Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/753 E. 2020/445 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/753
KARAR NO : 2020/445

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : …
DAVACI : ……
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av….
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 24/07/2020
KARAR TARİHİ : 14/07/2020
Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında,
DAVACININ TALEBİ : Davacı vekili dava dilekçesinde davalı şirketin İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünde kayıtlı olarak ticari faaliyetini yürüttüğünü, T.C. Bursa Valiliği İl Jandarma Komutanlığı 11 Mart 2019 tarihli yazısı ile davacı kuruma …No:33 Mudanya/ Bursa” adresinde faaliyet gösteren Bilfen Eğitim Kurumları Bursa Kampüsü ve Çağrışan Mahallesi Ali Durmaz Caddesi No:48 Mudanya/Bursa adresinde faaliyet gösteren … Anaokulu’nun iş yeri evraklarının kontrolü aşamasında adı geçen iş yerlerinin Bursa Ticaret Sanayi Odası kaydına rastlanamadığını ve davacı kurumdan kaydın olup olmadığının bildirilmesini talep ettiğini, davacı şirket ise Bursa Ticaret ve Sanayi kayıtlarında rastlanmadığını bildirdiğini, davacı kurum davalı şirkete 01.04.2019 tarihli yazısı ile Türk Ticaret Kanunu 33 maddesi ve Ticaret Sicil Yönetmeliği 36.maddesi gereğince yazının tebliğinden itibaren 30 gün içinde internet sayfasında yer alan belgelerle birlikte şube tescilinin yaptırılmasını, yaptırılamıyorsa ise yaptırılmama nedenlerinin açık ve anlaşılır bir şekilde yazılı olarak bildirilmesi için tescil davetinde bulunduğunu, bu nedenle … Anaokulu , Özel ……… … Anaokulu , … … …sa İlk Okulu ve Ortaokulu ile Özel … … Anadolu ve Fen Liselerinin şube tescili hususunda kanaat oluştuğu takdirde Bursa Ticaret Sicili Müdürlüğünce tescil ve ilanına ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmektedir.
DAVALININ CEVABI : Davalı taraf ise, davanın reddini savunmuş olmakla, davalı kurum açılışı -anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise türündeki okullar- ile ilgili işlemlerde öncelikle 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin hükümlerine göre hareket etmek zorunda olduklarını, ilgili mevzuatta, kurum sahibi ve adına kurum açma izni düzenlenenler için “Kurucu” kavramı kullanılmakta, kurucunun ise “gerçek” ya da “tüzel kişi” olabileceğini belirtiğini, Kurucunun yani kurum sahibinin tüzel kişi olması halinde ise tüzel kişi adına hareket etmek üzere seçilen gerçek kişi olarak kurucu temsilcisi tanımlanmadığını, tüm kurum/okul işlemlerinde öncelikle Milli Eğitim Mevzuatı’na uygun hareket etmek zorunda olduğu, Milli Eğitim Mevzuatı’na ilişkin hükümlerin davacının dilekçesine dayanak gösterdiği mevzuat hükümlerine göre daha özel nitelikli bulunduğu, Milli Eğitim Mevzuatı’nın ilgili hükümlerine uygun hareket edilmemesi halinde kurum/okul açılışı yapamayacağı ve özel öğretim hizmeti veremeyeceğini, davacının iddialarının aksine davalı kurumun Bursa ili sınırları içerisindeki kurumları/okulları için “Bursa Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde şube tescili” yaptırmasının mümkün olmadığını ileri sürmektedir.
DELİLLER ve GEREKÇE: Derdest dava Türk Ticaret Kanununun 33’üncü maddesine göre açılmış bir tescil davasıdır. Anılan hükme göre “Tescili zorunlu olup da kanuni şekilde ve süresi içinde tescili istenmemiş olan veya 32 nci maddenin üçüncü fıkrasındaki şartlara uymayan bir hususu haber alan sicil müdürü, ilgilileri, belirleyeceği uygun bir süre içinde kanuni zorunluluklarını yerine getirmeye veya o hususun tescilini gerektiren sebeplerin bulunmadığını ispat etmeye çağırır. Süresi içinde kaçınma sebepleri bildirildiği takdirde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesi, dosya üzerinde inceleme yaparak tescili gerekli olan bir hususun bulunduğu sonucuna varırsa, bunun tescilini sicil müdürüne emreder, aksi takdirde tescil istemini reddeder.
Somut olayda eğitim kurumları açıp işletmek amacıyla kurulmuş bir şirket olan davalının muamele merkezinin dışında bir yerde eğitim kurumu açmasının “şube açmak” anlamına gelip gelmediği tartışılmalıdır. Esasen bir ticaret şirketi, merkeze bağlı bulunduğu halde kendi müstakil sermayesi ve muhasebe sistemi bulunan yahut kendi başına ticari faaliyet ve muamele yapan yerler yahut satış mağazaları açtığı taktirde şube açmış sayılır. Şubeler de merkezin ticaret ünvanını şube olduğunu belirterek kullanmak zorundadır. Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 118’inci maddesine göre şubeler de tescile tabidir. Normal şartlarda bu zorunluluk yerine getirilmezse T. T. K.’nun 32. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekir.
Ancak davalının hukuki durumu farklıdır. Davalı şirket 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununa tabidir. Kurum açılması işlemlerinin denetimi Milli Eğitim Bakanlığına aittir. Bir özel öğretim kurumunun herhangi bir yerde okul yahut benzeri eğitim kurumu açması şube açmak anlamına gelmez. Bilakis eğitim kurumu açmak şirketin temel faaliyet alanıdır. Eğitim kurumu da birden fazla yerde açılabileceği gibi tek okul şirketin merkez adresinden farklı yerde de faaliyet gösterebilir. Zaten yasal zorunluluklar sebebiyle okul isimleri bulundukları yeri de göstermek zorundadır. Bu durum şube kavramı ile özel eğitim kurumu sayılan okul, dersane, kurs ve benzeri yapıların farklı olduğunu açıkça ortaya koyar. Her özel eğitim kurumu bir şube değildir. Nitekim uzun yıllardır devam eden uygulama da bu yöndedir. Asıl denetimi elinde bulunduran Milli Eğitim Bakanlığı kurumlara yönelik böyle bir zorunluluk da on görmemiştir.
Özü itibariyle bir ticaret şirketi olsa ve tacir gerçek kişi tarafından işletilse bile özel eğitim kurumu sadece kar elde etmek amacıyla işletilmez. Kanun bu tür kurumlara “Türk Millî Eğitiminin amaçları doğrultusunda eğitimin kalitesini yükseltmek, gelişmelerine fırsat ve imkân verecek yatırımlar ve hizmetler yapmak üzere gelir sağlamak” mükellefiyeti yüklemiştir. (Özel Eğitim Kurumları Kanunu m:12)
Keza bir Özel Eğitim Kurumunun yeni bir kurum (mesela okul) açması T. T. K. anlamında şube açmak gibi değildir. Kanunun 3’üncü maddesinde yazılı şartlara tabiidir.
Sonuç itibariyle davalının tabi olduğu kanun gereğince farklı hukuki statüde olduğu dikkate alındığında değişik yerlerdeki okulların bir şube gibi değerlendirilip tescile tabi tutulması doğru olmayacağından davanın reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın reddine,
Alınması gereken 54,40-TL maktu red harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı vekili lehine takdir olunan 3.400-TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Davacı tarafça yapılan muhakeme masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar tarafların yokluğunda açıkça okundu, anlatıldı 14/07/2020

İş bu kararın gerekçesi 14/07/2020 tarihinde yazılmıştır.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır