, daha fazla ölçüde alacaklarına kavuşma olanağı yaratmaktır. Konkordato ile alacaklılar, alacaklarının bir kısmından vazgeçerler ve/veya borçluya, ödeme konusunda belirli bir vade tanırlar. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkanı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu, piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkanları da korunmuş olur.
Tüm bu ilkeler ortaya konulduktan sonra davacı şirket bakımından değerlendirme yapıldığında; Borçlu şirketin alacaklılar toplantısında alacaklı ve alacak çoğunluğunun önemli bir kısmı tarafından proje kabul görmüştür.
Davacı şirketlerin projesi kaynaklarla orantılı, nesnel, samimi ve iyi niyetlidir.
3-Konkordato projesi İİK m. 302 de öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olmalıdır. İİK’nın 302.’nci maddesinin 3. fıkrasına göre, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.
Davacı … A.Ş ‘nin adi konkordato istemine ilişkin olarak 24/01/2022 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında alacaklı olduğunu beyan eden 33 alacaklı katılmıştır. Toplantıda 28 alacaklı konkordato projesine olumlu oy vermiş, 2 alacaklı olumsuz oy kullanmış, daha sonra iltihak süresi içerisinde katılım sağlanarak davacı … A.Ş için konkordatoya tabi toplam 104 alacaklıdan 72 alacaklı kabul , 32 alacaklı red oyu kullanmıştır, alacak çoğunluğu olarak bakıldığında konkordatoya tabi 19.540.801,05 TL alacak tutarının 13.522.813,93TL’lik kısmı kabul oyu, 6.017.987,12 TL’lik kısmı red oyu vermiştir. Bu sonuca göre alacaklı sayısı olarak %69,23 oranında bir oyla , alacak çoğunluğu bakımından %69,20 oranında bir çoğunlukla davacı şirketin projesi kabul edilmiştir.
Davacı … A.Ş nin Rehinli Alacaklılar Toplantısıda 24/01/2022 tarihinde yapılmıştır. QNB Finansbank ve … Bankası A.Ş rehinli alacaklı olarak yer almış olduğundan oy hakkı yalnızca bu alacaklılarda olup, oylama sonucuna göre davacı … A.Ş ve rehinli alacakların yapılandırılması istemi bakımından m.308/h yönünden yeterli çoğunluğun sağlanamadığı anlaşılmıştır.
Davacılar … …, … … bakımından yapılan oylamada yasanın aradığı çoğunluk sağlanamamıştır.
İİK ‘ nun Borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı haklar başlıklı Madde 303 ‘ e göre; “konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza eder”
Dolayısıyla davacı gerçek kişilerin kredi borçlarına kefaletin de davacı şirketin borçlarından alacaklarının şirketin toplantısında olumsuz oy kullanılması halinde davacı gerçek kişilerin toplantısında da kullandıkları oya dikkat etmek gerekecektir. Zira Madde 303 ‘ te belirtildiği üzere konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza edeceğinden bankaların davacı gerçek kişilerin toplantısında kullandıkları oy dikkate alınarak belirleme yapılmalıdır. Davacıların kefalet borcu dışında şirketin diğer borçlarından sorumluluğu bulunmadığından bu borçların alacaklılarının şirket için kullandığı olumlu oylar davacı gerçek kişiler için dikkate alınamayacaktır. Bu sebeple davacı gerçek kişiler için kredi borçlarına kefaletten kaynaklı borçları dikkate alındığında davacı gerçek kişiler bakımından gerekli çoğunluğun sağlandığından söz etmek mümkün değildir. Nitekim Yargıtay 6. HD emsal bir kararında şirket borçlarına kefaletten kaynaklı borçları olan şirket ortakları bakımından da alacaklılar toplantısı yapılması ve çoğunluğun sağlanıp sağlanmamasına göre değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle şirketle birlikte kefil gerçek kişilerinde konkordato isteminin tasdikine karar verilmesini bozma sebebi yapmıştır. (Komiser raporunda davacı gerçek kişilerin alacaklıları, alacak miktarları belirtilmediği gibi konkordato projelerinin alacaklılarının oylamasına sunulmadığı ve İİK’nın 305.maddesinde konkordato projesinin tasdiki için aranan diğer koşulların gerçek kişiler yönünden değerlendirilmediği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi kararı Davacı Alaettin Gerzile ve Nurettin Gerzile davacı şirket ile ayrı konkordato projesi sunmuş olsalar da ödeme planları ve ödeme tekliflerinin aynı olduğu,şirket ortakları olmaları nedeniyle şirketin çektiği kredilere kefil oldukları,şirket ortağı olan davacıların ekonomik varlıklarının tehlikeye düşmesinin davacı şirketin ticari faaliyetinin sekteye uğramasına neden olabileceği dikkate alınarak tüm davacılar için İİK 305 maddesinde düzenlenen konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla konkordatonun İİK 308 maddesi gereğince tasdikine karar verilmiştir. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar incelenmeden verilen konkordato projesinin tasdiki kararı doğru görülmemiştir.Yargıtay 6. HD 2021/5668 E, 2021/2531 K.)
Bu sebeple davacı şirketin yasanın aradığı oranın üzerinde bir oranlı çoğunluğu sağladığı ancak davacılar … … ve … …’nun gerekli çoğunluğu sağlayamadıkları anlaşılmaktadır.
Davacı şirketin rehinli alacaklılar toplantısında da İİK 308/h.maddesindeki çoğunluğu sağlayamadığı anlaşılmıştır.

4- İİK’nın 206. maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmemesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe, yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir. İmtiyazlı alacaklıların alacaklarından açıkça vazgeçmesi halinde borçlunun teminat göstermesine gerek kalmayacaktır.
Mühlet içi borçlara ilişkin olarak davacı şirketin konkordato mühleti boyunca tahakkuk edilmiş ve ödenmemiş işçilik borcu bulunmadığı, şirketin tahakkuk edilmiş ve ödenmemiş herhangi bir genel gider ödemesi kalmadığı, mühlet boyunca devam eden işlerin temininde yalnızca … Nakliyat A.Ş’nin 297.525,83 TL tutarında mühlet için alacağı oluştuğu, ancak bu alacaklının davacının teminat göstermesinden feragat hakkını kullanmış olduğu anlaşılmış bu şekilde davacı şirketin bu konkordato şartını da yerine getirdikleri görülmüştür.
5- Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir.
Adi konkordatoya tabi borç kapsamında davacı … A.Ş’ nin komiser tarafından belirlenen 19.540.801,05 TL borcun mevcut harçlar tarifesi uyarınca binde 2,27 oranına göre alınması gereken tasdik harcı miktarının 44.357,61 TL olduğu, davacı şirketin harcın tamamlanmış olduğu görülmüştür. Konkordato tasdiki için gereken yargılama gideri bakımından dosyada yatırılmış olan avans yeterli olduğundan davacı tarafça başkaca bir yargılama gideri yatırılmasına gerek duyulmamıştır.
Bu kapsamda davacılar … …, … … gerekli çoğunluğu sağlayamadığından konkordato projelerinin tasdik talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı şirketin ise adi konkordato tasdik şartlarını sağladığı kabul edildiğinden tasdik talebinin kabulü ile geçici mühlet tarihinden itibaren faiz uygulanmayacak şekilde belirlenen konkordatoya tabi borcun tasdik kararından itibaren 6. Ayın sonundan itibaren başlanmak ve 6 aylık taksitler halinde ilk yıl %10 , ikinci yıl %20, üçüncü yıl %30 , dördüncü yıl %40 olmak üzere ve taksit tutarı 5.000,00 TL’den aşağı olmamak üzere 8 taksitle , ilk taksit ödemesinden itibaren 48 ay içerisinde garameten ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı şirketin rehinli borçlarını yapılandırmasına ilişkin konkordato istemi 308/h.maddesine göre gerekli alacaklı çoğunluğu sağlanamamış olduğundan buna yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
İİK m.294/2 uyarınca rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi duracaktır. M.288/1 uyarınca geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından faizlerin duracağı tarih geçici mühletin başladığı tarihtir. Nitekim Yargıtay 15 HD 23.06.2021 tarih 2021/2089 E, 2021/2943 K sayılı ilamında da “kesin mühletin faize ilişkin düzenlemesi geçici mühleti de kapsayacağından” görüşüyle aynı hususa işaret etmiştir.
Geçici mühlet tarihinden sonra da faiz işlemesi duracaktır. Davacı şirketin konkordato projesinin tasdikine karar verilirken geçici mühleten önce doğan faizli alacakların faiz kısımlarına etki etmeyecek biçimde hüküm kurmak için “Konkordatoya tabi borcun geçici mühlet tarihlinden itibaren faizsiz olarak” şeklinde belirleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Nitekim Yargıtay da bir ilamında bu hususa işaret ederek ilk derece mahkemesi kararını düzelterek onamıştır. “Yukarıda anılan kanun maddeleri gereğince kesin mühletin faize ilişkin düzenlemesi geçici mühleti de kapsayacağından konkortadoya tabi borçların geçici mühlet tarihinden itibaren faizsiz olarak ödenmesinin karalaştırılması gerekir. Hükmün bu nedenle konkordato talep eden davacı yararına bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.”(Yargıtay 15 HD 23.06.2021 tarih 2021/2089 E, 2021/2943 K)
Bunun önemi şuradadır. Konkordato talep eden borçlunun geçici mühlet öncesinde işleyen bir kısım faizli borcu bulunabilir. Bu alacakların faizlerinde tenzilat yapmak faizli olmayan alacaklarda tenzilat yapılmaması faizli olan alacaklarda ise tenzilat yapılması sonucunu doğuracaktır ki bu alacaklılar açısından eşitsizliğe neden alacaktır. Nitekim davacıya bu husus hatırlatılarak projeyi revize edip etmeyeceği sorulmuş davacı taraf duruşmada geçici mühlet tarihinden itibaren faiz işlemeyecek biçimde konkordatoya tabi olan borcun ödenmesi şeklinde projesini düzeltmiştir.
Geçici mühlet tarihinden önce faiz işleyen borçlar bakımından, çekişmeli alacaklara ilişkin davalarda veya gerekçe içeriğinde açıklanan ve yargılaması devam eden davalarda ileride mahkemelerce verilecek hükümlerde konkordato borcuna dahil olup geçici mühlet tarihine kadar işleyen faiz alacak kalemleri ortaya çıkabilir. Bu durumda geçici mühlet tarihinden önce işlemiş faizi bulunan ve sonradan ortaya çıkan alacaklar konkordato borcuna bu faizli kısımları ile dahil olacaktır.
Benzer bir şekilde borçlu kayıtlarında yer almayan ve vadesi geçici mühlet tarihinden önce olan bir kambiyo senedi alacaklısı komiserin ilanına rağmen 15 günlük sürede alacağını bildirmemiş ise İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrasına göre “Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.” hükmü uyarınca işlemiş faizli kısmı ile konkondato borcuna dahil olacaktır. 15 günlük sürede böyle bir alacağı bildirmemenin müeyyidesi alacaklılar toplantısına katılamamak nisapta yer alamamak ve oy kullanamamaktır. Yoksa alacağını bildirmeyen alacaklının alacağı yok kabul edilmeyecektir.İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrası uyarınca konkondato bu alacaklı için de mecburi olacaktır.
Bu düzenlemeye göre projede yer alsın veya yer almasın anılan borçlar için konkordato hükümleri geçerli olacağını hatırlatmakta yarar vardır. Zira bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olacağından bu nitelikteki borçlar da tasdik kararı kapsamındadır.
Açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davacılar … … (T.C. N:….. .), … … (T.C. N:…)’nin konkordato taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
Davacı … GRUP MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (V.D. No:…), (Ticaret Sicil N:…) ‘nin rehinli alacaklarını yapılandırmasına ilişkin ( Madde 308/H ) ilişkin konkordato talebinin REDDİNE,
Davacı … GRUP MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. (V.D. No:…), (Ticaret Sicil N:…)’ adi konkordatoya tabi tasdik talebinin KABULÜ ile ;geçici mühlet tarihinden itibaren faiz uygulanmayacak şekilde belirlenen konkordatoya tabi borcun tasdik kararından itibaren 6. Ayın sonundan itibaren başlanmak ve 6 aylık taksitler halinde ilk yıl %10 , ikinci yıl %20, üçüncü yıl %30 , dördüncü yıl %40 olmak üzere ve taksit tutarı 5.000,00 TL’den aşağı olmamak üzere 8 taksitle , ilk taksit ödemesinden itibaren 48 ay içerisinde garameten ÖDENMESİNE,
Mahkememizce kesin mühletin İİK’da öngörülen sonuçlarının kendiliğinden sonlandığının açıklanması ile mahkememizce verilen TÜM TEDBİR KARARLARININ KALDIRILMASINA,
Konkordato Komiseri …’nin komiserlik görevinin sonlandırılmasına,
…’nin İİK 306/2.maddesi gereğince tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetimi sağlamak üzere atanmasına,
…’den borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir rapor alınmasına,
…’ye aylık 1.500,00 TL ücret takdiri ile bu giderin şirket kasasından ödenmesine,
Tasdik kararının İİK 288.maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
Davacı şirket … Grup Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş için harçlar yasası gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan başlangıçta alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacılar … … , … … için harçlar yasası gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair davacılar ve vekili ile duruşmaya katılan feri müdahil vekillerinin yüzüne karşı davacılar bakımından kararın tebliğinden itibaren, itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise kararın ilanından itibaren on gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı18/02/2022

İş bu kararın gerekçesi 18/02/2022 tarihinde yazılmıştır.

Başkan ….. .
e-imza
Üye ….. .
e-imza
Üye ….. .
e-imza
Katip ….. .
e-imza