Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/913 E. 2022/226 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR -KONKORDATO –

ESAS NO : 2019/913 Esas
KARAR NO : 2022/226
BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
DAVACILAR : 1- …
2…
3-…
4-…
VEKİLLERİ : Av….
:AV….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : O…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL: …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL…
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : …

VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL: …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : …

VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL:…
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL: …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL:…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL:…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLLERİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL: …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLLERİ : Av….

FERİ MÜDAHİL …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL: …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL :…

VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL…
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : …. –
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL:…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL:…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL:…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL: …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL:…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL:…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ : 08/03/2022
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı şirketlerin mali tabloların incelenmesi neticesinde döviz kurlarındaki artış ve dalgalanmalar, faiz oranlarının artması, nedeniyle davacı şirketin gelir gider dengesi ve nakit akışlarındaki bozulmaların şirketin faaliyetini ve ekonomik güvenliğini tehlikeye soktuğunu davacılar … ve Sinan Batır’ın şirketlerde paylarının bulunduğunu ve şirketlerin kredi borçlarına kefil oldukları gerekçesiyle geçici mühlet talebinde bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamının incelenmesinde ;
Davacı vekili dilekçesine eklediği konkordato ön projesinde vade konkondatosu teklif etmiştir.
Adi konkordato, iflasa tabi olup olmadığına bakılmaksızın, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun borçlarını proje ile belirli bir vade veya indirim yoluyla yeniden yapılandırabilecekleri bir hukuki imkandır. Konkordato geçici mühleti başarıya ulaşma ihtimalinin olması durumunda borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir ve ilan edilir.
Konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen borçlu veya borçlunun iflasını isteyebilecek alacaklılardan biri, Asliye Ticaret Mahkemesine vereceği dilekçesine İİK m. 286’ da sayılan belgeleri de ekleyerek konkordato mühleti talebinin kabul edilmesi hususunda bir başvuru yapabilir.
Mahkeme talep ile birlikte İİK m. 286’ daki belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettikten sonra borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet verir. Mahkeme geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi konkordato komiseri görevlendirilerek denetlenir (İİK m. 287/3).
Komiser mühletin sonunda mahkemeye bir rapor sunar. Bu rapor neticesinde mahkeme konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna kanaat getirirse, borçluya bir yıllık kesin mühlet verir (İİK m. 289). Bu bir yıllık kesin mühlet, sürenin dolmasından önce komiser veya borçlunun talebiyle altı aya kadar daha uzatılabilmesi mümkündür.
Davacının konkordato başvurusu ve başvuruya eklediği İİK m. 286 da sayılan belgelerin eksiksiz olduğu görüldüğünden davacı borçluya geçici mühlet verilmiştir.
İİK m. 289/3 gereği, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde, borçluya bir yıllık kesin mühlet süresi verilir hükmü uyarınca geçici mühlet içerisinde yapılan incelemeler ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı denetlenmiştir. Mahkememizce, komiser raporu ve alacaklıların da itirazları değerlendirilmiş, borçlunun teklif etmiş olduğu konkordato şartlarına göre borçlarını ödeme ihtimalinin olduğu ve teklif edilen konkordatonun borçlunun ödeme kabiliyetine tekrar kavuşma amacına hizmet ettiği yolunda kanaatine ulaşılmıştır ve borçluya kesin mühlet verilmiştir. Kesin süre içerisine Covid-19 salgını nedeniyle 7226 sayılı kanun kapsamında salgında geçen süre kesin süreye eklenmiştir (Durna, Ümit Erkan: Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle yargıda duran sürelerin konkordato kurumundaki mühlet ve süreler açısındandeğerlendirilmesi,14.05.2020) (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/1232 – 2020/1402).
Kesin mühletin ilanından sonra, İİK m. 299’a göre konkordato komiseri tarafından yapılacak ilanla alacaklıların alacaklarını bildirmesi istenir ve komiser bildirilen alacakların kayıtlarını yapar.
Borçlunun bilançosunda veya alacaklılar listesinde kaydı yer almayan alacaklının konkordato projesi kapsamında yer alabilmesi için alacağını komisere bildirmesi gerekmektedir.
Borçlunun bilançosunda kayıtlı alacaklıların ilan tarihinden itibaren alacaklarını bildirme zorunluluğu bulunmamaktadır (m. 299). Bu şekilde, bilançoda yeralan alacaklar ve ilan yoluyla bildirilen alacaklar olmak üzere alacaklılar iki bölüm oluşturmaktadır.
Alacaklılar, komiser tarafından yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde alacaklarını bildirmeye davet olunur ve komiserin bu ilanı (m. 299), İİK m. 288’deki usule uygun şekilde yaptırması gerekecektir.
Buna göre komiser tarafından davacı borçlu için alacaklılara ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet için gerekli ilanlar yapılmış ve ilanda, alacak bildiriminin yapılacağı adresin ve hangi zaman içinde yapılabileceği, alacağını süresinde bildirmeyen alacaklıların, alacaklarının borçlunun bilançosunda da kayıtlı olmaması durumunda, kanun maddesinde belirtilen konkordato müzakerelerine alınmayacağı hatırlatılmıştır.
Buradaki onbeş günlük süre içerisinde alacağın komisere bildirilmesi yükümlülüğü, borçlunun bilançosunda göstermiş olduğu alacaklar veya borçlunun konkordato projesinde göstermiş olduğu listede yeralan alacaklar hakkında geçerli değildir. Alacaklar bildirildiğinde komiser, borçlunun ticari defterlerini, bilançolarını ve beyanlarını dikkate alarak, alacakların gerçek olup olmadığı hakkında gerekli incelemeleri yapar ve İİK m. 302’e göre alacaklılar toplantısına sunacağı raporu hazırlayarak, alacaklıların bilgisine sunar. Şayet bilançoda bulunmayan alacaklar yahut alacak olarak bulunupta bilanço da yer alan alacak ile alacaklı tarafından bildirilen alacak arasında farklılık varsa ve borçlu bildirilen bu alacağı kabul etmezse bu alacak çekişmeli alacak statüsüne girdiğinden oylamada bu çekişmeli kısım nazara alınmayacaktır. Ancak alacağı hiç bildirilmeyen yahut düşük bildirildiğini düşünen bu alacaklının İİK uyarınca çekişmeli alacak yönünden dava açma hakkı saklıdır.
Burada borçlunun bildirdiği alacak tutarı ile alacaklının iddia ettiği tutar arasındaki fark miktarı çekişmeli alacak düzeyindedir. İİK’nun 302.maddesinin 4.fıkrasına göre ;”çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.”
Buradaki hükümden çekişmeli olan alacakların tamamı hakkında bir alacak yargılaması yapar gibi mahkemenin belirleme yapma yükümlülüğü bulunduğu sonucu çıkartılmamalıdır. Böyle bir durumda çekişmeli alacakların araştırılması yoluna gidilecek olursa konkordatoya ilişkin sürelerin yasada sınırlı olarak belirlenmiş olması da dikkate alındığında alacaklar hakkında yargılama yapar gibi araştırma yapmak konkordato yargılama usulüne aykırıdır. Dosya üzerinden basit bir belirlemeyle karar verilebilir olan çekişmeli alacaklarla ilgili mahkemece karar verilebilirse de çoğu kez banka kredisinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davalarında alacağın miktarının net bir biçimde belirlenebilmesi birden fazla kez bilirkişi incelemesi ve yıllar süren yargılamalara konu olduğu düşünüldüğünde dosya üzerinden basit belirlemelerle karar verilebilecek haller dışında konkordato oylamasına ve nisabına etki edebilme ihtimali bulunan ve belirlenmesi yargılamayı gerektiren çekişmeli alacakların oylamada dikkate alınması yönünde delil araştırması yapılmak suretiyle müspet karar verilmesi doğru olmayacaktır.
Bu konuda örnek verilecek olunursa; ilama dayalı olan, kesinleşmiş takibe yahut kambiyo senedine dayalı olan alacaklar gibi çekişmeli alacaklar yönünden alacaklılar toplantısında hesaba katılması bakımından bu hususta müspet karar verilip verilmemesi yönünde değerlendirme yapılması heyetimizin uygulaması olarak belirlenmiştir. Bunun dışında ki önemli nitelikte delil araştırması gereken ( keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yapılması gibi) çekişmeli alacaklar için araştırma yapılarak karar verilmesi konkordato yargılama usulüne tezat teşkil edeceğinden bu türden çekişmeli alacaklar toplantı nisabında dikkate alınmaması heyetimizce uygun bulunmuştur. Ayrıca bu alacaklının İİK 308/b maddesi uyarınca çekişmeli alacak yönünden tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içerisinde dava açma hakkı da saklıdır. Dolayısıyla çekişmeli alacak sahibinin haklarının olumsuz etkilenmesinden de söz etmek mümkün değildir. ( Mahkemenin bu konuda verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu bağlamda çekişmeli alacakların ayrıca dava konusu edilmesine imkan sağlanmıştır (İİK m.308/b). Açıklanan nedenlerle çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmamaktadır, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2020/1401 – 2020/1372 )
… vekili, alacakları ile ilgili İstanbul 16. ATM 2020/288 Esas sayılı dava dosyasında alacaklılar toplantısından sonra gerekçeli karar yazılabildiği için komisere alacaklılar toplantısından sonra alacaklarını bildirdiklerini, alacaklarının Euro olduğunu, konkordato kapsamında dikkate alınması gerektiğini, ayrıca ödeminin de geçici mühlet kararından değil fiili ödeme tarihindeki kur dikkate alınarak yapılması gerektiğini, alacağın doğumuna ilişkin komiser raporundaki görüşleri kabul etmidiklerini, her ne kadar rapor bugün sunulmuş ise de beyanlarını ve açıklamalarını yaptıklarını, ayrıca bir süre taleplerinin olmadığını , İstanbul 16. ATM 2020/288 Esas sayılı dava dosyasında yargılamaya konu üretim bandının davalı tarafından geri alınmasına hükmedildiğini, mahkemeniz aracılığıyla bu makinenin davalı … Makinenin geri teslim alması konusunda ara karar tesis edilmesini talep etmişlerdir.
… Otomotiv. Ltd Şti vekili, … ile geçici mühlet öncesinde bir sözleşmeleri olduğunu, geç teslim ve cezai şarttan kaynaklı bir alacak olduğu için mühlet içerisinde bir fatura kestiklerini fakat hiç bir sebep gösterilmeksizin davacı şirket tarafından bu faturanın iade edildigini, 15 günlük alacak bildiriminde bulunma sürecini kaçırdıklarını ve alacaklarının dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
… vekili … AŞ’den alacaklı olduklarını beyan ederek İstanbul 16. ATM 2020/288 esas sayılı dosyasında mahkeme ilamını komisere ilandan sonra bildirmiştir. İlamın gerekçeli kararın yazılmasından sonra ve ancak alacaklılar toplantısı yapıldıktan sonra dosyaya ve komisere bildirimi yapabildiklerini belirtmişlerdir. Bu alacakla ilgili borçlu şirket kayıtlarında bir alacak bilgisi yer almadığı gibi 15 günlük ilan süresi içerisinde alacak bildirimi yapılamamıştır. Ancak İİK 308/c maddesi uyarınca bağlayıcı hale gelen konkordato konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içerisinde doğan bütün alacaklar için mecburi olduğundan bu alacaklının gerek davacı şirketin bilançolarında borç olarak bildirmemesinden gerekse 15 günlük ilan süresi içerisinde komisere alacağı bildirememesi nedeniyle alacaklılar toplantısında oy kullanamamış olmasının İİK 308/C maddesi uyarınca konkordato mühletinden önce doğan bir alacağın tasdik kararı verilmesi halinde konkordatoya tabi ve mecburi olacağının açıkça düzenlenmiş olması karşısında konkordato tasdik edildiğinde tasfiyesinin buna göre gerçekleştirilebileceği, bu kapsamda çekişmeli bir alacak bulunmadığı, zira çekişmeli alacak olması için ilandan itibaren 15 günlük süre içerisinde alacağın komisere bildirilmesi gerekmektedir. Borçlu şirket kayıtlarında yer almayan ve ilan ile bildirilmeyen bir alacak esasında konkordatoya tabi bir alacak olsa da oylama nisabında dikkate alınıp oy kullanma hakkından mahrum kalmış olacaktır. İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrasına göre “Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.” hükmü uyarınca işlemiş faizli kısmı ile konkondato borcuna dahil olacaktır. 15 günlük sürede böyle bir alacağı bildirmemenin müeyyidesi alacaklılar toplantısına katılamamak nisapta yer alamamak ve oy kullanamamaktır. Yoksa alacağını bildirmeyen alacaklının alacağı yok kabul edilmeyecektir.İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrası uyarınca konkondato bu alacaklı için de mecburi olacaktır. Bu sebeple talepte bulunan … bakımında dosya kapsamında çekişmeli nitelikte bulunan bir alacak söz konusu değildir. … isimle şirketin devam eden davası bulunduğundan bu alacaklının tasdikten itibaren 1 ay içerisinde bir dava açmasına da gerek bulunmamaktadır.
… vekilinin İstanbul 16.ATM 2020/288 esas sayılı dosyasında karara bağlanan ve dava konusu üretim hattının davacı … tarafından teslim alınmasına ilişkin ara karar tesis edilmesi istemine ilişkin husus bir başka mahkeme ilanının infazına ilişkin olması taraflar arasında ilgili yargılamada çekişme bulunup her iki tarafın da kararı İstinaf etmiş olması dikkate alındığında mahkememizin yetkisi dahilinde olmayan ara karar tesis edilmesi isteminin reddine karar verilmiştir
Dosyaya beyanda bulunan … AŞ vekili Av. … … alacağının rehinli malların yapılan kıymet takdirine göre rehinli alacak statüsünde kaldığı, adi alacak statüsünde bulunan alacaklarının bulunmadığı anlaşılmakla alacaklı bankanın adi konkordato bakımından çekişmeli bir alacağı bulunmadığından bu hususta ayrıca bir karar verilmesine gerek olmadığı kabul edilmiştir
Garanti bankasının bildirilmiş olduğu alacak ile konkordato komiserinin nisapta dikkate aldığı alacak arasında geçici mühlet tarihinden sonra ve işlemiş faizlerle ilgili ve bunların nisabı ile ilgili farklılık bulunduğundan bu hususun belirlenmesinin yargılamayı gerektiriyor oluşu ve İİK 308/b maddesi uyarınca ilgili alacaklının çekişmeli alacakla ilgili dava açma hakkı saklı bulunduğu hatırlatılarak konkordato komiserinin belirlediği nisapta bir hukuka aykırılık bulunmadığı kabul edilmiştir.
Alacaklılardan … Bankası A.Ş ‘nin bildirdiği alacak tutarı ile konkordato komiseri tarafından alacaklılar toplantısında dikkate alınan tutar bakımından oluşan farkın aynı şekilde faize ilişkin olduğu, bu sebeple konkordato komiserinin nisapta dikkate aldığı tutarla bir usulsüzlük bulunmadığı, bu alacaklının da İİK 308/b uyarınca çekişmeli alacağa ilişkin dava açma hakkının saklı bulunduğunun açıklanmıştır.
… Otomotiv. Ltd Şti vekilinin alacaklılar toplantısı öncesi komiserin yapmış olduğu alacağı bildirime davet ilanından itibaren 15 günlük süre içerisinde alacak bildirimi yapılmadığından ve ayrıca davacı borçlunun dosyaya sunmuş olduğu bilançolarında talebe konu alacak tutarları yönünden bir kayıt bulunmayıp, borçlunun gönderilen faturalarını iade etmiş olması da dikkate alındığında bu alacaklının yargısal yollara başvuru hakkı saklı kalmak kaydıyla konkordato nisabında dikkate alınabilecek bir alacak tutarının bulunmadığı kabul edilmiştir.
Komiser aracılığı ile konkordato projesinin hazırlanması, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra, ilanla konkordato projesini müzakere etmek üzere alacaklılar toplantıya davet edilmiş, ilânın birer sureti adresi alacaklılara posta ile gönderilmiş, toplantı günü ilandan (16.12.2021 tarihli) en az on beş gün sonra 04.01.2022 tarihinde yapılmıştır.
Davacı kesin mühlet sonrası alacaklılar toplantısından önce projesini revize etmiş ve Geçici mühlet tarihinden itibaren faiz uygulanmayacak şekilde belirlenen adi konkordatoya tabi borcun 01/09/2022 tarihinden itibaren başlamak üzere %15’lik kısmının 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde , 01/09/2023 tarihinden itibaren başlamak üzere %20’lik kısmının 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde , 01/09/2024 tarihinden itibaren başlamak üzere %25’lik kısmının 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde , 01/09/2025 tarihinden itibaren başlamak üzere %25’lik kısmının 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde , 01/09/2026 tarihinden itibaren başlamak üzere bakiye kısmın 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde ve her bir ödemenin 1.000,00 TL’den aşağı olmamak üzere ödenmesi şeklinde proje düzenlenmiştir.
Davacı … Makina Ltd Şti nin adi konkordato istemine ilişkin olarak 04.01.2022 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında alacaklı olduğunu beyan eden 65 alacaklı katılmıştır. Daha sonra iltihak süresi içerisinde katılım sağlanarak davacı … Makina Ltd Şti. için konkordatoya tabi toplam 283 alacaklıdan 174 alacaklı kabul 109 alacaklı red oyu kullanmıştır, alacak çoğunluğu olarak bakıldığında 22.301.579,81 TL alacak tutarının 13.163.941,55 TL’lik kısmı kabul oyu, 9.137.841,26 TL’lik kısmı red oyu vermiştir. Bu sonuca göre alacaklı sayısı olarak %61,48 oranında bir oyla , alacak çoğunluğu bakımından %59,03 oranında bir çoğunlukla davacı şirketin projesi kabul edilmiştir.
Davacı … Makina Ltd Şti nin Rehinli Alacaklılar Toplantısıda 04.01.2022 tarihinde yapılmıştır. Toplantıya hiçbir rehinli alacaklının katılmadığı ve rehinli alacakların yapılandırılması m.308/h yönünden yeterli çoğunluğun sağlanamadığı anlaşılmıştır.
Davacı … Ltd Şti nin adi konkordato istemine ilişkin olarak 04.01.2022 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında alacaklı olduğunu beyan eden 30 alacaklı katılmıştır.Daha sonra iltihak süresi içerisinde katılım sağlanarak davacı … Ltd Şti için konkordatoya tabi toplam 145 alacaklıdan 85 alacaklı kabul 60 alacaklı red oyu kullanmıştır, alacak çoğunluğu olarak bakıldığında 22.301.579,81 TL alacak tutarının 13.163.941,55 TL’lik kısmı kabul oyu, 9.137.841,26 TL’lik kısmı red oyu vermiştir. Bu sonuca göre alacaklı sayısı olarak %61,48 oranında bir oyla , alacak çoğunluğu bakımından %59,03 oranında bir çoğunlukla davacı şirketin projesi kabul edilmiştir.
Davacılar … ve …bakımından yapılan oylamada yasanın aradığı çoğunluk sağlanamamıştır.
İİK ‘ nun Borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı haklar başlıklı Madde 303 ‘ e göre; “konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza eder”
Dolayısıyla davacı gerçek kişilerin kredi borçlarına kefaletin de davacı şirketlerin borçlardan alacaklarının şirketin toplantısında olumsuz oy kullanılması halinde davacı gerçek kişilerin toplantısında da kullandıkları oya dikkat etmek gerekecektir. Zira Madde 303 ‘ te belirtildiği üzere konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza edeceğinden bankaların davacı gerçek kişilerin toplantısında kullandıkları oy dikkate alınarak belirleme yapılmalıdır. Davacıların kefalet borcu dışında şirketin diğer borçlarından sorumluluğu bulunmadığından bu borçların alacaklılarının şirket için kullandığı olumlu oylar davacı gerçek kişiler için dikkate alınamayacaktır. Bu sebeple davacı gerçek kişiler için kredi borçlarına kefaletten kaynaklı borçları dikkate alındığında davacı gerçek kişiler bakımından gerekli çoğunluğun sağlandığından söz etmek mümkün değildir. Nitekim Yargıtay 6. HD emsal bir kararında şirket borçlarına kefaletten kaynaklı borçları olan şirket ortakları bakımından da alacaklılar toplantısı yapılması ve çoğunluğun sağlanıp sağlanmamasına göre değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle şirketle birlikte kefil gerçek kişilerinde konkordato isteminin tasdikine karar verilmesini bozma sebebi yapmıştır. (Komiser raporunda davacı gerçek kişilerin alacaklıları, alacak miktarları belirtilmediği gibi konkordato projelerinin alacaklılarının oylamasına sunulmadığı ve İİK’nın 305.maddesinde konkordato projesinin tasdiki için aranan diğer koşulların gerçek kişiler yönünden değerlendirilmediği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi kararı Davacı … … ve … … davacı şirket ile ayrı konkordato projesi sunmuş olsalar da ödeme planları ve ödeme tekliflerinin aynı olduğu,şirket ortakları olmaları nedeniyle şirketin çektiği kredilere kefil oldukları,şirket ortağı olan davacıların ekonomik varlıklarının tehlikeye düşmesinin davacı şirketin ticari faaliyetinin sekteye uğramasına neden olabileceği dikkate alınarak tüm davacılar için İİK 305 maddesinde düzenlenen konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla konkordatonun İİK 308 maddesi gereğince tasdikine karar verilmiştir. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar incelenmeden verilen konkordato projesinin tasdiki kararı doğru görülmemiştir.Yargıtay 6. HD 2021/5668 E, 2021/2531 K.)
Toplantı sonrası oylamaya ilişkin iltihak süresi beklenmiş ve komiser tarafından oylama sonucunda projenin tasdiki hususuyla ilgili olarak gerekçeli rapor hazırlanmıştır. Rapor mahkememize ibraz edildikten sonra kesin mühlet içerisinde konkordato projesi tasdik kararı hakkında bir karar verebilmek için bir duruşma günü belirlenerek İİK 304. Maddesi uyarınca duruşma günü ilan edilmiş, itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri ihtar edilmiştir.
Konkordatonun tasdiki için gerekli koşullar İİK’nın 305. maddesinde sayılmıştır. Bunları beş maddede sıraladığımızda şartlar şu şekildedir:
1- Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması gerekmektedir.
Davacı … Ltd Şti’nin 1.696.841,05 TL TL, davacı … Makina Ltd Şti’ 6.650.5S8,39 TL TL tutarında aktif fazlası olduğu ve her iki şirketin de borca batık olmadığı anlaşılmaktadır. Somut uygulamalar nazara alındığında iflas kararı verildiğinde iflas tasfiyesi halinde paraya çevirme sırasında cebri icra yoluyla yapılacak satışlarda var olan kıymetlerin %40 ila %60’ı arasında değişmektedir. Komiser tarafından ortalama oran %50 olarak kabul edildiğinde dahi alacaklıların alacaklarını tamamen almasını sağlamayacaktır. Ayrıca buradan iflas masası giderleri ve diğer giderler düşüldüğünde alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı dana da düşmüş olacaktır. Konkordato projesi kapsamında geçici mühletten itibaren faiz işlemeyecek şekilde belirlenen konkordatoya tabi olan alacaklarının %100’lük kısmını vadelerin sonunda tahsil etmiş olacaklardır. Dolayısıyla her halükarda konkordato projesi kapsamında borçların tasfiye edilmesi, iflas tasfiyesine göre alacaklıların daha lehinedir. Yine ortalama iflas tasfiyesi süreci davacı potansiyelindeki bir şirket için en az beş yıl süreceğinden projedeki vade süresi de alacaklılar bakımından olumsuz sonuç doğurmayacaktır.
2- Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir.
Projenin tasdiki için en önemli şartlardan birisi de kaynaklarla orantılılık olgusudur. Davacı şirketler makine imalatı alanında faaliyet göstermektedir. Davacı … Makina Ltd Şti’nin %100 pay sahibi davacı … ‘ dır. Davacı … Ltd Şti’nin ise %100 pay sahibi davacı Sinan Batır ‘ dır.
… Makina Ltd Şti’nin aktiflerin satış değeriyle ve alacaklarının gerçekleşebilme ihtimaline göre hazırlanan 31.10.2021 tarihli (borca batıklık) bilançosundan da anlaşılacağı gibi 31.10.2021 tarihi itibarıyla şirketin varlıkları borçlarından 6.650.5S8,39 TL fazla olup şirket borca batık durumda değildir.
Davacı … Ltd Şti’nin aktiflerin satış değeriyle ve alacaklarının gerçekleşebilme ihtimaline göre hazırlanan 31.10.2021 tarihli (borca batıklık) bilançosundan da anlaşılacağı gibi 31.10.2021 tarihi itibarıyla şirketin varlıkları borçlarından 1.696.841,05 TL fazla olup şirket borca batık durumda değildir.
Davacı şirketlerin makine imalatı alanında faaliyet gösterdiği, halen faal olduğu, konkordato süreci içerisinde de proje alınmaya devam edildiği makina imalat yapımına ilişkin projelere devam edildiği, ve yeni projelerin alındığı tamamlanan imalatların konkordato süreci içerisinde de komiser ve mahkeme denetiminde şirkete gelir kaydedilmeye devam edildiği, davacının da konkordato süreci içerisinde ve tasdik sonrasında tamamladığı ve tamamlayacağı projelerin satışı ile önemli ölçüde bir kaynak yaratabileceği gözlemlenmektedir. Davacı şirketlerin de süreç içerisinde faaliyet durumu dikkate alındığında yeni projelerle kaynak yapabilme potansiyelinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Bu kapsamda davacı … makine Ltd Şti’nin hali hazırda biten işlerin ve teslime hazır makinelerin parasal tutarı 191.600,00 Euro, devam eden işlerin parasal tutarı ise 2.414.037,91 Euro’dur.
Aynı şekilde davacı … AŞ’nin hali hazırda biten işlerin ve teslime hazır makinelerin parasal tutarı 1.349.624,20 Euro, devam eden işlerin parasal tutarı 1.091.000,00 Euro’dur.
Davacı … makine Ltd Şti’nin konkordato etkisi altında olmasına ve pandemi koşullarına rağmen 2020 yılında 32.600.237,58 TL, 2021 yılında 20.240.858,97 TL satış rakamlarına ulaştığı görülmektedir. Davacı … Ltd Şti’nin ise 2020 yılında 15.328.897,68 TL, 2021 yılında 10.703.732,74 TL satış rakamlarına ulaştığı görülmektedir.
Davacı … makine Ltd Şti’nin son 5 yıllık satış projeksiyonuna raporda yer verilmesi istenmiştir. Zira davacı şirketin geçmiş dönem performansı gelecek dönem projeksiyonu hakkında da fikir verecektir. 2017 yılında 30.173.58426 TL, 2018 yılında 63.180.413 17 TL, 2019 yılında 70.235.963,26 TL, 2020 yılında 32.600.237,58 TL ve 2021 yılında 20.240.858,97 TL satış rakamlarına ulaştığı görülmektedir. Pandemi öncesi dönemin satış rakamlarının ciddi manada yüksek olduğu müşehade edilmektedir. Bu satışlara göre karlılık ise 2017 yılında 2.192.064,98 TL, 2018 yılında 7.810.859,90 TL, 2019 yılında 5.964.159,63 TL , 2020 yılında 1.733.082119 TL ve 2021 yılında 3.798.390,92 TL’dir. Şirket 2021 yılında en düşük satış rakamlarına sahipken dönem sonu karı dikkate alındığında karlılığını oldukça arttırmıştır. Davacının pandeminin tüm dünyada ve ticaretteki dış pazara etkileri kalkıp pandemi öncesi dönemdeki satış rakamlarına ve üzerine çıktığında doğru finansal politiklarla satış/karlılık oranını konkonrdato döneminde arttıran şirketin bu karlılık oranı ile önümüzdeki süreçte çok daha yüksek dönem sonu satış karlarına uluşabileceği görülmektedir.
Davacı … Ltd Şti’nin 2017 yılında 11.167.815,44 TL, 2018 yılında 18.716.990,50 TL, 2019 yılında 9.583.029,68 TL, 2020 yılında 15.328.897,68 TL, 2021 yılında 10.703.732,74 TL satış rakamlarına ulaştığı, bu satışlara göre karlılık ise 2017 yılında 335.505, 85 TL, 2018 yılında 362.285,11 TL, 2019 yılında 444.318,62 TL, 2020 yılında 558.197,96 TL, 2021 yılında 1.057.318,81 TL’dir. Şirket 2021 yılında önceki dönemlere göre düşük satış rakamlarına sahipken dönem sonu karı dikkate alındığında karlılığını oldukça arttırmıştır. Davacının pandeminin tüm dünyada ve ticaretteki dış pazara etkileri kalkıp pandemi öncesi dönemdeki satış rakamlarına ve üzerine çıktığında doğru finansal politiklarla satış/karlılık oranını konkonrdato döneminde arttıran şirketin bu karlılık oranı ile önümüzdeki süreçte çok daha yüksek dönem sonu satış karlarına uluşabileceği görülmektedir.
Her borçlunun işletmesel potansiyeli ve bu potansiyele göre gelecek projeksyonu farklıdır. Önemli olan bu projeksyona göre elde edilecek karlılık ve likidite ile teklif edilen vadelerin uyumlu olmasıdır. Bu vadelerle işletmenin vadelere yayılan projeksiyonda beklenilen işletmesel performansı uyumlu olduğu ve alacaklılarda projede teklif edilen vadelere onay verdiği sürece dürüst işletme için konkordato projesinin tasdik şartları mevcut ve proje kaynaklarla orantılı demektir.
Alacaklıların yasada öngörülen çoğunlukla ortaya koymuş olduğu iradeye diğer şartlar bakımından ciddi anlamda bir engel yoksa alacaklıların bu iradesine üstünlük tanımak gerekmektedir. Aksi takdirde konkordato ile öngörülen yasal düzenlemenin amacına uygun davranılmış olmayacaktır.
Borca batık olan şirketler için şirket kurtarma yöntemlerinden biri olan iflas erteleme müessesesi ile konkordato kurumu birbirinden önemli ölçüde farklıdır. Uygulamada halen yasa uygulayıcıları tarafından ve çoğu kezde alacaklıları temsilen katılan hukuksal temsilciler tarafından iflas erteleme döneminden miras kalan hukuksal bakış açısı ve alışkanlıklar konkordato kurumuna aktarılarak konkordato uygulamasına bir şekil verilmeye çalışılmaktadır. Oysa bu konkordatonun amaçlandığı şekilde uygulanmasına engel teşkil eden bir durum yaratacaktır.
Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 20.01.2021 tarih 2020/1165 E 2021/123 K sayılı ” Konkordato iflas ertelemenin aksine şirket kurtarma yolu değildir. Alacaklıların alacağına kavuşmasını amaçlayan bu kurum özünde borçlu şirketin faaliyetlerine devamını sağlamayı ve bu sayede borçların ödenmesini amaçlamaktadır” kararı ile bu hususa işaret etmiştir.
Az önce de belirtildiği üzere konkordato müessesesi iflas ertelemeden ciddi ölçüde farklılıklar teşkil etmektedir. Bunlardan en önemlisi borçlunun teklif ettiği konkordatoya alacaklıların oylamada oy hakkına sahip olabilmeleri, konkordato da maddi hukuka tesir edebilecek nitelikte düzenlemeler bulunmasıdır. Bu bakımdan alacaklılar toplantısında alacaklıların ortaya koyduğu iradeye üstünlük tanınması konkordatonun amacına uygun olacaktır. Elbetteki bu durum azınlığın çoğunluğa ezdirilmesi gibi bir sonuç doğurmamalıdır. Konkordatonun başarıya ulaşmasının hiçbir şekilde mümkün olmamasının sabit olması halinde yahut borçlunun kötüniyetli olması halinde yasal çoğunluk sağlansa dahi tasdike karşı çıkan alacaklıların da korunması gerekir.
Ancak projenin başarı ihtimali varsa ve alacaklıların gerekli çoğunluğu da iflas yerine konkordato uygulamasına katılım yönünde irade göstermişse bu projenin tasdik edilmesi hukuka ve yasal düzenlemenin amacına daha uygun olacaktır. Zira iflas tasfiyesi alacaklılar bakımından çoğunlukla olumlu sonuçlar veren bir süreç değildir. Nitekim bunu öngören yasa koyucu İİK’nın 305.maddesinde konkordatonun iflasa göre alacaklılar için daha lehe olması halini düzenlemiştir.
Konkordato müessesesinin bu nedenle önemli farklılıklarını tekrarla birlikte bu durum Yargıtay uygulamalarına da yansımıştır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 20.04.2021 tarih 2021/2083 E 2021/1815 K sayılı kararında bu hususa işaret edilmiştir; “Katı uygulanan konkordato kuralları ne alacaklı ne de ekonomiye katılması amaçlanan borçluya fayda sağlamaz. Aksine çoğunluk oyuyla borçluyla anlaşma sağlamak isteyen alacaklının durumunu da kötüleştirir.”
Bu kapsamda Yargıtay projenin başarıya ulaşmasının hiçbir şekilde mümkün olmaması halinde iflas kararı verilmesi gerektiğini ölçüt olarak belirlemiştir. Dolayısıyla başarı ihtimali bulunan ve alacaklılar tarafından da kabul edilen projenin tasdiki yerine iflas kararı verilmesi doğru olmayacaktır. “Projenin başarıya ulaşmasının hiçbir şekilde mümkün olmaması halinde malvarlığının korunması için iflas kararı verilmelidir. En büyük alacaklının muvafakatinin bulunması konkordato projesinin kabul edilebileceği yönünde bir kanaat oluşturmaktadır.”(Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 20.01.2021 tarih 2020/1165 E 2021/123 K)
Aynı kararda konkordato uygulamasının amacına yönelik olarak şu hususlarda vurgulanmıştır; Konkordatoda amaç, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen, mali durumu bozulmuş olan ve borçlarını ödeyip faaliyetlerini devam ettirmek isteyen dürüst borçluyu koruyarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların, borçlunun muhtemel bir iflasına nazaran, daha fazla ölçüde alacaklarına kavuşma olanağı yaratmaktır. Konkordato ile alacaklılar, alacaklarının bir kısmından vazgeçerler ve/veya borçluya, ödeme konusunda belirli bir vade tanırlar. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkanı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu, piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkanları da korunmuş olur.
Tüm bu ilkeler ortaya konulduktan sonra davacı şirket bakımından değerlendirme yapıldığında; Borçlu şirketin alacaklılar toplantısında alacaklı ve alacak çoğunluğunun önemli bir kısmı tarafından proje kabul görmüştür.
Davacı şirketlerin projesi kaynaklarla orantılı, nesnel, samimi ve iyi niyetlidir.
3-Konkordato projesi İİK m. 302 de öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olmalıdır. İİK’nın 302.’nci maddesinin 3. fıkrasına göre, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.
Davacı … Makina Ltd Şti nin adi konkordato istemine ilişkin olarak 04.01.2022 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında alacaklı olduğunu beyan eden 65 alacaklı katılmıştır. Daha sonra iltihak süresi içerisinde katılım sağlanarak davacı … Makina Ltd Şti. için konkordatoya tabi toplam 283 alacaklıdan174 alacaklı kabul 109 alacaklı red oyu kullanmıştır, alacak çoğunluğu olarak bakıldığında 22.301.579,81 TL alacak tutarının 13.163.941,55 TL’lik kısmı kabul oyu, 9.137.841,26 TL’lik kısmı red oyu vermiştir. Bu sonuca göre alacaklı sayısı olarak %61,48 oranında bir oyla , alacak çoğunluğu bakımından %59,03 oranında bir çoğunlukla davacı şirketin projesi kabul edilmiştir.
Davacı … Makina Ltd Şti nin Rehinli Alacaklılar Toplantısıda 04.01.2022 tarihinde yapılmıştır. Toplantıya hiçbir rehinli alacaklının katılmadığı ve rehinli alacakların yapılandırılması m.308/h yönünden yeterli çoğunluğun sağlanamadığı anlaşılmıştır.
Davacı … Ltd Şti nin adi konkordato istemine ilişkin olarak 04.01.2022 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında alacaklı olduğunu beyan eden 30 alacaklı katılmıştır.Daha sonra iltihak süresi içerisinde katılım sağlanarak davacı … Ltd Şti için konkordatoya tabi toplam 145 alacaklıdan 85 alacaklı kabul 60 alacaklı red oyu kullanmıştır, alacak çoğunluğu olarak bakıldığında 22.301.579,81 TL alacak tutarının 13.163.941,55 TL’lik kısmı kabul oyu, 9.137.841,26 TL’lik kısmı red oyu vermiştir. Bu sonuca göre alacaklı sayısı olarak %61,48 oranında bir oyla , alacak çoğunluğu bakımından %59,03 oranında bir çoğunlukla davacı şirketin projesi kabul edilmiştir.
Davacılar … ve …bakımından yapılan oylamada yasanın aradığı çoğunluk sağlanamamıştır.
İİK ‘ nun Borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı haklar başlıklı Madde 303 ‘ e göre; “konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza eder”
Dolayısıyla davacı gerçek kişilerin kredi borçlarına kefaletin de davacı şirketlerin borçlardan alacaklarının şirketin toplantısında olumsuz oy kullanılması halinde davacı gerçek kişilerin toplantısında da kullandıkları oya dikkat etmek gerekecektir. Zira Madde 303 ‘ te belirtildiği üzere konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklı borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza edeceğinden bankaların davacı gerçek kişilerin toplantısında kullandıkları oy dikkate alınarak belirleme yapılmalıdır. Davacıların kefalet borcu dışında şirketin diğer borçlarından sorumluluğu bulunmadığından bu borçların alacaklılarının şirket için kullandığı olumlu oylar davacı gerçek kişiler için dikkate alınamayacaktır. Bu sebeple davacı gerçek kişiler için kredi borçlarına kefaletten kaynaklı borçları dikkate alındığında davacı gerçek kişiler bakımından gerekli çoğunluğun sağlandığından söz etmek mümkün değildir. Nitekim Yargıtay 6. HD emsal bir kararında şirket borçlarına kefaletten kaynaklı borçları olan şirket ortakları bakımından da alacaklılar toplantısı yapılması ve çoğunluğun sağlanıp sağlanmamasına göre değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle şirketle birlikte kefil gerçek kişilerinde konkordato isteminin tasdikine karar verilmesini bozma sebebi yapmıştır. (Komiser raporunda davacı gerçek kişilerin alacaklıları, alacak miktarları belirtilmediği gibi konkordato projelerinin alacaklılarının oylamasına sunulmadığı ve İİK’nın 305.maddesinde konkordato projesinin tasdiki için aranan diğer koşulların gerçek kişiler yönünden değerlendirilmediği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi kararı Davacı … … ve … … davacı şirket ile ayrı konkordato projesi sunmuş olsalar da ödeme planları ve ödeme tekliflerinin aynı olduğu,şirket ortakları olmaları nedeniyle şirketin çektiği kredilere kefil oldukları,şirket ortağı olan davacıların ekonomik varlıklarının tehlikeye düşmesinin davacı şirketin ticari faaliyetinin sekteye uğramasına neden olabileceği dikkate alınarak tüm davacılar için İİK 305 maddesinde düzenlenen konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla konkordatonun İİK 308 maddesi gereğince tasdikine karar verilmiştir. Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar incelenmeden konkordato projesinin tasdiki kararı doğru görülmemiştir.Yargıtay 6. HD 2021/5668 E, 2021/2531 K.)
Bu sebeple davacı şirketlerin yasanın aradığı oranın üzerinde bir oranlı çoğunluğu sağladığı ancak davacılar … ve Sinan Batır’ ın gerekli çoğunluğu sağlayamadıkları anlaşılmaktadır.
4- İİK’nın 206. maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmemesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe, yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir. İmtiyazlı alacaklıların alacaklarından açıkça vazgeçmesi halinde borçlunun teminat göstermesine gerek kalmayacaktır.
Mühlet içi borçlara ilişkin olarak davacı … MAKİNA SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin ödenmemiş , bakiye kalan ve teminatlandırılması gereken 870.784,87 TL ve davacı … SANAYİ MÜHENDİSLİĞİ ANONİM ŞİRKETİ’nin 167.506,56 TL mühlet içi borcuna ilişkin olarak davacı … MAKİNA SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ne ait Forklift – Tailift , Freze King S Z A 8 – ….. Makine, Jetco Freze JBE – 60 – ….. , ….. Vinç, Victor V Turn – 26 HD CNC TORNA , OCEAN OCT- 3525 ZA D. Delme Makinesinin mühlet borcunun teminatı olarak kabulü ile kararda belirtilen tutarların ödenip sonlanmasına kadar mahkememiz izni ve bilgisi dışında devrinin yasaklanmasına karar verilmiştir, davacı şirketlerin bu konkordato şartını da yerine getirdikleri görülmüştür.
5- Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir.
Adi konkordatoya tabi borç kapsamında davacı … Makine Ltd Şti’nin komiser tarafından belirlenen 22.301.579,81 TL borcun mevcut harçlar tarifesi uyarınca binde 2,27 oranına göre alınması gereken tasdik harcı miktarının 50.624,59 TL olduğu, davacı … AŞ’nin komiser tarafından belirlenen 6.133.418,18 TL olduğu borcun mevcut harçlar tarifesi uyarınca binde 2,27 oranına göre alınması gereken tasdik harcı miktarının 13.922,86 TL olduğu davacı şirketlerce harcın tamamlanmış olduğu görülmüştür. Konkordato tasdiki için gereken yargılama gideri bakımından dosyada yatırılmış olan avans yeterli olduğundan davacı tarafça başkaca bir yargılama gideri yatırılmasına gerek duyulmamıştır.
Bu kapsamda davacılar … ve …gerekli çoğunluğu sağlayamadığından konkordato projelerinin tasdik talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı şirketlerin ise konkordato tasdik şartlarını sağladığı kabul edildiğinden tasdik talebinin kabulü ile geçici mühlet tarihinden itibaren faiz uygulanmayacak şekilde belirlenen adi konkordatoya tabi borcun 01/09/2022 tarihinden itibaren başlamak üzere %15’lik kısmının 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde , 01/09/2023 tarihinden itibaren başlamak üzere %20’lik kısmının 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde , 01/09/2024 tarihinden itibaren başlamak üzere %25’lik kısmının 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde , 01/09/2025 tarihinden itibaren başlamak üzere %25’lik kısmının 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde , 01/09/2026 tarihinden itibaren başlamak üzere bakiye kısmın 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde ve her bir ödemenin 1.000,00 TL’den aşağı olmamak üzere ödenmesine karar verilmiştir.
İİK m.294/2 uyarınca rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi duracaktır. M.288/1 uyarınca geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından faizlerin duracağı tarih geçici mühletin başladığı tarihtir. Nitekim Yargıtay 15 HD 23.06.2021 tarih 2021/2089 E, 2021/2943 K sayılı ilamında da “kesin mühletin faize ilişkin düzenlemesi geçici mühleti de kapsayacağından” görüşüyle aynı hususa işaret etmiştir.
Geçici mühlet tarihinden sonra da faiz işlemesi duracaktır. Davacı şirketin konkordato projesinin tasdikine karar verilirken geçici mühleten önce doğan faizli alacakların faiz kısımlarına etki etmeyecek biçimde hüküm kurmak için “Konkordatoya tabi borcun geçici mühlet tarihlinden itibaren faizsiz olarak” şeklinde belirleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Nitekim Yargıtay da bir ilamında bu hususa işaret ederek ilk derece mahkemesi kararını düzelterek onamıştır. “Yukarıda anılan kanun maddeleri gereğince kesin mühletin faize ilişkin düzenlemesi geçici mühleti de kapsayacağından konkortadoya tabi borçların geçici mühlet tarihinden itibaren faizsiz olarak ödenmesinin karalaştırılması gerekir. Hükmün bu nedenle konkordato talep eden davacı yararına bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.”(Yargıtay 15 HD 23.06.2021 tarih 2021/2089 E, 2021/2943 K)
Bunun önemi şuradadır. Konkordato talep eden borçlunun geçici mühlet öncesinde işleyen bir kısım faizli borcu bulunabilir. Bu alacakların faizlerinde tenzilat yapmak faizli olmayan alacaklarda tenzilat yapılmaması faizli olan alacaklarda ise tenzilat yapılması sonucunu doğuracaktır ki bu alacaklılar açısından eşitsizliğe neden alacaktır. Nitekim davacıya bu husus hatırlatılarak projeyi revize edip etmeyeceği sorulmuş davacı taraf duruşmada geçici mühlet tarihinden itibaren faiz işlemeyecek biçimde konkordatoya tabi olan borcun ödenmesi şeklinde projesini düzeltmiştir.
Geçici mühlet tarihinden önce faiz işleyen borçlar bakımından, çekişmeli alacaklara ilişkin davalarda veya gerekçe içeriğinde açıklanan ve yargılaması devam eden davalarda ileride mahkemelerce verilecek hükümlerde konkordato borcuna dahil olup geçici mühlet tarihine kadar işleyen faiz alacak kalemleri ortaya çıkabilir. Bu durumda geçici mühlet tarihinden önce işlemiş faizi bulunan ve sonradan ortaya çıkan alacaklar konkordato borcuna bu faizli kısımları ile dahil olacaktır.
Benzer bir şekilde borçlu kayıtlarında yer almayan ve vadesi geçici mühlet tarihinden önce olan bir kambiyo senedi alacaklısı komiserin ilanına rağmen 15 günlük sürede alacağını bildirmemiş ise İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrasına göre “Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.” hükmü uyarınca işlemiş faizli kısmı ile konkondato borcuna dahil olacaktır. 15 günlük sürede böyle bir alacağı bildirmemenin müeyyidesi alacaklılar toplantısına katılamamak nisapta yer alamamak ve oy kullanamamaktır. Yoksa alacağını bildirmeyen alacaklının alacağı yok kabul edilmeyecektir.İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrası uyarınca konkondato bu alacaklı için de mecburi olacaktır.
Bu düzenlemeye göre projede yer alsın veya yer almasın anılan borçlar için konkordato hükümleri geçerli olacağını hatırlatmakta yarar vardır. Zira bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olacağından bu nitelikteki borçlar da tasdik kararı kapsamındadır.
Alacaklı … Otomasyon vekili, borçlarını ödemekte güçlük çeken firmaların piyasa alacaklıları ile birlikte bu süreçten çıkması asıl olsa da , yabancı para alacağı olanların fiili ödeme tarihindeki kura göre ödemenin yapılmaması hakkaniyete aykırı olduğunu, projeyi bu nedenle tasdik edilmesine karşı çıkmışlardır. Alacaklı Bom Mühendislik vekili de kaynaklarla orantılılık konusunda bir bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
Alacaklı ….. ….., ….. A.Ş , ….. Bankası , ….. Bank , …, ….. ….. ….. , ….. Bankası vekilleri ile … Elektronik vekili, … İmalat vekili tasdik kararına karşı çıktıklarını beyan etmişlerdir,
Duruşmaya katılan alacaklılardan … Ltd Şti yetkilisi , … .. Ltd Şti yetkilisi, İstanbul Sensörler Yetkilisi, … Elektrik yetkilisi, … Mastar Aparat… Ltd Şti yetkilisi, … Ltd Şti yetkilisi, … yetkilisi , ….. Ltd Şti yetkilisi ….. Makine Ltd Şti yetkilisi, Muhammet YİĞİT, Abdülmecit DUMAN, ise tasdik kararı verilmesi gerektiğini , davacının iyi bir tacir olduğunu ve güvenilik olduğunu, şirketin batmasının kimseye yarar sağlamayacağını açıklamışlardır.
….. Elektrik vekili, bizim davacı … Ltd Şti ‘ye emanet olarak vermiş olduğumuz robot vardır, bunu bir makinenin imalatında kullanmışlar, bunun satışı yapılmadığı için fatura kesmemiştik, konkordatoya tabi başka alacaklarımızı bulunmaktadır, şeklindeki beyanlarla davacının kötüniyetini gösterdiğini ileri sürmüşlerdir.
Davacı şirketlerle yargılaması devam eden davaları bulunan bir kısım ise konkordatonun iyiniyetli olmadığını ileri sürmüştür. Tüm aşamalarda konkordato projesinin kötüniyetli olduğunu net bir biçimde ortaya koyan somut bir durum belirlenememiştir. Davacı şirketlerle bir kısım ihtilaflı davaların bulunması ve bu davalarda tarafların farklı hukuksal görüşte olup çekişme içerisinde bulunmaları davacı şirketlerin konkordato isteminin tümden kötüniyetli olduğu sonucunu doğurmayacağı kabul edilmiştir. İlgili yargılamalar kendi içerisinde devam edecek kesinleşen mahkeme kararı çerçevesinde hukuki haklılık durumu ortaya çıkacaktır.
En büyük itiraz yabancı para alacağının geçici mühlet tarihindeki kur üzerinden TL karşılığı olarak belirlenmesine yönelik olduğundan bu husus irdelenmelidir.
Alacakların bir kısmı yabancı para alacağıdır. Konkordato tasdik talebine itiraz eden alacaklıların büyük bir çoğunluğu da itirazlarında yabancı para alacağının TL’ye çevrilmesinin hakkaniyete aykırı olacağını davacıların dövizli borcu TL olarak ödemek istemesinin de iyi niyetli olmadığını ileri sürmüşlerdir.
Yabancı para alacağının ne şekilde ödeneceği hususunda İİK’da konkordatoyu düzenleyen hükümler içerisinde yasal bir düzenleme bulunmamaktadır, bu uygulamanın nasıl gerçekleşeceği noktasında hukuksal boşluk olup, bu boşluk yargılama yapan mahkemelerce doldurulacaktır.
Kural olarak TBK’nın 99.maddesine göre; konusu para olan borç ülke parası ile ödenir, ülke parası dışında başka bir para birimi ile ödeme yapılması kararlaştırılmış ise sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parasıyla ödenir, bu yönde bir ifade bulunmadıkça borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı bu alacağının aynen veya vade veya yada fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parasıyla ödenmesini isteyebilir,”
Doktrinde ve uygulamada yabancı paranın konkordatoya tabi bir borç belirlenirken TL’ye çevrilmesinde ittifak bulunmaktadır, Yargıtayın da 7101 Sayılı yasa döneminden önceki konkordato hükümlerinde de yabancı para borcunun TL’ye çevrilmesi gerektiği yerleşik uygulama olarak kabul edilmiştir.
Bu sebeple konkordatoya tabi borcun ülke parasına çevrilerek TL karşılığı belirlenip konkordato nisabı ve borçlunun tasfiye edeceği ve ödemekle yükümlü olduğu borç belirlenmelidir.
Zira her ne kadar yasada yabancı paranın hangi tarihteki kura göre konkordato nisabında nasıl dikkate alınacağı hususunda açık bir düzenleme bulunmasa da TL alacaklıları bakımından faize ilişkin düzenleme ön görülmüştür, TL alacakları bakımından adi konkordatoda bu alacaklara faiz işlemesi duracaktır. Yerleşik yargıtay uygulamasına göre de faiz işlemesinin durması bakımından yasada kesin mühlet tarihi belirtilmiş ise de aynı yasada kesin mühletin hüküm ve sonuçları geçici mühlet bakımından da geçerli olduğu düzenlendiğinden faizlerin işlemesi geçici mühlet tarihinden itibaren duracaktır. (Yargıtay 15 HD 23.06.2021 tarih 2021/2089 E, 2021/2943 K)
TL alacakları için faizin geçici mühlet tarihinden itibaren durdurulması karşısında dövizli alacaklar bakımından da bir uygulama yapılması alacaklıların eşitliği bakımından yerinde olacaktır. Aynı şeklide kur artışı doğrudan TL döviz karşısında değer kaybına yol açacağından. TL alacağı bulunan alacaklılar bakımından bu dengesizlik ve eşitsizlik daha da belirginleşecektir.
Ancak döviz alacağının TL alacağına çevrilmesi doktrun ve uygulamada yeknesak görüş olsa da karşılığının hangi tarihli kur üzerinden belirlenmesi gerektiği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.
“Alacak kaydının bazı istisnalar haricinde Türk lirası olarak yapılması gerektiği kabul edilmektedir. ( bu istisnalar, imtiyazlı alacaklar ile yabancı para üzerinden tesis edilmiş gayrimenkul rehni ile temin edilmiş alacaklardır, Hakan Pekcantez, Yabancı Para Alacaklarının Tahsili 3.Bası, Ankara 1998, s.252) Bu kurala göre başvuru tarihindeki kur üzerinden döviz cinsindeki alacak miktarının Türk Lirasına çevirilerek başvurunun yapılması gerekecektir.” Ancak, Türk Lirasına çeviri tarihi hakkında ciddi tartışmalar yaşanmaktadır. Bazı yazarlar alacağı dövize bağlanmış olan alacaklara konkordatoda ayrıcalık tanınması gerektiren yasal bir dayanak bulunmadığını, konkordatoya tabi alacaklar arasında eşitlik ilkesi gereğince TBK m.99’un konkordatoda uygulanmasının mümkün olmadığını, yabancı para alacağının konkordato kayıt tarihindeki Türk Lirası karşılığının esas alınması gerektiğini kabul etmektedir. Diğer bazı yazarlar ise konkordatonun tasdiki tarihinin çeviri zamanı olarak esas alınması gerektiği görüşündedir. Bir diğer görüş ise yabancı para alacağının konkordato mühletinin verildiği tarihteki döviz kuru üzerinden Türk Lirasına çeviri yapılarak konkordatoya yazdırılması gerektiği kanaatindedir. Ancak konkordatonun kabulü için gerekli çoğunluğun tespiti yabancı para alacaklarının biran önce Türk Lirasına çevrilmesine, yani alacakların miktarının tespitinde eşit para biriminin kabulünü gerektirdiği ortak görüştür. Bu çerçevede ve kayıt tarihlerindeki farklılıklardan doğacak eşitsizliği önlemek için yabancı para alacaklarının tüm alacaklılar için ortak bir tarihte Türk Lirasına çevrilmesi uygun olacaktır. Bu takdirde konkordato tasdik edilirse yabancı para alacaklısı alacağını artık tasdik edilen konkordato çerçevesinde ancak Türk Lirası olarak talep edebilecek ve çeviri nedeniyle maruz kaldığı zarar için munzam zarar davası açamayacaktır. (Yeni Konkordato Hukuku, Editör : Prof.Dr.Selçuk Öztek, 2. Baskı, s.468,469,470) Açıklandığı üzere gerek uygulamada gerekse doktrinde konkordato eşitlik ilkesi kapsamında yabancı para alacağının TL’ye dönüştürülmesi gerektiği hakim görüş olarak kabul görmüştür, ancak hangi tarihli kurun dikkate alınması gerektiği konusunda yukarıda da atıf yapıldığı gibi bir kısım farklı görüşler oluşmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında da yabancı para alacağının TL’ye dönüştürülmesi gerektiği, bunun içinde ortak bir tarihin baz alınması gerektiği uygulama haline gelmiştir. ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi17. Hukuk Dairesi 2021/379 Esas, 2021/672 Karar )
Eşitliğin sağlanabilmesi için ortak tarihin belirlenmesi yerinde olacaktır, doktrinde ortak tarih olarak alacaklıların alacaklarını komisere bildirdiği tarihin 15.gün yani son günü dikkate alınabileceği benimsendiği gibi bir kısım müellifler tarafından konkordato başvuru ve geçici mühlet tarihinin baz alınması gerektiği ileri sürülmüştür.
Mahkememizce tüm alacaklılar için ortak tarihin geçici mühlet tarihi olduğu benimsenmiştir, zira alacağını bildirmeyen bir yabancı para alacaklısı bulunabileceği gibi, bildiren bir alacaklı da bulanabilecektir. Hatta borçlu kayıtlarında yer almayan ve alacaklının ihmali sonucu 15 günlük ilan süresi içerisinde de bildirilmeyen ve fakat İİK 308/c maddesi uyarınca konkordatonun mecburi olduğu yabancı para alacağı sonradan da ortaya çıkabilir. Bu hususlar gözetildiğinde tüm alacaklılar bakımından ortak tarihin geçici mühlet tarihi olduğunda kuşku yoktur.
Zira 7101 sayılı yasa ile değişiklikten önce de konkordato düzenlemeleri içerisinde ilanla alacaklıların bildirime davet uygulaması bulunmakta ve hatta bu süre 20 gün olarak belirlenmiş bulunmaktaydı, önceki yasa dönemi içerisinde de Yargıtay tarafından yabancı paranın TL’ye çevrilmesi gerektiği çeviri yapılırken de tüm alacaklılar bakımından ortak tarih olarak geçici mühlet tarihi olduğu ilke olarak benimsenmiştir,
Anılan Yargıtay 19.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2008/11846 E, 2009/9012 K sayılı ilamında da vurgulandığ üzere; ”Davacının dayandığı belgede alacak yabancı para olarak ifade edilmiştir. Yabancı para alacaklılarının aynen mi yoksa Türk Lirasına çevrilerek mi, çeviri yapılırsa hangi tarihteki kur üzerinden çevirinin yapılacağı konusunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Konkordatoya tabi alacaklar arasında eşitlik bulunduğundan alacağın Türk Lirası karşılığının konkordatoda dikkate alınması gerekir. Yabancı para alacaklarının Türk Lirasına çevrilme tarihinin konkordato mühletinin verildiği tarih olarak kabul edilmelidir. Zira mühletin verildiği tarih özellikle çoğunluk hesabı yönünden tüm alacaklar için ortak bir zaman kesitidir. Bu durumda mahkemece yabancı para alacağının mühletin verildiği 01.08.1995 tarihindeki Türk Lirası karşılığının tespit edilip konkordato tasdiki koşulları da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Yabancı para alacaklarının ne şekilde ödenmesi gerektiği hususunda gerek 7101 sayılı yasa değişikliğinden sonra gerekse yasal değişikliğinden önce Yargıtay kararında da vurgulandığı gibi bir düzenleme bulunmamaktadır. Yargıtay aynı hususta önceki yasa döneminde de emsal olarak tüm alacaklılar için geçici mühletin verildiği tarihin ortak bir zaman kesiti olduğunu kabul etmiştir. Mahkememizce de bu görüş benimsendiğinden yabancı para alacakları belirlenirken geçici mühlet tarihindeki kur dikkate alınarak belirleme yapılmıştır.Nitekim TL alacaklarına faiz işlemesi de geçici mühlet tarihinden itibaren durmaktadır. Yargıtay 15 HD 23.06.2021 tarih 2021/2089 E, 2021/2943 K sayılı kararında; faizin durduğu tarih olarak geçici mühlet tarihi baz alınmıştır.
Bu sebeple yabancı para alacağı bulunan ve konkordato tasdik talebine bu gerekçelerle itiraz ettiğini bildiren alacaklıların itiraz sebepleri yerinde görülmemiştir. Davacının yerleşik uygulama dikkate alındığında da döviz borcunu TL ye çevirmesi de kötüniyetli olduğunu göstermeyecektir. İİK yasasında bu hususta doğrudan bir yasal düzenleme yapılmadığı takdirde uygulamanın alacaklılar arasındaki eşitliğin gözetilebilmesi bakımından bu şekilde yapılması daha uygun olacaktır.
… vekili beyanlarında mahkememizin 2018/1449 E, 2021/139 K sayılı kararında “Dövizli alacaklının toplantı nisabında oranlamalarının yapılabilmesi için TL’ye çevrilerek hesaplama yapılması fiili bir zorunluluktur. Ancak bu durum dövizli alacaklının alacağının artık TL alacağı olduğu sonucunu doğurmayacaktır. Döviz alacağı olan bir alacaklı vadedeki kura göre eksik ödeme yapıldığını ileri sürerse bu durum konkordatonun bu alacaklı için feshi yargılamasında kesin sonuca bağlanacak olup, fesih yargılamasının konusunu oluşturacak bir durum hakkında ara karar tesis etmek mümkün olmadığı yönündeki gerekçeyi belirterek çelişki bulunduğunu ileri sürmüşse de” yukarıda da açıklandığı üzere doktrinde TBK 99. Maddenin uygulanması noktasında görüşler olduğu gibi alacağın TL ye çevrilmesi noktasında da görüşler bulunmaktadır. Çelişki olduğu iddia edilen karara ilişkin dava dosyasında da döviz borcu TL borcuna çevrilmiştir. Bu noktada bir çelişki bulunmamaktadır. Yine konkordato nedeniyle TL’ye çevrilen borcun döviz borcu olduğunda da hiç bir tereddüt yoktur, bu borcun konkordato uygulaması nedeniyle TL karşılığı belirlenmektedir. İlgili dosyada bir kısım alacaklılar TBK 99. Maddesine göre ödeme yapılması için ara karar tesis edilmesini ileri sürdüklerinden bu hususta fesih yargılamasının konusunu oluşturacak bir hususta ara karar tesis edilemeyeceğinden, ödeme yapılmasını istediği ve eksik ödeme gerekçesiyle fesih davası açtığı takdirde iddia edilen husus kesin hükümle sonuca bağlanacağı açıklanarak niçin ara karar tesis edilemeyeceği gerekçede izah edilmiştir. Mahkememiz ilgili dosyada açıkladığı hususlar uygulama çelişkisi olmayıp aksine her iki dava dosyasında da döviz borcu TL borcuna çevirilerek uygulama yapılmış ve konkordato alacağı belirlenmiştir. Ancak konkordato yargılaması bakımından açıklanan ilkeler ve gerekçeler uyarınca yabancı para alacaklarının TL ye çevrilmesi ve alacak tutarı belirlenirken geçici mühlet tarihindeki kur dikkate alınarak belirleme yapılması mahkememiz uygulaması olarak kabul edilmiştir.
Davacı … Makina San. Tic. Ltd Şti ‘nin rehinli mallarının satışın ve muhafazanın 1 yıl süreyle ertelemesi talebinde bulunmuştur.
Konkordato komiseri aynı zamanda bankacılık uzmanı olduğundan ve geçici mühlet tarihine kadar rehinli borçların faizlerinin hesaplanmasının komiserin uzmanlık alanına girdiğinden bu hususta komiserden hesaplama yapılması istenmiş, davacı … Makina San Tic. Ltd Şti de tasdik kararı öncesinde belirlenen bu faiz kısmını ilgili rehinli alacaklıya ödemiştir, İİK ‘nın 307.maddesine göre rehinli malların satışının ertelenmesine hangi şartlarda hüküm altına alınabileceği belirlenmiştir.
Buna göre; ” Borçlunun talebi üzerine, tasdik kararında rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere aşağıdaki şartlarla ertelenebilir.
a) Rehinle temin edilen alacak konkordato talebinden önce doğmuş olmalıdır.
b) Rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizi bulunmamalıdır.
c) Borçlu rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmalıdır. ”
Yukarıda açıklandığı üzere ikinci şart olan faiz kısmı ödeme ile yerine getirilmiştir, ertelemesi istenilen rehinli alacağın konkordato talebinden önce doğduğu anlaşılmaktadır. Diğer bir unsur da rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmasıdır.
Rehinli mallar incelendiğinde; 16 AEM 777 plakalı aracın işletmede kullanıldığı, bu sebeple işletmenin faaliyeti için mevcudiyetinin gerekli olduğu, yine Bursa İli Nilüfer İlçesi 6103 ada 134 parselde bulunan taşınmazın işletmenin bulunduğu taşınmaz olduğu, satışı halinde konkordatonun ve ekonomik varlığın tehlikeye düşeceği, bu iki malvarlığı yönünden İİK’daki şartların oluşmuş olduğu anlaşılmakla davacı … Makina Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin bu malların satışının ve muhafazasının 1 yıl süreyle ertelenmesi talebi yerinde görülmüştür.
Ancak Bursa ili Karacabey İlçesi 3510 parselde kayıtlı arsa niteliğindeki taşınmazın işletme faaliyetleriyle ilgili olmaması nedeniyle 1 yıl süreyle satışının ve muhafazasının ertelenmesi talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacılar … (TCKN:…..), SİNAN BATIR (TCKN:…..)’nin konkordato tasdik taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2-Davacı … MAKİNA SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ (Vergi D. N:…..), (Ticaret Sicil No:…..)’nin rehinli alacakların yapılandırılmasına ilişkin ( Madde 308/H ) konkordato tasdik talebinin REDDİNE,
3-Davacılar … MAKİNA SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ (Vergi D. N:…..), (Ticaret Sicil No:…..) ve … SANAYİ MÜHENDİSLİĞİ ANONİM ŞİRKETİ (Vergi D. N:…..), (Ticaret Sicil No:………)’nin adi konkordatoya ilişkin tasdik talebinin KABULÜ ile;
4-Geçici mühlet tarihinden itibaren faiz uygulanmayacak şekilde belirlenen adi konkordatoya tabi borcun 01/09/2022 tarihinden itibaren başlamak üzere %15’lik kısmının 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde , 01/09/2023 tarihinden itibaren başlamak üzere %20’lik kısmının 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde , 01/09/2024 tarihinden itibaren başlamak üzere %25’lik kısmının 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde , 01/09/2025 tarihinden itibaren başlamak üzere %25’lik kısmının 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde , 01/09/2026 tarihinden itibaren başlamak üzere bakiye kısmın 12 aylık sürede 4 eşit taksitler halinde ve her bir ödemenin 1.000,00 TL’den aşağı olmamak üzere ÖDENMESİNE,
5-Rehinli malların satışının ertelenmesine ilişkin talebin KISMEN KABULÜ ile ; davacı … MAKİNA SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ne ait Bursa İli Nilüfer İlçesi 6103 ada 134 parselde bulunan taşınmazın satışının ve muhafazasının 1 YIL SÜREYLE ERTELENMESİNE
6- … MAKİNA SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ne ait ….. plakalı Opel Astra Marka aracın satışının ve muhafazasının 1 YIL SÜREYLE ERTELENMESİNE,
7- … MAKİNA SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ne ait Bursa ili Karacabey İlçesi 3510 parselde kayıtlı arsa niteliğindeki taşınmazın işletme faaliyetleriyle ilgili olmaması nedeniyle 1 yıl süreyle satışının ve muhafazasının ertelenmesi talebinin REDDİNE,
8-Mühlet içi borçlara ilişkin olarak davacı … MAKİNA SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin ödenmemiş , bakiye kalan ve teminatlandırılması gereken 870.784,87 TL ve davacı … SANAYİ MÜHENDİSLİĞİ ANONİM ŞİRKETİ’nin 167.506,56 TL mühlet içi borcuna ilişkin olarak davacı … MAKİNA SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ne ait Forklift – Tailift , Freze King S Z A 8 – ….. Makine, Jetco Freze JBE – 60 – ….. , ….. Vinç, Victor V Turn – 26 HD CNC TORNA , OCEAN OCT- 3525 ZA D. Delme Makinesinin mühlet borcunun teminatı olarak kabulü ile kararda belirtilen tutarların ödenip sonlanmasına kadar mahkememiz izni ve bilgisi dışında devrinin YASAKLANMASINA,
9-Mahkememizce kesin mühletin İİK’da öngörülen sonuçlarının kendiliğinden sonlandığının açıklanması ile mahkememizce verilen TÜM TEDBİR KARARLARININ KALDIRILMASINA,
10-Konkordato Komiseri ….. ….. ….. komiserlik görevinin SONLANDIRILMASINA,
11- ….. ….. ….. İİK 306/2.maddesi gereğince tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetimi sağlamak üzere ATANMASINA,
12- ….. ….. ….. borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir rapor alınmasına,
13-… ….. ….. aylık 3.000,00 TL ücret takdiri ile bu giderin şirketler kasasından ödenmesine,
14-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan başlangıçta alınan 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 36,30’ar TL harcın davacılar … ve ….. …..’ dan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına, ( adı geçen her bir davacıdan 36,30 TL harç ayrı ayrı tahsil edilecektir.)
15-Tasdik kararının İİK 288.maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,Tasdik kararının İİK 288.maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
Dair davacı ve vekilleri ile duruşmaya katılan alacaklılar vekillerinin yüzüne karşı davacı bakımından kararın tebliğinden itibaren, itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise kararın ilanından itibaren on gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıld. 08/03/2022
Başkan …..
e-imza
Üye …..
e-imza
Üye …..
e-imza
Katip …..
e-imza