Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/910 E. 2020/489 K. 14.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/910
KARAR NO : 2020/489

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : ……
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/12/2016
KARAR TARİHİ : 14/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında, davacının davalıya ait iş yerinde alçı, tadilat, tamir işleri yaptığını, işi tam ve eksiksiz biçimde teslim ettiğini, faturayı da karşı tarafa gönderdiğini ancak davalının faturayı ihtar ekinde iade ettiğini, bunun üzerine Bursa 4.İcra Dairesinin 2015/… esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalının takibe haksız biçimde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Yukarıda özetlenen dava sebebiyle mahkememizde yapılan yargılama sonucunda 10.07.2017 gün ve 2016/1580 esas 2017/791 karar sayılı ilamla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve takibin asıl alacak üzerinden devamı uygun görülmüştür. Bu karara karşı davalı taraf istinaf yoluna başvurmuş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 31.10.2019 gün ve 2018/396 E. 2019/1319 K. sayılı ilamıyla mahkememizin kararı kaldırılmıştır. İstinaf Mahkemesi kaldırma kararında “Yargıtayın yerleşik içtihatları gereğince, faturanın onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Süresi içerisinde itiraz edilmeyen faturanın, konusu olan malın teslim edildiği, iş veya hizmetin yapılmış olduğunun kabulü anlamına gelmez. Bu durumda taraflar arasında eser sözleşmesi yapıldığının ve alacağın ispat yükü davacı tarafta olup, davacı faturada yazılı malları davalıya teslim ettiğini kanıtlamak durumundadır. Somut olayda; taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmasa da sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu konusunda bir ihtilâf yoktur. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi sabit olup, sözleşme inkar edilmemiştir. Davalının icra dosyasındaki borca itirazı, teslimi de kapsadığından yapılan işin, imalat ve bedel belirlenmesinin tanık ve tüm delillerle ispatı mümkündür. Sözleşme ilişkisinin kurulduğu yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 481. maddesinde; -Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir- düzenlemesine yer verilmiştir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmayıp, iş bedeli konusunda taraflar da anlaşmamışlarsa, iş bedelinin, yasanın sözü edilen bu hükmü uyarınca, yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiç fiyatlarına göre belirlenmesi gerekmektedir. Bu sebeple, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından ve işin bedeli önceden kararlaştırılmayıp iş bedeli taraflar arasında çekişme konusu olduğuna göre sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 481. Maddesi uyarınca iş bedelinin işin yapıldığı yılın mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi gerekir.” gerekçesine yer verilmiştir.
Mahkememizce kaldırma kararı çerçevesinde değerlendirme yapılmıştır. Öncelikle belirtelim ki mahkememizce verilen karar bir hukuki yanılgıya dayalıdır. Başlangıçta davalının imza konusunda beyana davet edilmesi hatalıdır. Zira davacının sunduğu belge örneğinde davalıya atfen atılmış bir imza yoktur. İmza, faturanın iadesi için noter tarafından yapılan işleme ilişkindir. Fatura davalı tarafından kabul edilmeyip iade edildiğine göre bu faturaya dayalı olarak takip yapılması ve fatura gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Davacı taraf bir eser sözleşmesinin varlığını, bu sözleşme çerçevesinde bir eser meydana getirip davalıya teslim ettiğini kanıtlamalıdır. Somut olayda davacı taraf sadece faturaya istinaden takip yapmış, takibin dayanağı olarak eser sözleşmesini göstermemiştir. Bilindiği gibi itirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlıdır. Takipte gösterilen sebebin dışında bir sebebe dayanılarak itirazın iptali davası ispat edilemez. Eser sözleşmesinin varlığının ispatı konusunda itirazın iptali davasında ileri sürülen delilerin araştırılması mümkün değildir.
İstinaf Mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında davacı taraf davaya iştirak etmemiştir. Davalı taraf davayı takip ettiğini bildirmiş, davanın kabulünden sonra icra baskısı altında borcu kabul etmek ve ödeme taahhüdünde bulunmak ve yine zorunlu olarak ödeme yapmak zorunda kaldığını beyan etmiştir.
Öncelikle belirtelim ki haciz baskısı altında verilen ödeme taahhüdü de borcu kabul beyanı da geçersizdir. Müzayaka altında kalmak hür iradeyi sakatlayan bir durumdur. Bu nedenle davalının mahkeme dışı ikrarına itibar edilmemiştir. Kaldı ki davalı da bu beyanın hür iradeyi yansıtmadığını ileri sürmektedir.
Sonuç itibariyle davacı taraf faturaya istinaden takip yapmışsa da iade edilen faturanın takibe dayanak yapılması mümkün değildir. Davacının itirazın iptali davası değil alacak davası açması gerekir. Bu sebeple davanın reddine karar verilmiştir. Ancak tekrar belirtelim ki itiraz iptali davasının reddedilmesi davacının eser sözleşmesine dayanarak alacak davası açma hakkını ortadan kaldırmaz. Bir eser teslim ettiğini ispat ederek alacağını talep etmesi mümkündür.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Şartları oluşmadığından davacı aleyhine haksız takip tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 54,40 TL harcın başlangıçta alınan 70,54 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 16,14 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,

5-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,dair kesin karar davalının yüzüne karşı davacının yokluğunda açıkça okundu, anlatıldı.14/09/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza