Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/521 E. 2022/940 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/521 Esas
KARAR NO : 2022/940

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 27/05/2019
KARAR TARİHİ : 05/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 05/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dava dilekçesinde özet olarak davalı … ‘in kefil sıfatıyla borçlu olduğu ve borca karşılık dava dışı … … tarafından ipotek verilmiş olan bir icra dosyasında alacaklı … bankasına dosya alacağını faiz ve ferileriyle birlikte 700.000 TL ödeyerek temlik alan davacı …’ın alacaklının halefi durumuna geçtiği, Dava dışı … … (…) tarafından verilen ipoteğin alacağın tamamını karşılamaya yetmediğini, ipoteği aşan kısım için kefil aleyhine Bursa 1. İcra Dairesinin 2018/… sayılı dosyasıyla takip yaptıklarını, davalı tarafın takibe haksız biçimde itiraz ettiğini, ileri sürerek itirazın iptaline ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf davanın reddini savunmuş, taraflar tacir olmadığından ticaret mahkemesinin görevli olmadığını, asliye hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, kefil ile temlik alan arasında bir sözleşme olmadığından bankaya yerine geçerek %75 temerrüt faizi istenemeyeceğini, ancak adi faiz talep edilebileceğini, asıl alacak yönünden Bursa 10. İcra Dairesinin 2010/… esas sayılı dosyasında … hakkındaki takibin devam ettiğini, bir mükerrerlik bulunduğunu, takipten geriye doğru beş yılı aşan kısımlar için faiz istenemeyeceğini, arabuluculuktan sonra süresinde dava açılmadığını, ileri sürmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Eldeki dava itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı aleyhine Bursa 1. İcra Dairesinin 2018/… sayılı dosyasıyla takip başlatmıştır.
Dava dışı … Bankası ile dava dışı … Boya Apre … Ltd. Şti. arasında banka kredi sözleşmesi imzalanmış, davalı …’de bu kredi sözleşmesine kefil olmuştur. Dava dışı banka tarafından Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2010/… sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmıştır. Davacı dava dışı bankadan bankanın şirketten olan alacağına tüm ipotek teminatları ile birlikte temlik almıştır ve 700.000,00 TL ödenmesi mukabilinde alacaklı sıfatını kazanmıştır. Davacı tarafından temlik alma sonrasında ipoteğin aşan kısmı için Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı dosyasında tahsile tekerrür etmemek kaydıyla icra takibi başlatılmıştır. Davalı bu icra takibine itiraz etmiş, davacı da eldeki itirazın iptali davasını açmıştır.
Davalı taraf öncelikle görev itirazında bulunmuştur ve davacının tacir olmadığını ileri sürmüştür. Ancak temlik alınan alacak TTK’da düzenlenen ticari bir işe ilişkin olup bu iş mutlak ticari iş ve davada mutlak ticari davadır. Davacı tacir olmasa da dava dışı bankanın yerine geçtiği için eldeki davada mahkememiz görevlidir.
Davalı taraf faiz oranının banka kredi sözleşmesinde belirlenen oranların olamayacağını temlik tarihinden sonra istenilecek faiz oranının %75 olmayıp yasal faiz olabileceğini ileri sürmüştür. Ancak davacı temlik sözleşmesine istinaden temlik alan sıfatıyla alacaklı olduğundan temlik aldığı kredi sözleşmesi hükümleri çerçevesinde bankanın yerine geçtiği için davalıdan bu hükümler doğrultusunda faiz talebinde bulunabilecektir. Uygulanması gereken faiz yasal faiz değil sözleşmede kararlaştırılan faiz oranıdır. Yargıtay’ın ilke edindiği yerleşik uygulamada bu yöndedir.
Ticari işlerde faizle ilgili olarak TBK 120 hükmü uygulanamayacaktır.
Bu kapsamda hesaplama yapılabilmesi için dosya bankacı bilirkişiye teslim edilerek ve bilirkişiye gerektiğinde banka kayıtları ve icra dosyaları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek başlangıçta kredi alacaklısı durumunda olan … Bankası A.Ş tarafından … Boya Apre San. Tic. Ltd. Şti. lehine kredi sözleşmesi sebebiyle kullandırılan kredi miktarı, yapılan geri ödemeler, hesabın hangi tarihte ve nasıl kat edildiği, kat tarihindeki kredi borcu miktarı, sözleşmeye göre uygulanması gereken akdi faiz ve temerrüt faiz oranları, her bir borçlunun hangi tarihte temerrüde düştüğü, takip tarihi itibariyle asıl alacak, işlemiş akdi faiz ve temerrüt faizi, varsa diğer masraf ve giderlerin belgeli olup olmadığı, kefilin sözleşmede imzası bulunup bulunmadığı, kefalet tarihi ve limitin belirli olup olmadığı, el yazısıyla yazılıp yazılmadığı, takipten sonra uygulanması gereken faiz oranının ne olduğu, kredi borcu sebebiyle tesis edilen ipoteğin paraya çevrilmesinden dolayı tahsil edilen miktarın ne olduğu ve dava konusu Bursa 1. İcra Dairesinin 2018/… sayılı dosyanın takip tarihi itibariyle borcun ne kadarını itfa ettiği, 2018/… sayılı takibin başlatıldığı tarihte bankanın yahut alacağı bankadan temlik alan sıfatıyla …’ın ne kadar alacaklı olduğu konusunda rapor alınması istenilmiştir.
Düzenlenen bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli nitelikte olmadığı anlaşılmış olup; Dosyanın daha önce rapor düzenleyen bilirkişiye tevdii edilerek bilirkişiden; hesap kat ihtarının davalıya tebliğ edilip edilmediği, hangi tarihte tebliğ edildiği ve buna göre temerrüt tarihi belirlenmesi gerektiğinden rapor içeriğinden bu hususlara yer verilmediği ve doğrudan temerrüt tarihinin belirtildiği anlaşılmakla anılan bu eksikliğin giderilmesi, ayrıca; rapor düzenlenirken taraflar arasında temlikten sonra uygulanacak faiz oranlarına ilişkin ihtilaf bulunmakla nihai değerlendirme ve hukuksal takdir mahkeme heyetine ait olduğundan; birinci seçenekte; kredi sözleşmesindeki faiz oranları dikkate alınmak suretiyle hesabın kat edildiği tarihe kadar akdi faiz ve BSMV ana paraya kapitalize edilerek hesap kat ihtarı davalı tarafa tebliğ edilmiş ise; hangi tarihte tebliğ edildiği, temerrüt tarihinin ne olduğu, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar kredi sözleşmesine göre belirlenecek temerrüt faizi ve bu faize %5 BSMV uygulanmak suretiyle takip tarihi itibariyle asıl alacak, faiz ve diğer alacak tutarlarının hesaplanmasının, şayet takipten sonra davadan önce yapılan bir tahsilat var ise; (mükerrer kayıtla takip başlatıldığından eldeki takibin ipotekli takip dışında kalan alacak tutarı olup olmadığı, yine takip tarihinden sonra yapılan bir tahsilat var ise; hesaplamada bu da dikkate alınarak) öncelikle faizle masraflardan mahsubu yapılarak takipten sonra yapılan ödemenin bakiye kısmı kalıyor ise; asıl alacaktan mahsubunun yapılması, buna göre davacının alacak tutarının belirlenmesi, ikinci seçenekte; kredi sözleşmesine konu alacağın temlik alındığı tarihten sonra TBK hükümlerine göre; yukarıdaki ilkeler ışığında faiz hesaplaması yapılarak bir rapor hazırlanması istenilmiştir.
Düzenlenen denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi ek raporuna göre; sözleşmedeki faiz oranına göre; temerrüt tarihindeki borcun 610.106,73 TL olduğu, temerrüt faizi ile 4.250.410,21 TL olduğu, BSMV ‘nin 212.520,50 TL olduğu toplam borcun bu haliyle 5.073.037,44 TL olduğu rapor edilmiş, yasal faiz oranına göre; asıl alacağın 603.122,27 TL, akdi faiz tutarının 6.984,46 TL, işlemiş temerrüt faizin 2.373.003,88 TL, yasal faizin 337.591,90 TL toplam borcun bu haliyle 2.230.702,51 TL olduğu rapor edilmiştir.
Yukarıda da açıklandığı üzere ticari işlerde TBK 120. Maddesi uygulanamayacağından bilirkişinin birinci seçenekte hesap yaptığı sözleşmeye göre faiz oranlarına ilişkin hesaplama sonucu dikkate alınmalıdır. Bu hesaplamaya göre davacı takipte daha düşük alacak talep etmiştir. Taleple bağlılık ilkesi uyarınca davacının takip talebindeki talep ettiği alacak miktarları dikkate alınmalıdır.
Davacının alacağı bakımından davadan önce 238.889,45 TL ödeme yapılmıştır. Davadan önce yapılan bu ödemenin öncelikle feri alacaklardan mahsubu gerekir. Zira takip talebindeki feri alacak tutarı ödeme tutarından daha fazladır. Asıl alacaktan mahsup edilecek tutar bulunmamaktadır. Takip talebinde gösterilen 3.955.230,60 TL’den ödenen bu tutar mahsup edildiğinde davacının 3.716.341,15 TL işlemiş faiz alacağı kalmıştır.
Davadan sonra ise 25/10/2021 tarihinde 4.663.304,35 TL ödeme yapılmıştır. Bu ödemenin de icra müdürlüğünde infazda nazara alınması gerekir.
Davalı taraf alacağın belirlenmesine ilişkin araştırma yapıldıktan sonra cevap dilekçesinde tümden ıslah etmiştir ve dava dışı … … ile … … Ltd. Şti. ve Hacı Toraman arasında bir protokol imzalandığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın bu protokol hükümleri dikkate alınarak çözümlenmesi gerektiğini savunmuştur.
01/04/2014 tarihli protokol içeriğine bakıldığında taraflarının dava dışı … … ile … … Ltd. Şti. ve Hacı Toraman olduğu, Osmangazi Tapu Müdürlüğünde kayıtlı 3535 ada 79 parsel, 82 parsel ve 83 parsel numaralı taşınmazlar ile bu taşınmazların teferruatı olan makinelerin mülkiyetinin … … Ltd. Şti. veya Hacı Toraman’a yahut bunların göstereceği bir kişiye geçmesi konusunda anlaşmaya vardıkları anlaşılmaktadır. Anlaşmaya göre; dava dışı banka tarafından Bursa 10. İcra Müdürlüğünün 2010/… sayılı dosyasında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte alacağın … … Ltd. Şti.’ne temliki için … Bankasına ödenen bedelin 1.100.000,00 TL olduğu konusunda tarafların mutabık olduğu, bankaya bu bedelin altında veya üstünde yapılması halinde taraflar arasında belirlenmiş bulunan 1.100.000,00 TL’lik bedel üzerinden tarafların hesap göreceği kararlaştırılmıştır.
Alacağın temlik alınmasından sonra Bursa 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/192 esas sayılı dosyasındaki tedbirin kaldırılması ve akabinde taşınmazın icra dosyasından satışı talep edilecektir. Taşınmazın alacağa mahsuben icrai satışta … … Ltd. Şti. Tarafından alınacağı kararlaştırılmıştır. Protokolün bu hükmü protokol taraflarının doğrudan tapuda satış yapmak suretiyle taşınmazın mülkiyetinin geçirilmesi yerine ne için icra dosyası üzerinden cebri icra satışının yapılmasının kararlaştırıldığı noktasında tarafların niyeti bakımından ciddi şüpheler uyandırmıştır.
Yine Bursa 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/192 esas sayılı dosyası üzerinden SGK tarafından … … aleyhine açılan tasarrufun iptali davasında verilen tedbir kararının kaldırılması için her iki tarafın da tedbir kararını kaldıracağı ve bu hakkı kullanabileceği belirlenmiştir. Tedbirin kaldırılması sağlanamazsa tedbir kararının hacze dönüşmesini sağlamayı … … kabul ve taahhüt edecektir.
SGK tarafından açılan bu dava esasında tarafların protokol doğrultusunda taşınmazın cebri icra yoluyla satışının gerçekleştirilmesinin arkasında yatan neden olduğu, tarafların cebri icra yoluyla satışta ileri sürülebilecek her türlü muvazaa iddiasını bertaraf etmeye çalıştıkları anlaşılmaktadır. Zira … … aleyhine açılan tasarrufun iptali davası niteliği itibariyle mal kaçırılması gerekçesine dayalı açılan bir davadır. Tarafların protokolü yaparken başlangıçtaki niyeti dürüst değildir.
Davalı taraf ıslah dilekçesi ile savunmasını değiştirmiş. Bu protokol doğrultusunda kandırıldığını, taşınmazın devri için icra dosyasından yapılacak temlikin davacı tarafından yapıldığını, dava dışı protokol taraflarının taşınmazı devralmaya yanaşmadığını, protokol hükümleri doğrultusunda davalı kefilden talep edilebilecek tutarın da 1.100.000,00 TL tutarında olabileceğini, yine protokolden sonra taşınmazın ve burada bulunan makine ve tesisin kullanılabilmesi için düşük bedelli kira sözleşmesi yapıldığını, bu yolla dava dışı protokol karşı taraflarının taşınmazı kullandıkları, bu yolla gerek dava dışı … …’ı gerekse davalı kefili zarara uğrattığını savunmuştur.
Aynı zamanda Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/339 esas sayılı dava dosyasında dava dışı protokol tarafları arasında ve eldeki davanın davacısının da davalı olduğu yargılama bulunduğunu, bu davada Bursa 10. İcra Müdürlüğü’nün 2010/1678E. Sayılı dosyasına fazla ödenen 340.000USD”nin tahsili istemi ile dava açıldığını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini savunmuştur.
Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin dava dosyası mahkememiz dosyası arasına UYAP üzerinden celp edilmiştir.
Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesindeki bu davada davalı taraf protokol taraflarının ve dosyamız davacısının fabrikanın değerini düşürtecek şekilde hurdaya çevirerek, sonunda da alacağa mahsuben taşınmazları satın alma amacıyla, tarafta muvazaa yaparak 12.06.2014 tarihli temlik sözleşmesini dolaylı temsil yetkisini içeren inançlı vekalet sözleşmesi hukuksal ilişkisine dayalı olarak protokol karşı tarafı hesabına, ancak kendi adına hareket eden, davalı şirketin sahibinin kayın pederi …’a aldırttıklarını ileri sürmüşlerdir.
Davalı tarafın da bildirdiği üzere protokol hayata geçmemiş taşınmazın protokolün diğer tarafına devri olmamıştır. Davalı bu noktada gerek protokol ile gerekse bu protokole bağlı yapılan kira sözleşmesi ile kandırıldığını ileri sürmüşse de; kandırıldığına ilişkin zararın yargılaması eldeki davanın konusu değildir. Protokolün hükümlerini doğurmadığı, taraflarca protokole ilişkin edimlerin yerine getirilmediği sabittir.
Protokole konu taşınmazların ve bu taşınmazlarda bulunan makine ve tesislerin protokol hükümleri doğrultusunda devri gerçekleşmiş olsa idi protokol tarafları sözleşmedeki belirlenen bu 1.100.000,00 TL ile sınırlı olarak sorumlu olacaklardı. Bu durumda dosyamız davacısının da inançlı vekalet sözleşmesi ile hareket ettiği savunması denetlenmesi düşünülecektir. Davalı tarafından ipoteğe konu taşınmaz paraya çevrilmiş ipotekli takip borcu kapatılmış taşınmazın devri ve protokol hükümleri gerçekleşmemiştir. Bu yüzden davacının savcılıkta verdiği ifadenin eldeki dava sonucuna etkisi yoktur.
Taşınmazın devri gerçekleşmediği, taşınmazın 3. Kişiye satıldığı ve protokol hükümlerine göre belirlenen 1.100.000,00 TL sınır taraflar arasında hüküm ifade etmeyeceğine göre bu hususun protokolün tarafı olmayan davacıya etkisi olmayacaktır. Davacının Cumhuriyet Savcılığına vermiş olduğu ifadesinin de bu nedenle sonuca bir etkisi yoktur. Zira protokol hükümlerini yitirmiştir. Taraflar protokole bağlı olarak hareket etmemiştir.
Davalı taraf protokol hükümleri ve protokole bağlı kira sözleşmesinde protokolün karşı tarafı tarafından kandırıldığını ve zarara uğratıldığını ileri sürmüşse de; bu davamızın konusunu ilgilendirmemektedir. Kaldı ki yukarıda da açıklandığı üzere protokolün yapılış gayesinin özünde SGK tarafından açılan Bursa 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/192 esas sayılı dosyasının da bulunduğu ve dava dışı … … ve protokol taraflarının protokol yapmadaki gayeleri de dikkate alındığında dava dışı … …’ın basiretli bir şekilde ticari işletme işletmesi gerekirken bu basirete uygun davranmayıp kandırıldığını ileri sürmesinin eldeki davaya etkisi yoktur. Bu nedenle Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin bu davasının eldeki dava yönünden bekletici mesele yapılmasına gerek yoktur.
Davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜ İLE;
1- Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2018/… sayılı dosyasında davalı borçlunun ödeme emrine itirazının İPTALİNE,
2-Takibin 586.358,67 TL asıl alacak, 3.716.341,15 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.302.699,82 TL üzerinden takip talebindeki kayıtlarla birlikte DEVAMINA,
3-Davadan sonra 25/10/2021 tarihinde yapılan 4.663.304,35 TL ödemenin icra müdürlüğünce infazda nazara alınmasına,
4-586.358,67 TL’nin %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Harçlar yasası gereğince alınması gerekli 293.917,42 TL harçtan başlangıçta alınan 50.771,41 TL peşin harç 22.707,95 TL icra veznesine giren paranın mahsubu ile bakiye 220.438,06‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafça yapılan 50.771,41 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 987,9‬0 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 51.603,71‬ TL giderin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisine vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre hesap ve takdir edilen 274.054,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Dava şartı arabuluculuk kapsamında ödenen 1.320,00 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır