Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/770 E. 2020/164 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

.
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
ESAS NO : 2019/770 Esas
KARAR NO : 2020/164

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. ….

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2019
KARAR TARİHİ : 17/02/2020
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde Bursa 15. İcra Dairesinin 2019/… sayılı takip dosyasıyla davacı aleyhine kambiyo takibi başlatıldığını, süresinde imza inkarı bulunamadıklarını , ancak imzanın davacıya ait olmadıklarını, senet üzerinde tahribat da yapıldığını, ileri sürerek anılan takip sebebiyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, davanın reddi gerektiğini savunmuş … olarak kendisini tanıtan … … ile bir inşaat sözleşmesi hazırladıklarını, … olarak bildiği kişiye 70.000 TL peşinat ödediğini, peşinata karşılık bu bonoyu aldığını, davacının işi yapmaması üzerine, parayı geri isteyince … …’nın kısmen geri ödeme yaptığını, ancak o süreçte bonoyu … …’nın ödediğinin ortaya çıktığını ileri sürmüştür.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava kambiyo takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Kural olarak ispat külfeti davacı taraf üzerindedir. Davacı taraf süresi içinde icra hukuk mahkemesinde imza inkarında bulunmadığından kambiyo takibi sürmektedir. Davacı taraf bono üzerindeki imzasını inkar etmekte, yazıların dahi kendi eli ürünü olmadığını savunmaktadır. O halde davacının imza örnekleri alınarak, samimi imzaları toplanarak bilirkişi raporu alınması gerekir.
Ancak somut olayda bir özellik vardır. Davalının savunması imza araştırması yapılmasını gereksiz kılmıştır. Zira davalı taraf esasen bono borçlusunun davacı … değil dava dışı … … olduğunu açıkça beyan etmiştir. … …’nın piyasada … ismiyle tanındığını, sözleşmeyi onunla yaptığını ancak bunu bilecek durumda olmadığını anlatmıştır. iki kardeş olan … ve …’nın kimliklerinde yazan isimleri karşılıklı olarak ters kullandıkları anlaşılmaktadır. … … … ismini, … da … ismini kullanmaktadır. Bu karışıklığın kasten ve üçüncü kişileri kandırmak için yapıldığı ileri sürüldüğünden Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştır. Bu soruşturmada davacının ifadesi alınmış ancak dava dışı … …’nın ifadesi alınamamıştır. Davacının orada verdiği ifade de aynı yöndedir.
Davacının piyasada gerçek ismini kullanmayarak insanların yanılmasına sebep olduğu sabit olsa bile bono üzerindeki imza kendisine ait olmadığından kambiyo sorumluluğundan söz edilemez. Zaten davacının sözleşme yaptığı kişi de gerçekte davacı değil, kendini davacının adıyla tanıtan kardeşi, dava dışı …’dir. Bonoya imza atan … … ise müstear isim de kullansa bonodan bizzat sorumlu olur. Ancak davacının bu kambiyo senedinin tanzim ve imzası aşamasında bizzat katkısı bulunduğu, sözleşmeyi ve bonoyu bildiği, bir hilenin tarafı olduğu ispatlanmadıkça bonodan sorumlu tutulamaz. Kaldı ki bu sorumluluk da bir kambiyo takibi ile değil, açılacak bir alacak davası ile sağlanabilir.
İmza kambiyo senedinin asli unsurudur. Davacının bizzat imzası bulunmadıkça kambiyo sorumluluğu doğmaz. Bu nedenle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı bir yanılgı içindedir. Yanılgısına sebep olan şey de davacının kardeşi ile isimlerini karşılıklı olarak ters kullanmasıdır. Davalı bu durumu sonradan öğrenmiş olsa da takipte kötüniyetli değildir.
Esasen davacı bu bono ile … … aleyhine takip başlatma hakkına sahiptir. Kambiyo senedinin kayıtsız şartsız borç ikrarı mahiyetinde olması sebebiyle imza sahibi aksini ispat etmedikçe bonodan sorumludur. O halde davacının takipte kötü niyetli olduğu söylenemez.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın kabulü ile Bursa 15.İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı takip dosyasına dayanak yapılan bono ve bu takip sebebiyle davacının borçlu olmadığının tespitine,
Davalı tarafın takipte kötü niyetli olmadığı takdir edilerek davalı aleyhine kötü niyetli tazminat miktarına yer olmadığına,
Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 2.917,00-TL karar harcının, peşin olarak alınan 729,26-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.187,76-TL harcın davalıdan tahsiline,
Davacı tarafından yapılan 50,80-TL başvurma ve vekalet harcı + 70,30-TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 121,10-TL yargılama gideri ile peşin olarak alınan 729,26-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı vekili lehine takdir edilen 6.351,34-TL ücreti-i vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dava şartı arabuluculuk kapsamında Hazine tarafından ödenen 1.320.TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, anlatıldı. 17/02/2020

İş bu kararın gerekçesi 17/02/2020 tarihinde yazılmıştır.

Katip … Hakim …