Emsal Mahkeme Kararı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/488 E. 2021/478 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/488 Esas
KARAR NO : 2021/478

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :…..
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :…..
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2019
KARAR TARİHİ : 29/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; taraflar arasında mısır satışına ilişkin sözleşme bulunduğunu, davacı tarafın sözleşmeye uygun davranarak 300 ton mısır bedeli olan 290.880 TL yi ödediğini, anlaşmaya göre parça parça teslim edilmesi gereken mısırın 158.700 kg lık kısmının teslim edildiğini, bakiye 141.300 kg lık kısmın teslim edilmediğini, taraflar arasında başka bir mısır alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme tarihinde birim fiyatı 0,96 TL olan mısır fiyatının dava tarihinde 1,0750 TL ye yükseldiğini, bu sebeple teslim edilmeyen mısır bedelinin 151.897,50 TL olacağını bu alacağın tahsili için Bursa 20. İcra Dairesinin 2019/… sayılı dosyasıyla takip yaptıklarını davalı tarafın takibe haksız biçimde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği delil bildirmediği görüldü.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava, ilamsız takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir. Mahkememizce de davalıya çıkarılan tebligata rağmen defter ve belgelerin davalı tarafça sunulmamasının sonuçları bu kapsamda değerlendirilmiştir. Zira mahkememizce talimatla; davacı tarafın defterlerinin incelendiği raporun davalı tarafa tebliği ile davacı kayıtlarına itirazı bulunup bulunmadığı ve kendi kayıtları arasında çelişki var ise defterlerini sunmaya hazır olup olmadığı konusunda ihtarda bulunulmasına, kendi kayıtları ile arasında çelişki bulunduğu iddiasında ise tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde buna ilişkin beyan ve delillerini sunması ya da ticari defter ve dayanağı kayıtlarını TTK 80-83 ve HMK 222. Maddesi uyarınca sunması ve anılan konular ile ilgili olarak beyanlarına başvurulacağından ve isticvabına karar verildiğinden bir daha ki celsede hazır olması aksi halde davacı kayıtlarının esas alınacağı ve defter ibrazından kaçınılmış sayılacakları hususunun ihtarına dair davalının isticvabına karar verilmiş ve davalı bu isticvaba cevap vermemiş, defterlerini ibraz etmemiş ve belirlenen talimat duruşmasına da iştirak etmemiştir.
Davacı defterlerini ibraz ettiği halde yazılan talimat gereği davalı defterlerini yapılan ihtara rağmen ibraz etmemiştir. Davacı defter ve belgeleri usulüne uygun tutulmuş olup delil olma niteliğindedir. 29.09.2020 tarihli bilirkişi raporunda; sonuç olarak davacı defterlerinde davalının davacıya 151.897,50 TL borcu göründüğü ifade edilmiştir.
Davacı ile davalı arasında mal alımı için 2 sözleşme yapılmıştır. Biri 500 ton diğeri 300 ton olmak üzere toplam 800 ton mısır alımı yapılmış ve kesilen iki faturanın bedeli de peşin olarak ödenmiştir. Aslında dava özü itibariyle bir istirdat davasıdır. Davacı kendisine teslim edilmeyen ürünlere ilişkin ödediği bedelin iadesini istemektedir. Ayrıca mısırlar teslim edilmediği için sözleşme ile belirlenen ücretten daha fazla (takip tarihi itibariyle) miktarla bu mısırları başka yerden temin etmesi gerektiğinden bu konudaki zararını da ekleyerek talepte bulunmuştur. Davacı teslim almadığını beyan ettiği mısır için bir iade faturası kesmemiş, fatura kesme yolunu tercih etmeyerek davalıyı kayıtlarında borçlandırarak takip yapmıştır. Kendi defterleri de tasdikli olup davacı iddialarını doğrulamaktadır. Davacı vekilince dava dilekçesi ekinde sunulan belge uyarınca takip tarihi itibariyle mısır borsa fiyatları da dikkate alınarak takipte davacının haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı artık malın tamamını davacıya teslim ettiğini ispatlamak zorundadır.
Davacı tarafın takip öncesi işlemiş faiz talebi bulunmamaktadır ve davasını da takipteki asıl alacak üzerinden harçlandırmıştır.
Alacak likit olduğundan ayrıca icra inkar tazminatına da hükmedilmelidir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın KABULÜ ile Bursa 20.İcra Dairesinin 2019/… sayılı takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE,
2-Takibin 151.897,50 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlarla birlikte DEVAMINA,
3-İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 10.376,12 TL harçtan başlangıçta alınan 2.594,03 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 7.782,09 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 2.638,43TL harç, 1.285,40 TL yargılama gideri toplam 3.923,83 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 18.380,26TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/04/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza