Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/70 E. 2021/482 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/70
KARAR NO : 2021/482

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … TC :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … TC : …
İHBAR OLUNAN : … … SİGORTA A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : …
İHBAR OLUNAN : … SİGORTA A.Ş.
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/11/2014
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili beyanlarında; davacı ile vasisi-eşi …’ın 07/11/2011 günü …’ın kardeşi …’ın sevk ve idaresindeki 16 … 78 plakalı renault exprest marka panelvan kamyonet ile Mustafakemalpaşa ilçesine doğru seyir halindeyken Karacabey Uluabat Köyü çıkışında sağ şeritte ilerlerken aracı sollamakta olan … firmasına ait 02 HA 600 plakalı otobüsün aracı geçmeden evvel üzerlerine doğru gelmeye, yanaşmaya başladığını, araç sürücüsü …’ın ikaz amacıyla kornaya bastığını, ancak otobüsün üzerlerine gelmeye devam ettiğini, otobüsün aracın sol arka kısmına çarparak aracın kontrolden çıkmasına neden olduğunu, çarpmanın etkisi ile davacının içinde bulunduğu aracın orta refüje çarptığını, takla atarak durduğunu, davacının kazada ağır şekilde yaralandığını, davacının özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %98,4 olup ağır özürlü olarak sağlık kurulu raporu verildiğini, halen başkalarının yardımı ile yaşamını sürdürmeye çalıştığını, davacının kazadan önce sigortalı olarak çalışıp aile bütçesine katkıda bulunduğunu, söz konusu kaza nedeniyle davacının maddi ve manevi yıkıma uğradığını, ömrünün sonuna kadar sağlıklı bir yaşam sürdürmekten yoksun kaldığını bildirerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla çekilen elem ve ızdırap nedeniyle 150.000,00 TL manevi, 1.000,00 TL maddi tazminatın, tedavi, ameliyat giderleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … AŞ vekili beyanlarında ; kazanın Karacabey ilçesi yargı
çevresinde meydana geldiğini, davalı şirketin ise ikamet adresinin Adana olduğunu, Bursa ile kazanın bir ilişkisi olmadığını bildirerek yetki itirazında bulunmuş, kaza tespit tutanağına göre araç sürücüsü …’in arkadan çarpma kuralını ihlal ettiğinden tam kusurlu olduğu belirtilmişse de bu tespitin gerçeği yansıtmadığını, 16 … 78 plakalı aracın davalı şirkete ait aracı sollamaya kalkıştığı sırada karşı aracın şerit ihlali yaptığını, davacının ve ailesinin içerisinde bulunduğu aracın 850 kg ağırlığında, 2 adet koltuğu bulunan D-2 tipi yük nakil aracı olup iki koltuklu araçta yedi kişinin taşınmasının kazanın tek etken nedeni olduğunu, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … AŞ vekili, 16 … 78 plakalı aracın sigorta şirketi tarafından sigortalı olmadığını, bu nedenle davanın husumetten reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı …’e usulüne uygun tebligat yapılmış, ancak davaya karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Delilerin değerlendirilmesi ve gerekçe :
Derdest dava trafik kazası şeklinde ortaya çıkan haksız fiil sebebiyle maddi ve manevi
tazminat davasıdır. Davacının bir trafik kazasında yaralandığı ve bedensel kazanma gücünde kayıp oluşturacak şekilde kalıcı bedensel hasara uğradığı ileri sürülmektedir. Bu tür davalarda öncelikle tarafların kusur durumları araştırılmalı, kazaya karışan davalılar ile varsa davacının müterafik kusuru da belirlenmelidir. Akabinde davacının bedensel kazanma gücü kayıp oranı araştırılmalı, davacının gelir durumu tespit edilmeli, alınacak raporlar ve gelir durumuna göre muhtemel kazanç kaybı hesaplanmalıdır. Yine olayın oluşuna göre şartları oluşmuşsa muhik bir manevi tazminata hükmedilmelidir.
Davacının yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazası sırasında davacı bir araç içinde yolcu olarak bulunmaktadır. Aracı davacının kayınbiraderi kullanmaktadır. İddiaya göre bu sırada … Seyahat’e ait bir otobüsün sıkıştırması (veya çarpması) sonucunda aracın yoldan çıktığı ve kaza meydana geldiği ileri sürülmektedir. Bu durumda yolcu durmundaki davacının müterafik kusurundan söz edilemeyecektir. Belki yolculuk sırasında bazı tedbirlerin alınmasında ihmal söz konusu ise bu husus kazaya sebep olan etkenler arasında değil, kazanın sonucunu ağırlaştıran taktiri indirim sebepleri arasında nazara alınmalıdır.
Trafik kazasında maddi hasar dışında yaralama meydana geldiğinden olay sebebiyle ceza kovuşturması başlatılmış, Karacabey Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/51-799 E/K sayılı dosyası üzerinden yargılama yapılarak davalı sürücü …’in taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olmak suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir. Bu hükmün açıklanması geri bırakılmış, karara karşı yapılan itirazlar da reddedilerek hüküm kesinleşmiştir. Ceza yargılaması sırasında olayın oluş biçimine ilişkin veriler çerçevesinde kusur raporu alınmıştır. Ceza dosyasındaki 23/05/2012 tarihli raporda davalı sürücü …’in “geçme kurallarına riayet etmediği, bir sollama hareketinden sonra tekrar kendi şeridine girmek isterken güvenli mesafe bırakmaması sebebiyle içinde davacının da bulunduğu araca arkadan çarptığı” gerekçe gösterilerek tam kusurlu olduğu görüşü bildirilmiştir. Raporda davacının içinde bulunduğu aracın sürücüsüne kusur atfedilmemiştir. Celp edilip incelenen ceza dosyası içindeki bilgi ve belgeler mahkememizce yeterli görülmüş, davalı sürücünün kazada tam kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Duruşmada tanık olarak dinlenen … ve … olayın oluş biçimini doğrulamıştır. Bu durumda kusur konusunda yeni bir rapor alınması gerekmez. Ancak davalı tarafın itirazları çerçevesinde dosya üzerinden yeni bir rapor alınmasında sakınca görülmemiştir. Bu sebeple aşağıda açıklanacağı şekilde oluşturulan heyete bir trafikçi bilirkişi de katılmıştır. 24/02/2017 günlü raporda görüşünü belirten bilirkişi davalı sürücü …’i tam kusurlu bulmuştur.
Davacının tüm tedavi kayıtları da celp edilerek İstanbul ATK Üçüncü İhtisas Kurulundan maluliyete ilişkin rapor alınmıştır. 17/10/2016 tarihli raporda davacının E cetveline göre %66 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, iyileşme süresinin de 12 aya uzayabileceği açıklanmıştır.
Bu aşamadan sonra daha önce celp edilen gelir belgeleri de eklenerek içinde sigortacı, aktüerya uzmanı, adli tıp uzmanı ve trafik uzmanın da bulunduğu bir heyetten rapor alınmıştır. 24/02/2017 günlü raporda bilirkişiler maluliyet aylığının zarardan tenzil edilemeyeceğini ancak 2.793,12 TL’lik iş göremezlik ödeneğinin zarardan tenzili gerektiğini, sağlık hizmet bedellerinin SGK’dan istenebileceğini, davacının bakıma muhtaç olduğu anlaşılmakla bürüt asgari ücret üzerinden 628.268,92 TL bakım gideri hesaplandığını, davacının varsayımsal kazancı ile bedensel kazanma gücü kaybı nazara alındığında net zararının 293.868,73 TL olduğunu, davanın … Sigorta A.Ş.’ye yöneltilmesine rağmen davalı aracın zorunlu sigortasının … Sigorta A.Ş. tarafından yapıldığını bildirmişlerdir.
Davacı taraf talebini ıslah etmiş, 922.137,65 TL maddi tazminat istediğini bildirmiştir. Davanın ıslahı ile dava değeri arttığından 6545 sayılı yasa gereğince yargılamaya heyette devam edilmiştir. Yapılan değerlendirmede aktüerye bilirkişi tarafından hesaplanan bedensel kazanma gücü kaybından kaynaklanan tazminat miktarı olan 293.868,73TL’den bir hakkaniyet indirimi yapılması uygun bulunmuştur. Zira olayın oluş biçimi nazara alındığında davacı …’ın kasalı kamyonetin eşya taşımaya mahsus kasa kısmında yolculuk yaptığı, nispeten daha güvenli olan yolcu koltuklarında oturmadığı ortadadır. Davacı bu riski bilerek yolculuğa çıkmıştır. Bu hareketi kazaya etkili değilse de sonucu ağırlaşması üzerinde etkilidir.
Mahkememizce bu gerekçelerle daha önceden maddi tazminat alacağından %10 oranında indirim yapılarak 264.481,85TL maddi tazminata hükmedilmiştir. Yine davacı için hesaplanan bakıcı giderinden %50 hakkaniyet indirimi ve %10 da davacının zararlı neticeye olumsuz katkısından kaynaklanan indirim olmak üzere %60 oranında indirim yapılarak 251.307,56TL maddi tazminata ve 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Mahkememizce verilen karar Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi tarafından kaldırılmıştır. Kaldırma gerekçesinde; “mahkemece yapılan indirimler takdire dayalı olduğundan bu indirimler nedenile davalı yararına vekalet ücretine hükmolunması doğru değildir. Kusur tespiti dosya içeriğine uygundur, ancak davalının kusur oranına itirazı yerindedir. Yerleşik Yargıtay uygulamaları doğrultusunda müterafik kusur oranı %20 oranında uygulanmalıdır. Davacı lehine bakıcı giderine hükmolunabilmesi için öncelikle adli tabipten bakıcıya muhtaç olup olmadığı, uzuv kaybı, yaşamını ne şekilde devam ettirdiği hususunda rapor alınması gerekmekte olup mahkemece adli tabipten rapor alınmadan SGK raporu doğrultusunda bakıcı giderine hükmolunması yerinde değildir. Belirtilen hususlar manevi tazminatın tespiti içinde zorunludur. Mevcut duruma göre manevi tazminat fazla görülmektedir. Bakıcı gideri ve manevi tazminata yönelik davanın çözümünde esaslı deliller toplanmamıştır.”
Kaldırma kararı çerçevesinde davacının bakıcı yardımına ihtiyacı olup olmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınmış, ATK’nın 20/12/2020 tarihli raporuna göre iyileşme süresi içerisinde ve sonrasında başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olduğu belirtilmiştir.
Davacı davasını daha önce ıslah etmiştir.
Somut olayda bakıcı giderine yönelik alacağa müterafik kusur indirimi %20 oranında uygulanmalıdır. Daha sonra da belirlenen alacağa hakkaniyet indirimi uygulanmalıdır. Aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan 628.268,92 TL maddi tazminat alacağının %20 oranında hakkaniyet indirimi uygulandığında tazminat alacağı tutarı 502.615,13 TL olduğu, belirlenen bu tutara hakkaniyet indirimi %50 oranında uygulandığında bakıcı gideri alacağının 251.307,56 TL olduğu belirlenmiştir. Hesaplama yapılırken önce kusurdan kaynaklı indirim uygulanmalı sonra %50 oranında hakkaniyet indirimi uygulanmalıdır. Doğrudan %70 oranında indirim yapılarak tazminat indirimi yapılması hesaplama tekniğine aykırı olacaktır.
Davacının bedensel kazanma gücü alacağı aktüer hesaplamada 293.868,73 TL olduğu belirlenmiştir. Bu alacağa %20 hakkaniyet indirimi uygulandığında davacıya tazminat alacağı 235.094,98 TL olduğu kabul edilmiştir.
Davacı manevi tazminatta talep etmiştir. Manevi tazminatın belirlenmesi konusunda ise; hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Davacının maluliyet oranı %66’dır. Davalı araç sürücüsü kazanın oluşumunda tam kusurludur. Ancak maddi tazminat hesabında %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı gibi hususlar dikkate alındığında davacı lehine 60.000,00 TL manevi tazminat alacağına hükmolunmuştur.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. davalı tarafın zorunlu sigortacısı değildir. Yargılama sırasında … Sigorta A.Ş.’nin zorunlu sigortacı olduğu belirlenmişse de bu sigortacıya karşı dava yöneltilmemiştir. Ancak süreç içinde davanın ihbarı sağlanmıştır. Bu açıklamadan anlaşılacağı üzere … Sigorta A.Ş.’nin taraf sıfatı yoktur. Onun yönünden davanın usulden reddine karar vermek gerekir.
Davalı … Seyehat A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirmiş olsa da maddi tazminat isteminden reddedilen kısımlar takdire bağlı indirim sebebiyle gerçekleştirilen bu hususta davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
A-Maddi tazminata ilişkin talebin kısmen kabulü ile 235.094,98 TL bedensel kazanma gücü kaybından kaynaklanan tazminat ve 251.307,56 TL’si bakıcı giderinden kaynaklanan tazminat olmak üzere toplam 486.402,54 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’den 07/11/2011 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
1-Davalı … A.Ş. yönünden davanın reddine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 33.226,15 TL harçtan başlangıçta alınan 2.578,75 TL peşin harç ile 3.146,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 27.501,20 TL harcın davalılar … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına (maddi tazminat)
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 41.370,13 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, (maddi tazminat)
5-Davalı … A.Ş kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya ödenmesine,
B-Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile 60.000,00 TL manevi tazminatın 07/11/2011 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
1-Maddi tazminat ve manevi tazminat davası yönünden fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 4.098,60 TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, (manevi tazminat)
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 8.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, (manevi tazminat)
4-Davalı …Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 8.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya ödenmesine,(manevi tazminat)
C-Davacı tarafça yapılan 5.749,25 TL harç, 2.429,00 TL yargılama gideri toplam 8.178,25 TL’nin kabul ret oranına göre 7.021,130 TL’sinin davalılar … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/04/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza