Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/91 E. 2021/562 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2019/91
KARAR NO : 2021/562

BAŞKAN : …
ÜYE : ..
ÜYE : ..
KATİP :..

DAVACILAR: 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL :..
VEKİLİ : Av. ..

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. ..

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…
FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL :….
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL :….
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : …

VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : ….
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av..
FERİ MÜDAHİL : …..
VEKİLİ : Av. .

FERİ MÜDAHİL :..
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. ..

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av..

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. ..

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. …

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av..

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av…

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av. ..

FERİ MÜDAHİL :…
VEKİLİ : Av….

FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. ..

FERİ MÜDAHİL :….
VEKİLİ : Av…
FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. ..

FERİ MÜDAHİL : …

DAVA : Konkordato
DAVA TARİHİ : 04/02/2019
KARAR TARİHİ : 28/05/2021
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacının borçlarını ödemekte güçlük yaşadığı gerekçesi ile konkordato ön projesini ve İİK 286.maddesinde gösterilen belgeleri eklemek suretiyle öncelikle geçici mühlet ve kesin mühlet ve sonrasında projenin tasdiki talep edilmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Davacı vekili dava dilekçesinde davacı şirket için konkordato talebinde bulunmuştur.
Adi konkordato, iflasa tabi olup olmadığına bakılmaksızın, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun borçlarını proje ile belirli bir vade veya indirim yoluyla yeniden yapılandırabilecekleri bir hukuki imkandır. Konkordato geçici mühleti başarıya ulaşma ihtimalinin olması durumunda borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir ve ilan edilir.
Konkordato talebine eklenecek belgeler Madde 286 da sayılmıştır, bunlar aşağıda belirtilenlerdir;
a) konkordato ön projesi.
b) Borçlunun malvarlığının durumunu gösterir belgeler;, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgeler.
c) Alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren liste.
d) Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablo.
e) makul güvence veren denetim raporu ile dayanakları.
Mahkeme talep ile birlikte İİK m. 286’ daki belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettikten sonra borçluya derhal üç aylık geçici bir mühlet verir. Verilen bu geçici mühlet, borçlunun veya komiserin talebiyle iki ay daha uzatılabilir (İİK m. 287/4). Komiser mühletin sonunda mahkemeye bir rapor sunar. Bu rapor neticesinde mahkeme konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna kanaat getirirse, borçluya bir yıllık kesin mühlet verir (İİK m. 289). Bu bir yıllık kesin mühlet, sürenin dolmasından önce komiser veya borçlunun talebiyle altı aya kadar daha uzatılabilmesi mümkündür. Mühletin kabulüne ilişkin mahkemece verilen tüm kararlar kesin niteliktedir.
Bir kısım alacaklılar konkordato kesin mühlet verilmesine itiraz etmişlerse de mühletin kabulüne ilişkin mahkemece verilen tüm kararlar kesin niteliktedir. Bu kesinlik hem kesin mühleten verildiği anda hemde tasdike ilişkin nihai karardan sonra da kesin mühlet kararının istinaf edilememesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
İİK m. 289/3 gereği, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde, borçluya bir yıllık kesin mühlet süresi verilir hükmü uyarınca geçici mühlet içerisinde yapılan incelemeler ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı denetlenmiştir. Mahkememizce, komiser raporu ve alacaklıların da itirazları değerlendirilmiş, borçlunun teklif etmiş olduğu konkordato şartlarına göre borçlarını ödeme ihtimalinin olduğu ve teklif edilen konkordatonun borçlunun ödeme kabiliyetine tekrar kavuşma amacına hizmet ettiği yolunda kanaatine ulaşılmıştır ve borçluya kesin mühlet verilmiştir.
Kesin mühletin ilanından sonra, İİK m. 299’a göre konkordato komiseri tarafından yapılacak ilanla alacaklıların alacaklarını bildirmesi istenir ve komiser bildirilen alacakların kayıtlarını yapar.
Alacaklılar, komiser tarafından yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde alacaklarını bildirmeye davet olunur ve komiserin bu ilanı (m. 299), İİK m. 288’deki usule uygun şekilde yaptırması gerekecektir.
Buna göre komiser tarafından davacı borçlu için alacaklılara ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet için gerekli ilanlar yapılmış ve ilanda, alacak bildiriminin yapılacağı adresin ve hangi zaman içinde yapılabileceği, alacağını süresinde bildirmeyen alacaklıların, alacaklarının borçlunun bilançosunda da kayıtlı olmaması durumunda, kanun maddesinde belirtilen konkordato müzakerelerine alınmayacağı hatırlatılmıştır.
Alacağı hiç bildirilmeyen yahut düşük bildirildiğini düşünen bu alacaklının İİK uyarınca çekişmeli alacak yönünden dava açma hakkı saklıdır. Çekişmeli alacağın ortaya çıkması için ilandan sonra 15 günlük sürede alacağın konkordato komiserine bildirilmiş olması gerekmektedir.
İİK’nun 302.maddesinin 4.fıkrasına göre ;”çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.”
Buradaki hükümden çekişmeli olan alacakların tamamı hakkında bir alacak yargılaması yapar gibi mahkemenin belirleme yapma yükümlülüğü bulunduğu sonucu çıkarılmamalıdır. Böyle bir durumda itirazlı alacaklıların araştırılması yoluna gidilecek olursa konkordatoya ilişkin sürelerin yasada sınırlı olarak belirlenmiş olması ve çoğu kez alacaklılar toplantısının kesin mühlete yakın olan bir süreçte tamamlanabiliyor oluşu da dikkate alındığında alacaklılar hakkında yargılama yapar gibi araştırma yapmak sağlıklı bir çözüm olmayıp sürecin tıkanmasına dahi yol açacaktır. Nitekim yasa koyucu 302.maddenin 4.fıkrasında mahkemece karar verilebileceğini açıklamıştır. Dosya üzerinden basit bir belirlemeyle karar verilebilir olan çekişmeli alacaklarla ilgili mahkemece karar verilebilirse de çoğu kez banka kredisinden kaynaklanan itirazın iptali ve menfi tespit davalarında alacağın miktarının net bir biçimde belirlenebilmesi yıllar süren yargılamalara konu olmaktadır. Bu bağlamda konkordato süreci içerisinde böyle bir araştırma yapılması mümkün değildir. Aradaki adi alacağın çekişmeli kısma ilişkin bankanın İİK 302/4 maddesi uyarınca dava açma hakkı da yasa gereği saklıdır . Kanaatimizce konkordato yargılaması yapan mahkemenin çekişmeli alacaklarla ilgili karar verebileceği haller doğrudan dosya üzerinden sunalan belgelere göre belirlenebilecek hallerle sınırlı olarak uygulanabilecek hallerdir.
Konkordato komiserinin yapmış olduğu ilan ile bildirilmesi gereken alacaklar, konkordatoya tabi alacaklar, yani konkordato borçlusuna karşı konkordato talebinin yapılmasından önce doğmuş olan alacaklardır (m. 308/c-2). Bu alacaklara kısaca konkordatoya tabi alacaklar veya
konkordato alacakları denebilir. Buna göre, ilan ile komisere bildirilmesi gereken alacaklar, konkordato mühletinin verilmesinden önce doğmuş olan alacaklar olup, alacak bildiriminde bulunulurken konkordato geçici mühletinin verildiği andaki tutarı esas alınmalıdır.
Davacının alacaklılar toplantısı 03/03/2021 tarihinde yapılmıştır. Toplantıya on iki alacaklı katılmıştır. İhtar süresi içerisinde reylerini belirten alacaklılar ile birlikte davacının otuz altı alacaklısı projeye onay vermiş yirmi beş alacaklısı projeye onay vermemiştir. Onay veren otuz altı alacaklının alacak toplamı 3.089.614,74 TL olup, red veren yirmi beş alacaklının alacak toplamı 2.354.129,65 TL ‘ dir. Buna göre davacı alacaklı çoğunluğunun %59,2 ‘ sini ve alacak çoğunluğunun %56,76 ‘ sı ile konkordato projesi alacaklılar tarafından kabul edilmiştir.
Konkordato komiserinin 22/03/2021 havale tarihli raporunda ise; alacaklı sayısı değişmemekle birlikte alacak miktarları değişiklik arz etmiştir. Bunun sebebi de 22/03/2021 tarihli raporda üçüncü kişi tarafından verilen rehinlerin konkordatoya tabi alacak olarak nitelendirilmemesinden kaynaklanmıştır.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2021/… E. – 2021/…. K. Sayılı kararında üçüncü kişi tarafından verilen rehinler adi alacak sayılıp toplantı hesabında dikkate alınmasına karar verilmesi görüş olarak benimsendiğinden komiserden üçüncü kişilerin verdiği rehinli alacaklar adi alacak sayılarak konkordato hesabının oluşturulması ve yeni bir rapor hazırlanması istenmiştir.
Konkordato oylamasına mesnet teşkil eden alacak tutarı 25/05/2021 tarihli rapora göre belirlenmiş olup buna göre; 5.443.744,39 TL alacak miktarının 3.089.614,74 TL ‘ lik kısmı kabul oyu kullanmış 2.354.129,65 TL ‘ lik kısmı ise red oyu kullanmıştır. Buna göre davacı şirket alacaklılar toplantısında gerekli nisabı sağlamıştır.
Toplantı sonrası oylamaya ilişkin iltihak süresi beklenmiş ve komiser tarafından oylama sonucunda projenin tasdiki hususuyla ilgili olarak gerekçeli rapor hazırlanmıştır. Rapor mahkememize ibraz edildikten sonra kesin mühlet içerisinde konkordato projesi tasdik kararı hakkında bir karar verebilmek için bir duruşma günü belirlenerek İİK 304. Maddesi uyarınca duruşma günü ilan edilmiş, itiraz edenlerin itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri ihtar edilmiştir.
Konkordatonun tasdiki için gerekli koşullar İİK’nın 305. maddesinde sayılmıştır. Bunları beş maddede sıraladığımızda şartlar şu şekildedir:
1- Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması gerekmektedir.. Söz konusu bu hükmün amacı konkordato projesini kabul etmeyen, ancak Kanunda öngörülen nisapla konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, azınlıkta kalana alacaklıların korunması bakımından önemlidir.
Davacı şirket 4.809.921,60 TL borca batıktır. Davacının iflası durumunda rayiç değer bilançosuna göre aktif toplamı 2.110.801,93 TL olduğundan iflası halinde cebri satışlardaki ortalama satış oranları dikkate alındığında 1.095.301,93 TL olacaktır. Üçüncü kişilerin kefaletinden gelen satışlarda eklendiğinde 1.620.301,93 TL alacaklıların eline geçecek tutar olarak tespit edilmiştir. Oysa ki; konkordato projesine göre alacaklılar alacaklarının faizsiz kısmın tamamını elde edecektir. Yine ortalama iflas tasfiyesi süreci davacı potansiyelindeki bir şirket için en az beş yıl süreceğinden projedeki vade süresi de alacaklılar bakımından daha lehedir.
2- Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken mahkemece borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir edilmelidir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekecektir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirlemelidir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması gerekir. Bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenirken mahkemece borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranla dikkate alınacağını takdir edilmelidir. Orantılı olma koşulu tespit edilirken borçlunun beklenen haklarının da mahkemece takdir edilerek hesaba katılması gerekecektir. Konkordatonun tasdiki için aranan bu koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğini de konkordato komiseri raporunda belirlemelidir. Elbette komiserin bu raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir. Mahkeme bu bilgileri eksik ya da yetersiz bulursa, komiserden ek rapor alabilir veya gerekli ise bilirkişi incelemesi yaptırabilir.
Kaynaklarla orantılılık olgusu her borçlunun mali durumu, işletme yapısına göre farklılık arz etmektedir. Bazı firmalar daha yüksek miktarlarda borca batık olmasına rağmen ticari satışlardan elde ettikleri gelirler ve nakit akımları sayesinde projeyi gerçekleştirebilme imkanına sahip olabilmektedirler. Bu sebeple borca batıklık olgusu başlı başına projenin başarı şansını ortadan kaldıran bir neden değildir.
Davacı şirket konfeksiyon alanında faaliyet göstermekte olup çocuk ve bebe giyim üzerine faaliyet göstermektedir. Davacının konkordato mühletinden önce 2016-2018 tarihlerini de kapsayan süreçte yıllık 4 Milyon ile 7 Milyon TL arasında satış rakamlarına ulaştığı görülmektedir. Davacı şirket 2021 yılı ile 2027 yılı arasında 5 Milyondan başlayarak artan grafikle en sonunda 13 Milyonluk satış rakamlarını hedeflemiştir. Buna göre de; her dönemin net karları oluşturulmuştur. Davacının konkordatodan önceki dönemlerde 2021-2022-2023 yıllarında hedeflenen satış rakamlarına ulaşabildiği görülmektedir. Bundan sonraki yıllar ise artan grafiklerle farklı oranlarda devam etmektedir ki davacı bu rakamlara da ulaşabilme potansiyeline sahiptir. Davacı şirket her ne kadar 2016-2017 yıllarındaki satış rakamlarına rağmen 2016 ‘ da zarar 2017 ‘ de düşük bir kar ortaya koymuş ise de; bunun nedenleri 2016 yılında davacının Nilüfer Mağazasının kuruluşunda yapılan yatırım tutarının yüksekliği ve faaliyette olan AVM mağazalarının yüksek giderleridir. Bunlar faaliyet giderleri olarak maliyeti arttırdığından otomatikman karlılığa etki etmiştir. 2018 yılında da AVM kiralarındaki dövizden kaynaklı artışlar etken olmuştur. Konkordatoya girilen süreçten sonra davacının AVM ‘ de bulunan mağazası kapatılmış ve davacı kira maliyetinden kurtulmuştur. Yine Nilüfer Mağazası da kapatılmış ve bu şekilde maliyetler en aşağı seviyeye çekilmiştir. Bu durumda doğrudan satış rakamlarından elde edilecek tutarlarda karlılığın yüksek olmasını sağlayacaktır.
Davacı çocuk giyimi ve konfeksiyon dışında mühlet içerisinde mobilya satışına da ağırlık vermiştir. Mobilya satışının kar marjı %30 – 35 civarında olup henüz mal teslim edilmeden müşteriden peşin alınan belirli bir kısım davacı şirketin finansmanına olumlu yönde etki etmektedir. Bu sebeple davacının 2021 – 2027 yılları arasındaki satış rakamları ve karlılık tablolarında gösterilen tutarlara ulaşabileceği kabul edilmiştir.
Davacı şirketin konkordato dönemi içerisinde pandemi nedeniyle tedbir ve yasaklardan dolayı satış rakamlarının etkilendiği görülmektedir. Komiserden bu hususu aylar itibariyle ayrıntılı gösteren tabloları raporunda da yer vermesi istenilmiştir. Bu tablodan da anlaşılacağı üzere tam kapanmanın veya hafta sonu kapanmalarının olduğu dönemlerde satış rakamlarının etkilendiği ancak kapanmanın olmadığı dönemlerde ise satış rakamlarında önemli ölçüde artışın bulunduğu görülmektedir. Davacı 2020 yılı Temmuz 2021 yılı Mayıs ayında dahi 2 Milyon TL ‘ lik satış rakamına ulaşabilmiştir ki bu dönem çoğunlukla pandeminin etkisinin olduğu dönemdir. Kapanmanın olmadığı süreçlerdeki satış tutarları dikkate alındığında davacının 2021 – 2027 arası dönemde karlılıklarına ve satış rakamlarına ulaşabileceği kabul edilmiştir.
Komiserden 2021 – 2027 arası dönemde elde edilen karlılıklara göre davacının aylık ödeme yükünü karşılaştırması istenilmiş bu karşılaştırmaya göre öngörülen satış rakamları ve karlılığın projede vaadedilen ödemelerin gerçekleşebileceği belirlenmiştir. (Bknz : 25/05/2021 havale tarihli rapor 9. sayfa)
Diğer yönüyle konkordato iflas erteleme müessesesinden önemli ölçüde farklılık arz etmektedir. Her şeyden önce iflas erteleme kararı verildiğinde ve bu karar kesinleştiğinde hiçbir alacaklının bu kararın kendisi bakımından feshini talep etme hakkı yoktur. Konkordato kurumunda ise; tasdik kararı verilmiş olsa bile her bir alacaklı vadesinde alacağı ödenmediği takdirde konkordatonun kendisi bakımından feshinin ve hatta borçlunun kötü niyetli olması durumunda konkordatonun tamamen feshini talep etme hakkına sahiptir. Bu yönüyle de tasdik kararı verilmiş olması halinde de borçlu denetim içerisindedir. Nitekim tasdik kararından sonra bir kayyım atanır ve kayyımdan 2 ayda bir rapor düzenlenmesi istenir. Tasdik sonrası bu alacaklıların korunması için öngörülmüş düzenlemelerdir. Bu sebeple alacaklılar toplantısında gerekli çoğunluğu sağlamış olan ve alacaklıların önemli ölçüde desteğini alan borçlunun projesinin başarı ihtimali var ise; kendisine bu hakkın tanınması iflas kararı verilmesinden çok daha yerinde olacaktır. Nitekim kanun koyucu iflas halinde alacaklıların eline geçecek tutarla konkordato ile geçecek tutar arasındaki farkı ve konkordatonun daha lehe olmasını tasdik şartlarından biri olarak bu nedenle aramıştır.
Tasdik kararı verilmesi alacaklılar için davacının iflasından daha lehedir. Aynı zamanda tasdik sonrasında da borçlu vaadine uymazsa feshi de mümkündür. Davacının iflasına karar vermektense mahkeme denetiminde borcu ödeyip ödeyemeyeceğinin gözetlenerek tasdik kararı verilmesi daha uygun bulunmuştur.
3- Konkordato projesi İİK m. 302 de öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olmalıdır. İİK’nın 302.’nci maddesinin 3. fıkrasına göre, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Mahkeme bu oranları ve konkordatonun aranan çoğunlukla kabul edilip edilmediğini konkordato komiseri raporunu esas alarak belirleyecektir. Ancak mahkeme, komiserin raporu ile bağlı olmayıp, bu koşulu da kendiliğinden araştırmalıdır. Nitekim komiserin raporu mahkeme bakımından bağlayıcı değildir.
İİK’nun 302. maddesi uyarınca kabul ve red nisapları toplatıda hazır bulunanların oyları ve 7 günlük iltihak süresi içerisinde reylerini beyan edenlerin oylarına göre kabul ve red nisabı belirlenecektir. 302. maddenin 6. Maddesi amir hükmü uyarınca oylamaya iltihak yoluyla katılım mümkündür. Zira herhangi bir nedenden dolayı toplantıya katılamayan alacaklı bulunabileceğini gözeten kanun koyucu alacaklının 7 gün içerisinde oyunu kullanabilmesine olanak vermiş olup iltihak suretiyle reylerini beyan eden alacaklıların beyanları da dikkate alınarak kabul ve red nisabı belirlenmesi yasal bir zorunluluktur. Davacının otuz altı alacaklısı projeye onay vermiş yirmi beş alacaklısı projeye onay vermemiştir. Onay veren otuz altı alacaklının alacak toplamı 3.089.614,74 TL olup, red veren yirmi beş alacaklının alacak toplamı 2.354.129,65 TL ‘ dir. Buna göre davacı alacaklı çoğunluğunun %59,2 ‘ sini ve alacak çoğunluğunun %56,76 ‘ sı ile konkordato projesi alacaklılar tarafından kabul edilmiştir.
4- İİK’nın 206. maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmemesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe, yeterli teminata bağlanmış olması gerekmektedir. İmtiyazlı alacaklıların alacaklarından açıkça vazgeçmesi halinde borçlunun teminat göstermesine gerek kalmayacaktır. Çekişmeli ve geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacaklıların oylamaya katılmaları halinde bunların teminat gösterip göstermeyeceği mahkeme tarafından karar verilecektir. Yeni düzenleme ile 206. maddenin ikinci ve üçüncü sırasındaki alacaklar imtiyazlı alacaklar olmaktan çıkarıldığından dolayı bu alacaklar için ayrıca teminat gösterilmesi gerekmemektedir. Teminat borçlu veya üçüncü bir kişi tarafından gösterilebilir ancak borçlunun gösterdiği teminat, diğer alacaklıların alacaklarını tahsili için projede yer alan taşınır veya taşınmaz mallardan biri olamaz.
Buradaki şartlar İİK’nun 206.maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacakların ve mühlet içerisinde komiserin izniyle akdedilmiş olan borçlulara ilişkin alacakların teminatlandırılması düzenlenmiştir. Bilindiği üzere mühlet sonrası borçlar konkordatoya tabi borçlar değildir. 206/1.maddede öngörülen borçlarda imtiyazlı alacak olup konkordatoya tabi değildir. Yasa koyucu burada bu alacaklıların alacağının teminatlandırılmasını yahut alacaklı teminat gösterilmesinden feragat edilmesi şartını aramıştır.
Davacının teminat gösterilmesi gereken borç tutarının 641.741,92 TL olduğu tasdik duruşmasının yapıldığı tarihe kadar 33 adet alacaklının teminat gösterilmesinden feragat ettiği, toplam teminattan feragat edilen alacak tutarının da 637.417,94 TL olduğu, yine mühlet içeresinde oluşan borçtan 16 alacaklıya toplam 101.579,85 TL ödeme yapıldığı kalan 7 adet alacaklının 3.100,21 TL alacak tutarı da davacı şirkete ait Şekerbank Beşevler Küçüksanayi Şubesindeki hesapta bloke edilmiştir. Bu sebeple davacının bu şartı da gerçekleştirdiği görülmüştür.

5- Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması gerekmektedir. Bu giderler bilirkişi ücreti, tasdik kararının tebliği ve ilânı ile gerekli yerlere bildirilmesi için gereken tebliğ ve posta giderleri, dosya ve sair evrak giderleri, celse harçları gibi giderlerden oluşmaktadır. Yeni düzenleme ile birlikte, alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan tutar üzerinden binde 2.27 oranında harç alınmalıdır.
5.443.744,39 TL konkordatoya ve toplantı nisabına göre belirtilen borç üzerinden harç alınması gerekmektedir. Alınması gereken tasdik harcı 12.357,30 TL olup davacı tarafça bu tutardaki tasdik harcı tamamlanmıştır. Konkordato tasdiki için gereken yargılama gideri bakımından dosyada yatırılmış olan avans yeterli olduğundan davacı tarafça başkaca bir yargılama gideri yatırılmasına gerek duyulmamıştır.
İİK’nun 302 son maddesine göre komiser iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin tüm belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğini ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdii eder. İİK 304.madde uyarınca rapor ve dosyayı tevdii alan mahkeme konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her halde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olan duruşma günü 288.madde uyarınca ilan edilir. İtiraz edenler itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilana yazılır. Buradaki hükümlerden de anlaşılacağı üzere alacaklılar toplantısı sonrası komiser raporunun taraflara tebliği hüküm altına alınmamıştır. Yasa koyucu burada bilinçli bir şekilde susarak bu hususu hüküm altına almamıştır. Zira herhangi bir raporun tebliğ edilmesi gerektiği durumda yasa koyucu özel olarak bu hususu muhattabı bakımından düzenleme altına almıştır. Örneğin İİK 298.maddesinin 2.fıkrası uyarınca kıymet takdiri yapılan rehinli malların kıymet takdir raporları yazılı olarak rehinli alacaklılara ve borçluya bildirilir. İİK 301.maddesine göre alacaklılar ilanla toplantıya davet edilir. Toplantı gününe ilişkin ilanın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İİK 299.maddesine göre alacaklıların alacaklarına bildirmeye davet komiser tarafından ilan edilir. Ayrıca ilanın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere doğrudan muhattabın haklarına etkili olan durumları yasa koyucu düzenleme altına alarak ilan dışında tebligat yapılmasını kararlaştırmıştır. Konkordato yargılaması basit usule tabi olan davalardır. Hasımsız olarak açılır. Ancak alacaklılar feri müdahale yoluyla müdahil olabilirler. İtiraz eden alacaklılar tasdik kararını istinaf edebilirler. Konkordato davası davacısı ve davalısı olan bir dava değildir. Alınan bilirkişi raporunun yahut muhattaba yapılacak tebligatın hangi durumlarda tebliğe çıkarılacağı düzenleme altına alınmıştır. Bunun haricinde duruşmaya davet dahi alacaklılara tebligat yoluyla değil ilan yoluyla yapılmaktadır. Gerekçeli kararlara karşı yasa yoluna başvuru süresi dahi davacıya tebliğden başlayıp itiraz eden alacaklılar bakımından yasa yoluna müracaat hakkı tebliğ değil kısa kararın ilan tarihinden itibaren başlar. Bu sebeple alacaklılar toplantısı sonrası komiser raporunun her bir alacaklıya ayrı ayrı tebliğine gerek bulunmamaktadır ki sınırlı sürelerle yapılan konkordato yargılaması bakımından yasa koyucu bunu öngörerek tebligat yapılması gereken halleri yasal düzenlemeler altına alırken bunu alacaklılara tebligat yapılması gereken haller içerisine almamıştır.
Yapılan yargılama sonucunda açıklanan tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının konkordato projesinin tasdik şartlarının mevcut olduğu anlaşıldığından bu sebeple projenin tasdikine karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 308/c maddesinin ikinci fıkrasına göre “Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.”
Bu düzenlemeye göre projede yer alsın veya yer almasın anılan borçlar için konkordato hükümleri geçerli olacaktır. “Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.” hükmü uyarınca konkordatoya tabi borç miktarı tasdikine karar verilen proje için belirtilen borç miktarı kadar değildir. Tasdik kararı sonrasındaki süreç içerisinde konkordato kapsamına dahil olacak alacaklar ortaya çıkabilecektir. Zira bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olacağından bu nitelikteki borçlar da tasdik kararı kapsamındadır.
Talebin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davacı ……’in konkordato tasdik talebinin reddine,
Davacı ….. talebinin kabulü ile projenin tasdikine,
Konkordatoya tabi olan ve faiz içermeyen asıl alacağa ilişkin borcun ilk taksidi tasdik kararından itibaren 8 ay sonra başlamak üzere ilk yıl borcun %5’lik, borcun ikinci yıl %10’luk, üçüncü yıl %15’lik, dördüncü yıl %20’lik, beşinci yıl %25’lik ve altıncı yıl %25’lik kısmının alacaklılara garameten ödenmesine,
Konkordato Komiseri … … …’ın komiserlik görevinin sonlandırılmasına,
… … …’ın İİK 306/2.maddesi gereğince tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetimi sağlamak üzere atanmasına,
… … …’dan borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir rapor alınmasına,
… … …’a aylık 1.000,00 TL ücret takdiri ile bu giderin şirket kasasından ödenmesine,
Mahkememizce kesin mühletin İİK’da öngörülen sonuçlarının kendiliğinden sonlandığının açıklanması ile mahkememizce verilen tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına,
Mühlet borçlarından teminata bağlanması gereken toplam 3.100,21 TL’lik kısım Şekerbank Bursa Beşevler Şubesindeki hesaba depo edilmiş olduğundan bu bedelin teminat olarak kabulü ile mühlet borçlarına teminat gösterilmesinde feragat etmeyen bu tutardaki alacaklılar bakımından mahkememizin izni dışında işlem yapılmaması için ilgili banka şubesine müzekkere yazılmasına,
Alınması gereken 59,30 TL peşin harca yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Tasdik kararının İİK 288.maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
Dair davacı vekili ile duruşmaya katılan feri müdahil vekillerinin yüzüne karşı davacı bakımından kararın tebliğinden itibaren, itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise kararın ilanından itibaren on gün içerisinde mahkememize verilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/05/2021

İş bu kararın gerekçesi 28/05/2021 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır