Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/513 E. 2022/680 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

….. TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/513 Esas
KARAR NO : 2022/680

HAKİM :…..
KATİP : …..

DAVACI : …..
VEKİLİ : Av……
DAVALI : …..

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2019
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ;Davacı … Metal İnşaat Sanayı ve İicaret Anonim Şirketi ( ….. olarak amılaCcaklır), davalı … Lojistik İthalat ve İhracat Limited Şirketi (“… Lojistik” olarak anılacaktır) ile farklı zamanlarda internet ortamında yaptıkları yazışmalarla müvekkil şirket tarafından taşınması konusunda iki ayrı taşıma anlaşması yaptığını, her iki laşıma işinin bedelinin de davalıya ödendiğini, davalının laşıma işinin birini hiç yapmadığını, diğerini ise yarım bıraklığını, her iki taşıma işinin de ayrıca bedeli ödenerek başka şirketlere yaptırıldığını; birinci taşıma işinde malların davacının Bursa’da bulunan adresinden 11.,10.2018 almarak Fransa’da bulunan üç Tarklı alıcıya teslim edilmesi konusunda anlaşıldığını, söz konusu malların 12.10.2018 tarihinde davacının adresinden alındığını, ancak davalıdan kaynaklanan nedenlerle malların bulunduğu konteynerin İtalya’daki limandan çıkışına liman yetkilileri tarafından izin verilmediğini, malların davalı tarafından limanda bırakıldığını, bunun üzerine davacı tarafından başka bir taşıma şirketi olan … Lojisik A.Ş. ile 4.975 Euro bedelle taşıma anlaşması )’yapılıp söz konusu malların davalı tarafından bırakıldığı yerden alınıp gitmesi gereken yere taşınmasının sağlandığını; davalı ile arasındaki laşıma anlaşması doğrultusunda taşıma bedelinin tamamı olan 5000 Euro karşılığını 34.997,00 TL’yi 12.12.2018 tarihli çek ile almış olan davalının işi tamamlamamış olmakla mevzual gereği laşıma işini hiç yapmamış sayılacağından bu iş için aldığı bedelin tamamını iade yükümlüğü altında olduğunu, diğer yandan davalı tarafça gerekliği şekilde yapılmayan taşıma işini yaptırmak için … Lojistik A.Ş. ile yapılan anlaşma gereği aynı iş için 4975 Euro ödemek zorunda kalmış, bu nedenle malın teslimindeki gecikme ve diğer maddi-manevi kayıplar dışında 4975 Euro maddi zarara uğradığını; ikinci taşıma işinde tarafların yine internet ortamında yaplıkları yazışmalarla davacıya ait malların davalı tarafından 19 Ekim 2018 Cuma ve 22 Ekim 2018 Pazartesi günleri gönderilecek iki araç ile davacının Bursa’daki adresinden alınarak Slovenya’da bulunan Revoz şirketine gönderileceği konusunda anlaştığını, anlaşma kapsamında davalının 17.10.2018 tarihli 6300 Euro bedelli proforma faturayı düzenleyerek davacıya gönderdiğini, faturada belirtilen 6300 Euro’nun Türk Lirası karşılığı olan 42.145 TL, 27.12.2018 tarihli … no’lu keşidecisi davacı, lehdarı davalı olan T. İş Bankası’na yönelik çek’in 18.10.2018 tarihinde davalıya teslim edildiğini, davalının anlaşmada belirlenen tarihlerde araç göndermediğini, davalı ile yapılan yazışmalarda 24.10.2018 ve 25.10.2018 tarihlerinde araç gönderileceğinin belirtildiğini ancak bu tarihlerde de araç gönderilmediğini, yapılan görüşmeler sonucu daha önce gönderileceği belirtilen araçların 29.10.2018 tarihinde gönderileceği kesin bir şekilde 3 defa taahhüt edilmiş olmasına rağmen yine gönderilmediğini sonuç olarak davalının çek ile bedelini aldığı ikin taşıma işini de yapmadığı, davalı tarafça yapılmayacağı anlaşılan taşıma işinin başka şirkete yaplırıldığı. davalıya 19.12.2018 tarihinde gönderilen ihtarname ile çekin iade edilmesinin istendiğini, davalının bedelsiz kalan çeki iade etmediği gibi söz konusu çek bankaya ibraz edilerek bedelinin tahsil edildiğini, davalının davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiğini iddia ederek birinci taşıma sözleşmesinin gereğini yerine getirmeyerek taşıma işini yapmamış sayılan ve bu nedenle müvekkil aleyhine sebepsiz zenginleşen davalının bu iş için almış olduğu 34.997,00 TL taşıma bedelinin tahsiline, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise davalı tarafın taşıma işini gerektiği gibi yapmamış olması ve bu iş için başka bir şirkete yapılan ödeme nedeni ile ortaya çıkan 4975 Euro zararın şimdilik 34.997,00 TL/’lik kısmının tahsiline, ikinci taşıma sözleşmesi açısından ise 42.145,00 TL taşıma bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ;Davalı, davayı görmeye HMK m. 6 uyarınca İstanbul Anadolu Aslıye Ticaret Mahkemesi nin yetkili olduğunu; davalı ile davacı arasında taşıma ilişkisi olduğunun ihtilafsız olduğunu, taşıma sözleşmesi gereğince davacının yükünü taşıma işini üstlendiğini, kendisine teslim edilen malın İtalya’ya kadar taşındığını ve İtalya’daki geçiş izni problemi ile sonlandırıldığını, talep edilen navlun bedeli ile giderleri gereğince davacı tarafından ödenen miktar yönünden davacıya herhangi bir miktar borcu bulunmadığını, davacının, dava dışı şirket ile yaptığı anlaşmadaki navlun bedelini talep etmesinin haksız ve afaki olduğunu, zira davacının talebinde sanki davalı tarafından hiç taşıma işi gerçekleştirilmemiş ve masraf yapılmamış gibi talepte bulunduğunu, davacının bu talepleri ile kendisinin sebepsiz zenginleşmeye yol açtığını, davacının lalepte bulunürken taşımanın İtalya’ya/Slovenya’ya kadar olan kısmına yönelik navlun bedelini düşmesi ve varsa bakiye kısım için lalepte bulunması gerekirken fatura düzenlemesinin haksız olduğunu, davacının dava dışı şirkete ödediği navlun bedelini talep etmesinin de mümkün olmadığını, dava dışı şirkete ödenen navlun bedeline ilişkin olarak da evrak sunulmadığımı, ikinci taşımaya ilişkin olarak taşıma işi için üzerine düşen lüm edimi eksiksiz yerine getirdiğini, yükün davacı tarafından zamanında yüklenmediğini, davalıya sadece 34.997,00TL ödeme yapıldığını ve bunun tüm taşımalara karşılık olarak alındığını, tarafların BA-BS formaları ile ticari defter incelemesinde ve dinlenecek tanık beyanları ile bu miktarın ödendiğinin görüleceğini, davacının ilk taşıma işinde yaşandığı iddia edilen somut olaya rağmen 2. Taşıma işini yeniden davalıya vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, bu taşımaların aynı zamanda kararlaştırıldığını ve iki taşıma işi için toplam miktar olarak talep edildiğini; davacı tarafından temerrüde düşürülmediği için faizin ancak dava tarihinden itibaren işletilebileceğini, ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
İncelenen dosya kapsamına göre
Dava, hukuki niteliği itibariyle; 11/10/2018 ve 22/10/2018 tarihin davalı firmaya teslim edilen kargonun Davalı şirket tarafından taşıma işinin tam ve gereği gibi yapılmaması nedeniyle zarar bedelinin tazmini talebine ilişkindir.
Davalılar yetkiye yönelik ilk itirazında bulunmuş ise de bu itirazları yerinde görülmemiştir şöyle ki; Taraflar arasındaki sözleşme taşıma sözleşmesine ilişkin olup TTK 890.maddesi gereği taşınacak malların teslim edildiği, davacının ikametgahı yer mahkemesi de yetkili olduğundan davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davaya konu uyuşmazlık taraflar arasında taşıma sözleşmesi olduğu, bu sözleşme uyarınca karayolları taşıması ile iki seferde yurtdışı müşteri ile davacıya ait malların taşınmasının kararlaştırıldığı, 12/12/2018 tarihinde davacıdan alınıp, bir grup malın davalı şirketten kaynaklanan sebeplerle malların bulunduğu konteynerin İtalya’daki liman dışına liman yetkililerince izin verilmediği için malların davalı tarafça limanda bırakıldığını, bunun üzerine başka bir firma olan … Lojistik ile anlaşılarak 4.975 Euro bedelle malların bırakıldığı yerden alınarak muhatabına tesliminin sağlandığı, ikinci taşıma işinde de taşıma bedelinin ödendiği halde davacı tarafça taşıma işinin gerçekleştirilmediğini bu sebeple her iki taşıma işinde davacının zararının 77.142,00 TL olduğunu, bu nedenle bu miktar alacağın davalıdan tahsiline ilişkindir.
Davalı taraf ise davanın yetkili mahkemede açılmadığını, tarafların taşıma ilişkisinin bulunduğunu ancak birinci grup malın İtalya’daki geçiş izni problemi nedeniyle sonlandırıldığını, taşımanın Fransa’ya yapılması gerektiği konusunda ihtilaf bulunmadığını, bu sebeple bu taşımada herhangi bir borçlarının bulunmadığını davacı tarafça toplamda 34.997,00 TL tutarında bir ödeme yapıldığını, faiz başlangıcının da hatalı olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmişlerdir.
Dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğ edilmiş, dilekçeler teatisi tamamlanarak ön inceleme aşamasına geçilmiştir. 12/11/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın çözümü amacıyla Davalı ve davacı defter kayıtları SMMM bilirkişisi ve Uluslararası Karayolları taşıması ve CMR’ de Uzman bilirkişiye tevdii edilerek davalı kayıtlarında taraflar arasındaki taşıma sözleşmesine ilişkin bir kayıt bulunup bulunmadığı, taşımanın kaç seferde gerçekleştirildiği veya gerçekleştirileceği bunun karşılığı olarak davacı taraça davalıya ne miktarda ödeme yapıldığı belirlenerek davalının taşıma işinde eksik ifasının bulunup bulunmadığı, Fransa’ya teslimi gerçekleştirilmediği anlaşılan birinci grup malın teslimatının yapılması davalının kusurunun bulunup bulunmadığ,ı davacının dava dışı … Lojistik aracılığıyla taşımanın tamamlanmasına ilişkin zararının 4.975 EURO ile uyumlu olup olmadığı, yine taşımanın yapılmadığı ileri sürülen ikinci grup taşımaya ilişkin olarak davacının zararının ne miktarda olduğu konusunda rapor tanzim edilmesinin istenilmesine uygun bulunmuştur.
Kural olarak ispat külfeti alacaklı olduğunu iddia eden davacı taraf üzerindedir. O halde davacının alacağa konu mal ve hizmeti davalının teslim etmediğini ve ispatlaması gerekir.
Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde buluilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir.
Her iki tarafın defter incelemesi deliline dayandıkları nazara alınarak taraf defterleri üzerinde inceleme yapılmış, davacı taraf defterlerini inceleme gününde hazır etmiş, Davalı tarafa , davalı ticari kayıt ve defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi amacıyla davalı şirketin bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazılmış, inceleme gününde talimat mahkemesine sunması istenmiş, defter sunmamanın aleyhine sonuç doğuracağı konusunda da uyarılmış, Mahkememizce davalıya defter incelemesi için yazılan talimata ve çıkarılan tebligata rağmen defter ve belgelerin davalı tarafça sunulmamasının sonuçları da bu kapsamda değerlendirilmiştir.

Davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı defterlerini yapılan ihtara rağmen ibraz etmemiştir. Davacı defter ve belgeleri usulüne uygun tutulmuş olup delil olma niteliğindedir. Davacı taraf defter incelemesi 26/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacıya ait 2018 yılı defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda davalının tarafa ait tutarı 34.997,00 TL olan bir adel alış faturası kaydının olduğu, davalı tarafa 11.10.2018 tarihinde 34.997,00 TL tmtarlı ve 18.10.2018 tarihinde 42.145 TL tutarlı iki adet çek ödemesi kaydının olduğu, davalı tarala ödeme olarak verilen çeklerin vade tarihlerinde davacı firmanın banka hesaplarından ödeme kayıtlarının olduğu, bu tespitler dikkate alındığında davalı tarafın 34.997,00 TL tutarlı fatura düzenlediği ve davacının bu tatarda çek ile bu ödemeyi gerçekleştirdiği kanaatine varıldığı, davacının davalıya 42.145,00 TL çek ödemesi yaptığı ve davalı tarafa ait bu tahsilatı ile ilgili herhangi bir teslimi ispatlayıcı evrakın davacı kayıtlarında bulunmadığı ve davacı tarafın fazla gecikmeden dolayı alacaklı olduğu kanaaline varıldığı, davacı tarafın 2018 yılına ail defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda dava dışı … Lojistik A.Ş.’ye 4975 Euro karşılığı 29.989,30 TL bakiye borcunun 2018 yılından 2019 yılına devir ettiğinin anlaşıldığının tespit cttiği bildirilmiştir.

Akabinde, taraf vekillerinin talep ve beyanları karşısında ve dosya kapsamına göre TTK Hükümlerine göre değerlendirilme yapılması bakımından taraflar arasında imza edilmiş taşıma sözleşmesi, düzenlenmiş fatura ve irsaliyeler üzerinde inceleme yapılması için dosya İstanbul Deniz İhtisas mahkemesine talimat yazılmış, talimat mahkemesi marifeti ile alınan uluslar arası taşımacılığında uzman bilirkişi tevdii edilerek rapor alınmış 09/11/2021 tarihli bilirkişi raporuna raporda özetle;
davacı ile davalı arasında davacıya ait bir takım malların Bursa’dan Fransa’ya bir takım nalların ise Bursa’dan Slovenya’ya taşınması konusunda taşıma sözleşmeleri akdedildiği, bu taşımalara ilişkin olarak 5000 Euro ve 6300 Euro bedelli faturaların davalı tarafından düzenlenerek davacıya gönderildiği, davacının bu faturalarda yer alan tutarların TI karşılığı tutarlarında iki adet çek düzenleyerek davalıya verdiği, söz konusu çeklerin tahsilinin gerçekleştiği; buna karşılık Bursa’dan Fransa’ya yapılacak ilk taşıma işinin sadece İtalya’ya kadar olan kısmının ifa edildiği, taşıyıcının taşıma engelinin kendi riziko alanından kaynaklanmadığına dair bir delil sunmadığı, burada ortaya çıkan taşıma engelinin taşıyıcının riziko alanından kaynaklandığı, nitekim taşımanın kalan kısmının daha sonra başka bir taşıma şirketi larafından gerçekleştirildiği, sonradan taşımayı lamamlayan nakliye şirketine 4975 Euro borç altına girildiğinin davacının ticari delterlerinden de görülmesi nedeniyle davacının davalının gerçekleştirdiği taşıma bakımından sadece 25 Euro menlaat elde ettiği, bu tutar dışında kendisi tarafından ödenen 34.497,00 TL’nin iadesinin gerekliği; ikinci laşıma işi bakımından taşımanın hiç gerçekleşmediği, davacının taşıma sözleşmesini feshettiği, feshin nedeninin taşıyıcının zamanında taahhüt ettiği tarihlerde tırları göndermemesinden kaynaklandığı için taşıyıcının riziko alanından kaynaklandığı, bu nedenle davalının tahsil ettiği 42.145,00 TL’lik tutarı iade etmesi gerekliği yönünde rapor tanzim edilmiştir.
Davaya konu somut olaydaki uyuşmazlıkta, taraflar arasında taşıma sözleşmesi akdedildiği ve bu sözleşme kapsamında davacıya ait bazı yüklerin Fransa’ya ve bazı yüklerin de Slovenya’ya taşınmasının kararlaştırıldığı hususunda bir uyuşmazlık yoktur. Davalı tarafından düzenlenen 11.10.2018 tarihli Bursa-Fransa taşımasına ilişkin 5000 Euro bedelli fatura ile 17.10.2018 tarihli Bursa Slovenya taşımasına ilişkin 6300 Euro bedelli faturalar da iki ayrı taşıma işinin davalı tarafından üstlenildiğini göstermektedir.
Bu taşımalara ilişkin olarak davacı tarafından düzenlenerek davalıya verilen çekler konusunda, Türkiye İş Bankasından gelen yazıda 12.12.2018 tarihli 34.497,00 TL’lik … no’lu çek ile 27.12.2018 tarihli 42.145,00 TL’lik ….. no’lu çekin ….. Faktöring A.Ş. tarafından ibraz edildiği, … no’lu çekin 12.12.2018 tarihinde ….. A.Ş. takasında, … na’lu çekin ise 27.12.2012 tarihinde Akbank T.A.Ş. Plaza Kurumsal Şubesi takasında … Faktöring A.Ş firmasına ödendiği belirtilmiştir. Bu açıdan 26.11.2019 tarihli bilirkişi raporu ile de uyum içinde olmak üzere davacı tarafından davalıya iki ayrı ödeme yaptığı ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle davalının iki taşıma işi için sadecc 34.997,00 TL ödeme aldığına yönelik savunması bilirkişi raporlarına göre mümkün görünmemektedir.
Bilirkişi raporunda davaya konu birinci taşıma işine yönelik olarak ; Fransa’ya kadar yapılacak birinci taşıma işi bakımından davalının temel iddiası, malın İtalya’ya kadar taşındığı ve İtalya’daki geçiş izni problemi ile taşımanın sonlandırıldığıdır. Davalı ayrıca, davacının talepte bulunurken taşımanın İtalya’ya kadar olan kısmına yönelik navlun bedelini düşmesi ve varsa bakiye kısım için talepte bulunması gerektiğini ileri sürmektedir. davalı, taşımanın geçiş izni problemi nedeniyle sonlandırıldığını ileri sürse de bu problemin nedenine ilişkin bir açıklama yapmamış ve taşıma engelinin kendi riziko alanından kaynaklanmadığına dair bir delili dosyaya sunmamıştır. TVK m. 870/2 hükmü uyarınca , “Bir taşıma veya teslim engelinden dolayı, taşıma, süresinden önce sona erdirilirse, taşıyıcı, daşımanın tamamlanan kısmıyla orantılı olarak taşıma ücretine hak kazanır. Engel, taşıyıcının riziko alanına giren bir sebepten kaynaklanmışsa, taşıyıcı ancak gönderenin menfauııne olduğu ölçüde taşımanın tamamlanmış bulunan kısmı hakkında istemde bulunabilir.” ilgili madde metninden de anlaşılacağı üzere taşımanın, bir taşıma engeli nedeniyle süresinden önce sona erdiği hallerde, taşıyıcının, taşımanın tamamlanan kısmıyla orantılı olarak taşıma ücretine hak kazanabilmesi için ya engelin kendi riziko alanına giren bir sebepten kaynaklanmamış olması ya da kendi riziko alanına giren bir sebepten kaynaklansa bile gönderenin menfaati varsa ve menfaatinin olduğu ölçüde taşıma ücretine hak kazanabilecektir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından taşıma engelinin taşıyıcının riziko alanından kaynaklanmadığını gösteren bir kayıt ve belge sunulmamıştır. Taşımanın daha sonra davacının anlaştığı başka bir firma tarafından tamamlanmış olması da söz konusu engelin davacı gönderenin değil, davalı taşıyıcının riziko alanından kaynaklandığına işaret etmektedir. Dolayısıyla davalının taşımanın ifa edildiği kısma ilişkin taşıma ücretine hak kazanabilmesi için davacının bu taşımadan menfaat elde etmiş olması icap etmektedir. Dosyaya sunulan belgelerden anlaşıldığı üzere davacı, Bursa’dan Paris’e yaklaşık 2893 km uzunluktaki yol için 5000 Euro navlun ücreti ödemeyi kabul etmiştir; malların İtalya’ya gelmesiyle birlikte taşımanın yarısının tamamlandığı kabul edilirse, İtalya’dan Paris’e yapılacak yaklaşık 1465 km uzunluktaki yolculuk için diğer bir laşıma şirketine 4975 Euro borç altına girmiştir. Görüldüğü üzere davacı, davalı tarafından yapılan taşıma dolayısıyla sadece 25 Euro menfaat elde ettiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda davaya konu ikinci taşıma işine yönelik olarak;Bursa’dan Slovenya’ya gerçekleştirilecek ikinci taşıma işi bakımından, davalı taşıma sözleşmesinin varlığını itiraz etmemekte, ancak yükün davacı tarafından zamanında yüklenmediği – için gerçekleştirilmediğini ve tüm taşımalara karşılık alınan 34.997 TL dışında ayrıca bir ödeme almadığını öne sürülmektedir. . Öncelikle yukarıda anılan mali bilirkişi raporu ve Türkiye İş Bankası’nın yazısından da anlaşıldığı üzere davacı tarafından davalıya verilen 42.145 TL tutarındaki çekin tahsili gerçekleşmiştir. Bu tutar davalı tarafından düzenlenerek davacıya verilen 6300 Euro’luk faturanın Türk Lirası karşılığını oluşturmaktadır.
Somut olayda taraflar arasındaki dosyada mübrez yazışmalardan anlaşıldığı üzere davacı, 30 Ekim 2018 tarihinde gönderdiği e-posla yazısı ile taşıma sözleşmesini feshetmiştir. Bu yazıda şu ifadelere yer verilmiştir: Sizlere 17 Ekim 2018 tarihinde, Slovenya yapacağımız ihracatımız için 19 Ekim Cumu ve 22 Ekim Pazartesi günü bizde olacak şekilde 2 adet tır siparişinde bulunmuştuk. 27.12.2018 tarih ve 42.145 TL’lik İş Bankası çeki ile de 18.10.2018 günü ödemesini yaptık. Öngörülen tarihlerde araçlar gelmemiştir. Firma yetkiliniz Muhammet Ekşioğlu ile 26.10.2018 tarihinde yaptığımız görüşmede araçların 29.10.2018 günü bizde olacağını ve bunu garanti ettiğini söyledi. Buna istinaden gümrük işlemlerini başlattık. Gidecek malzemelerimiz hazır ve gümrüğü açılmış bekler vaziyette olmasına rağmen belirtilen tarihte araçlar gene gelmemiştir. Gelinen noktada taahhütlerinizi yerine getirememiş olmanızdan dolayı siparişimizin iptal edilerek yapmış olduğumuz çek ödemesinin larafımıza iadesini rica ederim.” denilmektedir.
TTK m. 865 hükmünde ifade edildiği üzere “Gönderen sözleşmeyi feshederse, taşıyıcı; a) Kararlaştırılan taşıma ücreti ile bekleme ücretinden ve tazmini gereken giderlerden. sözleşmenin feshi sonucunda tasarruf ettiği giderlerin veya başka bir şekilde elde ettiği veya kötüniyetli olarak elde etmeyi ihmal ettiği menfaatlerin indirilmesiyle kalan tutarı veya b) kararlaştırılan taşıma ücretinin üçte birini isteyebilir. Taşıma sözleşmesinin feshi, taşıyıcının riziko alanına giren bir sebepten kaynaklanmışsa, bu fıkranın (b) bendi uyarınca bir istem ileri sürülemeyeceği gibi, sözleşmenin ifasında gönderenin menfaati yoksa taşıyıcının bu fıkranın (a) bendinden doğan istem hakkı da düşer.” denilmektedir. İlgili madde metninden analaşılacağı üzere taşıma sözleşmesinin gönderilen tarafından feshedilmesi halinde taşıyan hiçbir şekilde tam taşıma ücretine hak kazanmamakta; ya taşıma ücretinin üçte birine ya da taşıma ücretinden sözleşmenin feshi sonucunda tasarruf ettiği giderlerin veya başka bir şekilde elde ettiği veya kötü niyetli olarak elde etmeyi ihmal ettiği menfaatlerin indirilmesiyle kalan tutara hak kazanabilmektedir. Ancak taşıyanın bu tutarlara hak kazanabilmesi feshin taşıyıcının riziko alanına girmeyen bir sebepten kaynaklanmasına bağlıdır. Davalı taşıma işi için üzerine düşen tüm edimi eksiksiz yerine getirdiğini, yükün davacı tarafından zamanında yüklenmediğini ileri sürse de bu iddiasını ispatlayan bir belge dosyaya sunmamıştır. Davacı tarafından dosyaya sunulan yazışmalar da feshin taşıyıcının. Riziko alanından kaynaklandığına işaret etmektedir. Bu nedenle taşıyıcının, ikinci taşıma sözleşmesinin feshi nedeniyle tahsil etmiş olduğu çek bedelini iade ctmesi gerektiğine yönelik kanaat oluşmuştur.

Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş. Taraflar süresi içinde rapora karşı beyanda bulunmuşlardır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş, aldırılan bu rapor davalının iddiasını doğrular mahiyettedir ve hüküm kurmaya elverişlidir. Dava yeterince ispat edilmiştir. Bu nedenlerle davanın kabulüne karar vererek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile
2-A-Birinci taşıma işi yönünden davanın kabulü ile 34.497,00 TL’nin ödeme tarihi olan 12/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-B-İkinci taşıma işi yönünden davanın kabulü ile 42.145,00 TL’nin ihtarname tarihi olan 24/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 5.269,57 -TL harçtan başlangıçta alınan 1.317,40-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.952,17‬ -TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

5-Davacı tarafça yapılan 1.317,40-TL peşin harç ve 50,80-TL başvurma harcı+vekalet harcı , 2.829,00-TL yargılama gideri toplam 4.197,20 ‬‬-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 10.828,46 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

8-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair Davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2022

Katip …..
E-imzalıdır

Hakim …..
E-imzalıdır