Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/772 E. 2021/484 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/772
KARAR NO : 2021/484

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … ..
DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 29/07/2019
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında; davanın birlik yönetimini resmi belgede sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçlarından soruşturma geçirmesine rağmen önceki yönetime baskı yaparak soruşturmanın geri çekilmesini sağladığı, birliğe gönderdikleri ihtarnamenin evrak kaydının yapılmadığını, kurulun keyfi davranışlarla yönetim sergilediğini, kendilerine yakın kooperatiflerin üyeliğini kabul ettiklerini, buna karşılık kendilerinden olmayan kooperatiflerin işlerini sürüncemede bıraktıklarını, aidat ödemesi, taksitlendirme, arsa tahsisi gibi hususlarda ayrımcılık yapıldığını, yönetimde yer alan kişilerin yakınları tarafından kurulan kooperatiflere özel muamele yaparak menfaat sağladıklarını, üye kooperatiflerin taleplerini gerekçesiz biçimde reddedildiğini, eşit davranma yükümlülüğünü ihlal ettiğin ileri sürerek yönetim kurulunun görevden alınmasını ve yeni yönetim kurulu belirlenene kadar birlik yönetimine kayyum atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili beyanlarında ; dava dilekçesinde yazılı hususların gerçeği yansıtmadığını, eski yönetimin şahsi sebeplerle birliği lüzumsuz işlerle uğraştırdığını, eski başkan … ‘un kızı ve damadının sahip olduğu …. Kooperatifini gerekli şartları taşımadığı için üyeliğinin iptal edildiğini, haksız davalarla yönetimi sıkıştırmaya çalıştıklarını, usulsüz işlemler yapılmadığını, son genel kurulda otuz iki ortağın otuz birinin oyuyla seçilen yönetimin hakkaniyete uygun davrandığını, yeni yönetimini seçilmesinden sonra sadece, beş üye kaydedildiğini, diğer üyelerin önceki yönetim tarafından kaydedilmiş olduğunu, arsa tahsislerinin genel kurulca uygun görülen biçimde ve ödeme periyotlarıyla yapıldığını, kooperatif yöneticilerini birlik yönetimiyle yakınlığının bir anlam ifade etmediğini, bunda kanunen bir sakınca olmadığını, bütün kooperatiflere eşit yaklaşıldığını ileri sürmüştür.

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava davalı kooperatif birliğinin yönetim kurulunun azli istemine ilişkindir. Davacı azil istemiyle birlikte yeni yönetim kurulu seçilene kadar kooperatifin yönetim kurulunun yerine geçmek üzere yönetim kayyımı atanmasını da talep etmiştir.
Yönetim kurulu kooperatif genel kurulunda alınacak bir kararla oluşturulan bir organdır.
Yönetim Kurulu, kanun ve anasözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır.
Kooperatifler kanununa göre Yönetim Kurulu üyelerinin nasıl seçileceklerine, görevlerinin nasıl sona erdirilebileceğine değinmekte yarar vardır.
Genel Kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkileri Koop. Kan. m.42 de sayılmıştır. Bunlardan biriside; Yönetim Kurulu ve Denetçiler Kurulu üyeleriyle gerektiğinde tasfiye kurulunu seçmektir.
Yönetim Kurulu üyelik şartları denetçiler tarafından araştırılır. Bu şartları taşımadıkları halde seçilenler ile sonradan kaybedenlerin görevlerine yönetim kurulunca son verilir. Haklarında maddede sayılan suçlarla ilgili olarak kamu davası açılmış olanların görevleri ilk genel kurul toplantısına kadar devam etmekle beraber, yönetim kurulunca bu durumdaki üyelerin genel kurulca azli veya göreve devamı hakkında karar alınmak üzere yapılacak ilk genel kurul gündemine madde konulur. Bu veya anasözleşmede gösterilecek diğer bir sebeple yönetim kurulu toplantı nisabını kaybederse, boşalan yönetim kurulu üyeliklerine denetim kurulu üyeleri tarafından gecikilmeksizin yeteri kadar yedek üye çağrılır.(m.56/2,3,4)
Genel Kurulun Yönetim Kurulunun seçimine ilişkin devredilemez yetkisi kooperatifler kanunun 98.m ile atıf yaptığı TTK da düzenlenen anonim şirketler bakımından da geçerlidir.
TTK m. 408’e göre; Çeşitli hükümlerde öngörülmüş bulunan devredilemez görevler ve yetkiler saklı kalmak üzere, genel kurula ait aşağıdaki görevler ve yetkiler devredilemez:
b) Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi haklarının belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları.
Yönetim kurulunun Genel Kurulca seçimine ilişkin düzenlemeler emredici niteliktedir. Yani kanunda aksi yönde bir düzenleme bulunmadığı müddetçe hiçbir kurum, merci ve yargı organı Yönetim Kurulunu, Genel Kurul yerine geçerek seçemez veya görevlerine son veremez. Kanun koyucu bu yolla Kooperatiflerin ve Anonim Şirketlerin organsız kalmasına olanak vermek istememiştir.
Bu sebeple bir Anonim Ortaklıkta veya Kooperatiflerde Yönetim kurulunun seçiminin veya mevcut üyelerin görevlerinin sonlandırılması örneğin mevcut Yönetim Kurulunca yapılsa bu karar yoklukla malul olur. İstisnalardan birisi Koop. Kan. m.56/2 deki “şartları taşımadıkları halde seçilenler ile sonradan kaybedenlerin görevlerine yönetim kurulunca son verilir” hükmüdür.
Diğer bir istisna ise m.90/2’dir. Buna göre; Yapılan denetimler sonucunda, kooperatiflerin, kooperatif birliklerinin, kooperatif merkez birliklerinin, Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin ve bunların iştiraklerinin yönetim kurulu üyeleri ile üst düzey yöneticilerinin, hukuka açıkça aykırı eylem ve işlemlerinin tespit edilmesi durumunda, ilgili Bakanlık, kamu yararı ve hizmet gerekleri dikkate alınarak gecikmesinde sakınca görülen hallerde ileride telafisi güç veya imkansız zararlara yol açılmasının engellenmesi amacıyla bu kişilerin görevlerine tedbiren son verebilir. Bu durumda ilgili Bakanlık, bir yıl içerisinde olağanüstü genel kurul toplantısının yapılması için gerekli tedbirleri alır.
Genel Kurulun Yönetim Kurulunun seçimine ilişkin devredilemez yetkisi limited şirketler bakımından da benimsenmiştir. TTK m.616/1’e göre; Genel kurulun devredilemez yetkileri şunlardır:
b) Müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları
Kural olarak Limited Şirket Genel kurulu, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir.

Ayrıca her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. (TTK m.630/2)
Benzer bir düzenleme Kollektif ortaklık bakımından da düzenlenmiştir. Buna göre; haklı sebeplerin varlığı hâlinde temsil yetkisi, bir ortağın başvurusu üzerine, mahkemece kaldırılabilir. Gecikmesinde tehlike bulunan hâllerde mahkeme temsil yetkisini ihtiyati tedbir olarak kaldırıp bu yetkiyi bir kayyıma verebilir. Kayyımın atanmasını, görevlerini, mahkemece verilen temsil yetkisini ve bunların sınırlarını, mahkeme resen tescil ve ilan ettirir. (TTK m.235/1)
Kooperatifler ve Anonim Ortaklıklar bakımından Genel Kurulun Yönetim Kurulunu seçmeye ve azletmeye ilişkin devredilemez yetkisi kanunda açık bir düzenleme bulunmadığından mahkemeler tarafından kullanılamaz.
Hatta TTK’nın 630/2.maddesi ile 235/1.maddesi bu konuda kıyas yolu ile AO ve Kooperatiflere de uygulanamaz. (Prof. Dr. . . ., AO’lara ilişkin Emsal Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi, s.63-66,Yrgty.11.HD 07.06.2017 tarih,2016/.. E. 2017/.. K.)
Ayrıca AO Genel Kurulunun YK üyelerini azil yetkisinin mutlak bir yetki olduğuna dair Yargıtay 11. HD. 24.02.2015 tarih 2014/.. E. 2015/… K sayılı kararı.
Yine AO YK üyesinin azlinin mahkemeden istenemeyeceğine dair Yargıtay 11. HD. 07.06.2017 tarih 2016/.. E. 2017/… K sayılı kararı.( Benzer yönde; Yargıtay 11. HD. 07.06.2017 tarih 2016/.. E. 2017/.. K.,Yargıtay 11. HD. 31.05.2017 tarih 2016/… E. 2017/.. K.)
Koop. Kan. m.98 de düzenlenen, “bu kanunda aksine açıklama olmıyan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır” hükmü uyarınca bu ilkelerin Kooperatifler bakımından da geçerli olacağı hususunda kuşku yoktur.
Tasfiye halindeki AO ve Kooperatifler bakımından tasfiye işlerini mevcut YK yerine getiriyor ise TTK’ya göre Yönetim/Tasfiye Kurulu üyelerinin pay sahiplerinden birinin istemiyle ve haklı sebeplerin varlığında, mahkemece de tasfiyeye memur kişileri görevden alabilir ve yerlerine yenilerini atayabilir. (TTK m. 537/2, Kooperatifler için Koop K. m.98 yollamasıyla). Ancak bu hal tasfiye halinde olan AO ve Kooperatifler bakımından geçerli olup burada esasında mahkemece azillerine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine karar verilmesine olanak verilenler Tasfiye Kuruludur. Tasfiye halinde olmayan AO ve Kooperatifler bakımından YK nun “Tasfiye memuru/kurulu” sıfatından söz edilemeyeceğinden TTK m 537/2 maddesinin uygulanabilme olanağı da yoktur.
Nitekim Yargıtay 23. HD de verdiği bir kararında tasfiye halinde bulunan Kooperatifin tasfiye işlerini mevcut YK yerine getiriyor ise tasfiye memuru sıfatından kaynaklı olarak Koop. Kan. M.98 yollamasıyla eTTK m.442 ( Teni TTK m..537/2) uyarınca mahkeme tarafından azillerine karar verilebileceğini kabul ederek mahkemenin karar verebilme yetkisinin tasfiye halindeki kooperatifler bakımından sınırlı tutmuştur.
Dava, tasfiye kurulu üyelerinin azline ve yerlerine mahkemecebelirlenecek tasfiye kurulu üyelerinin atanması istemlerine ilişkindir. Kural olarak bütün ortakları temsil eden en yetkili organ olan kooperatif genel kurulunca karar altına alınması gereken konularda mahkeme genel kurul yerine geçerek karar alamaz. Bu kuralın istisnalarından biri tasfiye kurulu üyelerinin azlinde düzenlenmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 42. ve 98.maddeleri ile Türk Ticaret Kanunu’nun 442. maddesine göre, kural olarak kooperatif genel kurulunca atanan tasfiye kurulu üyelerini azil ve yerlerine yenilerini tayin yetkisi genel kurula aittir.Ancak ortaklardan birinin talebiyle mahkeme dahi haklı sebepler dolayısiyle tasfiye kurulu üyelerini azil ve yerlerine yenilerini tayin yetkisine sahiptir. Mahkemeye tanınan bu istisnai yetki, genel kurulca seçilen tasfiye kurulu üyeleri hakkında daha önce genel kurulun bilgisi haricinde olan hususlara ilişkin olmasının gerekmesi yanında yeni ortaya çıkan ve azle dayanak yapılan hususların önemi nedeniyle ortaklardan bir sonraki genel kurula kadar beklenmesi objektif olarak beklenemeyecek ve haklı sebep olarak nitelendirebilecek kapsamda olmalıdır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 05.03.2012 2011/. E. 2012/… K.)
Kooperatif Genel Kuruluna ait olan Yönetim Kurulunun azli ve yerlerine yenilerinin seçimi Koop. Kan. m.42 ve ayrıca m.98 yollamasıyla TTK m. 408 hükümleri uyarınca Kooperatif Genel Kuruluna aittir. Tasfiye hali hariç Genel Kurulun bu yetkisinin mahkemelere tanınan bir istisnası yürürlükteki mevzuatta bulunmamaktadır. Bu konuda TTK m.435 ve TTK m.630/2 kıyas yolu ile dahi AO ve Kooperatiflere uygulanamaz. Davacının Yönetim Kurulunun azli ve yerlerine yenilerinin seçimine kadar kayyım atanması talebinin kabulüne yasal olanak bulunmamaktadır.
Davalı Kooperatifin pasif husumet ehliyeti yönünden de davanın değerlendirilmesi gerekir. Dava mevcut YK üyelerinin azli istemine ilişkin olduğuna göre yasal hasım azli istenen YK üyeleridir. Davalının eldeki davada taraf sıfatı bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 03/04/2019 tarih 2018/.. E. 2019/.. K., Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 30/05/2018 tarih 2016/.. E. 2018/.. K, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 17/04/2019 tarih 2018/. E. 2019/.. K.)
Dava kooperatife karşı açıldığından, YK üyelerinin davaya dahil edilmesine olanak ve gerek bulunmamaktadır. (Davacı talebinde, tasfiye kurulu üyelerinin azli talep edildiğinden, husumetin kooperatif tüzel kişiliğine yöneltilmesi doğru değildir. Davanın sırf bu sebeple reddi gerekli olup… Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 06.02.2013 tarih 2012/… E. 2013/.. K. )
Yargılama sırasında Kooperatif Genel Kurulunda yeni Yönetim Kurulu üyeleri seçilmiştir. Kural olarak dava Kooperatife değil de azli istenen YK üyelerine karşı dava açılmış olsaydı yeniden seçilmeyen YK üyeleri bakımından davanın konusuz kaldığından söz edilebirdiyse de dava taraf sıfatı bulunmayan kooperatife karşı açıldığından ve taraf sıfatı dava şartlarından olduğundan davanın konusuz kalmasından söz edilemeyecektir. Yeni seçilen YK da azli istenen YK üyelerinden biri dışında diğerleri yeniden seçilmemiştir. Bu kişiler davada taraf olarak yer almadığından bunlar hakkında davanın konusuz kaldığından söz edebilmek ve bu yönde hüküm kurabilmek mümkün ve doğru değildir. Bu sebeple davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Bursa Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/04/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza