Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/549 E. 2021/418 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/549 Esas
KARAR NO : 2021/418

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. ……
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
VEKİLİ : Av. … -.
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2019
KARAR TARİHİ : 16/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; Davacı …San ve Tic. AŞ.’nin hazır beton üreten ve satan bir şirket olduğunu, davalı ile müvekkili şirket arasında akdedilen 26.06.2018 tarihli Hazır Beton Satış Protokolü gereği … Mobilya Halı Teks. Day.Tük. Mal Gıda Oto. Yedek Par. İnş.Tur. San. Tic. Ltd. Şti.’nin davacı şirketten hazır beton aldığını ve 55.322,79 TL lik borcunu ödemediğini, sözleşme gereği davalı …’nın kefil olduğunu, Davalılar aleyhine Bursa 5. İcra Müdürlüğü 2018/… sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı-borçluların bu takip dosyasına gönderdikleri İtiraz dilekçesiyle yetki İtirazının yanı sıra borca, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine de itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, Takibe konu alacak-borç ilişkisine ilişkin sözleşme konusu beton dökümü işleminin ifa yerinin Bursa olduğunu, ayrıca takibe konu alacağın dayanağı alan taraflar arasında imzalanmış 26.06.2018 tarihli Hazır Beton Satış Protokolünün 13.Maddesi gereğince de itilafların çözüm yerinin Bursa İcra Daireleri ve mahkemeleri olduğunu, takibin yapıldığı Bursa İcra Dairesi ve Mahkemesinin yetkili olduğunu Ticari uyuşmazlıkta dava şartı Arabuluculuk müracaatının yapıldığını, 22.05.2019 tarihinde imzalanan anlaşma tutanağına göre anlaşmaya yarılamadığını beyan etmekle davalıların Bursa 5. İcra Müdürlüğü 2018/… takip dosyasına kötü niyetli itirazın iptaline, alacağın avans faizi işleterek takibin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olmasından dolayı, davalı aleyhine %20 aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukat ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı aleyhine Bursa 5. İcra Müdürlüğü’nün 2018/I4252 sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, bu takibe itiraz ederek takibin durduğunu, davacının takibin durması nedeniyle itirazın iptali davası açtığını, davalıya yetkili icra müdürlüğünce takip yapılmadığını, açılan davanın da yetkili mahkemede açılmadığını, uyuşmazlık konusu sözleşmenin bir hizmet sözleşmesi olduğunu. 6100 sayılı HMK’nun 6. Maddesi uyarınca her dava kural olarak davalının ikametgah adresinde açılabileceğini, sözleşmeden doğan davalar ayrıca sözleşmenin icra olunacağı(işin yapılacağı) yer mahkemesinde de anılabileceğini, (IHMK. M. 10), davalının yerleşim yerinin Bandırma olduğunu, genel yetki kuralı uyarınca Bandırma icra müdürlükleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, dolayısıyla takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılması ve davanın yetkisiz mahkemede açılması sebebiyle yetki itirazlarının olduğunu, davalı …’ın kefaletinin geçersiz olduğunu. TBK 583 maddesi ” Kefaret Sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağını, kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefaret tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen her hangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiği kefaret sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır” hükmünün yer aldığını, yine TBK 584 maddesi uyarınca eş rızasının sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının şart olduğunu, dava konusu sözleşmede belirtilen kefalet yasal düzenlemeye açıkça aykırı olup geçersiz olduğunu, … yönünden davanın geçersiz kefalet nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının davaya dayanak gösterdiği sözleşme ve faturaların davalı şirket kayıtlarında bulunmadığını, davacı şirketin davalı şirkete hazır beton teslim ettiği iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiğini beyan ederek icra Müdürlüğü ve Mahkemenin yetkisizliğine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı taraf aleyhine % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama, tüm harç ve giderlerin ve avukatlık ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı takip dosyasında davalıların ödeme emrine itirazının iptali davası olup, yasal süresinde açılmıştır.
Davalı taraf yetki itirazında bulunmuştur. İtirazın iptali davalarında özel bir dava şartı sözkonusudur. İtirazın iptali davası açılabilmesi için ortada geçerli bir takip bulunması gerekir. Davalı taraf icra dairesinin yetkisine de İtiraz ettiğini beyan etmiştir. Bu itibarla öncelikle icra takibindeki yetkiye itirazın haklı olup olmadığı araştırılmalıdır. Davalı borçlu tarafın takipte yetkiye itirazı haklı ise ortada geçerli bir takip bulunmayacağından davanın usulden reddi gerekecektir. Yapılan değerlendirmede tarafların imza altına aldığı sözleşmede ihtilaf halinde Bursa mahkemelerinin ve icra müdürlüklerinin yetkili olduğuna dair yetki şartının mevcudiyeti ve HMK’nun 17.maddesi gereğince tacirler veya kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmede yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılabileceğine dair madde hükmü, öte yandan dava konusu alacağın bir miktar paradan ibaret oluşu ve TBK 89.maddesi uyarınca da para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde talep edilebileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafın takipte yetkiye itirazı haksız bulunmuştur.
Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Taraf defterlerine göre davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 55.322,79 TL alacaklı olduğu, bu tutarın dava konusu takipteki asıl alacak miktarı ile uyumlu olduğu ve her iki tarafın kayıt ve belgelerinin de birbirini doğruladığı anlaşılmaktadır.
Davacı ile davalılar arasında 26/06/2018 tarihinde düzenlenerek imza altına alınan “Hazır Beton Satış Sözleşmesi” nde madde 8 de belirtildiği üzere geciken ödemelerde yıllık %36 faiz oranının uygulanacağı taraflar arasında kabul edilmiş ve imzalanmıştır. Yıllık %36 oranından hesaplanan 2.291,73 TL lik işlemiş faiz talebinin de yerinde olduğu görülmektedir.
Davalı …’ın 6908 sayılı TBK’nın 584. Maddesine 6455 sayılı kanunun 77. Maddesi ile eklenen fıkra kapsamında olduğu, yani davalının diğer davalı şirket yöneticisi / sahibi olduğu dosyada mübrez imza sirkülerinden anlaşılmaktadır. Bu nedenle kefaletinin geçerliliği için eş rızası aranmaz. Ayrıca adı geçen davalı tacirdir. Ticari faaliyetlerinde basiretli davranmakla mükelleftir. Kefalete dair düzenleme sözleşmenin 12.maddesinde açıkça kaleme alınmış ve bu sözleşmenin her bir sayfası hem davalı şirket yöneticisi olarak hem de şahsi olarak davalı tarafından imzalanmıştır. Bu nedenle davalının kefaletinin geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1- Davanın KABULÜ ile, Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı dosyasında davalı borçluların ödeme emrine itirazlarının İPTALİNE,
2-Takibin kaldığı yerden DEVAMINA,
3- Asıl alacağın %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 3.935,65 -TL harçtan başlangıçta alınan 983,92- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.951,73-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafça yapılan 983,92-TL peşin harç, 44,40-TL Başvurma Harcı 1.993,60-TL yargılama gideri toplam 3.021,92‬-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 8.289,88-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/04/2021

Katip …
✍ e-imzalıdır.

Hakim …
✍ e-imzalıdır.